Masonlugun amaclarindan bir tanesi, "Insanlik ulku mabedi" ninin insa edilmesidir. Su an etrafimiza baktigimizda, en cok olmasini istedigimiz bir olgudur. Dunyada o kadar cok nefret var ki sanki insanlar gercekten (farkinda olmadan) Kronos olmuslar, hani (kendi) cocuklarini yiyen alegorik bir figur var ya... Bu ulku icin calismak kutsaldir.
Ancak bazi ulkelerin mason kuruluslarinin bazi insan topluluklarini disladigini goruyoruz, ozellikle Isvec, Danimarka, Norvec ve Finlandiya' nin masonluk anlayisi gibi ( buna Ingiltere AASR' uyeligi de eklenebilir). Oraya uye olabilmek icin Hristiyan olmak gerekiyor. Eskiden bir kiliseye uye olmak sarti da vardi ama o sarti kaldirmislar. Bu, Hristiyan olmayan vatandaslarini dislamak anlamina gelir ve bu, benim bildigim evrensel masonluk anlayisina aykiridir ( hemen fikrimizde soyle bir dusunce de yuzeye cikabilir; zaten disliyor da disliyor; bir ulu mimara inanmayanlar gibi, kadinlar gibi vs vs). Eger bir vatandas Hristiyanligi ogtrenmek istiyorsa, mason kurulusuna gitmez, kendi yakinindaki kiliseye gider ve orijinal yerinde isin ehli kisilerden ogrenir, ne ogrenmek istiyorsa. Orijinal olmayan bir yerde niye bu din uzerine derinlessin ki...
Bir de bazi Avrupa ulkelerinde, belki de hepsinde, bazi rituellerde Incil veya Tevrat' taki hikayelere atifta bulunulur. Madem ki giriste dini, ornegin Islam, ise kendi kutsal kitabinin uzerinde yemin etme/soz verme imkani (gururlu bir sekilde) sunulur; eger burada bir samimiyet varsa, o zaman rituellerdeki dini unsurlarin evrensel semboller ve alegorilerle degistirilmesi gerekmiyor mu? bunun uzerinde artik ciddi bir sekilde dusunulmesi gerekir, artik kulaklarimizin soylediklerimizi iyi bir sekilde duyup kavramasi gerektigine inaniyorum.
En cok duyulan arguman; ozellile sol tarafinda metalleri bol tasimaktan hoslananlar tarafindan dile getirilen; masonluk ozunde hristiyan/Yahudi geleneginde sekillenmistir; olabilir ama dunya eski dunya degildir artik, her ulke artik kosmopolit bir yer olmustur.