Bazı sözcük ya da terimler var Masonlukta kullanılan, bunların Masonluğun dışında da kullanıldığını görüyoruz; kimisi eş anlamda kimisi farklı anlamda.
Öyle bazı sözcük ya da terimler var ki, Masonluktan başka yerde görmemiz olanaksız. Tümüyle Masonluğa özgü kavramlar bunlar.
İşte böyle terim ya da kavramlardan biri de “Ahiman Rezon”.
Bunun ne olduğunu belirtmek kolay: 18. yüzyıl ortasında İngiltere’de Masonluk ikiye bölündüğünde, büyük localardan eski geleneklere bağlı kalmayı öngörenlerin benimsemiş olduğu anayasanın adı.
Daha doğrusu, o anayasayı içeren kitapçığın kapağı üzerindeaki bir domlu yazı arasında iri harflerle, uzaktan bile görünebilir büyüklükte yazılı olduğu için, “anayasanın adı” diye benimsenmiş. Sonradan özellikle ABD’ndeki büyük localardan birçoğu da benmisediği arnayasaya “Ahiman Rezon” demiş.
Biliyoruz ki ABD’ndeki Masonluk, Dünya Masonluğuna oranla pek önemli. Tıpkı dünya genelinde ABD’nin önemi gibi. Öyle olunca, neredeyse Ahiman Rezon = Anayasa hatta Anayasa = Ahiman Rezon olmuş..
Bu terimin bir sözlük anlamı var mı?
Var ama bu bağlamda tam bir uyuşma yok masonlar ya da etimolojistler arasında. Her şeyden önce terimin kökeninin nereden alınma olduğu belli değil; İbranice mi, İspanyolca mı, başka bir dil mi?
Etimolojisi İbraniceyse, “Kardeşlerin Seçtiği Yasa” anlamına gelebilir.
İspanyolcadan türetilmeyse “Bütün İlkelerin Toplamı” demek olabilir.
Bir başka değerlendirmeye göre ise “gerçek ve inanmış bir kardeşin görüşleri” anlamına gelir.
Sanırım bu sonuncusu çok tutulmuş; hini inanmışlığın Masonlukta öncelikli görülmesindeki diretme nedeniyle.
Peki bunun amacı, kapsamı, önceki anayasalardan farkı, özellikleri, sonrası ne ve nasıl?
Masonların açısından incelenmeye değer bir konu olabilir bu. Hatta Masonluk bir üniversite falan olsa, bu konu bir lisans üstü tezi bile olabilir. Neden sadece Masonlukta olsun bu? Bir sosyal bilimler fakültesinin ileri aşamasında bile pek âlâ olabilir bence. Çünkü çok geniş çapta etki yaratmış bir konu.
Ancak işin o yanı bizim buradaki işimiz değil. Biz burada kavrama baktık. O da bu kadar. Eklenmesi gereken bir şey varsa, bilen isterse ekler. Bana da teşekkür etmek düşer.