Bu konuda sayın veritas'ında görüşlerini almak isterim, tezi nedir acaba ?
Umarım oda var diyordur,ekolcü olduğu için yok demesi mümkün değil, karşı tez güçsüz olmasın. ;..
Konu çok dallanmış ve fazla dağılmış o yüzden son yazılanlarla ilgili fikirlerimi belirtemeyeceğim ama ricanızı kırmayayım =) Yahudi diye bir kavim vardır. Tarihte de vardı. Sizin "bedevi" tabiriniz sözlük anlamda doğru olabilir, neticede Habiru (Hebrew, İbrani) olarak yabancı kaynaklarda kendisine yer bulan bu kavmin bir zamanlar uzun süreli bir göç hareketi başlattıkları doğrudur. Habiru yanılmıyorsam "göçer" demek. Bedevi ise Arapça'da "yerleşik (medeni) olmayan" demektir. Bedeviler'i aşağılama amaçlı kullanıyorsanız ya da küçük görme durumunuz varsa size elbette ki katılmayacağım fakat Habiru göçü kabul edilen bir konudur. Üstelik bu Kitab-ı Mukaddes'çe de kabul edilir.
Siz de biliyorsunuz sayın Degas, konu çok dallanıp budaklanacak yine. Bir sürü üzerinde henüz bir kesinliğe varılmamış karakterden bahsetmek zorunda kalacağız. Acaba Hz. Yusuf, Mısır'daki Yuya mıydı? Yahudiler'in Mısır'a gelişiyle Hiksoslar arasında bağlantı kurulabilir mi? Aton inancı ile YHWH arasında bağlantı var mıdır? YHYW ile Baal'in üstünlük savaşının altında daha başka bir şey mi var? Sekenenre Tao kendisine Tevrat'ta yer bulmuş mudur?
Fakat size açıkça söyleyebilirim ki, bu soruların her ne kadar siz kesin cevapları olduğunu belki iddia edecek olsanız da; yoktur. Bir de akademik çalışmalar aslında kendisine kutsal kitapları kesin kaynak olarak asla almazlar. Sizin dediğiniz belki o eski Avrupa oryantalistliği çevresinde gelişmiş tarihçiliktir, fakat artık bu çalışmaların pek bir bilimselliği yok. Örneğin herkes "Ölü Deniz Parşömenleri" efsanesinin peşinde binbir komplo teorisi kuruyorken bu işe gerçekten kendini vermiş ve gerçek bir uzman olan Geza Vermes'in kitabını okursanız (ki kitap derlenebilen parşömenlerden oluşuyor da diyebilirim, az yorum, bol kaynak) sizin için pek de anlam ifade etmeyebilir. Bence sizin düşünceleriniz biraz new-age etkisinde, okuması ve düşünmesi gerçekten çok zevkli ve haklı olduğu yönler olmasına karşılık gerçeklikten uzak. Hayat keşke gerçekten böyle büyük ve tarihi komplo teorilerinin üzerine kurulu olsaydı. Tarih gerçekten de ana-erkil kültlerin teker teker sürekli isim değiştiren gaddar, masküler ve Semitik Güneş Tanrısı'nın gazabına uğramasının ve bu durumun yarattığı sosyolojik sorunların üzerine kurulu olsaydı. Ben de çok heyecanlanırdım fakat bence gerçek tarih ve hayat aslında basittir.
Acıklı olan bence insanların mesela bir Arapça, İbranice, Aramice, Pehlevice bilmeden; bildiğini ve çözdüğünü iddia eden ve çok renkli komplo teorileriyle kendilerine bir masal anlatan bazı kişilere inanmak istemesidir. Yanlış mıyım sayın Degas, siz örneğin Avesta'dan bazı bölümleri okumuşsunuzdur ama bütününü? Tüm Vedik metinler üzerine gerçekten bir araştırma yapabilir misiniz? Hz. Muhammed zamanında Kabe'ye asılan şiirleri orijinallerinden okuyup, o çağda yaşamış bir Arap gibi anlayabilir misiniz? Enuma Eliş'i gerçekten kendi dilinde okuyabilir misiniz? Yoksa onu Zecharia Sitchin'in anlatılarından mı daha çok biliyoruz? Ben şahsım adına Dede Korkut Kitabı, Aşıkpaşazade Tarihi gibi yapıtlar haricinde hiç bir yapıtı tam olarak anlayarak okuyamıyorum orijinal dilinde...
Yani söyleyeceğim şu ki; suya yazı yazıyoruz sizinle. İkimiz de günümüz bilgisiyle bir şey ispat edemeyiz. Fakat ben sizin tarafınızın düşüncelerini çok daha kaynaksız, metotsuz ve abartı buluyorum. Fark ettiğiniz üzere ben çalışmalarda metoda çok önem veririm. Ve bu bence en iyi akademik bir eğitimle yapılabilir. Size saygı duyuyorum, ben de bir zamanlar iyi bir X-Files izleyicisi olarak hala kapımın üstünde "I Want To Believe" posterini çıkarmamış olan birisiyim. Ancak bu kadar kolay inandığımı söyleyemem =)
Saygılarımla.