Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: GELECEĞİN TOPLUMUNDA MASONLUĞUN GÖREVLERİ - 2  (Okunma sayısı 5965 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 25, 2010, 09:22:10 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay





Çağımızın Masonluğunun kurumsal örgütlenmesinin ilk kez sağlandığı 18. yüzyıl başlarından bu yana, toplum içinde üstlenmesi ve yerine getirmeye çalışmış olması gereken görevleri de çağın ortam ve gereksinmeleri uyarınca zaman içinde değişime uğradı.

İvmesi önceleri ağır olan bu değişim, tarihçesinin bir döneminde (18. yüzyıl sonları ve 19. yüzyıl başlarında), o zamana göre "olağanüstü" olarak nitelenebilecek bir hız kazanmıştı. Bunda, Aydınlanma Çağının etkisiyle oluşan filozofik görüşler ve toplumsal yapılanmadaki değişimlerin de payı vardı. Daha yarım yüzyıl gibi kısa bir süre önce toplumu aşan ve etkilemeye çalışan Masonluk, şimdi toplumsal gelişime ayak uydurmak ve kendini buna göre yenilemek zorunda kalmıştı.

Bundan sonraki yaklaşık yüz yıl boyunca, bilim ve toplum başını alıp yürüdü.

Masonluk ise, bu gelişime ayak uydurabilmekte geç kaldı. Gerçi bu gidişi yakalamaya çalıştı ama o dönemde bunda da ne denli başarılı olduğu tartışılabilir.

Burada "Masonluk" deyince, tüm dünya çapında tek bir Masonluktan söz ediyoruz. Ancak, daha 18. yüzyılın ikinci yarısında Masonluk, evrensel amacının gerçekleştirilebilmesi için benimsemiş olduğu ilkeler ve çalışma yöntemleri bakımından kendi içinde bir takım bölünmelere uğramıştı. Kurulan çok sayıda mason ritinden birbirleriyle yakınlıklar ve benzerlikler gösterenler bir araya toplanıp "aynı" sayılsa bile, birbirleriyle uzlaştırılmaları olanaksız birkaç ayrı yaklaşım vardı.

19. yüzyılda bu farklı yaklaşımların sayısı azaldı ama geriye kalan uzlaşmazlıklar daha da belirginleşti. Batı dünyasının bilim ve teknikte hızla ilerleyerek endüstri devrimine girdiği bu dönemde, çağın değişim gösteren koşullarını yakalayabilen ve kendi örgütsel düzenleriyle toplum içindeki işlevlerini kavrayarak (uygulamada yeterli bir ölçüde gerçekleştirilememiş olsa bile) kendilerini buna göre yenileyebilenler oldu. Ancak bunlar, nasıl tüm masonlar dünya nüfusuna oranla pek bir azınlıkta ise, tüm Masonluk nüfusuna oranla da azınlıkta kaldı.

Hiç kuşkusuz, tarih boyunca toplumu etkilemiş ve yönlendirmiş olanlar da küçük bir azınlıktır; önemli olan sayısal çoğunluk değil, güç ve etkenliktir.

Çoğunluğu oluşturanlar, aradan geçmiş olan yüz yılı aşkın sürenin, gerek bilim ve bilgide, gerek bunların uygulamaya yansımasında gerekse toplumsal yapılanmada yaratmış olduğu değişiklikleri görmezden gelerek, artık pörsümüş olan ilke ve öğretilerinin en iyisi ve en doğrusu olduğu iddialarında diretmekle kalmadılar; bu ilke ve öğretimlerin, toplumun düzeyini aşmakta olduğu varsayımıyla böbürlenip, kendilerini aldatmayı sürdürdü ve üyelerini de bu kandırmacayla etkilediler. Fakat bu aşamada, Masonluğun örgütsel bakımdan dünya çapındaki yetkesi bir sorun olarak ortaya çıkınca, bu kez gerek ulusal gerekse uluslararası boyutlardaki ekonomik ve politik güçlerini, bu yetkeyi sağlayabilmek doğrultusunda kullanmaktan da geri kalmadılar.

Bu tutum, tek yönlü değil dönüşümlüydü yani masonik örgütlenme ve ilişkiler de, ekonomik ve politik güçlenmelerin aracı olarak kullanılmaktaydı. Masonluğun politikanın dışında tutulmasına ilişkin zorunluluk ancak ulusal boyutta geçerli tutuldu; uluslararası boyutta ise hiç umursanmadı.

Aradan bir yüz yıl daha geçtikten sonra geldiğimiz günümüzde bu olgu sürmektedir. Böylelikle, çoğu masonik çevrelerde Masonluğun asıl amacından saptırılarak yozlaştırıldığı, üstelik yeni masonlara bunun böyle olmasının gerektiği doğrultusunda aşılamalarda bulunulduğu söylenebilir.

Bütün bunlar, Masonluğun özgün evrensel amacının gerçekleştirilebilmesi bakımından hiçbir işe yaramadı. Bir zamanlar “köklü bir tarihsel geçmişi bulunan onurlu bir kurum” olmakla öğünen Masonluğa karşı, toplumsal kesimlerde güvensizlik ve kuşku belirdi. Masonluğu tinsel bir yaklaşımla sanki dine hizmet etmek için oluşturulmuş bir kurum gibi gören ve savunanların ise, ritüelik öğretimlerinin sorgulanmasına başlandı.

Bazı mason kuruluşları, kendi toplumları içindeki saygınlıklarını koruyabilmek tasasıyla, birtakım iyilik işlerinde bulunmaya ve kamuya dönük hizmetler üretmeye, özellikle hastaneler ve yüksek eğitim kurumları oluşturmaya girişti. (Hiç kuşkusuz, olanakları elverdiğince iyilik işlerinde ve eğilim hizmetlerinde bulunmak, her masonik birimin ve kuruluşun, Masonluğun amaç ve ilkeleriyle bağdaşan yan görevlerinden biridir fakat bu Masonluk için bir asal görev olmadığı gibi, gösterişe dönüştürülmemelidir.) Böylelikle bazı ülkelerde Masonluğun niteliği üzerinde yanlış izlenimler doğdu; öylesine ki, mason örgütleri sıradan toplumsal hizmet dernekleriyle bir tutulur oldu.

Bunlar olup biterken Masonluğun kendi içine dönük ilke ve öğretimlerinin çağın gereklerine uygun bir biçimde yeni baştan düzenlenmesi, gelecekte de şimdiden tasarlanamayan değişimlere elverir bir esnekliğin sağlanması becerilemedi. Dolayısıyla, ritüellerinin ve öğretisinin sorgulanışı görmezden ve duymazdan gelindi. Böylelikle de çoğu yerde Masonluk, 18. yüzyıl sonlarında olduğu gibi çağdaş koşul ve gereksinmelerin çok gerisinde kaldı; bir diğer deyişle asal işlevini yitirdi.

Kuşkusuz bunları dünya yüzündeki tüm mason kuruluşları arasında herhangi bir ayırım gözetmeksizin söylemek, Masonluğun özgün amaç ve ilkelerini yaşanılan çağın koşullarına uyarlayarak kendilerini de yenileyip çağdaşlaştırabilenlere haksızlık etmek olur. Fakat sayısal çoğunluğun durumu, ne yazık ki böyledir.

İşte bu durum, bu ortam, Masonluğun geleceğin toplumunda ne gibi bir görev üstlenmesi gerekliğini ortaya koymaktadır.



Böylece bir de tarihsel geçiş yapmış oldum. Ancak konuyu bitiremedim. Asıl demek istediklerime bir türlü gelemedim. Bir sonraki yazıda geleceğim; söz!




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
8136 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2013, 07:22:12 öö
Gönderen: Genius Loci
0 Yanıt
3899 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 09, 2009, 08:40:23 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
6346 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2016, 03:55:11 ös
Gönderen: resurrected
3 Yanıt
10076 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2016, 11:33:58 ös
Gönderen: hyperbolic metamaterial
0 Yanıt
3624 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 10, 2009, 10:33:58 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
5147 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 09, 2014, 09:06:03 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
13092 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 23, 2009, 05:56:33 ös
Gönderen: lucifer
2 Yanıt
5779 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 23, 2009, 07:50:50 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
3704 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2010, 09:31:32 ös
Gönderen: aashooter
2 Yanıt
3841 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2010, 09:46:26 ös
Gönderen: aashooter