Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Tanrı'sız Bir Evren  (Okunma sayısı 7879 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 26, 2007, 10:44:01 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Evrenin oluşumunu araştıran bilimsel tarih , bizlere Allah’a inanma iznini veriyor.

20. yüzyılın başına kadar, astronomlar, dünyanın oluşumu hakkında 3 olası model öne sürmüşlerdir:

1. Evren, statik olabilir.

Bu teoriye göre, yıldız ve gezegenlerin karşılıklı çekimleri , onları galaksiler veya güneş sistemleri haline getirmiş olabilir. Bu yıldızsal- yerküresel grupların her biri, kendi rastlantısal yörüngelerinde , uzay içinde kayıp giderler ve diğer yıldız veya gezegenlerin hareketlerinden tamamen bağımsızdırlar.

Bu statik model, ateistler ve inananlar için de uygundur: Bu şekildeki bir evren, tarihin herhangi bir zamanında Tanrı tarafından yaratılmış olabilir ve Tanrı olmadan da sonsuza kadar sürüp gidebilir.



Nisan 26, 2007, 10:44:29 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

2. Evren salınıyor olabilir.

Evren, sürekli genleşip büzülen kozmik bir balon olabilir. Birkaç milyar yıl boyunca şişip, sonsuz boşlukta genleşebilir. Fakat her bir yıldız ve gezegenin yerçekimsel kuvvetleri, diğerlerini etkileyerek bu işlemi yavaşlatır ve sonunda durdurup ters yönde harekete geçirebilir. Ve gezegenler eskiye geri dönerler. O ana kadar varolan herşey, büyük miktarda ısı ve ışık açığa çıkararak evrenin merkezinde sıkışır , herşeyi etrafa yeniden saçar, ve genişleme işlemini yeni baştan başlatır. Bu şekildeki bir evren de Tanrı tarafından yaratılmış olabilir ve Tanrı olmadan da sonsuza kadar varolabilir.



Nisan 26, 2007, 10:45:07 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

3.EN SONUNDA, EVREN AÇIK OLABİLİR.

Evren ,hiç patlamayan bir balon olabilir. Eğer tüm yıldızların ve gezegenlerin yerçekimi kuvvetleri , başlangıçtaki genişlemeyi durdurmaya yetmezse, evren, hiçlikte genişlemeye sonsuza kadar devam edebilir. Zaman içinde, yıldızlar sönecek ve dondurucu bir karanlık perdesi, tüm varlığı gizleyecektir. Böyle bir evren, kendini hiçbir zaman yaşama döndüremez. Tarihin belli bir anında varolabilir, ihtişam içinde parlayabilir, ve sonra geri dönüşü olmayan bir karanlığa gömülür. Bu en son modelde önemli bir nokta da, bir defalık patlama gerçekleşmeden önce, evrenin tüm madde ve enerjisinin uzaydaki tek bir noktada toplanmış olması ve bu noktanın , patlamadan önce sonsuza kadar hareketsiz kaldığı varsayımıdır.

Bu model bir çelişki sergilemektedir: Hareketsiz nesneler, -başlangıçtaki tek nokta gibi – dışarıdan bir kuvvet uygulanmadıkça hareketsiz kalmaya devam edeceklerdir , fakat bu ilk nokta evrenin tüm madde ve enerjisini içinde tuttuğuna göre , bunun dışındaki hiçbir şey ( en azından doğal hiçbir şey ) , bir patlamaya sebep olmayacaktır.

Bu çelişkinin en basit çözümü, doğaüstü bir varlığın evrenin oluşumunu başlattığını düşünmek olacaktır. Öyleyse , evrenin açık oluşum modeli, doğaüstü bir Yaratıcı’nın -Allah’ın varolmasını - gerektirir.



Nisan 26, 2007, 10:45:51 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

İZAFİYET TEORİSİ

1916’da , Albert Einstein, izafiyet teorisi hakkındaki ilk denemelerini yayımlar, ve bilim dünyası deliye döner. Einstein, evrenin en derin gizlerini ortaya çıkarmış gibidir.Formülü, bazı problemler çıkarmıştır – teknik çelişkiler, matematiksel engeller- fakat bunlar gazeteleri veya popüler bilim dergilerini bile ilgilendirecek olaylar değildir.

İki bilimadamı, aksaklıkları fark eder. 1917 yılının sonlarına doğru, Hollandalı astronom Willem de Sitter, genel izafiyeti yeniden inceler ve Einstein’a ,aksaklıkları belirten ve radikal bir çözüm öneren detaylı bir karşılık gönderir: Genel izafiyet teorisi, ancak tüm evren ,tek bir noktadan patlayıp genişliyorsa doğru sayılabilirdi.

Einstein, Sitter’in eleştirisini hiçbir zaman cevaplamaz. Daha sonra, 1922’de , Rus matematikçi, Alexander Friedmann kendi kendine Sitter’in çözümünü geliştirir. Friedmann, Einstein ‘ın teorisinin doğru olması halinde , evrenin, her yöne doğru yüksek bir hızla genişliyor olması gerektiğini öne sürer.

Bu arada, denizin karşı kıyısında, Amerikalı astronom Vesta Slipher, evrenin patlamada olduğu gibi ,dışa doğru hareket ettiğini gerçek anlamda gözlemlemiştir. Arizona Flagstaff’ta bulunan Lowell Gözlem evindeki güçlü teleskopu kullanarak , Slipher, düzinelerce galaksinin , gerçekten de merkezi bir noktadan uzaklaştığını farketmiştir.

1918 – 1922 yılları arasında, de Sitter, Friedmann ve Slipher, bireysel olarak bulgularını Einstein’la paylaşmışlardı, fakat Einstein , garip bir şekilde onların çözümlerini her zaman reddetmişti. –sanki o zekasıyla, genişleyen bir evrenin teolojik anlamını da farketmişti…

Einstein, prestijli bir teknik dergi olan Zeitschrift fur Physik,’e bir mektup bile yazmış, Friedmann’ın önermelerini ‘ şüpheli ‘ olarak değerlendirmiş ve de Sitter’e de ‘ Genişleyen bir evren durumu beni rahatsız etmektedir ‘ şeklinde bir not iletmiştir. Başka bir notta da , Einstein, meslektaşlarından birine ‘ Henüz papazların eline düşmedim ‘ şeklinde güvence vererek, Sitter, Friedmann, ve Slipher.’a atıfta bulunmuştur.


Nisan 26, 2007, 10:46:24 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

HUBBLE KEŞFİ

1925’te Amerikalı astronom Edwin Hubble, evrenin statik oluşum modelini ortadan kaldırır. O zamanların en güçlü teleskopunu kullanarak, Hubble, dünyanın 6 x 1017 mil uzağında bulunan her galaksinin uzaklaştığını saptar.

Einstein, inatla, Hubble’ın çalışmaları hakkında bilgi edinmeyi reddeder. Statik modeli öğretmeye 5 sene daha devam eder, ta ki Hubble’ın teklifi üzerine Berlin’den Pasadena’ya kanıtları kişisel olarak incelemek için gidene kadar. Bu gezinin sonucunda, Einstein ,isteksizce ‘ Hubble tarafından yapılan yeni gözlemlerin , evrenin genel yapısının statik olmadığını gösterdiği’ni söyleyen bir açıklama yapar.

Einstein, 1955’de öldüğünde, hala tam olarak evrenin genişlediğine ikna olamamıştır.


Nisan 26, 2007, 10:47:03 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

BÜYÜK PATLAMANIN SESİ

10 sene sonra, 1965’de Arno Penzias ve Robert Wilson, New Jersey’deki Bell Telefon Labaratuvar’ında, süper duyarlı bir mikrodalga detektörün ayarlarını yapıyorlardı. Aleti nereye yönlendirilerse yönlendirsinler, alet her zaman aynı , tanımlanamayan bir ses tespit ediyordu. – sürekli devam eden, 3 derece Kelvin (3K) lik bir uğultuydu bu .

Bunun üzerine, Bell Labaratuvarı’nın iki çalışanı da , Alexander Friedmann’ın öğrencilerinden birinin yazdığı genel izafiyet hakkındaki bir makaleyi inceler. Makalede, evrenin en son patlamasının kalıntılarının 5 K civarlarındaki zayıf mikrodalga radyasyonu şeklinde belirlenebileceği açıklanıyordu .

İki bilimadamı, tarihin en büyük patlamasının yankılarını keşfettiklerini farkettiler: Büyük Patlama- Big Bang – . Bu keşiflerinden ötürü, Penzias ve Wilson, Nobel Ödülü kazanmışlardır.

“ 3K’lık uğultunun keşfi “, evrenin statik modelini yıktı. Artık sadece geriye iki model kalmıştı: Bir Tanrısız da olabilecek bir model, bir de Tanrısız olamayacak…

Ortaya çıkartılan son olay şu oldu : En eski evren sonsuz sayıda mı patlamıştı ( salınım modeli ) yoksa sadece bir kez mi böyle bir olay gerçekleşmişti ( açık model ) ?

Araştırmacılar, bu soruya ,evrenin ortalama yoğunluğunun belirlenmesiyle açıklık getirilebileceğini biliyorlardı. Eğer evren, her 10 feetküplük hacme karşılık bir hidrojen atomuna eşit kütle içeriyorsa, evrenin parçacıkları arasındaki çekim kuvvetleri , genişlemeyi durdurabilecek ve geriye döndürebilecek kadar güçlü demek olurdu. Böyle bir durum , zaman içinde, başka bir büyük patlama ( Big Bang ) yaratacak ve daha sonra bir başkası gerçekleşecek, ..‘büyük bir gıcırtı ‘ meydana gelebilecek ve bu böyle sürüp gidecekti. Diğer yandan, eğer , evrenin yoğunluğu bundan azsa, büyük patlamanın patlama kuvveti,tüm çekim kuvvetlerin üstesinden gelecek ve her şey sonsuza kadar hiçlik içinde yüzüp gidecek ve genişleme durmadan devam edecekti .



Nisan 26, 2007, 10:47:34 ös
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

PANİK VE YENİ BİR ÇÖZÜM ÖNERGESİ

Statik modelin çöküşü, bilimsel dünyanın birçok bölümünde merakla birlikte, büyük panik yaratmıştı. Matematikçiler, fizikçiler ve astronomlar evrenin sonsuzluğunu kanıtlamak için güçlerini birleştirdiler. Dr. Robert Jastrow, zamanın en büyük astrofizikçisi ve Uzay Çalışmaları için Ulusal Havacılık ve Uzay Yönetimi’nin Goddart Merkezi yöneticisi, araştırma projesinin başına getirildi. 15 sene boyunca, Jastrow ve ekibi, salınım modelinin geçerliliğini kanıtlamaya çalıştılar fakat eldeki veriler farklı bir hikaye söylüyordu.

1978’de Jastrow, NASA’nın kesin raporunu yayımladı ve açık modelin herhalde doğru olduğunu söyleyerek herkesi şok etti. O senenin 25 Haziran’ ında , Jastrow, bulguları hakkında New York Times Dergisi’nde bir makale yazmıştır:

“ Bu, çok garip bir gelişme…Teologlar-dinbilimcileri - dışında kimse tarafından beklenilmeyen bir sonuç! Onlar her zaman kutsal kitabın sözlerini kabul ettiler: “ Başlangıçta Allah, Cennet’i ve dünyayı yarattı…” (fakat ) her zaman mantığın gücüne inanarak yaşayan bilimadamları için ,durum kötü bir rüya gibi son buluyor. O, cehaletin dağlarını aşmış, o en yüksek zirvelere ulaşmak üzere, ve tam kendini en son kayadan yukarı çekmek üzereyken, kendisini aslında yüzyıllardır orada oturan bir grup teolog karşılıyor.

Virginia Üniversitesi’nde fizikçi olan Dr. James Trefil,1983’te bağımsız olarak Jastrow’un bulgularına ulaşmıştır. Sussex Üniversitesi’nde astronom Dr. John Barrow ve Tulane Üniversitesi’nde matematikçi ve fizikçi olan Frank Tipler, 1986’da benzer sonuçları yayımlamışlardır.



Nisan 26, 2007, 10:48:06 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

YARADILIŞ ONAYLANDI

1990’da , Amerikan Astronomi Birliği toplantısında, NASA’nın Goddart Merkezi’nde görevli bir astrofizikçi olan , Columbia Üniversitesi’nden Professor John Mather , açık model için ‘o zamana kadar ortaya çıkan en dramatik destek’ i sunmuştur. Konferansı ele alan Boston Globe muhabirinin haberine göre, Mathen’ın noktaları inanılmaz alkışlarla kutlanmış hatta bu kutlamalar konferans yürütücüsü Dr. Geoffrey Burbridge,’ın “ Dinleyiciler galiba , Yaradılış- Bereşit -kitabından yana –en azından ilk cümle onaylanmış gözüküyor –“ şeklinde yorum yapmasına neden olmuştur.

1998’de, Princeton Üniversitesi’nden Dr. Ruth Daly, Erick Guerra, ve Lin Wan , Amerikan Astronomi Birliği’ne, “ %97,5 eminiz ki evren, sonsuza kadar genişlemeye devam edecektir “ şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.

O senenin sonlarında, dünyaca tanınmış Washington Carnegie Enstitüsünde görevli ,astrofizikçi Dr. Allan Sandage, The New Republic’e şöyle demiştir: “ Büyük patlama, en iyi şekilde , bir çeşit doğaüstü gücün başlattığı bir mucize olarak açıklanabilir.”

Newsweek köşe yazarı, George Will, 9 Kasım 1998 tarihli köşe yazısına “ Pek yakında, Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği veya Amerikan Yolu için İnsanlar Topluluğu , veya dava açmayı pek seven laik kesimin bir başka örgütü , Hubble Uzay Teleskobunun dine yatkın insanlara ,anayasaya aykırı şekilde rahatlık sağladığı gerekçesiyle , NASA’ya karşı dava açacaklar” şeklinde alaylı bir cümleyle başlamıştır.



Nisan 26, 2007, 10:48:45 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

İNANMAYA İZİN

Aynı sene, Newsweek, bir zamanlar son derece tutkulu ‘bilinmezcilerin’ ,güncel ve beklenmedik bir fikir değişimini haber yapar: “ Amerikan bilimadamlarının % 40’ı , şimdi kişisel bir Tanrı’ya inanmaktadırlar. – sadece dünyada yadsınamaz bir varlığı bulunan bir güce değil, kendilerinin de dua edeceği Tanrı’ya inanmaktadırlar.” Günümüzde Allah’a inanmayan matematikçiler, fizikçiler,astronomlar ve kozmolojistler de pek tabii ki bulunmaktadır. Birçok nedenden dolayı, daha birçok doğa kanununun keşfedileceğine ,veya şimdiki açık, yaratılmış evren modelini çürütecek yeni kanıtların bulunacağına inanmaktadırlar.

Fakat, bilim dünyasındaki birçok kişi için, kanıtlar ikna edicidir. Birçoğu için, modern kozmoloji inanmaya izin vermektedir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
dünya ve evren nasıl oluştu??

Başlatan bilmeliyimgalilei « 1 2 3 » Astronomi - Gökbilim

24 Yanıt
14428 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 07, 2013, 10:14:20 ös
Gönderen: GOASISG
1 Yanıt
3168 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2008, 08:38:00 öö
Gönderen: Prenses Isabella
evren

Başlatan bugfree « 1 2 » Astronomi - Gökbilim

18 Yanıt
9659 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2013, 05:10:40 ös
Gönderen: Melina
2 Yanıt
4677 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 16, 2010, 11:16:27 öö
Gönderen: alcyone
2 Yanıt
6175 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2011, 01:44:08 ös
Gönderen: Maledictum
16 Yanıt
9675 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2014, 12:01:37 öö
Gönderen: propulsion
4 Yanıt
7074 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 18, 2011, 09:20:45 ös
Gönderen: Hacamat
11 Yanıt
10458 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2017, 11:24:44 öö
Gönderen: gfeenatre
1 Yanıt
3232 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2013, 02:36:25 ös
Gönderen: asimov
0 Yanıt
1722 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 29, 2014, 04:18:27 ös
Gönderen: Perseus