Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonlar Ne Yaptı /Ne Yapıyor?...  (Okunma sayısı 14944 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 18, 2010, 12:07:12 ös
Yanıtla #10
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bir mason locasında yöntemine uygun olarak kendisine "mason" unvanı verilmiş olan kişiye mason deniyor. (Kimileri bu işleme “tekris” diyor ama bence bu yanlış… Çünkü Masonluktaki ya da bir başka ezoterik kurumdaki tekris, öğretinin orada var olan tümünü almaktır. Giriş töreni ise bunun sadece başlangıcıdır.)

İşte o kişiye mason denmektedir ama bu onun gerçekten de "mason" olduğu anlamına gelmez.

Bir kişiye mason denmesi başka, onun "mason" olması başka… Mason unvanını taşımak başka, mason niteliğini edinmiş olmak başka.

Böyle olunca toplumlarda aslında o yöntemine uygun olarak Masonluğa girmemiş çok "mason" var. Mason unvanını taşıyanlar onlara "önlüksüz mason" diyor; bir kişinin Masonluğa giriş töreninin sonunda kendisine Masonluğun geleneksel önlüğünün takıldığı ve bundan böyle tüm (?) masonik çalışmalara katılırken bir önlük taktığı için.

Bu demektir ki, önlüklü masonlar bir şey yapıyor ve yapacak ise, önlüksüz masonlar da aynı şeyi hatta belki daha iyi ve daha fazlasını kapsamak üzere yapıyor ve yapacak. Bu bağlamda masonlar ile bir mason locasına üye olmayan önlüksüzler arasında hiçbir fark yok.

Pardon, bir fark var... O da şu: bir mason locasına üye olanlar, Masonluktaki öğretiden doğrudan yararlanıyor, Masonluğu yaşıyor ve mason kardeşleriyle paylaşıyor. Dışarıdaki bir kişi ise bundan ya hiç yararlanamıyor ya da ancak sınırlı bir düzeyde ve dolaylı olarak ulaşabiliyor. Ancak bu durum pek olumsuz da sayılmaz hatta olumlu bile sayılabilir. Çünkü ne de olsa mason locası üyeleri, ister istemez, her ne kadar kendilerine aksi önerilmekteyse de, Masonluktaki öğretinin etkisi altında kalıyor. Kimileri aslında dogmalara karşı olması gereken bu kurumun öğretilerini dogmalaştırıyor bile.

Bir de Masonluğa girmiş olmakla birlikte kendilerini mason saymayanlar var. Bazı ortamlarda kişinin bir kez Masonluğa girdi mi bir daha çıkamayacağı ileri sürülür. Bu da yanlış. Masonluktan çıkılır. Kendini masondan saymayan bir kişi, bir locada üyeliği kazara devam etmekte olsa bile mason değildir.

Masonluk, masonlara iki ayrı açıdan yarar sağlıyor. Kimileri var ki onlar Masonluğa girmeden önce kendilerini sadece sosyal ve düşünsel nitelikli bilgilerle donatmış; pozitif bilimsel ve matematiksel düşünceyi bir yana bırakmış. Kimileri de var ki, tersine, kendilerini sadece pozitif bilimsel ve matematiksel nitelikli bilgilerle doldurmuş, sosyal bilimleri ve düşünsel bilgileri elinin tersiyle itmiş. Masonluğun öğreti ve kendi içindeki çalışmaları kapsamında bunların her ikisi birden yer aldığı için, masonlar, kendilerini yetiştirebilmek ve eksiklerini giderebilmek bakımından başka yerde pek bulamayacakları bir olanağı elde ediyor.

Bu olanak sadece Masonlukta mı elde edilebilir?... Hayır. Bunun için Masonluk gibi ezoterik çalışan bir kurumun üyesi olmaya bile gerek yok ama işte o ezoterik kurumlar, inisiyelerine bu bağlamda hayli yararlı oluyor, çabalarının odaklanmasını sağlıyor.

Ne yazık ki Batı ülkelerinde bol bol bulunabilen ezoterik nitelikli (paramasonik) kuruluşlar yurdumuzda pek yok. Belki var ama çok küçük çaplı olup pek sesleri duyulmadığı için biz onları yok biliyoruz. Öte yandan yurdumuzda birtakım tarikatlar var. Bunların arasında Masonluk ile pek çok ortak noktaları olanlar da var. Ancak yasal olarak tarikatlar yasak ya!... O yüzden onlar kendilerini gizlemek zorunda kalıyor.

Konuyu dağıtmadan masonlara dönelim. Hiçbiri alınmasın diye de hepsini “mason” olarak kabullenelim.

Sonra da bakalım ne tür masonlar var.

1. Ara sıra loca toplantısına katılmakla yetinenler.

2. Loca toplantısına katılmaktan başka bir şey yapmayanlar.

3. Masonluğun öğretisinden yararlanmakla, kendini bilgi ve erdem bakımından yetiştirmekle birlikte bunu sadece bireysel boyutta tutmakla yetinenler.

4. Masonluğun amaçları doğrultusunda ve ilkeleri uyarınca sadece loca toplantılarıyla yetinmeyip toplumsal katmanlarda da birtakım bireysel çabalar gösterenler ve kimi zaman bu çabalarını diğer mason kardeşleriyle paylaşarak yürütenler.

Ben böyle dört gruba ayırdım alma aslında bunu çoğaltabilirdik de…

İşin ilginç yanı şu ki, masonların büyük çoğunluğu şu ilk üç gruptan birinde yer alıyor. Dördüncü grupta olanlar ise bir azınlık.

Yazık!

Yazık ama işin gerçeği de bu. Yanlışsa, forumdaki masonlar düzeltsin lütfen.

Kişiler Masonluğa genellikle orta yaşlarında giriyor. Ardından yaşlılık dönemine geçinceye dek Masonlukta kalacak olurlarsa, -sıkılıp kalmayanlar çok- etkin oldukları dönem aşağı yukarı 20 yıl kadar. Bu sürenin artırılabilmesi için Masonluğa giriş yaşı ortalamasını iyice indirmek gerek. Bu da birtakım haklı gerekçelerle sağlanamıyor, biliyoruz; bundan ötürü masonları kusurlu göremeyiz.

İşte bu süre yani ortalama 20 yıl, toplumda bir şeyler yapmak, bir şeyler yaratmak, bir şeyleri değiştirmek, bir şeyleri iyileştirip güzelleştirmek bakımından pek kısa; yetmiyor. Bu işin bir bayrak yarışı gibi elden ele devredilerek yapılması gerek.

Masonların en zayıf noktalarından biri de işte bu… Hepsinin bu bağlamdaki girişim ve çabalarının kendi yaşam hatta masonik etkinlik dönemiyle sınırlı kalışı; elden ele, masondan masona devredilmeyişi.

Kimileri politikaya giriyor; orada bir şeyler yapıyor. (Politikaya girmek demek ille de milletvekili olmak demek değil) Kimileri başka sosyal ya da bilimsel kurumlarda yürütüyor Masonluk ile aslında bağlantılı ama hiç de bağlantısı yokmuş gibi görünen çalışmalarını.

Ancak bu çalışmaları kendileri var olduğu sürece var. Kendileri gidince aynı şeyi belki başkaları, kendine göre ve sıfırdan başlayarak yapıyor. Süreklilik, geleceğe dönüklük pek ender.

Batı ülkelerindeki masonlar bu bağlamda yurdumuzdakilerden çok daha başarılı. Üstelik onlardan kimileri, ürettikleri yararlı işlere “masonik” sıfatını bile takıyor.

Ne gibi işler bunlar?... Bilimsel araştırma kurumları, sağlık kurumları, eğitim ve öğretim kurumları, sosyal yardım kurumları vb…

Türkiye’de masonlar da böyle kurumlarda, derneklerde, vakıflarda yer alıyor. Bir şeyler yapıyorlar, hiçbir şey yapmıyorlar değil. Tüm bunların içinde süreklilik bakımından en dayanıklı olanları da vakıflar.

Bu bağlamdaki zorluk somut örnekler verebilmekte. Üstelik bir de engeller, yıkımcılıklar var. Hele bir de iyi ve güzel bir işin içinde masonların yer aldığı duyulacak olursa, kimi zümreler onu hepten ortadan kaldırmak ya da masonların o işten ellerini eteklerini çekmeleri için ellerinden geleni esirgemiyor.

Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay, Hayvanları Koruma Derneği, Kanserle Savaş Derneği, Altı Nokta Körler Derneği gibi birçok örnek verilebilir. Bunların arasında birtakım daha önemli sayılabilecek kamusal kurumlar da var ama onlardan burada söz etmek istemem doğrusu. Zaten masonların yönlendirmeye çalıştığı o kurumlar başka ellere geçmiş durumda ve olanca hızla yozlaştırılıyor.

Bur mason olarak pek ünlenmemiş olmakla birlikte Türk kültürüne olağanüstü düzeyde katkılarda bulunmuş olan bir ünlü kişi var: Hasan Ali Yücel… Onun olağanüstü katkılarını sonradan nasıl da engellediler hatta yıkıp attılar! Ondan sadece bir örnek olarak söz ettim. Başka çok kişiler sayılabilir.

Bir zamanlar bazı gazetelerde, dergilerde ve kitaplarda mason olan ünlülerin adları yayınlanmıştı. Günümüzde bile hâlâ yayınlanır böyle listeler. Çünkü ilgi çeker, tiraj artırır. Şimdi o listelerden birini alın ve oradan seçin mason olan birtakım kişilerin adlarını. Onların arasında topluma ve insanlığa nice katkıları olan kişiler çıkacak hiç kuşkusuz.

İşte masonlar onları yaptı ve bundan böyle yapacakları şeyler de onlar olacak. Daha fazla bir şey beklemeyin çünkü yok; olacağı da yok bu gidişle.

Olacağının olamayışı da masonların kusuru değil. Türkiye'de mason derneklerini yok edemediler, ortadan kaldıramadılar, üstelik bunu da yapmak istemediler çünkü onlara bir "günah keçisi" gerek, ancak gerek mason kuruluşlarının gerekse masonların ellerini kollarını iyece bağladılar hiçbir şey yapamasınlar, sadece kendi loca çalışmalarıyla yetinsinler diye.

Kimi masonların kullandığı, benim biraz anlamsız bulduğum bir deyiş var. Belki şimdi burada yerli yerine oturuyor; şöyle:

MASONLUK HİÇBİR YERDE, MASONLAR HER YERDE.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 18, 2010, 07:15:31 ös
Yanıtla #11
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM,
Mesajınız karamsarlıkla bitiyor, lütfen böyle yapmayın:)

Kolay değildir tabi, bunca zorlukla uğraşmak.
Hatta adın kötüye çıkarken, sen en çok inandığın şeyi belki aileden bile gizlemek zorunda kalırsın.
Ama insan umut etmeli, beklemeli. Belki yıllarca, hatta beklediği hiç olmayabilirde. Ama önemli olan doğru olanı, güzel olanı ümit etmek, içinde o kıvılcımı hiç söndürmemek.
Kimbilir, belki hiç beklemediğiniz bir anda, hiç beklemediğiniz birisi çıkıp gelir, sizin elinizdeki bayrağıda hatta sizide sırtlayıp daha ileri taşır.
Ümitleriniz sönmesin, bizide korkutmayın :)

Önemli olan yola çıkmaktır, varılmasa bile...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Ekim 18, 2010, 10:59:05 ös
Yanıtla #12
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

   Sayın ceycet ,

 Tam da bu konu hakkın da düşündüğüm bir dönem de böyle bir konu başlığını açmış olmanız benim için hoş bir tesadüf. Takip ettiniz mi? Bilemem, fakat aynı merakla ben de sizin aradığınız cevapları arayan bir konuyu forum da açmıştım ( Masonluk? Nerede? ). Belki sorumu tam düşündüğüm gibi soramam yüzünden   pek aydınlatıcı geri dönüşlerin olmadığını belirtmeliyim. Şimdi bu konu başlığı sizin özgün soruş şeklinizle aslın da benim beklediğim cevapları da kapsayacak.

  Sizden biraz arsızca şunu isterim ,lütfen bu konu hakkın da biraz daha ısrarlı olun. Ben bu konu da yazılacakların masonluk'u anlamada bize çok yardımcı olacağını düşünüyorum.

   Saygı ve teşekkürlerimle
enelsır


Ekim 19, 2010, 10:00:21 ös
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Sn. ADAm değerli büyüğüm çok douyurucu bir cevap verdiniz kendi adıma çok teşekkür ederim sn. ceycet'te iyiki bu konuyu açmış forumda bence çok iyi bir fikir fırtınası oluyor çok teşekkürler

Saygılarımla...


Mart 20, 2017, 12:17:31 öö
Yanıtla #14
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Ceycet .Sn.Prometheus Sn.Enelsır
Forumda siz varken dahada farklı dahada hoş muhabbetler olmuştu.
Hepinizi özledim.

Not:Sn.Ceycet sorduğun soruların Sn.Prometheus temennilerinin hala bir karşılığı yok.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Mart 20, 2017, 12:23:44 öö
Yanıtla #15
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1807
  • Cinsiyet: Bay

       Gerçekten, sayın Prometheus, sayın Ceycet ve sayın Enelsır'ı çok özledim. Keşke izleyici olarak da olsa sitemize katkıda bulunsalar. Kendilerini özlemle anıyorum.
       Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
48 Yanıt
129149 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 26, 2020, 08:43:38 ös
Gönderen: ibrahimsayar
4 Yanıt
6309 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2017, 05:49:32 öö
Gönderen: night manager
3 Yanıt
6326 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2008, 05:58:49 ös
Gönderen: karakan
masonlar.org üyelik

Başlatan angelus Sorular

1 Yanıt
5760 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 26, 2013, 01:23:03 ös
Gönderen: Samuray
6 Yanıt
6788 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2008, 05:58:00 ös
Gönderen: karakan
25 Yanıt
30786 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2014, 04:51:48 ös
Gönderen: camilleri
Kadın Masonlar

Başlatan Mustafa Kamil Basinda Masonluk

4 Yanıt
11079 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2010, 04:52:48 ös
Gönderen: Asi
27 Yanıt
18362 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2011, 09:25:41 öö
Gönderen: papoose
3 Yanıt
12554 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 21, 2010, 01:52:31 ös
Gönderen: hiramsavas
3 Yanıt
3659 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2011, 11:53:55 ös
Gönderen: Alşah