Sayın Spock’u bu yapmış olduğu irdelemeyi ve sonunda Atatürk’ü Masonluğa girmiş bulunduğuna ilişkin bir yargıya varışını, gerek bu sitede, gerekse başka yerlerde çok kimse yaptı.
Başarısız bir yargı. Çünkü tüm “mesnet” olarak gösterilenler, hatta bundan çok daha ileri olanları bile var, Atatürk’ün masonluğa girmiş olduğunu kanıtlayamıyor.
Nitekim Sayın Spock da bunun öyle olduğunu belirtmiş ama anlaşılan gönlü hep Atatürk’ün Masonluğa girmiş oluşundan yana. Ancak bakalım aldığı kriterler ne denli geçerli.
1. Atatürk'ün Nutuk'da Tek Dünya Devleti'ne sempati ile baktığını söyleyen beyanatı.
Böyle bir şey mi var? Ne zaman demiş bunu? Diyelim ki demiş. Ne fark eder? Bunun bağdaşma noktası nerede? Masonluğun Tek Dünya Devleti kurulması gibi bir eğilimi mi var? Böyle bir şey olmadığına göre böyle bir gerekçe anlamsız.
2. …….
Bu çok ilginç bir konuydu ama yönetim silmiş galiba. Keşke silmeseydi!... Silmeseydi de,ben de anlatsaydım niçin yanlış düşünüldüğünü. Çünkü burada bir benzetme ortaya konuluyor ve bu benzetmeyi ileri süren başkaları da var. Yanılıyorlar. Masonluğun bazı ayrıntılarını iyi bilmeden bir yakıştırma yapmaya kalkışıyor ve çok yanlış yapmış oluyorlar.
3. 1935'de birçok sivil oluşumun kapısına kilit vurulurken, bu toplu kapatma olayından 3 gün önce Masonlara haber uçurularak "kendi kendinizi feshedin" uyarısının yapılmış olması ve böylece Mason localarının mal varlıkları ve fonlarına devlet tarafından el konulamaması.
Bu denilen tamamen yanlış. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olsaydı, Türk Yükseltme Cemiyeti’nin genel kurulu toplanır ve ona göre işlem yapılırdı. Ayrıca bir de Türkiye Yüksek Masonluk Cemiyeti bulunduğunu da göz ardı etmeyelim. 1935 yılının Mayıs ayı başında olup bitenler, birçok ciddi masonik kitapta uzun boylu anlatılmıştır. Tamen Ayan’in “Atatürk ve Masonluk” kitabı da onlardan biri ama biraz ayrıntıya girdiğinden olayı kavramak zorlaşmış. Başka kitaplar da var bu olayı apaçık anlatan. Sonuç: bu olayın Atatürk ile ilgisi yoktur.
4. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Selanik'te bulunan yönetim kadrosundaki hemen herkesin Mason olması ve Atatürk'ün de bu kültürden gelmesi.
Yanlış bir mantık… İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde çok sayıda mason olması, Atatürk’ün de gençliğinde bir ara o cemiyet girip çıkmış bulunması, Masonluğa da girip çıkmış olduğunu göstermez. Hani bir girip çıkmış olsa, sadece girip çıkmıştır ve bu durum mason olduğunu göstermez. (Bir diğer başlıkta değinmiş olduğum üzere; bir kilise Pazar ayini izleyen her kişi Hıristiyan mı olur?)
5. Atatürk'ün birçok konudaki düşüncelerinin (bilgi toplumu olma, toplumsal atılım, laiklik, çağdaşlık, vb.) Masonların düşünceleriyle örtüşmesi.
Elbette… Ancak Masonluğun ilkelerini ve felsefesini masonluk ile bağlantısız olarak benimseyen çok kişi vardır. Bunlar, o kişilerin masonluğa girmiş olduğunu göstermez. Bu özet belirleme, bir zamanlar bu Forumda “Türk masonları niçin Atatürkçü?” sorusuna bir yanıt getiriyor.
6. Cumhuriyet Dönemin'de de Atatürk'ün en yakınında hep Masonların bulunması (örneğin, Mim Kemal Öke, Şükrü Kaya, vb.)
Atatürk’ün yakınındaki masonları sayacak olursak, Mim Kemal Öke tamam ama buradan Şükrü Kaya’yı çıkarmalı. O Atatürk’e çok yakın kişilerden değil. Atatürk’ün yakınındaki kişilerden çoğu mason değil. Sayalım mı Celal Bayar’da başlayarak?... Hele bir de Mahmut Esat Bozkurt var. Ona bakacak olursak, Atatürk’ün Masonluğa karşı cephe aldığını söylemek daha kolay bile olur. Ancak şu sorunun cevabı istenmeli: Atatürk çevresindekilerin etkisinde kalan bir adam mıydı?
7. Atatürk'ün efsanevi Mu kıtası ile yakından ilgilenmesi.
Bakın ben bunu bilmiyorum. İlgilenmiş olabilir. Peki ama bunun Masonluk ile bağlantısı ne? Masonluk tarih öncesinin o varsayımsal kıtası ile ilgilenmez ki! Bu masonlar için bireysel bir ilgi alanı olabilir belki.
Sununda “Atatürk neden mason olmasın?” diyor Sayın Spock. Haklı. Bu kötü bir şey değil. Olmuş olsun. Olmuş olması ile olmamış olması arasında hiç fark yok.