Evrenin genel yapısının tüm yaratıma denk düştüğü ima edilmiştir yazımın başında.Makro evren ve Mikro evren. Büyük evren Küçük evren yani insan; diye bahsi vardır.
-------------
Termodinamik denge, açıklaması bilinmese bile sezgisel olarak bilinen bir şeydir. Isı alış verişi veya bir sistemdeki dinamik değişimle ilgilidir. Doğada ki her faktör bu dengeye ulaşabilmesi i.in sistemlerin değişimine sebep olur.
Termodinamik, fiziğin doğada oluşan tüm enerji çeşitlerinin değişimini inceleyen en büyük branşlarından birisidir. Özellikle ısı enerjisinin mekanik işe dönüştürülmesini ve fiziksel ya da kimyasal değişimlerin her türden enerji davranışlarının çalışmalarını içerir. Aynı zamanda doğadaki sistemlerin makroskopik parametreleri olan sıcaklık, basınç ve hacimleriyle de ilgilenir.
Denge, bir durumdaki karşıt kuvvetlerin birbirini tam olarak yok ettiği ve artık herhangi bir değişimin oluşmayacağı bir durumdur.Dengenin iki hali vardır. Birinci statik bir denge, ikincisi dinamik dengedir.Burada bahsetmek istediğim Kabala'nın Evrensel şeması olan Sefirot'taki her bir sefiraya karşılık gelen yapıdır. Birçokların hatta bazı bilim adamlarının bilmediği ve inanmadığı yapı. Bu çok geniş bir açıklama getiriyor ve ben çok kısa olarak açıklamaya çalışacağım...Bu arada toparlamaya çalışırken yapabileceğim bir yanlışlık asla Kabalaya mal edilmemelidir. Benim hatam onun dışındadır; çünkü ben hiç bir konuda uzman değilim. Sadece toparlamaya çalıştığım konu çok zor ve karmaşık ama bir o kadar gerçek ve bir o kadar tepki alacak bir konu. Tarihler boyu karşıt tepkiler olmuştur ve dünyanın yuvarlaklığı bile ölümcül kabul edilmez hal almıştır yüz yıllar önce.
Kabala'da Sefirot'un başında olan KETER İLE başlamam gerekirken bunu atlıyorum çünkü yanlış bir yorum getirmek istemiyorum ve her şeyin başlangıcı yani Yaratımın ilk vuku bulduğu yer. Bu sadece en basit benzetmesi çünkü evrenin yapısının bugün henüz tam açıklanamadığı ama Kadim olanların bunun hakkında mutlaka söyleyeceği şeylerin olduğu bir konu.
Keter, sanırsam statik durumda ama tüm potansiyeli barındıran bir Sefira olarak geçer.Dini yorumu her şeyin barındığı, her şeyin geldiği yer. Burada tam bir şey söylemem çok zor.Büyük patlamayla ilgili..
Hokmah, İkinci Sefira yani her şeyin geldiği yerden ilk tezahür olan Kozmos; yanlış hatırlamıyorsam Evrenin çatısı olarak ta geçer. Dinsel karşılığı: Göksel Baba, Göksel Adem ve sıfatları sevgi ve merhamet erg gücü.Çünkü her şeyin geldiği o sınırsız potansiyel her iki cinsi barındırır ve bir cinsyeti yoktur. Saf ve Arı dır. İlk ayrışımdan Hokmah zuhur ediyor yani erk gücü ve dinsel tabiri İbranice olan Abba yani Baba.
Hokmah, yani ilk hareket fizik yasasında Kuvvet olarak yorumlanır.Evrenin ilk aktif yanı.Fizikçiler buna daha iyi açıklamalar getirir; dediğim gibi açıklanması uzun ve bizler için daha zor. Burada kısaca deyiniyorum elimden geldiğince kaynaklarla karşılaştırıyorum zihnimin aldığı kadar..,
Binah, Üçüncü sefira Pasif ve dişil. Astronomi de Satürn'e karşılık gelir ve mitolojide Yüce Ana, Ölümün Kapısı, Göksel Havva, vs vs..Her bir sıfatın anlamı vardır ve farklı kuvet ler değil aynı kuvvetin içindedir ;yani birbiri ile çelişkili görünse de, öyle değildir.
Buraya kadar yeterli bence, çünkü dediğim gibi çok geniş ve Arketipik fizik, doğa kanununu içinde barındırıyor. Boşuna dememişler Kabalayı çalışmak bir ömrü alır. Fakat burada asıl açıklamak istediğim farklı bir bilginin nasıl anlaşılmasına ya da farklı bir araştırmaya ayrı bir pencereden bakmaya çalışmaktır; sonuçta buda ne kadar gerçeğe yakındır diye düşünmek?..
Evet tepki alacak bir konu;ayrıca dini karşılıklara da konduğu için dini çevrelerin " bu da ne böyle" diyeceği bir yazı. Göksel Adem ve Havva ya deyindiğinden özellikle hıristiyan kardeşler kızabilir. Akıllarına gelen ilk şey şu olacaktır. Baba,Oğul ve Kutsal ruh adına çıkarılan haç'ın, Evren yapısındaki karşıt oluşumların etki ve tepki yasasına karşılık olduğu bilgisi. Makro ve Mikro arasındaki benzerliği insan psikolojisi ile karşılaştırılarak üzerinde binlerce yıl önce çalışılmıştır. Boşuna dememişler Yukarıdaki aşağıdaki gibidir.
Asıl önemli olan sırların başlangıç yeri, ucu yukarı bakan üçkendir ve Sefirot'un üstte ilk üçken şeklidir. Bir Keter, Baş Olmayan Baştır. Hokmah, göksel Baba dır. Peki, yaratımın başlangıcının dinsel yorumu Göksel Baba ve Göksel Ananın olduğu yerde bir de Göksel oğul olmalı..peki o nerde? Hıristiyan arkadaşların kafası belki daha çok karışacaktır. Bunu ben söylemiyorum kendileri Baba , Oğul ve Kutsal Ruh diyorlar. Göksel Baba ve Ana'dan bahsederken bir oğul çıkıyor ve sıralamada Ana yok! Kadın Evrenin ilk yapısından itibaren yok edilmiş;yani Makrokosmoz'da var olan dişi enerşi, Mikrokozmos'da insanların koyduğu felsefede yok edilmiş.
Oysa okült bilgiler Ana'yı koyuyor; hatta Doğanın yaratıcısı olan Tanrıçayı ilk tarihinden, evrenin başlangıcından itibaren varlığını koruyor...Ama dini inanışlar Makro Anayı yok edip Mikro anayı anlatıyor o da şeytan olarak; Ademi günaha sokan Havva;..
Peki İllede bir suçlu ararsak Ademin suçu ne oluyor, yada asıl suçlu?.. Ademin omurgasından oluşturduğu yani ademden tezahür olan Havvan'nın bu oluşumdan ne kadar sorumlu olduğu araştırılmış mı? Ne acınası büyük bir cehalettir bu?...İşte astronomi , miteloji ve hermetik bilgilerin sevilmediğinin ve bu bilimin üzerine gidilmesinin ıvır zıvır ve bilim kirliliği denilip hışma uğramasının sebebi bu olabilir mi? Makrokozmos Erg gücünün, Mikrokozmos'da eşini ne hale soktuğu, dünya yönetiminin bu hale geldiğinden sorumlu tutulabilir mi acaba
Şimdilik benden bu kadar. Sadece farklı bir yoldan yürüyüp, konulan sınırların dışında biraz gezinelim istedim. Bu da farklı bilgilerin, farklı yorumları ve ben söylemiyorum. Sonuçta Kadimlerden gelen kaynaklar.
Uzmanların gözünde bir hatam olduysa özür dilerim; ve bu hatalar bilinçli değildir kesinlikle. Sadece bir aceminin toparlamaya çalıştığı satırlarda kalan eksiklerdir.
dip not:Doğa strateji gütmediği, plan yapmadığı için ağaçların bu günkü durumları gayet anlaşılabilirdir. Ama insanlardan da akıllarını kullanıp çok daha az maliyeti denge noktalarına ulaşmalarını beklemek sadece idealistlik değil aynı zamanda naiflik de olur zira insan, kendisine layık gördüğü aklilikten çok uzakta,karmaşalığının ve varlığının büyüsüne kapılmış bir sarhoşluk içersindedir hala. Fakat insanda dinamik dengenin bir parçasıdır.