Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: ARAP DÜNYASINDA (İslâm ile birlikte) “TAŞ” - 8  (Okunma sayısı 3846 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 29, 2010, 11:22:53 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay





İslâmda “âlem” olarak anılan kavram, duyu ya da akıl yoluyla kavranabilen, var olduğu düşünülebilen, ancak Allah’ın dışındaki varlık ve olayların tümünü yansıtan bir terim olarak algılanır.

Bu sözcük, alâmet ve nişan koymak anlamına gelen “alm” ya da bilmek anlamındaki “ilm” kökünden türetilmiştir. Yaratıcısının varlığının alâmeti olan, onun var olduğunun bilinmesini sağlayan anlamına gelmektedir. Cinler ve melekler gibi akıl sahibi varlıkları dile getirmek, âlemin diğer varlıklarını da belirtmek için sözcüğün “avâlim” şeklindeki çoğulu kullanılır. Böylece bu terimin canlı cansız tüm varlıkları içermesi olanaklıdır.

Şii kökenli bakış açısında, âlem kavramının Hz. Ali ile özdeşleştirilip, insanın tek başına tüm âlemleri temsil ettiği görüşü benimsenir. Bu kavramın kapsamlı tanımı, maddi ya da manevi tüm varlıkların hepsini içerir. Doğa âlemi, ruh âlemi, akıl âlemi, melekler âlemi gibi dizilimler yapılabilir. İslâm düşünürleri, âlemin yaratım eyleminin sonrasında ortaya çıkmış âlem olarak, “bir dünyalar silsilesi” tasarlamıştır.

Âlem sözcüğü, Kuran-ı Kerim’de gerek genel olarak evreni gerekse özel olarak insanları belirtmek amacıyla, hepsi de “âlemin” şeklinde çoğul olmak üzere, tam yetmiş üç kez kullanılmıştır. Bunların kırk ikisi, “Rabbil Âlemin” biçiminde olmak üzere Allah’ın canlı cansız bütün varlıkların ilâhı olduğunu vurgular. Ayrıca çeşitli âyetlerde gelmiş geçmiş tüm insan türleri anlamında olmak üzere de kullanılmış olduğu görülür; örneğin, “Size verdiğim nimeti ve sizden âlemleri üstün kıldığımı hatırlayın.” (Ankebût suresi: 10) Bunların, 176 kez bir arada tekrarlanan “semavat” (gökler) ve “arz” (yeryüzü) sözcükleriyle birlikte göz önünde bulundurulduğunda, evreni belirttiği anlaşılmaktadır.

İslâm inancı uyarınca Allah gökleri ve yeri yaratıp, bunların maddi ve manevi tüm bilgi ve egemenliğini kendi yönetimi altında tutmuştur. Bu yaklaşım uyarınca, âlemlerdeki tüm canlı ve cansız varlıklar, bir şekilde ona boyun eğer. Şöyle de diyebiliriz: İslâm dinindeki âlem anlayışı, bir yaratan güç ve onun kontrolünde olup yeryüzüne kadar varan değişik katmanlardan, tıpkı İbrani kozmogonisindeki gibi çeşit çok sayıda aşk, kürsi, felek, semavat, arz, yıldızlar, gezegenler ve kozmik nesnelerden oluşmaktadır.

8.-11. yüzyıllar arasında İslâm dünyasındaki eski Helen düşünürlerinin şapıtlarının çevirileri esnasında ortaya çıkan etkileşim, -özellikle Platon’un yapıtlarının Arapçaya çevrilmesi- İslâm kozmolojisinin oluşumuna olağanüstü katkıda bulunmuştur. Platon’un idealar (düşünüler) âlemi ile gölgeler (yansımalar) âlemi ayırımı, 9. yüzyıl İslâm düşünürlerinden el-Kindi ile başlayacak “akıl edilir âlem” ile “duyulur âlem” ayırımına ilham vermiştir. Ayrıca Platon’un âleminin insanı cisimden ve ruhtan oluşur saymış olması, “âlem ruhu” kavramının İslâm kozmolojisinde hareket ilkesi olarak merkezi bir yer tutmasını sağlamıştır. Tanrı’yı madde dışı ilâhi bir cevher olarak sayan ruh anlayışı da İslâm düşünürlerince tutulup benimsenmiştir.

Aristoteles’in “De Caelo” (Gök hakkında) adlı yapıtıyla kendisine yine onun olduğu söylenen “De Mundo” (Âlem hakkında) adlı kitap, İslâm dünyasına “Esk-Sema ve l-âlem” şeklinde birleştirilerek aktarılmış, felsefi İslâm kozmolojilerinin Helenistik kaynaklarından birini oluşturmuştur. Özellikle ay altı ve ay üstü âlemleri ayırımı, doğrudan bir etki yaratmıştır. Ay altı âlemi, oluş ve bozuluş (kemnu fesat) âlemidir. Ay üstü âlem ise ezeli ve ebedi ilâhi varlıkların bulunduğu âlemdir. Oluş ve bozuluş âleminin dört öğeden oluşmasına karşılık, semavi âlem beşinci öğe olan esirden oluşmuştur. {Evrenin oluşumunda alışılagelmiş ve daha çok bilinen daha çok Batı kaynaklı “dört öğe” ile buna karşıt daha çok Doğu kaynaklı “beş öğe” kavramları da bu konu başlığının çok dışında olmak üzere incelenmeye değer. Elbette bu öğelerden biri “taş”; çoğu yerde toprak denilmesine karşın toprak taşın bir türevi.]

Bu bağlamdaki kabule göre; âlemin en dışında Tanrı’nın hareket ettirdiği ve sabit yıldızların yerleştirildiği birinci gök, merkezinde ise sabit bir şekilde yeryüzü bulunmaktadır. Bu ikisi arasında, sayıları 55’i bulan canlı felekler ile onlara birlikte hareket eden gök cisimleri yer almaktadır. İlk devinim içe doğru çevrilerek kozmik dönüşler sağlanır. Böylece işleyen âlemlerin bir seri halinde sonsuz oluşu, daha sonra bu görüşü yoktan yaratma inancıyla birleştirip yorumlamaya çalışan Müslüman düşünürlerin başına hayli dert açmıştır.

Aristoteles’in İslâm dünyasında yaygın olarak bilinen “Metafizika” adlı yapıtının çeşitli bölümleri, âlem tasarımının metafizik kavramlarla temellendirilmesi bakımından İslâm düşünürlerini hayli etkilemiştir. Bu yapıtta geçen ve başlıcaları “cevher”, “araz”, “madde” ve “suret” ile bağlantılı olan kuramlar, İslâmdaki Meşai felsefesinin öncelikli teması haline gelmiştir ama az çok kılık değiştirmiş olarak… Bu farklılığın en çok Allah–âlem ilişkisi, daha doğrusu Allah’ın âlemi yaratması konusunda olduğu söylenebilir.





Bence bu işin kökeninde Hermetizmden olağanüstü boyutta etkilenmiş olan Yeni Platoncu yaklaşım var. Ancak işin o boyutunu bir başka başlık altına almanın daha doğru olacağını düşünüyorum. Zaten “taş” başlığının epeyce ötesine geçtik. Dolayısıyla bu başlık için öşye diyelim:

BİTTİ.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 29, 2010, 03:06:08 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

sayın adam bu yazılar sizin kendi derlemelerinizmi yoksa alıntı mı merak ettim.


Mayıs 29, 2010, 03:40:01 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Kendi derlemelerimdir. Bu forum için özel...
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
6197 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2010, 06:35:00 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
7131 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 12, 2010, 02:20:22 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3733 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 13, 2010, 11:44:49 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3606 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 20, 2010, 12:27:18 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3373 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 21, 2010, 12:58:18 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3407 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 22, 2010, 04:08:15 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2967 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 24, 2010, 12:39:23 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3251 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2010, 03:44:53 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2972 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 26, 2010, 06:29:39 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
6612 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 28, 2010, 08:21:37 öö
Gönderen: ADAM