Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: TAŞ İLE BAĞLANTILI İNANÇLAR - 5  (Okunma sayısı 2138 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 16, 2010, 01:40:09 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay





Taş inancının ruhsal everen ile nasıl bağdaştığına çok güzel bir örnek, birçok kültürde görülen bir benimseyiştir: Rüyasında ölü gören bir kişinin gidip yerde kazdığı bir çukura nefesini üflemesi ve rüyasını anlatarak çukurun üstünü taşla örtmesi...

Taşların değişmez bünyesinden ötürü, genellikle Tevrat-İncil geleneğinde bunların “bilgelik” ile özdeşleştirilmiş olması doğaldır. Nitekim Tevrat’ın “Çıkış” (Exodus) adlı bölümündeki ünlü öyküyü özetle anımsayalım:

“Musa’nın peşine taktığı İsrailoğulları, Mısır’dan çıkmış, yeni bir yurt edinerek yerleşmek üzere doğuya doğru ilerliyordu. Tanrı, gündüz buluttan, gece ise ateşten bir sütun halinde önlerinden giderek onlara yardımcı oluyor, hem gündüz hem gece yürümelerini sağlıyordu. İsrail halkının gittiğini öğrenen firavun savaş arabasına bindi; yanına en iyi savaşçılarıyla 600 savaş arabası aldı ve İsraillileri izlemeye koyuldu. Mısırlıların yaklaştığını gören İsrailoğulları, «Keşke Mısır’da kalmış olsaydık; hiç olmazsa çöllerde ölmezdik. Çölde ölmektense Mısırlılara hizmet etmek daha iyiydi.» diye yakınmaya başladı. Tanrı, Musa’ya yardım etti. Musa Kızıldeniz’i geçmek için bir kaya parçasına elindeki asa ile vurdu. Bunun üzerine sular birer duvar gibi ikiye ayrıldı. İsrailoğulları, kuru denizden yürüyerek geçti. Onları Mısırlılar izledi. Fakat İsrailoğulları geçtikten sonra, deniz eski haline dönüştü ve sular, firaıvun da dahil, bütün Mısırlıların üstüne kapandı” (Tevrat, Çıkış 13: 21, 14: 5-7, 10-12, 21-25, 27-28)

Kutsal kitaplarda buna benzer başka öyküler de vardır. Örneğin Matta, İsa’nın doğuya yolculuğunda şeytanın onu taşları ekmeğe çevirmeye yöneltip tahrik ettiğini belirtir.

İnsan inançlarında çok önemli bir yeri olan taş simgeciliğinde eski geleneklerdeki şu görüşlerden dolayı taş, her türlü okült, ezoterik hatta ekzoterik sistemin de içine girebilmiştir: İnsanlar onun 4 ana elementin (ateş, su, toprak ve hava) bileşiminden oluştuğuna inanmış, onu bir şekilde doğanın kanıtı olarak görmüşlerdir. Yapısındaki saflığın ve ilâhi kaynaksal yaratılışını ya da gökten düşmeyi bir türlü bütün dünyada asla kirletmeyecek veya saflığı bozulmayacak bir nesne olarak görmüşlerdir. Bundan dolayı saflığına hiçbir şey katılmayan taşın gelecekte yok olmayacağı görüşü, Tevrat-İncil anlatımlarına kadar girmiştir.

Taşlar, Dünya Ana’nın bel kemiği olarak görülmüştür; onlarsız asla yapılamayacağı, yaşanamayacağı, çoğalmanın sağlanamayacağına inanılmıştır.

Taşlar ilâhi ilkenin zaferi ve kanıtı olarak görülmüştür. Ebedi ve ezeli olan en üstün gücün kendi varlığını dünyanın ve taşların oluşumunda ortaya çıkarttığına inanılmıştır. Hiç yoktan ortaya çıkan yaradılış gizeminin bir simgesi olan ilk madde, kendisini önce kutsal tepecik ve dağ simgesi, daha sonra taş ile belirginleştirmiştir. İnsanlar onunla bir şekilde, yaradılışın gizeminin oluşturduğu varsayılan “yitirilmiş sözcük” ile de bütünleştirmiştir.

Tapınaklardaki taş sunak, tarih boyunca ilâhiliğin varlığını simgelemiştir. Sunak, bir şekilde tanrısal güçle bir olunduğu, ona tekrar kavuşulduğu noktayı simgelemektedir. Bu bakımdan özellikle kiliselerin en önemli öğesidir. Öyle ki, sunak olmazsa olmaz. Bunların bir lahdi andıran görünüşleri varsa, bunun anlamı ölümden yaşama ya da bu zamandan ebediliğe geçişi simgelemesidir.

Taş sunakların kapsamında aynı zamanda bir yok edilemezlik, ortadan kaldırılamazlık, ilâhiliğin ezelden sonsuza dek var olmasıyla bağlantılı bir açılım vardır. Sunak, ilâhi ilkenin varlığının simgeselliğini insanlığın başlangıcından beri koruduğu gibi, bundan sonra da koruyacaktır. Bir bakıma insanın tekrar ilâhileşmesinin kutsal noktasıdır.



Hıristiyan inançlarında sunak, hem mezarı hem de yeniden doğuşu simgeler. Ölümün bir şekilde yaşama dönüşünü ve dönüşümü betimler. İsa’nın kurban edilişini ve onun doğruluğunu yani Tanrı’nın oğlu olduğu anlatımını içinde barındırır.

Kiliselerde genellikle sunak çevresine korkuluklar yerleştirilir. Hıristiyan ilâhiyatında bu korkuluklar, burasının sadece yüksek rahiplerin girebileceği bir yer olduğunu belirtmek içindir. Hıristiyanlar bunun öyle olduğunu kabul etmese de, sunak böylece Yahudilerin Ahit Sandığı ile, sunak bölmesi de Antik Kudüs tapınaklarındaki “kutsalların kutsalı” olarak anılan yer ile özdeşleşmektedir.

Hindu kökenli inançlarda sunak, üzerinde yanan ateşle dünyanın yaratıldığı nokta düşünüsünü (imago mundi) ve yaradılışı simgeler. Vedalara dayanan inançlarda, onun yapımında kullanılan kil, çamur oluşturularak yapılır; çevresel yüzeyleri, atmosferi ya da okyanus sularını simgeler. Birbiri içine geçer biçimde yapılmış sunaklar, iç içe geçmiş Agni, Vaya ve Aditya yani dünyasal ışıkları simgeler. Sunağın en dibindeki taş Agni adlı Vedik nitelikli ateşi temsil ederken, ortalardaki taş orta dünyaları yani geçiş evrenini, en üstteki taş ise cennetlere açılan gözü temsil eder. Bu simgeselliğin bir başka açılımı, ölümden sonra ölümsüzlüğe, karanlıktan aydınlığa geçişi anlatır.









Bu bağlamda Hıristiyanlığın geleneksel uygulamaları ile Masonluk arasında bir benzeyiş de sezilir. Masonluk, Hıristiyan ortamında doğmuş bulunduğu için bunu doğal karşılamak gerekir. Ancak Masonlukta taş, Hıristiyanlık ile bağlantısı olsa da olmasa da çok önemli bir simgedir. Sırası gelmişken, bundan da biraz söz etmenin yararlı olacağını düşünüyorum. İzleyecek bölümde…



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Batıl İnançlar

Başlatan bugfree Inanc Uzerine

3 Yanıt
3582 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2008, 08:25:55 öö
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
2924 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2009, 12:40:21 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2534 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 15, 2010, 10:19:12 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2361 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 11, 2010, 07:43:58 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4591 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 12, 2010, 07:30:39 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
5143 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 14, 2010, 08:34:16 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3264 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 15, 2010, 08:33:15 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2395 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 18, 2010, 06:30:17 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2410 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 19, 2010, 03:26:32 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
6188 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2011, 03:21:44 öö
Gönderen: seteney