Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Mason Sözlüğü => Terimler ve Kavramlar => Konuyu başlatan: ADAM - Kasım 14, 2014, 12:41:56 ös
-
Masonlukta zaman zaman (ya da sık sık) böyle bir terimin kullanıldığını biliyoruz.
Mason Sözlüğü'nde bunun için "Simgesel olarak, “kardeş sofrası”ndaki ortamın ve burada yapılan işin niteliği." diye bir tanım görüyoruz.
Neden böyle?... Neden bir başka terim değil de bu?...
Acaba bu konuda biraz daha ayrıntılı bilgi verebilecek olan var mı?
Bu terim sadece Masonluğa mı özgü yoksa başka ezoterik (hatta belki ezoterik bile olmayan) başka kurumlar da bu terimi ya da benzerini kullanır mı?
Bu arada, şu "Kardeş Sofrası" da bir simgesel terim; değil mi?
Yorum da yapılabilir. Ancak bilgisel açıklama verilecekse, kaynağının belirtilmesi rica olunur.
-
Bu yazının Foruma konuluşunun üzerinden iki gün geçmiş. İlgi gösteren olmamış.
Neden acaba?
Masonları geçtik.
Forumda ikide bir Masonluğa çok ilgi gösterdiğini (hatta mason olmak istediğini) söyleyen katılımcılarımız nerede?
-
Ekmek ve tuzun paylasilmasinin masonik olarak muhakkak bir derin anlami varki Sayin ADAM dikkatleri buraya cekmeye calisiyor.
O konuda bilgim olmadigindan ustadlardan dinlemek isterim.
Kendi bildiklerime gelecek olursak, insanoglunun sofrasinin en temel besin kaynagi olmustur tuz ve ekmek. Hatta oyle ki, bir cok defa kiyasiya savasan iki devletin yaptigi anlasma tuz ve ekmekle muhurlenmistir.
Roma'da lejyonerlere tuz ile odeme yapildigini da biliyorum. AMA bunun bir kutsiyetten ziyade, o donem tuzun degerli bir madde olmasinin onemi var sanirim.
Son olarak, j.r.r martin'in fantastik serisi buz ve atesin sarkisinda, Ev sahibinin ekmegi ve tuzunu yiyen misafir orada oldugu muddetce ev sahibinin korumasi altinda olur.
Hatirimda kalanlar bunlar, ozellikle Masonluk ile ilgili anlaminin yazilmasini sabirsizlikla bekliyorum.
-
Neden bir başka terim değil de bu?
Bu konuda düşündüklerimi ifade edebilir miyim? Bilmiyorum. Ama şansımı denemek istiyorum.
"Simgesel olarak, “kardeş sofrası”ndaki ortamın ve burada yapılan işin niteliği." diye bir tanım görürüz, diye belirtmiş Sayın ADAM. Masonların mütevazi olması, alçak gönüllü, az ile yetinecek insanlardan oluşması gerektiğinin vurgulanması olabilir mi?
Bugün herhangi birimizin arkadaş sofrasının, neredeyse kuş sütü eksik olacak şekilde olması kuvvetle muhtemeldir. Fakat kardeş sofrasının amacının yemek-içmek olmadığını az çok kestirebiliyorum. Kardeşlerin bir arada olması gayesi güdüldüğünden, oldukça sıradan ve maddi olarak düşük değere sahip ekmek ve tuz ile simgelenmesi oldukça dikkate çekici.
Umarım Masonlar bu konuda bilgiler verirler.
-
Sayın animi'den bence güzel İKİ KATKI GÖRÜYORUZ.
Önceki katkının daha güzel olması için:
bir cok defa kiyasiya savasan iki devletin yaptigi anlasma tuz ve ekmekle muhurlenmistir.
Hangi tarihte, nerede, hangi devletler arasında olduğuna ilişkin bir-iki örnek olsa...
-
Sayın ADAM'ın isteğinden sonra internette biraz dolaştım. Açıkçası pek bir şey bulamadım. Ancak her bulduğumda buraya ekleyeceğim. Bulduklarım içerisinde iki kayda değer örnek var. Onları paylaşmak isterim.
"Rumeli Tekfuru ile Orhan Gazi arasında bir anlaşmada, orta yolu bulup samimiyet tazelemek için kullanılmıştı."
“Cengiz Han 1203 tarihinde Tayank Han üzerine savaşa yürür.
Sonuçta Tayank Han yaralanır.
Ordusu dağılır.
Kendisi bataklıkta sazlıklar arasında gizlenir.
Durumu böyle iken beylerinden bir kısmı Cengiz’le savaşmayı sürdürür.
Sonuçta Cengiz Han bunları karşısına alır.
Onlara:“Yediğiniz ekmeği-tuzu hakettiniz, sizi kutlarım”der.
-
•Ekmek ve Tuzun Paylaşılması
Simgesel olarak, "kardeş sofrası"ndaki ortamın ve burada yapılan işin niteliği.
Masonlukta, bir kardeş sofrasında masonlara şöyle bir öğütlemeyi anımsatmak üzere kullanılır: «Alçak gönüllü olun. Paylaşmayı bilin. İsteklerinizi doyuma ulaştırmadan önce başkalarının haklarını da gözetin. Önünüze konmuş olan ile yetinip başka bir şey istemeyin. Burada asıl önemli olanın, yemek ve içmek değil, geleneksel bir sofra çevresinde birlik kurmak, eşitlik içinde bağlılık duygularını pekiştirmek, kardeşçe dayanışmayı olgunlaştırmaktır.»
ALINTI ... ÖZGÜR MASONLAR SİTESİ
-
Ekmek : Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek.
Tuz : Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu madde.
Gerçek anlamlarını vermiş olduğum bu terimleri yorumlamak isterim.
Ekmek içinde bir çok madde bulunması nedeniyle insanı,yani kişiliği temsil eder.Ekmeğin içerisinde tuz da bulunur.
Tuz iki maddenin birleşmesi (sodyum-klorür) olduğuna göre akıl ve bilgiyle birleşerek fikir olur.
Kardeş sofrası ise her masonun kişiliği ve fikrini paylaştığı dostane bir ortamdır.
-
Ekmek ve tuzun paylaşılması terimi bende tamamen sembolik olarak, Kardeş Sofrasında, ayrımcılığın olmadığı herkesin eşit olduğu bir ortamı temsil edermiş gibi bir his uyandırdı. Tabi bunun üzerine uzun uzun konuşulup üzerine felsefi olarak da çok fazla yorum yapılabilir. Bu konu felsefe başlığı altında da incelense ve felsefe konusunda ihtisası olan birileri tarafından da yorumlansa pek de hoş olur diye düşündüm.
-
Tuz ve ekmek bir cok gelenek icin hep cok degerli kavramlardir. Ornegin Turklerde "tuz ve ekmek hakki" diye bir deyim vardir. Ifade ettigi anlam da muthis zengin. Bir vefa borcu, bir kardeslik, bir yemin, yasanmislik olarak gorulur. Gecmis tarihi okudukca insanlarin eskiden daha vefali ve paylasima onem veren insanlar oldugunu goruyorum. Ne mutlu ki masonluk var, kardesler bir arada.
-
" Corbada benimde tuzum olsun " Atasözü.
Ekmek emektir, üretmektir, yeri gelir bolluktur, yeri gelir güzelliktir.
Tuz ( yanliz yenildigimde ) aciliktir, zorluktur, acidir ve aci´dir.
Ama gel gelelim bunlar ayri olamazlar ve bunlar ancak karistirildiklarinda ortaya yenmeye, paylasilmaya deger bir sey cikar.
-
Masonlar Sözlüğü'ndeki "ekmek" ve "tuz" maddelerine bakarak şöyle bir sonuca vardım:
Kardeşlik Sofrasında hem ruhi hem de maddi aleme ait bilgi ve birikimlerin paylaşılması, bu ikisi arasındaki dengenin sağlanarak sürekli kılınması.
Bir de İncillerdeki şu anlatımlar var:
“Size ilettiğimi ben Rab’den öğrendim. Ele verildiği gece Rab İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve şöyle dedi: “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın.” Aynı biçimde yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. Her içtiğinizde beni anmak için böyle yapın.” (1 Kor. 11:23-25).
“İsa yemek sırasında eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve “Alın, bu benim bedenimdir” diyerek öğrencilerine verdi. Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine verdi. Hepsi bundan içti. “Bu benim kanım” dedi İsa, “Birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır.” (Markos 14:22-24.)
Tuz ve Işık
“Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ona nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp ayak altında çiğnenmekten başka işe yaramaz. (Matta 5:13)
-
Bu başlık altında çok güzel paylaşımlarda bulunuldu.
Bu Forumda Masonluğu iyi anlayan ve değerlendiren katılımcıların bulunduğu, Forumun, gerek üyelere gerek dışarıdan izleyenlere Masonluk ile bağlantılı doğru bilgileri verme bakımından pek yararlı olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Tüm bunların arasında sadece Sayın peacewings'in İncil'den verdiği örneklerin bu başlık ile genel bir bağlantısının olmadığı, böyle yorumların ancak Masonluğu bir Hıristiyan kurumu olarak gören kuruluşlarda geçerliği olabileceğini de belirtmek gerekir. Nitekim diğer katılımcılarımızın yapmış olduğu değerlendirmelerde, "ekmek ve tuz" buluşturması geleneğinin çok daha eski tarihlere ve kültürlere kadar uzandığı da belirtildi.
Unutmayalım ki ekmek her zaman bedensel (maddi)s gereksinmelerin simgesi olagelmiştir. Tuz ise aktif ve pasifin (asit ve bazın) birleşimi yani dengedir. Burada söz konusu olacak denge, "ölçü"dür.
Bundan sonrası, bakarsınız Forum kurallarının 17. maddesini çiğnemek olur. İyisi mi, ben de burada durayım.
-
Biraz eski bir tartışma başlığı olsa da yorum yazmadan geçemedim.. Günlük hayatımız içerisinde sıklıkla kullanımı "ekmeğimiz tuzumuz olsun" şeklinde olduğunu düşünüyorum. Ama bu kavramın çoğu günümüz insanı tarafından yeterince algılanabilmiş, derinine hissedilebilmiş olabildiği kanısında değilim.
"Ekmek ve Tuz" la ifade edilmek istenen tarihin ilk zamanlarından beri insanlık için en kutsal olan şeyleri yani İnsanın yaşaması için ihtiyacı olan en temel maddelerin paylaşılmasındaki ehemmiyeti ifade etmektedir bence.. Yani kişinin kendisi için gerekli olan en temel yaşamsal besinleri paylaşabileceği insanların ancak kardeşleri olabileceğini, Masonik anlamda ise bu bağın kurulmasının bu şekilde gerçekleşeceği ve Masonik anlamda kardeşliğin temsîlî şeklinin bu olduğunu düşünüyorum..
-
Sayın Erbeks'in dedikleri doğru.
Nitekim bazı masıon kuruluşlarında yapılan yorum ya da değerlendirmede, bu konu dinsel bir benimseyişe bağlanır.
Buna karşılık bazı masonlar, buradaki ekmek ile tuzu, bilimsel bir yaklaşımla, simgesel anlamları çerçevesinde değerlendirir.
-
Masonların dinsel ve bilimsel anlamda belirleyişlerinden bahseder misiniz ? Lütfen..
-
Masonların, üyesi oldukları kuruluşa göre dinsel, mistik, hümanist ya da bilimsel eğilimleri, bu bağlamdaki kanatlar konusunda Forumun Evrensel Masonluk bölümünde çok tartışılmıştır. Konu bu başlığın çerçevesine sığmaz. İsteyen, arşivdeki anlatımları incelemeli. O zaman tuz ve ekmeğin nasıl farklı değerlendirilebildiği görülür. O zaman belki buna "su" da katılır ama her nedense bu deyişin çerçevesine onu da almamışlar.