"Kadınlar Mason olamaz" kuralı günümüz şartlarında belki mantık dışı, Masonluk öğretisiyle örtüşmez nitelikte ve haksızlık gibi görünse de, Masonluk'un çok eski bir öğreti olduğunu, ve ritüellerinde ve kurallarında birtakım değişmezlikler olduğunu hatırlamakta fayda var. TC Anayasası'nın değişmez kurallarını nasıl değiştirmeye çalışmıyorsak, bunu da değiştirmeye çalışmamalıyız. Öncelikle bunu değiştirmeye çalışmak, yüzyıllardır süregelen bir bilgiler ve birikimler bütününü başka bir kılıf için yeniden oluşturmaya benzer. Zor mudur, mümkün müdür kısmı yoruma açıktır tabii.
Yoruma açıktır demişken kendi fikrimi de belirtmek isterim. Masonluk eski bir öğreti, evet ancak biz bu eski öğretiyi 21. yüzyıl çerçevesinde değerlendirerek hata yapıyoruz. Masonluk'ta reforma gidilir mi, bu konuların tartışılması hoş karşılanır mı soruları da sanırım biraz çelişkili ve hatta anladığım kadarıyla söz konusu bile olamaz. Çünkü Masonluk, çok keskin kurallar bütünüyle belirlenmiş olup, kendi içinde bir adabı da var.
Ben fakirin düşüncelerine gelirsek, elbetteki kadınların, bu aziz, kutsal varlıkların -madem bu kadar azizler-, öğretiden uzak tutulması değil bizzat öğretinin öğretici sıfatında bile bulunabilmeleri gerekir. Bu yüzden şahsi fikrim, Sayın Mason'un yönelttiği 3. maddenin samimi değildir. En azından benim sorumun cevabına tatminkar bir açıklama olmadığını belirtmek isterim.
Bu madde aslında, sanki kadının 'elinin hamuruyla' bu işlere pek bulaşmaması gerektiği, bu öğretiyi de erkeklerin yönetmelerine bırakmaları gerektiğini savunuyor bana göre. Bu noktada feminist bir akımın etkisinde kalmış edasıyla kadın hakları savunuculuğu yapmayacağım elbette ama bilinen birkaç noktaya tekrar değinmekte fayda var diye düşünüyorum.
Kadın aslında kadınsal görevlerinin yanında daha pek çok işte erkeğin yanında durabilmiştir. Hatta günümüzde hem çocuklarını yetiştirip hem de işe giden ve en az erkek kadar eve ekmek getirebilen kadınların sayısı bir hayli fazladır. Kadın başarılar elde edebilir, kadın buluşlarda veya kuram çalışmalarında rol alabilir, kadın bir icat yapabilir. Yani aslında kadın da erkeğin zekasının ve fiziksel gücünün gerektirdiği her şeyi yapabilir. Bu noktada kadına haksızlık yapılmış olduğumu düşündüğümü belirtmek istiyorum.
Ancak kadının duygusal yapısının erkekten farklı olduğu bilinen bir gerçektir. Eğer kadınların Mason olamamasının altında bir gerekçe aranacaksa, kadının yumuşak mizacı ve annecil doğasının altında aranmalıdır. Bu kadını ne erkekten daha güçlü, ne de zayıf yapar. Bu kadını yalnızca erkekten farklı yapar. Ancak erkek de kadın kadar kutsaldır. Bana göre 'bahanesi' hazırlanmış bir kalıbı savunmaktansa, hormonlarının esiri olduğu gerçeği hatırlatarak daha somut ve çözümsel yaklaşımlar getirebiliriz diye düşünüyorum.
Saygılarımla.