Baktım, tümünü de tekrar okudum. O sözü Pentagram'ın Bir isimli parçasından almıştım. Belki ayrıntılandırmak için sözlerinin tamamını yazmam gerekir.
ateş toprak hava olmuş
yağmur olmuş hayat vermiş sana
kalbin olmuş ruhun olmuş
aklın olmuş yol göstermiş sana
bir ömürlük maceranda
hikayeni anlat bana
ne anlam verdin sen buna
ruhunda neler var senin
atalarına malum olmuş
kitap yazmış anlatmışlar sana
imam rahip rehber olmuş
yalan yanlış aktarmışlar sana
günümüzün dünyasında
hepsi aynı hepsi ala
isa musa muhammed buda
neyin varsa bilmiş senin
insanoğlu kendini arar
dünya döner milim milim
eğer göçüp gidersen bugün
yarım kalan işin var senin
korkma ondan bundan
ne ölümden ne hayattan
bu dünyada gördüklerinin
hepsi bir hepsi haktan
----
Yazıya baktım 2008'de yazmışım. O yazıda yemin edilen kitap üzerine bir soru vardı ve ben de o şekilde cevapladım. İnancın kişiye özel olduğunu düşünüyorum. Gelebilecek soruyu da tahmin ediyorum. O cevabı verdiğim zaman Mason değildim. Yani cevap verirken yazı yazarken daha rahattım. Şimdi dediklerim Masonluğu bağlamaz, Masonluk adına bir açıklama değil, şahi görüşlerimdir ama yine de bir şey derken artık deyip dememe noktasında kalıyorum.
Evet, ben tekris törenimde yemin ederken hangi kitaba el bastığımı hiç önemsemedim. Sonuçta orada duran Kutsal Kitaplar (ki bizde 3 kitap mevcut) benim için o anda yeminime inandığım Yüceliği tanık kılmamın bir vasıtasıydı. Denebilir ki eh ha kutsal kitaplar ha beyaz plastik kapaklı içi boş bir kitap sonuçta hepsi birer sembol değil mi? Onunla da bu Yüceliği tanık kılamaz mısın? O zaman işte işin içine tercihler giriyor. Yine Muntazam Masonluğun kuralları vs. tartışmaya açılacak. Ama şöyle söyleyeyim; Muntazamlık bir tercih meselesidir. Benim bağlı olduğum Büyük Loca, Muntazam Masonluk yönünde karar kılmış, çalışmalarını ona göre tesis etmiştir. Fransa Büyük Doğusu mesela başlangıçta muntazamken daha sonra bundan vazgeçmiş tercihini değiştirmiştir. Ve başka bir Masonluk blogu oluşmuştur. Bunlar tartışılabilir. Ama ne bileyim, tercihlerin tartışılmasının sonucunda ne elde edileceğini anlayamıyorum.
Teşbihte hata olmaz derler; Muntazam Masonluk diyor ki benim tercihlerim bunlardır, eğer bunları sen de tercih ediyorsan birbirimizle ilişki kurabiliriz (masonik anlamda). Birbirimizi ziyaret edebilir, toplantılarımıza katılabiliriz vs. Yok eğer tercihin farklıysa o zaman sen yoluna biz yolumuza. Sonuç bu! Bu kurallara riayet etmemeyi tercih edenler de kendi aralarından birbirlerini tanıyor, tanımıyor, ilişki kuruyor ya da kurmuyor. Ama bunların hepsi birer tercih meselesi.
Bugün dünya üzerinde ve ülkemizde de farklı iki temel Masonik yaklaşım var. Biri Muntazam Masonluk yaklaşımı diğer bu muntazam Masonluğun tercihlerini kabul etmeyen karşı blogu oluşturan yaklaşım. Bu iki görüşe göre kurulmuş örgütler var ve bunlar arasında Masonik ilişki kurulamıyor, kurulamaz. Bu da bir tercih meselesi. Hatta iki değil aslında üç örgüt var. Biri muntazam Masonluğun tercihlerini kendi tercihi olarak kabul etmiş ve çalışıyor, diğerleri ise başka tercihler yapmışlar ve onlara göre çalışıyorlar. Bunlar arasında da herhangi bir Masonik ilişki kurulamıyor, çünkü kurulamaz.
Sevgiler.