Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Parapsikoloji => Konuyu başlatan: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 17, 2007, 06:18:23 ös

Başlık: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 17, 2007, 06:18:23 ös
Bu iki olgunun daha iyi anlaşılabilinmesi için olaya şu açıdan bakılmasının faydalı olacağını düşünüyorum.Evrenin temel ilkesi Değişkenlik ilkesidir.Yani evrende var olan hiçbir şey olduğu gibi kalamaz.Bir diğer ilkede yok olmazlık ilkesidir.Evrende madde dahil hiçbir varlık tamamen yok olmaz sadece şekil değiştirir.Şimdi bu iki olguyu yan yana koyduğumuzda ortaya çıkan manzara şu şekilde olacaktır.Bir Dünya var bu dünya üzerinde yaşayan canlılar var ve sürekli bir değişim zorunluluğu var.Canlılar nasıl doğup büyüyüp ölüyorlarsa dünyada var oluşundan itibaren bu sürece tabidir.Tabiki ölümünden önce değişim süreci vardır.Buna dünyanın fiziksel değişimleri diyebiliriz.Bunu insanoğlunun dünyaya verdiği zarar sebebi ile olduğunu düşünmeyiniz.Bu bir süreçtir.

Tufan:

Yapılan araştırmalar dünya üzerindeki köklü değişikliklerin belirli periyotlar dahilinde Tufanlar sonucu olduğunu ortaya koymuş Tufanları tetikleyen etmen ise dünyanın kutuplarının yer değiştirmesi olayı.Bu süreç başladığında dünyanın yüzeyi tamamen şekil değiştirecek.Bazı kıtalar tamamen batacak ,şu an su altında olan birtakım kara parçalarıda yeryüzüne cıkacak.Buna bir nevi dünyanın kendisini yenilemesi de diyebiliriz.Bu süreç sonucunda dünya tamamen yenilenecek.Bunun zamanının tam olarak tesbit edilemediği gibi göz attığım tüm kaynaklarda önümüzdeki 50-60 yıl dan sonraki bir döneme denk geleceği öngörülmüş.Yani içinde bulunduğumuz dönem bir devre sonu.

Kıyamet:
Daha öncede yazdığım gibi Kıyamet Kıyam sözcüğünden gelir ve esas anlamı ayağa kalkmak demektir Yani uyanmak.Bu uyanış yeryüzünde yaşayan insanların algı seviyelerindeki artış sonucu olacaktır.Bunun sonucunda da yer yüzündeki değer yargıları tamamen değişecektir.Bu değişim dünyanın foton kuşağının etkisi altına girmesi ile çok fazla artacaktır.Bu gelişme maddiyatın azalıp maneviyatın artması şeklinde olacaktır.İnsanlar (tabiî ki herkes değil) var oluşun amacı ,insanın ne olduğu, amacının ne olduğu gibi konularda daha açık bilgilere sahip olacaklardır.Daha önce sembolizmalar kullanılarak anlatılmaya çalışılan bu gerçekler insanlığa açık olarak sunulacaktır.Bunun sonucu bağnazlık ortadan kalkacak insanlık tamamen farklı bir şekilde yaşamaya başlayacaktır ki buna Altın Çağ diyoruz.Peki bu başlangıcı ne tetikleyecek?Çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgiler 2 farklı olgu üzerinde duruyorlar.
1.Yeni bir bilgi kitabının ortaya çıkışı ve insanlığa sunuluşu.(Kitap konulduğu yerde insanlığa sunulmayı bekliyor)

2.Atlantis Kıtasının keşfi (Atlantis kıtası şu an keşfedilmiş durumda ancak İlgili araştırmacılar Amerikan hükümetinin engellemesi sonucu buluşları henüz açıklamıyorlar ve bulguların okyanusun derinliklerinden su yüzeyine çıkartılması engelleniyor)

Not:Özellikle  Foton Kuşağı ve bilgi kitabı ile ilgili konuya ilgi duyan kardeşlerim varsa ve sayın Üstadım izin verirse kendileri ile özel bölümde bilgilerimi paylaşabilirim.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: LuckyEye - Haziran 17, 2007, 06:26:25 ös
Yazdıklarınız alışılageldik bilgiler gibi gözüksede aslında photon belt konusu ilginç aslında o konuda bilgim yok denecek kadar az hatta ilk defa Türkçe'ye çevrilmiş halini görüyorum o konuyla ilgilinecektim bilhassa Galaktik İnsan kitabını okumaya karar vermiştim lakin fırsatım olmadı.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: LuckyEye - Haziran 17, 2007, 06:34:11 ös
  Kıyamet günü insanların tümünün gerçeği açıkça gördükleri andır. İnkar eden bir insan karşılaşacağına asla inanmadığı, hatta bu inançsızlığının sonucunda sürekli reddettiği ve hayatı boyunca düşüncesinden kaçtığı ahiret gerçeği ile artık karşı karşıyadır. Dünyadaki yanılgısının sonucunu görmekte, geri dönüş çareleri aramakta, ama bir sonuç elde edememektedir. Dehşetli bir sonla karşılaşmıştır ve yaptıklarının pişmanlığını tüm gerçekliğiyle hissetmektedir.

  Olanca yeminleriyle: "Öleni Allah diriltmez" diye yemin ettiler. Hayır; bu, O'nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanların çoğu bilmezler. Hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaması ve inkar edenlerin kendilerinin yalancı olduklarını bilmesi için (diriltecektir). (Nahl Suresi, 38-39)

Kıyam  dan uyanmaktan kalkmaktan bunu da çıkarabilirmiyiz İslam a göre ölenlerin o gün tekrar dirilmesi...

Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 17, 2007, 06:42:45 ös
  Kıyamet günü insanların tümünün gerçeği açıkça gördükleri andır. İnkar eden bir insan karşılaşacağına asla inanmadığı, hatta bu inançsızlığının sonucunda sürekli reddettiği ve hayatı boyunca düşüncesinden kaçtığı ahiret gerçeği ile artık karşı karşıyadır. Dünyadaki yanılgısının sonucunu görmekte, geri dönüş çareleri aramakta, ama bir sonuç elde edememektedir. Dehşetli bir sonla karşılaşmıştır ve yaptıklarının pişmanlığını tüm gerçekliğiyle hissetmektedir.

  Olanca yeminleriyle: "Öleni Allah diriltmez" diye yemin ettiler. Hayır; bu, O'nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanların çoğu bilmezler. Hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaması ve inkar edenlerin kendilerinin yalancı olduklarını bilmesi için (diriltecektir). (Nahl Suresi, 38-39)

Kıyam  dan uyanmaktan kalkmaktan bunu da çıkarabilirmiyiz İslam a göre ölenlerin o gün tekrar dirilmesi...



Yazmış olduğunuz ayet te anlatılmak istenen tabi ki ölü insanların dirilmesi değil hayattaki insanların ilahi bilgiye ulaşmasıdır.Tabi bu algı derecesine göre farklılık gösterecektir.Eski tarihlerdeki insanlara bu sembolizmalar vasıtası ile açıklanmaya çalışılmıştır buda ozamanki algı seviyesine hitap içindir.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: LuckyEye - Haziran 17, 2007, 06:49:32 ös
Olabilir sonuçta Kur'an daki ayetlerde yorum farklılığı çok oluyor  bana göre kıyamet bir toplu yok oluş değil aksine Hakk'ın tam manasıyla anlaşılacağı gündür sizinde bahsettiğiniz gibi Altın Çağ da iyi insaların Altın Çağ ı  olacaktır Kıyamet bence gerçeğin ne olduğunun belli olduğu gündür insanın ve insanlığın anlamının ortaya çıkış günüdür bu yönden bakarsak aslında beklenesi günler...


Eğer sizin benzeriniz olan bir beşere boyun eğecek olursanız, andolsun, siz gerçekten hüsrana uğrayanlar olursunuz. O, öldüğünüz, toprak ve kemik haline geldiğiniz zaman, sizin mutlaka (yeniden diriltilip) çıkarılacağınızı mı va'dediyor? Heyhat, size va'dedilen şeye heyhat.. O (bütün gerçek), yalnızca bizim (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz. (Mü'minun Suresi, 34-37)
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Itzhak - Haziran 17, 2007, 06:51:09 ös
Yazmış olduğunuz ayet te anlatılmak istenen tabi ki ölü insanların dirilmesi değil hayattaki insanların ilahi bilgiye ulaşmasıdır.Tabi bu algı derecesine göre farklılık gösterecektir.Eski tarihlerdeki insanlara bu sembolizmalar vasıtası ile açıklanmaya çalışılmıştır buda ozamanki algı seviyesine hitap içindir
Bu konuda MYSTICPROVOCATEUR isimli arkadaşa katılıorum....Tebrik ederim böyle güzel bir konuya değindiğiniz için,burada bahsedilenler sembolik olarak anlatımdan ibarettir....
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: LuckyEye - Haziran 17, 2007, 06:53:24 ös
Yalnız ben İslam a göre ölenlerin dedim dikkatinizi çekerim sanırım yanlış anlaşıldım bedenen ölenler değil :)
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Itzhak - Haziran 17, 2007, 06:56:49 ös
Elbette sizi yanlış anlamadım ayetler apaçık ortada açıklamanız için teşekkurler
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: shemuel - Haziran 17, 2007, 08:31:21 ös
Foton kuşağı ve bilgi kitabı nedir? Biraz bilgi verebilirmisin.
Tabiki sakıncası yoksa
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: shemuel - Haziran 17, 2007, 08:33:36 ös
Yalnız ben İslam a göre ölenlerin dedim dikkatinizi çekerim sanırım yanlış anlaşıldım bedenen ölenler değil :)
Arkadaş kıyamet ve tufanın diğer inançlarda açıklamasını yapmış
belkide o yüzden yanlış anlaşıldığını düşündün ama yanlış anlaşılma yoktur
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 17, 2007, 09:04:44 ös
Sayın shemuel,

Foton kuşağı güneş sistemimizin belirli periyodlar dahilinde içerisine girdiği bir enerji alanıdır.Bizim güneş sistemimiz için bu periyod 11.000 yıldır.Bilimsel kaynaklara göre bu enerji alanının bir pacacık ile bir anti parçacığın (anti proton ile proton) çarpışması ile meydana gelmiştir.Bu çarpışma iki parçacığın birbirinin formunu değiştirmasine yol açar ve ortaya foton adı verilen işik parçaçıkları ortaya çıkar.Foton enerjisinin gelecekte dünyadaki en önemli enerji kaynağı olacağı varsayılmaktadır.Dünyanın bu enerji alanının içerisine girmesi ile ki bu süreçin 2012 yılı gibi olacağı öngörülmektedir hem canlı hemde cansız varlıklarda önemli değişiklikler meydana getireceği tahmin edilmektedir.Basit bir örek vermek gerekirse bu enerji kuşağının özellikle eski teknoloji ile çalışan nükleer reaktörlerde büyük tehlike yaratacağı düşünülmektedir.İnsanlarda ise geçiçi fiziksel değişiklikler ve ciddi bir algı artışı sağlayacağı varsayılıyor.

Bilgi kitabı ile ilgili bir edinimlerimi belki daha sonra paylaşacağım.

Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: mitni - Haziran 17, 2007, 11:05:02 ös
Kıyamet gününün gelmesi kaçınılmazdır..Ne diyelim kardeşim Allah hepimizi kıyamet günü korusun gözetsin..
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: shemuel - Haziran 19, 2007, 11:14:00 ös
Sayın shemuel,

Foton kuşağı güneş sistemimizin belirli periyodlar dahilinde içerisine girdiği bir enerji alanıdır.Bizim güneş sistemimiz için bu periyod 11.000 yıldır.Bilimsel kaynaklara göre bu enerji alanının bir pacacık ile bir anti parçacığın (anti proton ile proton) çarpışması ile meydana gelmiştir.Bu çarpışma iki parçacığın birbirinin formunu değiştirmasine yol açar ve ortaya foton adı verilen işik parçaçıkları ortaya çıkar.Foton enerjisinin gelecekte dünyadaki en önemli enerji kaynağı olacağı varsayılmaktadır.Dünyanın bu enerji alanının içerisine girmesi ile ki bu süreçin 2012 yılı gibi olacağı öngörülmektedir hem canlı hemde cansız varlıklarda önemli değişiklikler meydana getireceği tahmin edilmektedir.Basit bir örek vermek gerekirse bu enerji kuşağının özellikle eski teknoloji ile çalışan nükleer reaktörlerde büyük tehlike yaratacağı düşünülmektedir.İnsanlarda ise geçiçi fiziksel değişiklikler ve ciddi bir algı artışı sağlayacağı varsayılıyor.

Bilgi kitabı ile ilgili bir edinimlerimi belki daha sonra paylaşacağım.


teşekkürler...
Daha sonraki paylaşımlarınızı bekliyorum
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 20, 2007, 12:51:07 ös
Saygıdeğer Mystic, Kutupların yer değiştirmesi olayı hakkında acilen bilgiye ihtiyacım var, lütfen bu konuda bana açıklama yapmanız mümkün mü? 
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 20, 2007, 01:14:58 ös
Saygıdeğer Mystic, Kutupların yer değiştirmesi olayı hakkında acilen bilgiye ihtiyacım var, lütfen bu konuda bana açıklama yapmanız mümkün mü? 

Sayın Sevil,

Bu olgu gezegenimizde belirli periyodlar dahilinde meydana gelen bir tabiat olayıdır.Yani ilk kez olacak olan bir olay değildir.

 Her 300 bin yılda bir Dünya’nın kuzey ve güney manyetik kutupları yer değiştiriyor. Manyetik kutbun yer değiştirmesi için önce aşamalı olarak güç yitirmesi ve sonunda tamamen sıfırlanması gerekiyor.
Manyetik kutupların tam değiş tokuşu en son 780 bin yıl önce gerçekleşti, kısacası vaktinde gerçekleşmeyen kutup değiş tokuşu uzun bir zamandır eli kulağında bekliyordu. İşte uzmanlar uzun bir süredir gebe olan bu sürecin rayına oturduğunda, hızla ilerleyeceğini ve kutup değiş tokuşunun ’5 bin yıl gibi kısa bir sürede’ yerine oturacağını düşünüyor.
Hızlı ve ani bir manyetik kutup değişim süreci aslında henüz başlamamış veya yeni başlamış olabilir.
İşte bu noktada güney Atlas Okyanusu’ndaki anormallik devreye giriyor. Güney Amerika bölgesindeki manyetik kutup değişimi, seyir defterlerinden elde edilen verilere göre, ilk olarak 1800’lerin başında başlamış olabilir. Manyetik alan değiş tokuşunun şiddeti artarak 1860’a kadar geldi ve bu tarihte gezegendeki tüm manyetik alanların güç dengesini bozacak şiddete ulaştı.
Diğer bir deyişle; beklenen manyetik kutup değiş tokuşu, ilk kez güney Atlas Okyanusu’nda başladı ve o derece hızlı gelişti ki, diğer bölgeleri de beraberinde koşturdu. Küresel manyetik alan değiş tokuşunun 2 bin yıl içinde olacağı varsayımından hareketle, Kuzey Işıkları veya Aurora olarak adlandırılan manyetik ışıltılar tüm gezegenden görünecek.

Bu araştırma Scıence dergisinde yayımlanmıştır.

Tabii tahmin edersiniz ki bu olay sonucu dünyadaki şu anki medeniyetin yok oluşu anlamına geliyor.Yani Tufan denilen olay.

Saygılarımla,

Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 20, 2007, 01:21:28 ös
O zaman bu olay heran gerçekleşebilir öyle değil mi?
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 20, 2007, 01:23:31 ös
Büyük bir tufan olayıyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor ama bu seferki dünya yüzeyinde gerçekleşen şekil değiştirmelerden çok daha farklı olacağa benziyor, yani dünyanın yok oluşu....
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 20, 2007, 01:29:30 ös
O zaman bu olay heran gerçekleşebilir öyle değil mi?

Sevil Hanım,

Bu olay sonucu dünya yok olmuyor.Sadece şekil değiştiriyor.Yani bazı kıtalar sular altında kalıyor ,bazıları su yüzüne çıkıyor.Yani bir nevi gezegen kendisini temizliyor.Tüm kaynaklar bu olayın kıyamet(uyanış) sonrası gerçekleşeceğine değiniyor.Yani şu an dünya üzerinde yaşayanların bir bölümü kıyametı (uyanışı) görebilecek ancak tufanı yaşayamayacak.

Saygılar,
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 20, 2007, 01:32:19 ös
Tamam galiba yavaş yavaş anlamaya başlıyorum Sayın Mystic,
Dünya; Kendi Kendini Yenileyecek_ 
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 20, 2007, 01:43:02 ös
Uyanış sonrasında yaşanacak olan tufan olayının çok yaklaştığını seziyorum, umarım tufanı yaşayacaklar listesinde yeralmam_
Neyse gerçi bu olayın espri yönü de olmaz ya, peki Saygıdeğer Mystic;
İnsanın ve İnsanlığın anlamının ortaya çıktığı bir gün olan Kıyamet olayının Uyanış'a istinaden bu uyanışın İnsanlığın bir kısmı için geçerli olduğunu iddia edebilir miyiz?
Çünkü genel çoğunlukta olan insanlar hala büyük bir uykuda bulunmaktalar, bu süreci çok yakından takip etmemin nedeni ise yaşamımla bağlantılı olduğunu görmemden kaynaklanmaktadır_
Yaşadığımız bu süreçle beraber benim hedeflediğim amacıma neredeyse vardığım ve sonuca ulaşmama çok az bir zaman kaldığını gördüm, ama ileriyi göremediğim için yazılarınızla beni büyük ölçüde rahatlattınız ve inanın bu Sitedeki 1.Özel Kişi'den sonra benim için yani yaşamım açısından çok büyük bir öneme sahip olduğunuz 2.Özel Kişi oldunuz_
Size ne kadar teşekkür etsem azdır, yaşamımın devamlılığını Siz İki Kişi'ye borçlu olduğumu bilmenizi istiyorum_
SEVGİ ve SAYGILARIMLA.....
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 20, 2007, 02:08:30 ös
Hazır sizi burda yakalamışken Sayın Mystic, foton kuşağı sürecine girmemizle yeni bir burç çağına girmemizin bir bağlantısı var mıdır?
Yani sanırım Balık Burcundan Kova Burcuna geçişimiz gibi!
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 20, 2007, 02:41:48 ös
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim Sevil hanım.Bende sizin gibi ince bir insanla sohbet etmekten mutluluk duyuyorum.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 20, 2007, 02:52:59 ös
Teşekkür ederim, ama Kova Burcu hakkındaki yorumunuzu açıklamadınız?
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 20, 2007, 03:00:28 ös
Sevil Hanım,

Tam olarak burç çağları gibi değil ama ezoterik ve spriritüel kaynaklarda içinde bulunduğumuz çağ Altın Çağ ın başlangıcı olarak geçiyor.
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 20, 2007, 03:33:47 ös
Anladım çok teşekkür ederim ve Saygılarımı sunarım.....
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Fraternis - Haziran 22, 2007, 05:23:54 öö
Foton aklıma Burak Eldem' in Marduk'la Randevu isimli kitabını getirdi. Bir bilinçten söz ediliyor tekrar Altın Çağa dönüşten vs. 2012 beklendiği üzere Marduk' un geliş yılı beklenti ise Foton ışığı hariç tüm sistemlerin çökmesi(elektirik)
Bazı insanların bu beklenti dahilinde hareketle özel evler ve enerji araçları edindikleri söyleniyor. Neyseki az kaldı bekleyip görürüz 2012 uzak bir tarih değil... Beklentiler eğer gerçekleşirse bu bir son olacak ancak cahilliğin sonu tekrar ''babil kulesine'' dönülecek herkes tek bir dil konuşacak çünkü konuşurken dilimizi değil beynimizi kullanacağız. Açıkçası ben kitabı okumadım bildiklerim biraz int. gezinmekle edinildi. Daha ayrıntılı bilgiler sunmak isteyen olursa zevk ile okuyacağım.

Saygılarımla.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: zarathustra - Eylül 21, 2007, 01:40:16 öö
Sn. MysticProvocateur
Gecmis süreclerde okumus oldugum kaynaklarda bazi piramitlerde bulunan yildiz sistemleri kabartmalarinin günümüzde en hassas cihazlarla görüntüleri alinmis olan sistemlerden konum olarak farkliliklar gösterdigi belirtiliyordu.Bunuda kutuplarin yer degismesi sonucu ortaya cikan farkliliklar olarak vurgulanisi söz konusuydu.Buna istinaden yorumlarinizi ögrenebilirmiyim?
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 08:12:16 öö
2012 yılında herkes tek dil  mi konuşacak bunun gerçekliğinden ne kadar emin olabiliriz ki? Beyin gücüyle konuşmak bana göre Gelişmiş İnsan Irkının en önemli özelliğidir.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 21, 2007, 09:24:46 öö
Sn. MysticProvocateur
Gecmis süreclerde okumus oldugum kaynaklarda bazi piramitlerde bulunan yildiz sistemleri kabartmalarinin günümüzde en hassas cihazlarla görüntüleri alinmis olan sistemlerden konum olarak farkliliklar gösterdigi belirtiliyordu.Bunuda kutuplarin yer degismesi sonucu ortaya cikan farkliliklar olarak vurgulanisi söz konusuydu.Buna istinaden yorumlarinizi ögrenebilirmiyim?


Sn..Zarahustra,

Kutupların yer değiştirmesi olayı Dünyamızda ilk kez yaşanılacak olan bir olay olmayacaktır.Bu durumun daha önce defalarca yaşanmış olduğu günümüzde bilimsel olarakda kanıtlanmış durumda.Bu olayı basit bir şekilde dünyamızın kendisini temizlemesi (yenilemesi) olarak düşünebiliriz.Fiziksel etkileri bazı kıtaların batıp bazılarının yeryüzüne çıkması dünyanın fiziksel haritasının değişmesi şeklinde olacaktır.Bu tarz konulara ilgi duyan birisi olarak eminimki evrende sürekli bir devinimsel hareket olduğunu da biliyorsunuzdur.Nasılki insanlar doğar büyür ölür aynı kural planetler içinde geçerlidir.Bu sayede söz konusu gezegenler üzerinde çeşitli evrim seviyesinde gelişim göstermesi gereken varlıklar görevlerini tamamlayabilecektir.Bu evrim seviyesi bazen taş devri seviyesinde bazen ise Mu veya Atlantis uygarlıkları seviyesinde tezahür eder.Bugüne kadar yapmış olduğum araştırmalarda hemen hemen tüm ezoterik kaynaklarda önümüzdeki sürecin insanlığı taş devrine değil altın çağ denilen (özelliklede spiritüel olarak) bir gelişim düzeyine taşıyacağı yönünde bilgi verilmiştir.Tabiiki altınçağ dediğimiz cağda bu çağın özelliklerine uygun gelişim seviyesinde olan varlıklar yaşam sürecektir.İçerisinde bulunduğumuz zaman devre sonudur ve devre tamamen bittiği zaman neler yaşanacağını eminim az çok tahmin ediyorsunuzdur.Uyanabilenler yola devam edecek uyanamayanlar ise kendi evrim seviyeleri doğrultusunda kendi yollarına kendileri için uygun olan bir ortamda devam edeceklerdir.Bilgiler bu yöndedir.

Saygılarımla,
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: zarathustra - Eylül 21, 2007, 09:50:16 öö
Degerli yorumunuz icin tesekkürler.Altin cag hakkinda biraz bilgim var.Bu Maya takvimininde bitis sürecine denk geliyor 2O12.Demekki ezoterik anlamda gelismis olan Mayalar bu periyodun bilincindeydiler;belkide onlarin bazi efsanelerinde belirtilen isikli bir cisimle yeryüzüne gelen aralarinda 2O sene kalip bircok seyi onlara ögreten,bu sürec sonunda geldigi yoldan giden yilan-adamlar(yanlis hatirlamiyorsam yilan-adamlar deniliyordu,veyahutta yilanla iliskili bir isim)belirtmiste olabilirler.
Neyse uzak bir sürec degil 5 sene kaldi sunun surasinda bekleyip görecegiz. :)
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 21, 2007, 10:00:20 öö
Alıntı
yanlis hatirlamiyorsam yilan-adamlar deniliyordu,veyahutta yilanla iliskili bir isim

Haklısınız.Ezoterik kaynaklarda Yılanoğulları olarak da geçer.Mu uygarlığını başlatan Galaktik ırk olarak betimlenirler.Mu uygarlığı devremizin başlangıcı (altın çağ) sonda düşüş süreci 2000 li yıllarda düşüş bitip yükseliş başlıyor taa ki altıncağ a kadar.Devre kabaca bu şekilde.

Saygılarımla

Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 10:18:44 öö
Dünyamızın kendi kendini yenilemesi sonucunda bazı kıtaların batıp bazılarının ise yeryüzüne çıkarak Dünya'nın Fiziksel Haritasının değişmesiyle beraber gezegenler üzerinde çeşitli evrim seviyesinde gelişim gösteren varlıkların görevlerini tamamlaması ve bununla beraber önümüzdeki sürecin ''Taş Devri''ni değil de İnsanlığı ''Altın Çağ''a sürükleyeceği ve haliyle de 2012 yılının bir dönüm noktası olarak kabul edilirse yeni bir döneme ya da devre geçişin söz konusu olacağı ''Altın Çağ''ın başlangıcı olarak da kabul etmemiz mümkün müdür?     
Şunu da eklemek isterim ki yukarıda belirtilen paragrafta gezegenler üzerinde çeşitli evrim seviyesinde gelişim gösteren varlıkların görevlerini tamamlaması derken bu olayın ilginç bir yönünü de ortaya çıkarmış bulunuyorsunuz Saygıdeğer Mystic; genel anlamda düşünülürse bu olayın bir tür döngü olduğunu mu iddia ediyorsunuz ya da biraz daha açıklayacak olursam bu olayın bir tür fiziksel kanun gibi düşünmemiz mümkün olabilir mi?
Not: Ya kusura bakmayın kafam biraz dağınık olduğu için eğer tam olarak anlatmak istediğimi ifade edemediysem özür dilerim.
SAYGILARIMLA_   
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 10:24:28 öö
Bir diğer konu ise; Galaktik Irkın tam olarak yeryüzünde ortaya çıkacağı anı ya da süreci kesin olarak saptayabilmemiz mümkün mü? Buna 2012 yılını bir başlangıç yılı olarak gösterebilir miyiz? Ki bahsı geçen bu yılla alakalı olarak öne sürülen birtakım teorilerin yardımıyla belirtiyorum, Gezegenimizde çeşitli fiziksel etkiler sonucunda büyük değişikliklerin yaşanacağı kaydediliyor peki bunun herhangi bir izafi görüş olmayıp sözüm ona gerçeklik olgusu adı altında kesin bir kuramın var olduğunu iddia edebilir miyiz?
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 21, 2007, 10:32:53 öö
Sevil hanım,

Bu devinim kuralını yin yang felsefesi doğrultusunda düşünebilirsiniz.

Alıntı
Bir diğer konu ise; Galaktik Irkın tam olarak yeryüzünde ortaya çıkacağı anı ya da süreci kesin olarak saptayabilmemiz mümkün mü?

Galaktik ırkın yeryüzünde ortaya çıkacağı ile ilgili bir şey yazmadım.Böyle bir bilgi yok.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 10:38:26 öö
Yin_Yang Felsefesi mi? O zaman benim yaptığım birtakım araştırmalar doğru sonuç verecektir, çok teşekkür ederim Saygıdeğer Mystic; bu arada Galaktik Irkla ilgili söyleminizi yanlış aldığım için özür dilerim, dedim ya her ihtimale karşı saçmalasam da beni mazur görün diye nasıl da içime doğmuş  ;)
 
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 02:38:59 ös
Şimdi bir şey daha yakaladım ancak aralarında bir tür ilgi bağı kurdum ama tabiki bu benim kendi bilgilerim ancak genel anlamda doğruluğu tartışılır, her neyse öncelikli olarak tespitime göre Dünya'nın Kendi Kendini Yenileme Süreci ile ''Siklus'' arasında bir bağlantı kurdum.
Nasıl ki Siklus'un bir döngü süreci gibi sürekli tekrarlanan bir Kural gibiyse aynı şekilde Gezegenimizde de yaşanan olay bir döngüden ibaret! Bu arada neden Siklusla bağlantı kurduğum düşünülürse şöyleki; normalde bilindiği gibi Bayanlarda her tekrarlanan bir Adet Dönemi sözkonusudur. Böylelikle Rahmin dış tarafının her aya tekabül edecek biçimde kendi kendini parçalayıp yenilemesi ile başlayan Adet Kanaması örnek olarak gösterilebilir.
Yani söylemek istediğim şudur ki; her iki olay arasında bir tür döngü olayını saptadım. Gezegenimizin de yaşadığı olay itibariyle kendi kendini yenileme süreci zamana endeksli olarak ve sürekli olarak tekrarlanan ama kural haline gelmiş ve haliyle de kaçınılmaz bir durum teşkil ettiği görülür.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 02:42:37 ös
Yalnız aklıma şu takıldı Saygıdeğer Mystic; Gezegendeki çeşitli evrim seviyesinde gelişim gösteren varlıkların görevlerini tamamlaması derken tam olarak neyi kastediyorsunuz? Sakıncası yoksa bunu biraz açabilmeniz mümkün mü?
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 02:59:43 ös
Peki Ulusal Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün Mu Uygarlığı ile yoğun bir araştırma yaptığı birçok yerde mevcut bunun doğruluğu ne derece gerçeklik kazandırır?
Bir diğer sorum ise; Atatürk'ün Mason olduğu iddia ediliyor! Bu doğru mu?
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 21, 2007, 03:00:49 ös
Sn. Sevil hnm,

Bu sorunuzun yanıtını reenkarnasyon fenomenini inceleyerek bulabilirsiniz.Örnek olarak Kur an da sembolik olarak bahsi geçen öldükten sonra dirilmek şeklinde anlatılmaya çalışılan mevzudur bu.Bu konuyu derinlemesine incelemenizi öneririm.

Saygılarımla,
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 03:02:45 ös
Yani anladığıma göre gelişim gösteren varlıkların reenkarne edilen İnsanların olduğunu mu söylüyorsunuz?
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 03:08:48 ös
Hayır, bu tam olarak yeryüzünde bir zamanlar varoldukları iddia edilen Tanrıoğulları ya da Sayın Zarathustra'nın da söylemiyle Yılanoğullları şeklinde isimlendirilen bazı uygarlıkların mevcut olduğu ve Galaktik Irk da denilen bu uygarlığın çok ileri seviyede olan her alanda çok gelişmiş bilgilere sahip oldukları ve Son Temsilcilerinin Mu ve Atlantis Uygarlıklarını oluşturan Kimseler oldukları varsayılıyor!
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 21, 2007, 03:09:42 ös
Peki Ulusal Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün Mu Uygarlığı ile yoğun bir araştırma yaptığı birçok yerde mevcut bunun doğruluğu ne derece gerçeklik kazandırır?
Bir diğer sorum ise; Atatürk'ün Mason olduğu iddia ediliyor! Bu doğru mu?

Sevil Hnm,

Ulu Önderimizin hayatının son dönemlerinde üzerinde yoğun olarak çalıştığı konulardır bunlar.Bu fenomenlerin doğruluğu kişinin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak algılama gücü kadardır.Bazı insanlar cennette hurilerle sonsuza kadar mutlu mesut vakit geçireceklerine inanırlar ve bunu doğru kabul ederler.Bazıları ise doğruları daha farklıdır.

Atatürk ün Mason olduğu ile ilgili günümüze ulaşan bir belge yoktur.

Saygılarımla,
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Genius Loci - Eylül 21, 2007, 03:11:53 ös
kanımca örnek olarak aşağıdaki ayeti Sn. Myctic'in belirttiği biçimde değerlendirebiliriz

"Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacagim” demisti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksin? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demisler, Allah da, “Ben sizin bilmediginizi bilirim” demisti" (Kuran: 2/30)
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 21, 2007, 03:16:20 ös
Yani anladığıma göre gelişim gösteren varlıkların reenkarne edilen İnsanların olduğunu mu söylüyorsunuz?

Bu felsefeye göre varlık gelişim göstersede göstermesede reenkarne olmak zorundadır.Gelişebilmenin yolu budur.Spirütüel konuları çok açık halde konuşmanın faydadan çok zarar getireceğini(yanlış anlaşılmalara sebep olacağını) düşündüğüm için sorularınıza çok açık yanıtlar veremeyeceğim.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 03:29:17 ös
Anladım Sayın Mystic; vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederim; Yani anladığım kadarıyla Gezegenin Değişim Süreci şu şekilde daha iyi açıklanabilir:

Dünya'nın kendisine ait bir farkındalığı vardır; O canlı bir varlıktır. Uyduğumuz/Takip ettiğimiz Yaratıcının Kutsal Planı, bilerek ya da bilmeyerek de olsa bizi / Dünya'yı bildiğimiz 3. boyut gerçekliğinden, 4. boyuta ( bir ara ya da geçici varoluş ) ve sonra 5. boyuta çağırmaktadır. Bunun, uzun zamandır, 2012'nin sonları gibi veya daha önce gerçekleşeceği söylenmekte. İnsanlık ve diğer yaşam formlarının hepsi yükselişe hazır olmak ya da titreşimlerini göstermek zorunda. Birçok İnsan artık ayrı ve kişisel bir yükseliş için 200 ya da 390 yıl gibi bir zamana sahip değil. Son enkarnasoyanlarını yaşamaktalar, ve Dünyadaki ve Evrendeki yeniden yaratılışı gerçekleştirmek için yükselmeleri gerekmektedir. Bu sahip olduğumuz bedenleri korumamız ve yavaş yavaş 30 yaşına geri döndürmemiz demektir. Hazır olmayanlar ise başka bir 3. boyut gezegeninde yeniden enkarne olacaklardır. Onlar yüksek boyuttaki Dünyaya dönemeyecekler. Bazı insanların ise kontratları _ sözleşmeleri sona erdiği için eğer isterlerse daha önce bulundukları / ait oldukları yıldız sistemlerine geri dönebilecek ve hatta 5. boyuttan daha yüksek boyutlara yükselebilecekler. Gerçekte hiçbir insan bu Dünyadan değil....  
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 21, 2007, 03:37:53 ös
Anladım Sayın Mystic; vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederim; Yani anladığım kadarıyla Gezegenin Değişim Süreci şu şekilde daha iyi açıklanabilir:

Dünya'nın kendisine ait bir farkındalığı vardır; O canlı bir varlıktır. Uyduğumuz/Takip ettiğimiz Yaratıcının Kutsal Planı, bilerek ya da bilmeyerek de olsa bizi / Dünya'yı bildiğimiz 3. boyut gerçekliğinden, 4. boyuta ( bir ara ya da geçici varoluş ) ve sonra 5. boyuta çağırmaktadır. Bunun, uzun zamandır, 2012'nin sonları gibi veya daha önce gerçekleşeceği söylenmekte. İnsanlık ve diğer yaşam formlarının hepsi yükselişe hazır olmak ya da titreşimlerini göstermek zorunda. Birçok İnsan artık ayrı ve kişisel bir yükseliş için 200 ya da 390 yıl gibi bir zamana sahip değil. Son enkarnasoyanlarını yaşamaktalar, ve Dünyadaki ve Evrendeki yeniden yaratılışı gerçekleştirmek için yükselmeleri gerekmektedir. Bu sahip olduğumuz bedenleri korumamız ve yavaş yavaş 30 yaşına geri döndürmemiz demektir. Hazır olmayanlar ise başka bir 3. boyut gezegeninde yeniden enkarne olacaklardır. Onlar yüksek boyuttaki Dünyaya dönemeyecekler. Bazı insanların ise kontratları _ sözleşmeleri sona erdiği için eğer isterlerse daha önce bulundukları / ait oldukları yıldız sistemlerine geri dönebilecek ve hatta 5. boyuttan daha yüksek boyutlara yükselebilecekler. Gerçekte hiçbir insan bu Dünyadan değil....  

Yazının yanlış ve çarpıtılmış bilgiler içerdiği kanaatindeyim.

Saygılarımla,
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 04:40:06 ös
Ancak aynı yazıdan bir başka alıntı ise şöyle diyor; Kaosun sadece hızlanan değişimin bir parçası olduğunu ve korkuya ve rekabete dayalı bir toplumdan Sevgiye, Barışa ve Uyuma dayalı bir Topluma dönüşeceğimiz! Bana kalsa pek de yanlış bilgiler içermiyor gibi ama her ne kadar böyle düşünsem de netice itibariyle benden daha bilgili olduğunuz için Sizin görüşünüz geçerli olabilir_
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 04:53:56 ös
Aynı şekilde şu paragrafa da dikkatinizi çekmek istiyorum;
'' Yükseliş ruhun ve maddenin birleşmesi _ entegre olmasıdır. Fiziksel, dugusal zihinsel ve bütün ruhsal bedenlerimizin, tamamen aydınlanmış varlığımızı yaratmak için birleşmesidir. Işık bedenimize dönüşmemizdir. Biz gerçekten İnsan olmayı deneyimleyen Ruhsal Varlıklarız. Diğer Dünyalarda, boyutlarda ve realitelerde varolan biz olan başka formlarımız bulunmakta. Aslında, büyük bir amnezi      ( hafıza kaybı ) problemi olan fiziksel melekleriz. Yükseliş sayesinde, hepimizin birbirimize bağlı olduğumuzu ( yanlış anımsamıyorsam Sayın Mystic; Siz de bunu söylüyordunuz yani hepimizin bir zincirin halkaları gibi bağlı olduğumuz ) Evrendeki diğer bütün yaşam formları ile BİR olduğumuzun farkına varırız. Herşey bir Yaratıcı'dan gelmektedir. Aslında şu andaki Dünyamızın birer parçası olan Irk Farklılıkları, Savaşlar, Mal Sahibi Olmak, Arazi Hakları hepsi gerçekten bir İllüzyon. Koca bir hologramın içinde yaşıyoruz.
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Eylül 21, 2007, 05:05:29 ös
Sevil Hnm,

Spirütüel bilinçlenme ile ilgili yapılan en büyük yanlış bu konuda tek bir kaynak veya yazı okuyarak bilgi sahibi olmaya çalışmaktır.Doğru yorumu bir çok kaynağı dikkatlice inceledikten sonra yapmak en uygunudur.Buraya koymuş olduğunuz yazı içerisinde bir çok fenomenden bahsetmektedir.Bu fenomenlerin çesitli kaynaklar tarafından farklı yapılan açıklamaları vardır.Her bir ayrıntı çeşitli kaynaklara başvurmak sureti ile çok dikkatli bir şekilde irdelenmek zorundadır.Yoksa yanliş anlamlar çıkartarak hayali bir dünyaya dalmak işten bile değildir.

Saygılarımla,
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 05:08:19 ös
Peki buna ne diyeceksiniz Sayın Mystic?
''İlk olarak 12 sarmallı RNA/DNA sistemi, bedenimizin 2_ sarmallı siteminin yerine yerleştirilmiş olacak. Bedenimizin 7 çakralı sitemini, 13 çakralı sisteme yükseltmiş olacağız. Ayrıca beynimizin yüzde 10'unun veya 20'sinin yerine 100'ünü bilinçli olarak kullanacağız. Tam bilinçlilik halimiz geri dönecek. Bu neden burada olduğumuzun, gelecekte ne yapacağımızın ve geçmiş yaşamlarımızın ne olduğunun farkındalığıdır. Parmaklarımızın ucunda ya da daha doğrusu beyin reseptörlerimizde ( uyarıcı ) Evrensel Bilgiye ve Süper İnsan Gücüne / Kabiliyetine sahip olacağız''.    
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 05:13:06 ös
Bu arada merak etmeyin benim amacım bu dünyada neler olup bittiğidir ve bu uğurda gereken araştırmaları yapmamın asıl nedeni budur ya olumlu bir sonuca ulaşırım ya da olumsuz yani bireysel sonumun nasıl olacağını belirtiyorum. Söylediğinizde haklısınız bıçağın keskin tarafında yürümek gibi bir şeye benziyor bu durum daha yolun başındayken bunu farketmiştim ama herşeyi göze alıp bu noktaya kadar geldim dikkatli olmadığım taktirde başıma nelerin gelebileceğinin bilincindeyim ve son olarak da yardımlarınız özellikle de tavsiyeniz için Teşekkür Ederim.
SAYGILAR_ 
Başlık: Re: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Eylül 21, 2007, 07:21:03 ös
Peki  ''Ruhların sadece bu Dünyada değil, Evrenin diğer Gezegenlerinde de bedenlendikleri'' acaba ne derece doğrudur? 
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 04, 2008, 08:06:48 ös
hayattaki insanların ilahi bilgiye ulaşmasıdır.

Amaç bu zaten;)
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: martı - Ağustos 27, 2008, 06:20:18 ös
Sn Mystic;verdiğiniz bilgilere çok saygı duyduğumdan ve genel olarak mantıklı bulduğumdan bir soru sormak istiyorum.Kıyamet açıklamanız ilk defa karşılaştığım birşey-yani biz yokoluş beklerken siz bir uyanıştan bahsediyorsunuz.Peki bu mantıklı en azından işkenceci bir Tanrı'ya inanmamak için bir neden ama o zaman çelişki bırakmamak için Kuran'da geçen diğer kullanımları da söylemek istiyorum. "cehennemde ebediyen yanacaklardır" ; "onlar ateş halkıdır" "altından ırmaklar akan cennette ebediyen kalacaklardır" Bu kullanımlar size karşı bir tez değil sadece sembolik anlatımdan bahsettiğiniz için bunlara olan yorumunuz nedir bu kullanımları nasıl açıklarsınız kendi teziniz doğrultusunda bunu merak ediyorum.Tabii ki ben de cayı cayır yanan bir alevin ortasına atılacağımızı düşünmüyorum açıkçası :) kendime ait bir yorumum var ancak sizin teziniz doğrultusunda açıklık getirmenizi rica ediyorum...

saygılar
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Ağustos 27, 2008, 06:36:09 ös
Sn Mystic;verdiğiniz bilgilere çok saygı duyduğumdan ve genel olarak mantıklı bulduğumdan bir soru sormak istiyorum.Kıyamet açıklamanız ilk defa karşılaştığım birşey-yani biz yokoluş beklerken siz bir uyanıştan bahsediyorsunuz.Peki bu mantıklı en azından işkenceci bir Tanrı'ya inanmamak için bir neden ama o zaman çelişki bırakmamak için Kuran'da geçen diğer kullanımları da söylemek istiyorum. "cehennemde ebediyen yanacaklardır" ; "onlar ateş halkıdır" "altından ırmaklar akan cennette ebediyen kalacaklardır" Bu kullanımlar size karşı bir tez değil sadece sembolik anlatımdan bahsettiğiniz için bunlara olan yorumunuz nedir bu kullanımları nasıl açıklarsınız kendi teziniz doğrultusunda bunu merak ediyorum.Tabii ki ben de cayı cayır yanan bir alevin ortasına atılacağımızı düşünmüyorum açıkçası :) kendime ait bir yorumum var ancak sizin teziniz doğrultusunda açıklık getirmenizi rica ediyorum...

saygılar

Sn. Martı,

Daha öncede dediğim gibi bunlar sembolik anlatımlardır.Kitaplar genelde azgın ,insanlıktan çıkmış topluluklara yollandığı için genelde korkutucu öğelerle mesaj verilmeye çalışılmıştır.Özellikle Kur an bu anlatım tarzına çok sık başvurmuştur.Dikkat ederseniz kullanılan korkutma öğeleri (ateş,yanmak v.s)hep fizik dünyaya aittir oysaki kitap ruhani dünyaya aittir ve insanıda oraya hazırlamaya (yani gerçek yaşam alanımıza) çalışmaktadır.Tanrı işkenceci değildir.İşkenceci olan uykuda olan insandır.Yapılan her türlü negatif eylem karmik borç olarak geri döner ve bunlar pozitif enerjiye dönüştürülemeden tekamül sağlanamaz.Bu borçlar sonraki bedenlenmelerde karşımıza çıkacaktır.Cehennemden kasıt budur.Eminim dünyada cehennem hayatı yaşıyorum diyen pek çok kişi görmüş ve duymuşsunuzdur.Ruhsal temeslarda (celselerde) ahirette cayır catır yanma (aynen kitapta anlatıldığı gibi) durumunun var olduğundan bahsedilmiştir.Spatyomda(ahiret) cehennem hayatına maruz kalmak ve yanmak hususunu daha geniş bir zamanımda spiritüel bazda açıklamak isterim.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: martı - Ağustos 27, 2008, 06:41:03 ös
evet o zaman şimdilik teşekkürler bu açıklamanızı da en yakın zamanda okumak için sabırsızlanıyorum.

Saygılar
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 29, 2008, 08:41:50 öö
Sn. Martı,

Daha öncede dediğim gibi bunlar sembolik anlatımlardır.Kitaplar genelde azgın ,insanlıktan çıkmış topluluklara yollandığı için genelde korkutucu öğelerle mesaj verilmeye çalışılmıştır.Özellikle Kur an bu anlatım tarzına çok sık başvurmuştur.Dikkat ederseniz kullanılan korkutma öğeleri (ateş,yanmak v.s)hep fizik dünyaya aittir oysaki kitap ruhani dünyaya aittir ve insanıda oraya hazırlamaya (yani gerçek yaşam alanımıza) çalışmaktadır.Tanrı işkenceci değildir.İşkenceci olan uykuda olan insandır.Yapılan her türlü negatif eylem karmik borç olarak geri döner ve bunlar pozitif enerjiye dönüştürülemeden tekamül sağlanamaz.Bu borçlar sonraki bedenlenmelerde karşımıza çıkacaktır.Cehennemden kasıt budur.Eminim dünyada cehennem hayatı yaşıyorum diyen pek çok kişi görmüş ve duymuşsunuzdur.Ruhsal temeslarda (celselerde) ahirette cayır catır yanma (aynen kitapta anlatıldığı gibi) durumunun var olduğundan bahsedilmiştir.Spatyomda(ahiret) cehennem hayatına maruz kalmak ve yanmak hususunu daha geniş bir zamanımda spiritüel bazda açıklamak isterim.

Saygılarımla,

Umarim, aciklamanizi ben de bekliyor olacam Sayin Msytic; Sayenizde hem bilgileniyor - bilgilendiriliyor ve aydinlaniyoruz. Neredeyse bize isik tutuyorsunuz.

Sayin Mystic; '' Yapılan her türlü negatif eylem karmik borç olarak geri döner ve bunlar pozitif enerjiye dönüştürülemeden tekamül sağlanamaz.Bu borçlar sonraki bedenlenmelerde karşımıza çıkacaktır.'' Cumlenizi aynen aldim ve,

O halde dunyaya daha once yaptiklarimizin karsiligini gormek icin de geldigimiz dusunulebilinir mi?

Ayrica dunyaya ilk geldigimiz ani dusunelim. Yasam bicimi ve olaylar itibariyle verecegimiz tepkiler olumlu ve olumsuz manada olculuyor ise o zaman kisinin yasami suresince karsilasmis oldugu butun olumsuz fiiliyatlar sadece o kisinin sorumlu oldugunu gostermekte. Yani yapilan her edimden o kisi sorumludur.

Demekki yaptigimiz her ne negatif eylem eninde sonunda bize tekrar yansiyorsa ve bundan hicbir kurtulus yoksa bunun bilincine varmanin tamamen her turlu olumsuzlugu otomotikman kaldiracagi fikrindeyim, yaniliyor muyum bilmiyorum ama kotu niyetlerin iyiye donusturulmesi olayi da İnsani bir hayli yogun bir surecten gecirmekte yani bunlardan sunu anladim: Eger ki, yasamimizi rahat - huzurlu ve mutlu gecirmek istiyorsak tamamiyle pozitif olmali ve pozitif yansimaliyiz.

Spatyom dediginiz olay onu biraz daha acabilmeniz mumkun mu? 

Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Ağustos 29, 2008, 09:15:57 öö
Alıntı
O halde dunyaya daha once yaptiklarimizin karsiligini gormek icin de geldigimiz dusunulebilinir mi?

Hayır.Bu tarz bir düşünce tamamen ceza veya mükafat için bedenlendiğimiz anlamına gelir ki çok yanlıştır. Bedenlenmenin tek amacı vardır oda tekamüldür.Diğer yandan önceki hayatlarda toplanan negatif enerjiyi (karma) pozitif enerjiye dönüştürmek için fırsattır yeni yaşam.

Alıntı
Yani yapilan her edimden o kisi sorumludur.

Doğru. Bilinçli veya bilinçsiz yaptığımız her hareketten sorumluyuz.Çünkü yapılan her hareketin etkisi ve geri dönüşü vardır.Elinizdeki topu yere bilerek atmanızla elinizden düşürmeniz  arasında fark yoktur top 2 durumdada yerden seker.

Alıntı
Eger ki, yasamimizi rahat - huzurlu ve mutlu gecirmek istiyorsak tamamiyle pozitif olmali ve pozitif yansimaliyiz.

Çok doğru.Bu sebeple tüm din kitapları insana iyi insan olmasını öğütler ve (bazıları)kötülük yapmaktan men etmek için korkutma yolunu seçerler.

Saygılarımla



Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Genius Loci - Ağustos 29, 2008, 09:27:06 öö
Spatyom dediginiz olay onu biraz daha acabilmeniz mumkun mu? 

ölümden sonra ruhun gittiği yer. öte dünya, ruhlar alemi ahiret de deniliyor. Ölüm denilen şey bir son değildir. Sadece bilincin değişimidir. "Nass uykudadır". Dolayısıyla Spatyom da bir bilinç halidir. Kendi benliğimize ve Yüce Yaratıcıya karşı Görevimiz veya varlık sebebimiz tekamül olduğuna göre Ruh Ölümsüzdür. Tekamül yani gelişim , ilerlemeden gaye de varlığın bilgisini arttırması, kendini bilmesidir. Dolayısıyla bu durum ölüm sonrasında da "Spatyom"da  devam eder.

spatyom kökensel olarak latincedir "spatium"... Spatium ise, kapalı yol, tur, yörünge ve "oyunun kuralı" anlamlarına gelir.

Sn. Mystic, daha geniş bilgi verebilir inanıyorum ki. Ben bu şekil özetleyeyim.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 29, 2008, 09:27:54 öö
Anladim.

Çok doğru.Bu sebeple tüm din kitapları insana iyi insan olmasını öğütler ve (bazıları)kötülük yapmaktan men etmek için korkutma yolunu seçerler.

O halde Varolmanin temek sarti; İnsanin İyilik yonunde yasamasi ve kendisinde var olan butun ozelliklerini bu yonde kullanmasinda yer alir oyle degil mi?

Mademki bu dunyada etki - tepki yasasi geregi kendi yasamamizda yapilan herseyin karsiligi yine bize donecegine gore kendimizi surekli gelistirmeli ve iyi bir yasam bicimi sunmaliyiz.

Ve Kutsal Kitaplardan bazilarinin İnsanlara korkutma amaciyla birtakim mesajlar veriliyorsa bu tamamen İnsanin buyuk zarar gormesini engellemek icindir hem sonra anladigim kadariyla Bilgilerinizden yola cikarak, kotu her zaman icin İnsana zarar getirirken İyi İnsani daima mutlu edecektir ve varligini devam ettirmesine yardimci olacaktir. Bunu anladim.

Cok Tesekkur Ederim Saygideger Mystic.

Saygilarimla    
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 29, 2008, 09:39:06 öö
Tekamül yani gelişim , ilerlemeden gaye de varlığın bilgisini arttırması, kendini bilmesidir. Dolayısıyla bu durum ölüm sonrasında da "Spatyom"da  devam eder.

Anladim. Tesekkur ederim :) Demekki bir tur Kendini bilme Varligin ayni zamanda farkindaligini da saglamakta ve bu sayede de Bilgisini sadece bu dunyada degil sonsuza dek arttirmaya devam etmekte  oyle degil mi Sayin skullG? Yani surekli bir ilerleme ve gelisim soz konusu. Peki bu ne zaman son bulacak? Ya da tamamiyle bu gelisimin bir son noktasi var midir?  Ornegin sifir noktadan baslayarak bildigim kadariyla bunun bir de son noktasi olmali tahmin ettigim kadariyla ve saniyorum ki spatyom dediginiz oteki alemde de devam ettigine gore bu durum o zaman spatyoma bu dunyadaki boyutsal anlamda burdaki asamayi tamamlayip diger aleme bir ust asama biciminde mi yoksa her olen varligini direkt olarak orda mi devam ettirmekte? Yani sunu ifade etmek istiyorum Sayin skullG? diger aleme gecmek icin buradaki ( tabi dunyayi bir boyut olarak ele alirsak ) boyutu tamamlayip bir ust boyuta gecme olarak mi tanimlandiriliyor? Umarim anlasilabilmisimdir :(
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Genius Loci - Ağustos 29, 2008, 10:06:40 öö
Ruh, tıpkı ışığın güneşten çıkması gibi Yaratıcı'dan çıkar. bu gelişimin sonu var mıdıra bir cevap olabilir.
El Kindi'ye göre,  ruh bedenden ayrıldığında bir ağırlıktan kurtulur ve bedeni terkettikten sonra, kimisi direkt akıl ile kavranabilir bir aleme geçer, kimisi ise ay feleği gibi feleklerde bir süre temizlenir ve ondan sonra akli aleme geçer.

İhvan'us Safa düşüncesinde, eskatolojiye sahip olmak ruha özgüdür, dünya hayatının amacı da insanın öte aleme hazırlanmasıdır. yani Yaratıcı dünyayı bir hazırlık yeri olarak var etmiştir. Eğer insan nefsini temizlerse eskatolojik düşünceye sahip olur ve bu durumda da nasıl ki bedende iken insan ise bedenden ayrılan ruh da melekleşir. tersi durumda ise bu mümkün olmaz.

Farabi'de ruhun ölümsüzlüğünden yola çıkarak, ruhun bedene muhtaç olmayacağını, bedensiz bir ruhun da ölümden sonra tekamül edebileceğini söyler. Ruh bedende iken erdemlerle kendini yetkinleştirebilir ve ilerisi için maddeye ihtiyaç duymayan bir hale geçebilir.

Bu da üst aşamaya geçişle ilgili sorunuza cevap olabilir.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: KIYAMET VE TUFAN
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 29, 2008, 10:13:45 öö
dünya hayatının amacı da insanın öte aleme hazırlanmasıdır. yani Yaratıcı dünyayı bir hazırlık yeri olarak var etmiştir.

Anladim, cok Tesekkur Ederim Sayin skullG :)

Sevgiler.