Sayın ozkann;
kendinize göre cevaplarınız olduğunu bildiğim soruları sormanızı manidar buluyor ve takdir ediyorum.Dilimin döndüğünce düşüncelerimi,"masonluk hakkında öğrendiğim birkaç kelimeden ibaret olduğu yargısının dillendirildiği"tarzımla ve uslubumla,elimden geldiği kadar,okuyanlara"parlaklık"rahatsızlığı vermemek umuduyla,ifade etmeye çalışacağım.
1-İnsanların aslında bir peygambere veya kutsal kitaplara ihtiyacı yoktur.Zira yaradılan yaradandan gayrı değildir."O"kendisinden,kendisini ve tüm evreni yaratmış,kendine kendi dönüş yolculuğunda refakat edeck tezahürlerin algılanmasına izin vermiştir.
"BİL"demiştir;ve bizler biliriz;belki hatırlamakta zorlanırız.Zaten bilinmeyen birşeyin de,öğrenilebilme olasılığı da yoktur.
"O"nun kendini bilen için,bilinmeye ihtiyacı yoktur.Ama bilemeyenin,kendini bilmesi yaradılış gayesidir.Nitekim,iki nefes arasındaki yolculuğun bütün"sır"rı da bunda gizlidir.
2-"Sınav"dersin de özüdür aslında...Sınavın bir başı,sonu,ödülü,cezası falan da yoktur.Vardır da,sadece sınanın sınavdaki tatminini ve sukunetini etkiler.
Kötülük olmadan iyiliği tarif edemeyeceğimiz gibi,hata olmadan da doğruyu tarif edemeyiz.Bu standartlar sadece bizim algılarımızla ilişkilidir.Gerçekte;iyi,güzel,kötü,çirkin diye de birşey yoktur.Sadece olanlar hakkında bizim hissettiklerimiz vardır.Takdir edilesi umulur ki,bu değerlerde görecelidir.
3-"ibadet",insanın kendi sukunetini ve farkındalığını geliştirebilmek için uygulanabirliği tavsiye edilen yöntemleri tanımlar.İnsanın kendisinden başka hiçbir varlığa tesiri yoktur.Gerçek zaman,sadece yaşanılan"AN"dır.Geçmiş ve gelecek ilizyondan ibarettir.
"Allah bilir"deyimi,aslında teslimiyetin görkemini anlatmak için kullanılması gereken bir deyimdir.Ancak,tevekkül bilincine,bunu abartmak yoluyla erişebilekleri zannına sahip cahillerce tamamen farklı bir amaca yönelik kullanılmaktadır.İradesi olan ve sebepleri yorumlayabilen,"O"ndan olanı kullanabilen,sonuçları kolaylıkla bilebilecektir.Yani Allah bilecektir!
Saygılarımla