Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: enelsır - Mart 25, 2011, 12:02:39 öö

Başlık: Altın çağ, cennet, sevgi mabedi
Gönderen: enelsır - Mart 25, 2011, 12:02:39 öö
  İster dini, ister felsefi , ister ilahi, ister insani olsun bütün düşünce sistemlerin de şu ortak noktayla karşılaşıyoruz. Hepsin de bütün kötülüklerin son bulduğu, varsa cezaların çekildiği, beklenildiği,fakat sonun da mutlaka insanlığı bekleyen bir sükun ve huzur zaman ve mekanından bahsedilmekte.

 Yaşayış ve kuralları açısından  farklılıkları olsa da bütün din ve doktrinlerin kendilerini takip edenlere ( bu dünyevi veya ilahi olabilir) vaat ettikleri hep aynı mutlu ve huzurlu bir son.

 Bu benzerliği sonsuz süreklilik açısından şöyle deyerlendirebilir miyiz?: Bu insanlığı zaten bekleyen nihayi sonun ,deyişik din veye öğretiler açısından farklı  tasviredilmiş bir hali midir?

 Bunu düşünmemin sebebini sanırım anlatabilmişimdir. Dünya üzerin de bir din veya öğreti olmasın ki takipçilerine mutlu ve huzurlu bir son vaat etmesin. Bu son ister dünyevi ve dünya da , ister ilahi ve başka bir boyut da olsun hemen hemen hep aynı yere çıkar: Bütün insanlığın sonsuz barış, ve mutluluk içinde yaşadığı bir ortam.

  Sorum şudur; aslında akılan deniz aynı da gidilen yol mu ayrıdır? Yoksa biri yanlış veya uzak bir yol mudur? Ve benim için can alıcı sonuç soru şudur: Eyer bütün nehirler aynı yere akıyor ise ve aslın da yok olmak diye birşey yok ise, şu koca dünya da temiz ve tek bir damla olmanın tadını çıkarmak ve bir gün güneş yeterli sıcaklığı sağladığın da buharlaşıp, atmosfere yükselmeyi, orada yeterli yoğunluğa ulaşacak soğukluğu bekleyip bulmayı,sonra yağmur olup beni o denize götürecek nehire karışmayı beklemek...Daha huzurlu, daha emin, daha güzel deyil mi?

  Saygılar.
Başlık: Ynt: Altın çağ, cennet, sevgi mabedi
Gönderen: Prometheus - Mart 25, 2011, 03:47:30 öö
sayın enelsır, bazı kelimeleri yanlış biliyorsunuz sanırım;
deyişik = değişik
deyerlendirebilir = değerlendirebilir
eyer = eğer
Yazının konusuna ve kafanızdaki soruya gelince, bence o kadar yormayın kendinizi, Osho okuyun iyi gelir.

Saygılarımla...