Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: KRAUSE  (Okunma sayısı 4856 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 16, 2010, 11:43:56 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay





Benim forumun bu bölümüne bir yazı yerleştirmem ne denli doğru, bilemiyorum. Yanlış bir iş yapmışsam hoş görülmeyi dilerim. İsterse yönetim bu yazımı bir başka yere de aktarabilir ama sanırım doğıru yer burası.

Baktım da bu bölümde çoğu katılımcılar, mason olan ünlülerden söz etmiş. Kendilerini başka alanlardan genel olarak tanımadığımız, adını duymamış olduğumuz ama masonlarca çok değerli sayılan kişiler pek az.  Ben ise aslında bir başka nedenle ünlenmemiş ama Masonluğun genel tarihinde adı ilginç bir şekilde yankılanmış birinden söz etmek istiyorum.



Karl Christian Friedrich Krause, 19. yüzyıl başlarında yayımlamış olduğu bir kitap nedeniyle ün kazanmış fakat bundan dolayı da başına iş açılmış olan bir Alman masondur.

1781 yılında doğmuş, 1832’de ölmüştür. Teoloji (ilâhiyat) öğrenimi görmüş, 1805 yılında felsefe doktoru olmuş, aynı yıl Masonluğa girmişti. Mason olduktan sonra eline geçirdiği tüm masonik yapıtları dikkatlice incelemiş, bunlardan birçok not çıkarmış, kendine göre bir masonik görüş oluşturmuştu.

Almanya'da birkaç ayrı locada yaptığı konuşmalarda görüşlerini anlatan Krause, dinleyenlerin beğenileriyle karşılaşmıştı. Bu arada, o sıralarda Almanya'da masonlardan bile saklı tutulmasına gayret edilen bazı eski el yazması belgelerin kopyalarını bulmuş, bunların kapsamlarını da açıklamıştı.

Yaptığı kornuşmalardan sonra Krause'ye, sözünü ettiği o belgeleri Almancaya çevirmesini önerenler olmuştu. Bunun üzerine Krause, "Die Drei Aeltesten Kunsterkünden der Freimaurer-Brüderschaft" (Mason Kardeşliğinin En Eski Üç Mesleki Belgesi) adını taşıyan kitabını kaleme almıştı.

Bu kitabın bir bölümü, bazı masonik literatürde "Krause Belgesi" olarak da anılır. Bu belge, York Yasaları olarak da anılan Operatif Masonluk döneminin eski yasalarının Almancaya çevirisinden oluşur. Bunun için Krause, öncelikle, REGIUS başlığını taşıyan ye yaklaşık 1390 tarihinde kaleme alınmış olan bir eski belgeden yararlanmıştı. Ancak bu belgeyi olduğu gibi Almancaya çevirmemiş, yer yer bazı eklemeler yapmış, kendi yorumlarını da katmış, bunların tümünü Regius'un yazımında var gibi göstermiş, böylece belgenin özgünlüğünü bozarak âdeta bir uydurma belge oluşturmuştu.

Bu arada Krause'nin yaptığı iki hata daha yardı: Bu belgeyi 926 yılından kalma gibi göstermek ve ayrıca Masonluğun tarihindeki en ünlü kişi sayılabilecek James Anderson'un 1738 tarihli "Yeni Yasa Kitabı"nı da Regius adlı eski belge ile bağdaştırmak...

Daha kitabı yayımlanmadan, Krause'nin adı tüm Alman masonik çevrelerinde duyuldu. Kimileri Krause'yi bu kitabı bir an önce yayımlaması için isteklendirirken, kimileri de -özellikle yüksek dereceli ve Alman büyük localarında yönetim görevi olan masonlar- onu caydırmaya çalıştı.

Krause yalnızca kendi çağdaşı olan Alman masonik araştırıcı ve yazarlardan Friedrich Mossdorf’a kulak verdi. Mossdorf, gerçeklerin saklanamayacağını, yeri ve zamanı geldiğinde mutlaka ortaya çıkacağını, Masonlukta da artık bu eski belgelerin ortaya serilmesinin zamanının çoktan geldiğini söylüyordu.

1810 yılında yayımladığı kitabında Krause, önce kendi bireysel masonik görüşlerini anlatıyordu. Yayımlamak üzere neden bu kitabında yer yerdiği üç belgeyi seçtiğini de belirtiyordu.

Krause'nin yayımladığı belgeler şunlardı:

1.   1390 yılında kaleme alınmış olan ve çağımızda Halliwell-Phillips El Yazması olarak da anılan, asıl başlığı REGIUS olan, kapsamında İngiliz operatif masonlarının 926 yılında İngiltere'nin York kentinde toplanarak oluşturdukları operatif mason yasalarının yer aldığı belge.

2.   15. yüzyıl ortalarında İngiltere Kralı 6. Henry tarafından kaleme alınmış olduğu söylenen ve sonradan "Leland El Yazması" adını almış bulunan, kral ile bir operatif mason ustası arasında Masonluk üzerine geçen bir söyleşiyi içeren bir belge.

3.   18. yüzyıl başlarında operatif mason çıraklarının eğitimi amacıyla düzenlenmiş bazı bilgileri ve ritüelik uygulamaların anlatımını içeren, çağımızda "Sloane El Yazmaları" olarak anılan eski belgeler koleksiyonunun bir bölümü.

Krause, bu belgeleri kendi yorumuyla birlikte ortaya serdikten sonra Almanya'daki localarda uygulanmakta olan ritüelleri eleştiriyor ve bu belgelerin ışığında çok daha gerçekçi, bilimsel, çağdaş koşullara ve pratiğe uygun bir masonik sistemin kurulabileceğini ileri sürerek, öneriler getiriyordu. Bu önerilerini de 1808 yılında yazmış ama o tarihte henüz yayınlanmamış olan “Höhere Vereinstigung der echt überlieferten Grundsymbole der Freimaurerei" (Masonluğun Doğru Aktarılmış Temel Simgelerinin Yüce Kurumlaşması) adlı bir diğer kitapta toplamıştı.

Almanya’da, eskiden kalma İngiliz kökenli belgelerin çevirisine pek ses çıkarılmamış hatta Krause’nin bunları yozlaştırdığının farkına bile varılmamıştı. Fakat bu diğer kitabında yazmış oldukları yenilir yutulur gibi değildi.

Ne yapmak istiyordu bu adam?... Üstelik çok güvenilen, yapıtlarından ötürü saygı duyulan bir mason olan Mossdorf da ona destek çıkıyordu. Olmamalıydı.

Tüm uyarılara karşın bu kitabın yayınlanması üzerine o tarihte Almanya’daki üç mason büyük locasının büyük üstatları, Krause ile Mossdorf'un Masonluktan uzaklaştırılmaları için girişimde bulundu. Yargılanmaları sonucunda suçluluklarına karar verilen her iki mason da, bir daha hiçbir locanın toplantısına katılamama cezasına çarptırıldılar. Krause'ye verilen ceza bu kadarla da kalmadı. Mason localarının yetkilileri, onun kendi meslek alanında profesörlüğe yükselmesini de engelledi.

Aslında çok güçlü bir kalemi olan Krause'nin  böylesine ağır şekilde cezalandırılması, 19. yüzyılın sonlarına doğru bazı mason yazarlarca "Masonluğun Almanya'daki tarihinin en karanlık sayfası" olarak nitelendirildi.

Krause'nin görüşleri çağımızda yeniden değerlendirilecek olursa; bazı mason kuruluşlarınca kutlanmaya değer bulunur, bazılarınca da "sapık ve fanatik düşünüler" olarak görülebilr. Bu bakımdan Krause'nin Masonluktan çıkarılışının haklılığı ya da haksızlığı, çağımızda bile evrensel boyutta oybirliği ile kararlaştırılamaz.

Krause aslında gerçekleri aramış, bulduğu gerçekleri gözüpeklikle başkalarının da yararına sunmaya çalışmıştır. Fakat bunu yaparken zamanı ve ortamı doğru seçmiş olup olmadığı tartışılabilir.

Bütün bunların yanı sıra Krause, kendi görüş ve yorumlarını da tarihsel gerçekler gibi göstermeye kalkışmıştır. Kuşkusuz bu davranışı Masonluk ile hiçbir bağlantısı olmasa bile bağışlanamaz. Ancak Krause bundan ötürü yargılanmamış, «İşte Gerçek!» diye ileri sürdüğü konuların yer yer uydurmaca olduğunu kendisine gösteren olmamıştır.

17. yüzyıl ve öncesinde Operatif Masonluk kapsamında yoğun bir spekülatif öğretinin bulunduğu ileri sürülür. Başına işler açan yapıtında Krause de bu konu üzerinde durur. Ancak o tarihlerde bu konu üzerinde ayrıntılı incelemeler yapmak, bu incelemeleri birtakım yorumlarla beslemek ve sonra statükoyu değiştirebilecek nitelikte öneriler getirmek, hele bu önerilerin masonları kışkırtma eğiliminde olması, dayanılır şeyler değildi.

Bugün bir başka mason çıksa da Krause’nin yapmış olduğu şeyler yapsa, acaba bunlar gerçek öğeleri de taşımakta oldukları için masonlarca toleransla karşılanabilir mi?

Sanırım evet!... Çünkü böyle şeyler yapanlar, evrensel nitelikli Masonluğu tek bir yönden bakanlar, Masonluğu sadece bu yönüyle tanıtmaya çalışanlar, kendi yorum ve değerlendirmelerini “tam ve kesin gerçek” gibi ortaya seren masonlar var.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 24, 2010, 07:31:16 ös
Yanıtla #1
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 14
  • Cinsiyet: Bayan

Öncelikle Selamlar,

Giriş yazınıza itafen şunu söylemek isterim;tanınmış ünlü olan masonların bilinmesi evet cazip gelebilir ama bilinmeyen kişi yada olaylar hakkında bilgi paylaşımında bulunulmasıda  gayet hoş bir şey.Ben  en azından şahsım adına paylaşımınız için teşekkür ederim zevkle okudum.
yazıyla ilgili yoruma gelince; (yazıyı okurken nedense aklıma papalık sistemi ve ortaçağdaki din kitaplarının yayınlanması,yorumlanması hakkında ki konular geldi.)Masonluk o kadar göreceli ve o kadar kapalı bir kutu ki zaman içinde ki tutumlar ve localar arasında ki bazen görüş yada uygulayış farklılıkları da bu kapalı kutuyu anlamakta zorlaştıyor.
Ve ben bir soru soruyorum masonlukta gelenekçilik mi yoksa ilericilik mi olmalı?


Kasım 24, 2010, 08:01:46 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Dostum Verdiğin Bilgiler İçin Çok Teşekkürler azzurra arkadaşımızın dediği gibi tanınmıs ünlü insanların bilinmesi cazip gelebilir verdiğin bilgiler yararlı bilgiler bende zevkle okudum teşekkürler dostum..


Kasım 25, 2010, 07:52:11 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Aslına bakarsanız o kadar karışık ve o kadar kapalı bir kutu değil Masonluk. Ezoterik sistem ile tanışmamış ya da bu sistemi önceden bir vesileyle ayrıntılı bir biçimde incelememiş olanlara öyle geliyor. Ezoterik sistemde çalışmakta olan ama Masonluk ile ilgisi bulunmayan başka kurumlar da var. Bu kurumlardan özellikle ağır ölçüde gizemci bir öğretisi olanları, Masonluktan çok daha karışık ve çok daha zor anlaşılır. Sosyal bilimler alanında eğitim görmüş bir kişi yüksek matematiği bir türlü anlayamaz. Teknik nitelikli bir eğitim görmüş olan kişi ise felsefe ile karşılaştığında boğulur gibi olur. Masonluğun anlaşılmasındaki zorluk biraz bundan ileri geliyor.

Gelenekçilik mi yoksa ilericilik mi olmalı tarzındaki soruya gelince... Her şeyden önce gelenekleri Masonluğun cayılamaz öğelerinden biridir. İlericilik ya da çağcıllık ise Masonluğun geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte de yaşamasının gereğidir. Çelişki, gelenekçilikte değildir; Masonluğun eskiden geçerli olan ve günümüzde artı geçerliliğini yitirmiş geleneklerinin hiç değiştirilmeden korunması üzerindeki ısrarlı tutumdadır. Bun karşılık, ilericilik adına tüm geleneklerin yıkılıp atılması da Masonluğun özüne uymaz. Dolayısıyla yapılması gereken, geleneklerin korunması ama bunların arasında artık günümüzün koşulları uyarınca geçerliğini yitirmiş olanlar varsa onların terk edilmesi, bunu karşılık günümüzün koşul ve anlayışlarıyla uyumlu uygulamaların birer gelenek biçimine dönüştürülmesine çalışılmasıdır.

Geçenlerde bir yerde asılmış bir pankart görmüştüm: "1. Uluslararası Bilmemne Festivali"... Bir festival ilk kez düzenleniyorsa, geleneksel falan olamaz. Ancçak birkaç kez düzenlenir, tüm bu düzenlemelerdeki aksaklıklar her bir yeni düzenlemede giderilir, bunun şu ya da bu bakımdan çok yararlı olduğu benimsenir ve ondan sonra gelenekselleşir. Gün gelir ki bu artık rağbet görmez, eskisi gibi yarar sağlamaz olur; terk edilir. Onun yerine gelecekte yararlı olacağı öngörülen başkaları gelir.

Bu konunun tartışmasını yanlış yerde yaptık, değil mi? KRAUSE ile ilgisi yok.



« Son Düzenleme: Kasım 25, 2010, 07:55:15 öö Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 25, 2010, 10:31:35 ös
Yanıtla #4
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 14
  • Cinsiyet: Bayan

 Sayın Adam,

 Tekrardan merhaba ,bu siteye üye olurken yaptığım bir açıklamada, ben küçükken hemen hemen bütün kız çocuklarının kendisini prenses,kraliçe olarak hayal ederken, benimse kendimi hep şövalye olarak hayal ettiğimi ve şövalyeleri araştırırken tapınakçılara sonra da masonlar konusuna geldiğimi belirtmiştim.Kendimce arada sırada  bazı yazılı ve görsel basından takibimce bilgiler edindim.Sonuç mu? Kafam çorbaya döndü.Hani  bir konu olur merak edersiniz konunun uzmanına gider sorarsınız ya,işte masonluk öyle bir şey değil ki :) Etrafımda kime "Pardon siz masonmusunuz? veya bu konuyla ilginiz var mı ?" diye sorabilirdim ki.Sorsamda  "Başka işin mi yok ?" derlerdi.Bundan dolayı bu siteye  yeni üye oldum.Şunu da itiraf edeyim üye olduğum dan beride ilk defa dün siteye girdim.Krause ile ilgili yazdığınız yazıyı okuduğumda "Evet okuma merakımı giderecek,üstelikte ilgimi çeken konular hakkında  bilgiler edineceğim ,kişilerin bilgi ,zaman tecrübesinden faydalanacağım doğru bir yer " diye düşünerek siteye doğru düzgün girmeyen ben, bugün iş yerinde bile gizli gizli kaçamak olarak sizin gönderilerinizin bir çoğunu,büyük bir zevkle okuma fırsatı buldum.
Sizin gibi bilgi sahibi birine yazdığım şeyler basit gelirse lütfen benim toyluğuma verin.Farzedin ki yeni okula başlayan ilkokul öğrencisi olarak düşünün.Güzel paylaşımlarınız için tekrar teşekkür eder.

Saygılarımı sunarım.

P.S:Benim yazdığımında Krause ile alakası olmadı:)