Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: YAAKOV VE OĞLU YOSEF  (Okunma sayısı 8623 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 09, 2007, 10:05:17 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Yosef’in hikayesi, Diaspora Yahudisi’nin klasik tarihsel hikayesini yansıtır. Fakir olarak gelen Yahudiler çok çalışırlar ve en üst seviyeye ulaşırlar Yaakov, - Lea ile evlendirilmek için kandırılmak yerine- amaçladığı gibi Rahel ile evlenmiş, Yosef de onun ilk oğlu gibi olmuştur. Yosef, Yaakov’un 11. oğlu olduğu halde, 12 kardeşinin de hayatını yönlendirir. Yosef’in hikayesinde muhteşem tarihi olaylar gözümüze çarpar. Başlarken şunu söylemeliyiz: Yosef, Yaakov’un en sevdiği karısından uzun süredir beklediği ilk çocuğu olduğundan ,ailede önemli bir konuma sahiptir. Babası, kendisine dikkat çekecek kadar fazla ilgi gösterir­ Yosef’e özel bir gömlek alır- bu da diğer kardeşlerin Yosef’i kıskanmalarına sebep olur. Fakat, kardeşlerin bu tutumlarını , her ailede ortaya çıkabilecek olağan bir durum şeklinde değerlendirmek yanlış olur. Bu insanlar kuşkusuz, hataya düşmüş olsalar da , ruhsal anlamda inanılmaz üst bir seviyedeydiler. Bu nedenle, burada olan olayları iyi bir şekilde incelememiz gerekmektedir. Yosef, rüyalar görür ve onları yorumlar. Öğrendiğimize göre, Yosef’in rüyaları yorumlamaya özel bir yeteneği vardır. Rüyaları da ,yorumları da tutarlı ve kehanet niteliğindedir. Mesela, kardeşlerine; birgün kendisi önünde eğileceklerini söylemiştir ki birkaç sene sonra bu olay söylediği şekilde gerçekleşecektir. Fakat, kardeşlerine göre, Yosef’in rüyaları yorumlaması megalomani sınırlarına varmaktadır. Kendilerinin dünyayı değiştirebilecek kişiler olduklarını bildiklerinden , Yosef’in tüm insanlığın geleceğini tehlikeye soktuğunu düşünürler. Ailelerinin geçmişini bildiklerinden her nesilde bir ‘kötü’ kişinin bulunduğunun da farkındadırlar. –İlk Yişmael, sonra Esav -. Böylece, kendi nesillerindeki kötünün de Yosef olduğuna kanaat getiriler. Onu öldürmeyi planlarlar fakat bunun yerine ,Yosef’i esir olarak satarlar. Güzel gömleğini alıp, keçi kanına bularlar ve babaları Yaakov’a gösterip Yosef’in vahşi bir hayvan tarafında parçalandığını söylerler. Bu arada, Yosef, Yişmaelitler tarafından kervanlarla Mısır’a getirilir ve orada, soylulardan Potifar’ın evinde hizmetçi olur. MISIR İMPARATORLUĞU Bu aşamada, Mısır’ın , tarihin bu noktasında varolan iki büyük medeniyet merkezlerinden ikincisi olduğunu ve nasıl bir gelişim içinde bulunduğunu göz önünde bulundurmamız gerekir. ( Bu merkezlerin ilki , bu serinin 3. Bölümünde anlattığımız Mezopotamya uygarlığıdır ) Mısır, bu zamanda, Nil Nehri çevresi dışında çölden oluşuyordu. Nil, dünyanın en büyük nehridir ve eğer Mısır’ın ortasında bulunmasaydı , ülke sadece kumdan ibaret olacaktı. Eski çağlarda, Mısır’ın sadece %3 ‘lük bölümü yaşanılabilir ve ekilebilir alanlardan oluşuyordu . Doğal korunakları sayesinde, Mısır tamamiyle dış etkilere kapalıydı ve fethedilmesi imkansız bir yerdi. ( Bir kez Hiksoslar, sonra Asurlular ve Büyük İskender Mısır’ı işgal etmiştir. Fakat bu da 3,000 senede sadece 3 keredir ) Mısır, insanlık tarihindeki en statik, ve uzun süre yaşayabilmiş uygarlıktır. Ve görünüşte de değişmemiştir. Bir Mısır’ın 3,000 senede ne kadar değiştiğini ve bir de modern yaşamın sadece birkaç yüzyılda ne kadar geliştiğini düşünün. Bir toplumun bu kadar durgun oluşu akıl karıştırıcıdır . Bunun nedeni de büyük ölçüde Mısır’ın coğrafyasıyla ilgilidir . Mısır uygarlığının ne zaman kurulduğuyla ilgili elimizde kesin belgeler bulunmuyorsa da , erken Bronz çağında , MÖ 3,300 yılları sırasında ortaya çıktığı sanılıyor. Piramitlerin mühendislik bilgilerini düşünürsek,Mısırlılar’ın ne kadar sofistike bir kültür olduklarını görebiliriz. ‘ Keops ‘ olarak bilinen büyük piramit Khufu, 13 akrelik alanı, 500 feet yüksekliği ve 5 milyon tonluk taşlarıyla şimdiye kadar inşa edilmiş en büyük piramittir. Ve bu piramit, demir aletleri bile bulunmayan kişilerce inşa edilmiştir. Piramitleri nasıl yaptıkları hakkında hiçbir fikrimiz yok. Büyük taş bloklarının yukarıya kadar çıkarılmalarını sağlayan , engin mühendislik bilgilerine, ve kusursuz taş kesim işçiliğine sahip oldukları açıktır. Makaralara, kaldıraçlara ve önemli bir kas gücüne sahiptiler. Keops’un inşa edilmesi için 100,000 işçinin 30 sene çalıştığı tahmin ediliyor. Bir mabedi inşa etmek için neden bu kadar çaba sarf etmişler ? Bunun nedeni, Mısırlıların aynı zamanda ruhsal anlamda da bilgili olduklarıdır. Onların yoğun manevi hayatlarını göz ardı etmemsi imkansızdır. Ölümle ilgilenirlerdi ve bu nedenle mumyalama teknikleri de mükemmeldi. Kutsal kitaplarının adı da ‘ Ölüm Kitabı’ idi. Sürükleyici bir kitap olsa gerek … Mısırlılar, Firavunun yaşayan bir tanrı olduğuna , mutlak gücü elinde bulundurduğuna ve Firavunun ölümden sonraki yaşamının , tüm Mısır’ın geleceğini etkileyeceğine inanırlardı. Bu nedenle, mezarlarının mükemmel olması , doğru hediyelerin sunulması, ölümden sonraki yaşamına iyi bir şekilde gitmesinin sağlanması gerekmekteydi. Aksi takdirde işler, herkes için kötü gidebilirdi. Bu da, Mısır halkının esas amacının neden Firavunları için olağanüstü mezarlar inşa etmek olduğunu açıklar. Tabii ki, bu sofistike uygarlık , Judaizm ile zıt karakterdeydi, çünkü Mısırlılar putlara tapıyorlardı. Eski Mısır’da 2.000 farklı tanrıya taparlardı. Hipopotam, şahin,ve timsah başlı tanrıları vardı. Mısır uygarlığı, putlara tapınmayı en uç noktalara götürmüştü. – kendileri açısından çok ruhani ve dindarlardı ama aynı zamanda inançları tamamen maddeciliğe, puta tapınmaya dayanıyordu. İlkel, aptal veya batıl inançlara sahip kişiler değillerdi. Manevi gücün farkındaydılar ve putların gücüne inanmış çok bilgili insanlardılar. Mısır, putların ülkesi olduğu kadar, ahlaksızlığın da ülkesiydi. . Yani, Yosef’in böyle bir ortama girmesi kötü bir haber. Hem de çok kötü bir haber… BİR ESİR EN ÜST NOKTAYA YÜKSELİR Ailesinden erken yaşta kopartılan Yosef, ahlaksız bir toplum içinde büyük bir dezavantaja dönüşebilecek bir özelliğe sahipti: Kendisi çok yakışıklıydı. Ve de sahibi Potifar’ın karısı, kendisini çok çekici buluyordu. Bunun yanında, Yosef kendini sürekli geliştiriyordu. Çok zeki ve çalışkandı. Başta sadece genç bir hizmetkarken , Potifar’ın evinde uşakların başına kadar yükselmeyi başarmıştı. Bu, Diaspora’daki Yahudiler’in klasik tarihsel gelişimleridir. – Fakir olarak gelirler, kötü bir durumla ilgilenirler, çok çalışır ve en üst noktaya yükselirler. Bu arada, Potifar’ın karısı, Yosef’in kendisini reddetmesinden hoşnut değildir. Bir ara, herkesin ulusal bir kutlama için evden çıkmış olduğu bir zaman, Yosef’i kıstırıp , giysilerini parçalamaya çalışır. Yosef kaçarken de Potifar’ın karısı , sanki tecavüze uğramış gibi çığlık atar. Potifar eve gelir. Potifar’ın ,karısına inanmadığı bellidir, çünkü eğer inanmış olsaydı, Yosef’i hemen o anda öldürürdü. Onun yerine Yosef’i hapse atar. İşte Yosef, hizmetkarların başıyken, birden yine en alt seviyeye inmiştir. Bu , Diaspora’daki bir Yahudi’nin halidir. Yahudiler, bir ülkeye gelir, yükselir, ve kovulurlar. Ve yeniden, başka bir yerde, en alt konumdan başlarlar. Yosef, şimdi hapishanededir ve kısa sürede baş gardiyan olur. Tüm hapishaneyi yönetmektedir. Bu aşamada yine klasik bir Yahudi insanını görüyoruz… Hapishaneye, günün birinde Firavunun şarapçısıyla ekmekçisi de atılır. Ve bu kişiler rüyalar görür. Yosef’in rüya yorumlama konusunda ne kadar usta olduğunu biliyoruz ve onların rüyalarını da yorumlaması , şarapçıya firavunun kendisini affedip eski yerine geri getireceğini , ekmekçiye ise öleceğini söylemesi şaşırtıcı değildir. Ve söyledikleri de kelime kelimesine gerçekleşmiştir. FİRAVUNUN RÜYASI Bu sefer, firavunun kendisi birkaç rahatsız edici rüya görür. Rüyasında Nil’in içinden çıkan yedi şişman inek , yedi sıska ineğe dönüşür. Bir başka rüyada da yedi dolu buğday sapı , cılız , kuru buğdaylar haline gelir. Bu rüyalar, kendisini çok rahatsız eder. Ve inanın ki, dünyada yaşayan tanrı olduğuna inanılan firavun , uyuyamazsa, Mısır’da başka kimse uyuyamaz. Firavun, tüm sihirbazlarını , falcılarını ve astrologlarını uyandırır fakat hiçbiri rüyaların ne anlama geldiğini anlayamaz. Bu anda şarapçı firavuna: “ Hapishanede, rüyaları yorumlayabilen Yahudi bir esirin olduğunu hatırlıyorum .” der. Bu arada, şu hikaye, Yahudiler’in üstün başarısının hikayesidir. Yosef’i hapishaneden çıkartırlar, yıkarlar,tıraş ederler,ve tüm bunların sonunda firavunun huzuruna çıkartırlar. Rüyayı duyduğunda Yosef, firavuna şöyle der: “ Yedi yıllık bir bolluktan sonra, yedi yıllık kuraklık baş gösterecek.” “ Ne yapmalıyım? “ diye firavun sorunca da Yosef : “ Bolluk zamanında, kurak geçecek yedi yıl için buğday depo edin, böylece zor zamanlarda yiyecek bir şeyler olacaktır.” der. Firavun da, “Madem sen düşündün, bu işi de yapacak olan sen ol” der. İşte Yosef bu şekilde firavunu baş danışmanı olmuştur. Mısır’ın altyapısal görev dağılımındaki en güçlü ve imparatorluktaki en yetkili insan artık Yosef ‘tir. Hapishaneden danışmanlığa yükselmiştir. Ve sonra da evlenir, Potifar’ın kızı Osnat ile… Kuraklık başlamadan Yosef’in iki çocuğu olmuştur: Menaşe ve Efrayim. Bu güne kadar, dindar Yahudiler, çocuklarını , Şabat geceleri Menaşe ve Efrayim gibi olmaları için kutsarlar. Neden ? Öncelikle, Tora’daki diğer kardeşlerin – Kayin ve Evel, Yitshak ve Yişmael, Yaakov ile Esav- aksine, bu iki kardeş birbirlerini çok severler ve birbirlerinin başarılarını kıskanmazlar. İkinci olarak, bu iki çocuğun, firavun danışmanın oğulları olarak yetiştirildiğinden, asimile olmaları veya şımarık olmaları beklenirken, tam tersine böyle bir ortamda bile,onlar , Yahudiliklerine çok bağlı olarak yetişmişlerdir. Yosef şimdi danışmandır ve eski rüyaların gerçekleşme zamanı gelmiştir. Yosef , bunu kardeşleri kendi önünde eğildiği zaman anlayacaktır. Ve bu da birazdan gerçekleşecek olaydı. 



Nisan 09, 2007, 10:20:56 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Yosef, nesiller boyunca , ailenin kardeşler arasında bir nefret yarattığını fark etmiştir. Bu durumu düzeltmek için , büyük bir sınama planlayıp ,sahnesini hazırlar… Tora’da tam Yosef’in hikayesinin ortasında çok ilginç bir olay meydana gelir. Birdenbire hikaye durur. Yosef’i bir süreliğine Mısır’da bırakırız ve Kenaan’da yaşayan 12 kardeşin 4.sü olan Yeuda ile devam ederiz. Ve tam bu anda neden birdenbire Yeuda’nın hayatının bu bölümünün anlatıldığını da anlayamayız. ( Bereşit kitabı, 38. Bölüm ) Yeuda’nın 3 oğlu olduğunu ve en büyüyünün de Tamar adında bir kadınla evli olduğunu öğreniriz. En büyük oğlan ölür. Ve Yahudi yasalarına göre Tamar’la ikinci büyük oğlan evlenir. O da ölür. Tamar , diğer kardeşle evlenecekken Yeuda bunu durdurur. Tamar, Yeuda’nın kanunlara uymayacağını anlar ve kendisinin de çocuksuz bir şekilde yaşlanıyor olduğunu fark edince, kontrolü eline almak ister. Tora’nın anlattığına göre Tamar bir * kılığına girerek Yeuda’yı kandırır. Yeuda, hizmeti karşılığında Tamar’a bir keçi önerir.Bu arada Tamar, Yeuda’nın eşyalarını ve mührünü alır. Yeuda, keçiyi vermek için geldiğinde ‘* ‘ortalıklarda yoktur. Bu olaydan kısa bir süre sonra, Tamar’ın hamile olduğu anlaşılır ve yarattığı bu karışıklık yüzünden ölümle cezalandırılır. Buna rağmen, Tamar , Yeuda’nın çocuğun babası olduğunu söyleyerek onu utandırmaz. Bunun yerine, eşyalarını ve mührünü bir istekle geri gönderir: “Lütfen bunların ait olduğu kişiyi tanıyın” . Bu sözcükler, Yeuda’nın , babası Yaakov’a , Yosef’i esir olarak sattıktan sonra söyledikleriyle aynıdır. O zamanlar,Yosef’in gömleğini alıp keçi kanına bulamışlar ve Yaakov’a vermişler, Yosef’in vahşi hayvanlar tarafından parçalandığını söylemişlerdi. Kendi hatasını hatırlatan bu sözcükleri duyunca Yeuda: “ Tamar benden çok daha ahlaklı bir insandı” diye bir itirafta bulunmuştur. Suçunu kabul ederek, Yeuda, Tora’da sorumluluğu üstlenen ilk kişi olmuştur ve samimi olarak kalben yapılan pişmanlığın sembolü haline gelmiştir. Bu olayda, kendisi Yahudi bir lider modelidir ve gelecekteki krallık da Yeuda’nın soyundan gelecektir. Kral David ve Kral Şlomo , gelecekteki Maşiah gibi onun soyundan geleceklerdir. Aslında Yahudiler, Yeuda’dan sonra ‘Yahudi ‘olarak anılmaya başlanacaktır. Şimdi de hikaye, diğer kardeşlerin pişmanlıklarına ve Yosef’le birleşmelerine sahne olacaktır. KURAKLIK Bu arada, kuraklık gelip çatar. Kuraklık, sadece Mısır’ı değil, tüm Ortadoğu’yu etkisi altına almıştır ve Mısır , – ileri görüşlü Yosef sayesinde – buğday depolayan tek ülkedir. Yaakov, oğullarını alışveriş için gönderir. Sadece, Yosef’in öz kardeşi, ve en sevdiği karısı Rahel’in diğer oğlu Binyamin’i yanında tutar, çünkü onu hiçbir şekilde riske atmak istememektedir. Kardeşler, Mısır’a gelirler. Danışmanın önünde eğilirler ve aslında onun seneler önce esir olarak sattıkları kardeşleri olduğunu anlayamazlar. Ne de olsa, Yosef , Mısır’lı gibi giyiniyor, Mısır’lı gibi yürüyor ve Mısır’lı gibi konuşuyordu. Yosef, , nesiller boyunca ailenin kardeşler arasında bir nefret oluşturmuş olduğunu fark eder. Ve artık bundan kurtulmanın gerektiğini düşünerek , bunun için tek çözüm yolunun da pişmanlıktan geçtiğine karar verir. Yahudilik’te pişmanlık ,kendini aynı durumda bulduğun zaman, hatanı tekrar etmemek demektir. Değiştiğini göstermektir. Yosef de, o an, kardeşlerini yeniden aynı duruma sokmak için çok iyi bir fırsat olduğunu düşünür. SINAMA Böylece, Yosef kardeşlerini casus olmakla suçlar. Onlar ise, casus olmadıkları konusunda ısrar ederler , sadece kardeş olduklarını, evde bir kardeşleriyle babaların da bulunduğunu anlatmaya çalışırlar. “Eğer bu söyledikleriniz doğruysa” der Yosef, “eve gidip kardeşinizi buraya getirin.” Şimdi hepsi birden başlarına bu olayın, eskiden kardeşleri Yosef ‘e yaptıkları için geldiğini kavramaya başlar. Ve şimdi de Binyamin’i getirmek zorundadırlar. –Eğer ona bir şey olursa, babalarının bunu kaldıramayacağının hepsi farkındadır. Fakat Yosef ısrar eder ve onların geri gidip kardeşlerini getirmesini sağlar. Sonra, Binyamin’in çantasına gümüş bir kadeh koyar ve onu hırsızlıkla suçlar. Fakat, tüm kardeşleri salıverip sadece Binyamin’i esir alarak cezayı çekmelerine karar verir. İşte bu sınamadır. –Kendilerini kurtarmak için kardeşlerine sırt mı çevireceklerdir? Fakat onlar artık değişmişlerdir ve aynı hatayı bir kez daha tekrarlamayacaklardır. Yeuda sertçe tartışır ve kardeşi Binyamin yerine kendisinin esir olarak alıkoyulmasını ister. Bununlar birlikte Yosef ağlamaya başlar ve sonunda gerçek kimliğini açıklar: “ Ben Yosef’im. Babam hala hayatta mı?” Kardeşlerin şok olmuş bir halde, yıllardır kayıp olan , şimdi de danışman olan kardeşlerine bakmaları Tora’daki en muhteşem anlardan biridir. İLAHİ PLAN Bundan sonra Yosef, Yahudi tarihini anlamak açısından yapılan en önemli açıklamalardan birini yapar: “ Şimdi endişelenmeyin, Beni buraya sattığınız için kendinize kızmayın.Tanrı , beni sizlerin önüne çıkardı. 2 senedir kuraklık var bu topraklarda ve önümüzdeki 5 yıl da tarlalarda ne ekin olacak , ne hasat.Tanrı, sizin yaşamanızı garanti altına almak için beni önünüze çıkardı.Beni buraya getiren siz değil, Tanrı’dır ve, Tanrı beni firavunun babası ve tüm eviyle Mısır’ın başı yapmıştır.” ( Bereşit 45: 5 – 8 ) Rabiler’in Yahudi tarihini açıklayan en önemli sözlerinden biri ,“ hastalıktan önce çaresini yartır” sözleridir. Bu dizinin başında, tarihi , bir amaçla kontrol edilen süreç olarak açıklamıştık. Kararlarımız bir fark yaratır fakat bizlere , amaçlanan sona ulaşacağımıza dair söz verilmiştir. Buna göre, hangi yolu seçersek seçelim , Tanrı her zaman kendi amaçlarına ulaşacaktır. Küçük parçaları yerlerine yerleştirecektir. Olaylar gerçekleşirken, küçük parçaların yerlerine nasıl tam olarak oturduğunu göremiyoruz fakat herşey bittikten sonra tüm olayların bir nedeni olduğunu anlayabiliyoruz. Tanrı’ya inanılmaz bir güveni olan akıllı Yosef, köleliğinin İlahi bir planın bir parçası olduğunu anlamıştı , çünkü bu olay çok büyük kozmik tarihi bir sürecin bir bölümüydü. YAP – BOZ BULMACASI Yahudi tarihi dev bir yap-boz gibidir. 6.000 parçası vardır. Her bir parça 1 yıl demektir. Ve kapağında , yap- bozu tamamlayınca neyin oluşacağını size gösteren bir kutu yoktur elinizde. İlk bir kaç parçayı yerlerine yerleştirmek için – Yosef’in yaptığı gibi - çok büyük çaba harcamak gerekir. Fakat ilerledikçe – bazı şeyler gerçekleşmeye başlar: Resim oluşmaya başlar, her şey birbirine uymaya başlar, dışarıda kalan bir parça olmaz , sona yaklaştıkça işiniz kolaylaşır. Bu insanlık tarihi ve pek tabii ki de Yahudi tarihidir. Her şey birbirine uyar ve hiçbir şey kaza değildir. Her şeyin bir nedeni vardır. Ve geriye dönüp baktığınızda her olayın ne kadar mantıklı olduğunu ve uyum sağladığını görebilirsiniz. Yosef de bunu görmüştür. Babasına haber yollamış, Yaakov da mutluluktan dört köşe olmuştur. Yıllarca oğlunun ölmüş olduğunu düşündükten sonra, dramatik bir birleşme , karşılaşma yaşamışlardır. Tüm Mısır, danışmanlarının ailesini görebilmek için onları karşılamaya gelmişlerdir. Hepsi de Yosef’in kehanetleri doğru çıktığı için, onun önünde eğilmektedir. Daha sonra, firavun, tüm aileyi yaşamaları için Mısır’a davet eder. Ve onlar Mısır’a gelip beraberce yaşamaya başlarlar. Tora, Yaakov ,12 oğlu , karıları ve çocukları da dahil olmak üzere 70 bireyin Mısır’a girdiğini söyler. Yahudi ulusunun çekirdeği, Mısır’a ulaşmışlardır. Ve yine, bir diaspora ülkesine gelen Yahudi kitlesiyle karşılaşıyoruz. Mutlulukla karşılanmışlardı. Goşen topraklarında en güzel araziler onlara verilmişti. Mutluluk ve zenginlik içinde yerleşmişlerdi. Her şey çok güzel bir şekilde devam ediyordu, ta ki Mısırlılar, onların çok rahat bir şekilde yaşadıklarını fark edinceye kadar. Fakar burada ,Bereşit kitabı son bulur. – Yaakov ve Yosef’in ölümleriyle – Her şey hala iyidir. Ortaya çıkacak problemler Exodus- Şemot- kitabında anlatılacaktır. 



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
İnsan Oğlu

Başlatan Supernova « 1 2 3 » Insan

26 Yanıt
12908 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 01, 2009, 11:07:22 öö
Gönderen: ceycet
2 Yanıt
5549 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 29, 2011, 01:17:50 öö
Gönderen: Alşah
4 Yanıt
2859 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 09, 2013, 07:52:47 ös
Gönderen: peacewings