Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: LÜTLEN OKUYUN  (Okunma sayısı 2887 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 25, 2018, 11:05:36 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Biz Çiftlik Bank'ı konuşurken bakın Japonya ne yapıyor
Konuk yazar Mehmet Ömer Dedeoğlu yazdı



Gazeteci-Yazar Thomas L. Friedman’ın “Geciktiğin için Teşekkür Ederim: Çılgıncasına Hızlı Bir Çağda Ayakta Kalma Rehberi” Boyner Yayınları tarafından Şubat 2018’de ülkemizde yayınlandı. Yazar bu kitabı, yaşanan büyük teknolojik atılımlar sayesinde küreselleşmenin 21. yüzyılda ne yönde evrime uğrayacağını analiz eden ve son güncellemesini 2006 yılında yaptığı “Dünya Düzdür: Yirmi Birinci Yüzyılın Kısa Tarihi” (Boyner Yayınları), isimli kitabına devam niteliğinde yazmış.

İlk kitap gibi bunda da, yazar, insan-teknoloji ilişkisinin gidişatı konusunda gayet iyimser (geleceğin direniş liderinin annesini öldürmesi için, diktatör bir yapay zekanın, zaman makinası ile geçmişe katil robot yollayacağını düşünmüyor yani). Kaldığı yerden, 2007 yılından devam ediyor anlatmaya. Bu kitapta incelediği konu “Çılgıncasına Hızlanma Çağı” diye nitelendirdiği çağımızda, insanın teknolojik gelişmelere ayak uydurmakta yaşayacağı uyum sorunu. “Bu kadar yoğun veri ve bilgi bombardımanı, kullanılması gereken aygıt arasında insan kendisine vakit ayırabilecek mi” gibi bir soru etrafında şekillenmiş çalışması. 2007 yılını, teknoloji ve insan ilişkisinde bir milat olarak alıyor. İlk kitaba son eklemeyi 2006 da yaptıktan sonra bu kadar değişimi kendisinin bile beklemediğini de itiraf ediyor satır aralarında. Ve soruyor “2007’de Ne Oldu?” diye.

DÖNÜM NOKTASI...

Dönüm noktası olarak Steve Jobs ve Apple’ın İphone’u piyasaya sürmesini gösteriyor. Bu cihaz ile birlikte şirketler, insanlar ve makinelerin iletişim kurma, yeni şeyler yaratma, işbirliği yapma düşünce yapılarının yeniden biçimlendiğini belirtiyor. Aynı yıl “Hadoop”, “GitHub”, “Facebook”, “Twitter”, “ChangeOrg” gibi şirketler de hayata geçiyor. Veri organizasyon devi “Google”, “Youtube” şirketini satın alıyor. “Amazon”, “Kindle” isimli elektronik kitap okuma tabletini çıkarıyor. “AirBnB” kuruluyor. 2006 yılında emekli olan Michael Dell, 2007’de “Emekli olmak için yanlış zamanı seçmişim” diyerek şirketinin başına geri dönüyor (Dell Computers). Aynı yıl “IBM”, “Watson” isimli, otomatik öğrenme kapasitesine sahip, yapay zekayı hayata geçiriyor. Ocak 2007–Aralık 2014 arası, mobil cihazlar üzerinden gerçekleşen veri trafiği %100.000 artıyor. Aynı yıl ayrıca temiz enerji devrimi de başlıyor.

Özetle yazar, 2007 yılını tarihteki en büyük teknolojik sıçramanın yılı olarak tanımlıyor. Veri depolama ve iletme alanında bir platform doğuyor. Bu, donanım ve internet bağlantısına sahip her bireyin, bilgiye ulaşabilip katkıda bulunabileceği bir platform. Bu platform ile birlikte küreselleşme ve iklim değişikliğinin de hızlandığını belirtiyor. Yani teknoloji, küreselleşme ve iklim değişiminin birbirleriyle ilişkili olarak hızlanması ile “Çılgınca Hızlanma Çağı” başlıyor. Haliyle değişim ve hızlanma oranı da artıyor. Kitabın temel sorusu da burada devreye giriyor. Bu hızlı değişim hayatın pek çok alanına yansıyor ve hayatı dramatik biçimde tekrar şekillendiriyor ve farklı şekilde işlemesine yol açıyor. İnsanın, kendisini değiştirip, ayak uydurmasından çok daha hızlı bir şekilde hem de. Yine yazarın yorumuna göre, insan ve teknoloji arasındaki bu uyum sorunu da, günümüzdeki toplumsal kargaşanın merkezini oluşturuyor. Günümüzde, 1750- 2000 yılları arasında olan teknolojik ve endüstriyel atılımların hacim olarak neredeyse tümüne yakını, oransal olarak bir yıl içinde vuku buluyor artık.

Son elli yılda mikroişlemciler, sensörler, bellekler, yazılımlar, ağ iletişimi ve mobil cihazlar çılgınca hızlanan bir oranda gelişiyor, kaynaşıyor ve farklı durumlarda farklı platformlarda işbirliği içinde olup farklı çığırlar açıyorlar.


 
Şimdi değişim küresel ölçekte gerçekleşiyor. Bu gelişmelerin artış hızı, insanın ve toplumsal yapımızın uyum sağlama hızını geride bırakıyor. Bu sorunu kurumlar da yaşıyor, devletlerde. İnsan artık hayat boyu bir öğrenme döngüsünün içinde... Sürekli öğrenip, ayak uydurmaya çalışmak zorunda. Çalışmalar hep insan öğrenmesini optimize etmeye yönelik. Yeni slogan: “Başarısız olacaksan hızlı başarısız ol, aynı hatayı yarı zamanda ve yarı maliyette nasıl yaparsın ona odaklan”. Bu beraberinde sabit bir dengesizlik hali getiriyor. Bu uyum sorunu da insanoğlu için varoluşsal bir sorun.

YER JAPONYA...

Yüzeysel ve kısaca kitabın irdelediği ve çözüm sunmaya çalıştığı konu böyle. Konunun ve sektörün uzmanları ile yaptığı görüşmeler ve bu değişimin en belirgin şekilde etkili olduğu alanlara verdiği örnekler ile konuyu derinlemesine inceliyor. Kesinlikle okunmasını tavsiye edeceğim çok aydınlatıcı, iyi hazırlanmış ve ciddi emek harcanmış bir çalışma.

Gelişen ve değişen teknolojinin uygulama alanlarına dair verdiği örneklerden bir tanesi var ki çok ilgimi çekti ve sizinle paylaşmak isterim:

Yer Japonya. Süt üreticileri, teknoloji devi Fujitsu’nun kapısını çalıyorlar. Merak ettikleri konu, sütçülükle uğraşan büyük çiftliklerde ineklerin üreme hızları arttırılabilir mi? Çoğunlukla geceleri olmak üzere inekler üreme ve doğurganlıklarının arttığı yani yapay olarak kolay döllenebilecekleri döneme çok kısa süreliğine, yaklaşık yirmi bir günde bir, on iki ila on sekiz saat süreliğine giriyorlar. Büyük bir inek sürüsünde tüm inekleri gözlemleyip ayrı ayrı suni döllenmeleri için ideal zamanı belirlemek ise oldukça güç. Bu verimli bir şekilde yapılabilirse, her inekten yıl boyunca kesintisiz süt alınıp inek başına süt üretimi maksimize edilebilir.

Fujitsu, her bir ineğe çiftliğe radyo sinyaliyle bağlı birer pedometre (adım sayacı) yerleştirmeyi öneriyor. Toplanan veri Microsoft’un bulut uygulaması üzerinde çalışan GYUHO Saas isimli otomatik öğrenme yazılımına (yapay zeka) iletiliyor. Fujitsu’nun araştırmalarına göre ineklerin saatteki adım sayısında yaşanan büyük artış %95 ihtimalle üreme dönemine girdiklerini gösteriyor. GYUHO bir inekte bu durumu saptadığı zaman çiftçilerin cep telefonlarına mesaj atıyor ve bu da tam doğru zamanda döllenmelerine imkan veriyor. Böylelikle yapay zeka ve yapay döllenme aynı hedefte buluşuyor. Bu sistem sayesinde ineklerin gebe kalma ihtimallerinde büyük bir gelişme sağlanıyor ve çiftliklerde verimlilik artıyor. Buna ek olarak çiftçiler zamandan kazanarak bu tasarruflarını başka alanlarda kullanabiliyorlar.

HANGİSİ DAHA ÜZÜCÜ...

Elde edilen veriler sayesinde, saptanan on altı saatlik dönemlerin ilk dört saatinde suni döllenme yapılırsa %70 ihtimalle dişi buzağı, ikinci dört saatlik zaman diliminde yapılırsa da erkek bir buzağı doğma ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfediyorlar. Bu da çiftçilere ihtiyaçlarına göre sürülerindeki boğa ve inek karışımını ayarlayabilme imkanı veriyor. Ayrıca ineklerin yürüyüş alışkanlıkları ve örüntülerinin incelenmesi sayesinde çiftçiler ineklerde görülen sekiz ayrı hastalığı erken saptamaya başlıyor, bu, erken tedaviye imkan veriyor ve sürünün genel sağlık durumu ve yaşam süresini geliştiriyor. Ufacık bir yaratıcı uyarlama sayesinde bir anda en eski sektörlerden bir olan çiftçilik dönüşmeye başlıyor. İneklerin üzerine takılan birer sensör sayesinde toplanan veriler ve bunların analizi ile binlerce yıldır aynı olan süt üretimi bir anda farklı bir boyut kazanıyor. Yapay zeka ve yapay döllenme işbirliği ile doğum oranı, doğan hayvanın cinsiyeti, sürünün sağlığı, üretim, verimlilik, tasarruf; hepsi veriye dönüşüyor, ölçülüyor, analiz edilip geliştirilebiliyor.

Bu hikayeyi okuyunca aklıma ister istemez iki şey geldi. Bunlardan ilki, muasır medeniyetlerle aramızın ne kadar çok açıldığı ve bu aranın kapanmasının gün geçtikçe ne kadar zorlaştığı, ikincisi ise memleketimizde teknoloji ve çiftçiliğin buluşmasının dolandırıcılık yorumu olan Çiftlik Bank hadisesiydi. Hangisi daha üzücü bir karar veremedim.

“Bir gün benim fikirlerim bilim ve akılla çelişirse bilimi seçin” diyen bir “Işığın” kurduğu cumhuriyetin bilimsel olarak bu kadar kısır ve geri kalmış olması mı?

Yoksa “Köylü milletin efendisidir” diyen ve bütün devrimleri, mücadeleyi onlar için yapan, yine aynı “Işığın” köylüsünün, çiftçisinin bu kadar cahil bırakılıp, bütün birikimlerini Tosun’a kaptırması mı?   

Takdir sizin…

Mehmet Ömer Dedeoğlu

Odatv.com
« Son Düzenleme: Nisan 27, 2018, 11:28:22 öö Gönderen: Arais »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Nisan 25, 2018, 11:08:42 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Nisan 25, 2018, 11:25:22 ös
Yanıtla #2

Yurtdışında oyumu İyi Parti'ye Meral Akşener'e verecem.Millet dinci geçinenlerden bıktı.Yurtdisinda bile türkler'e artik kötü bakılıyor.Akp  baskıyla zorbalıkla işleri götürüyor.Halk tarafından ve dünyaca sevilmeyen parti ve lideri var.Dikdatorlüğe hayır! Güneşli günler gelecek bir gün.Ötekileşmemek için "yaşasın barış ve demokrasi"Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Nisan 25, 2018, 11:38:03 ös Gönderen: Farmakoloji »
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!


Nisan 25, 2018, 11:29:20 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

 ;D ;D ;D ;D ;D   Aramıza hoş geldin .:.
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Nisan 25, 2018, 11:37:07 ös
Yanıtla #4

Sayın Nosam33, Teşekkür ederim :).. Saygılarımla.
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!


Nisan 26, 2018, 12:16:04 öö
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 101
  • Cinsiyet: Bay

Bilgilendirici ve insana Bilim nerede ben neler yapıyorum sorusunu yeniden akla getiren bir çalışma paylaşımınız için teşekkür ederim sevgili Nosam33
Saygılarla ...
Whom united with virtue, death shall not seperate.


Nisan 26, 2018, 04:14:55 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Ben teşekkür  ederim . Gönül isterdiki Masonlukla da ilgili paylaşabilsem ...
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Nisan 26, 2018, 04:15:30 öö
Yanıtla #7

Sayın Nosam33, ABD'de orta dereceli üniversitelerde dahi yapay zaka  çalışmaları ilerledi.Abdde Computer Says Engenering bölümünde  Mastır, Doktora,Pos Doktora yapan bilim insanlarını havada kapıyorlar.Tanidiğim bir arkadaşım Arizona Üniveristesinde yapay zeka bölümünde akademisyenlik yapıyor.Çalismalari ve makalelerinden dolayı şirketlerden öğrenci yetistirmesi karşılığında Beşmilyon dolar teşfik (fon) aldi.Tabi keyfi vermediler.Alaninda başarılı akademisyenlerden...Konuya geçecek olursak yakın cağ ( Bilim çağı) Yeni nesil öğrencilere , çocuklara bilgisayar teknolojisi,resim yapma, sanat,tiyatro,spor,kitap okumaya teşvik edelim.İleride fazla degil beş veya  on yila robot hemşire,robot öğretmen,robot askerler vs. insanoğlunun yerini alacak.Yeni nesile farkındalık ogretelim.Aileye,insana saygı, vatan sevgisi, çevreyi, doğayı sevmeyi,korumayı öğretelim.Asagisaki videoyu mutlaka izleyin ve izletin....Saygilarimla.

https://m.youtube.com/watch?v=Yy3RsNrlDNk
« Son Düzenleme: Nisan 26, 2018, 04:30:56 öö Gönderen: Farmakoloji »
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!


Nisan 26, 2018, 07:12:50 ös
Yanıtla #8

Evren'de doğal, ve yahut İnsan tarafından yapay olarak küresel ölçekte oluşturulabilecek olan elektromanyetik bir patlamanın, tüm bu dijital verilerimiz üzerindeki etkisi ne olur du?

Kredi kartları,tüm harddisk türleri vb.Tüm verilerin silinmesi medeniyetimizi nereye taşır idi?

Sanırsam bu çok hassas bir durum.Doğal olarak güneşimiz veya yakın bir güneşteki bu tip bir soruna sebebiyet verebilecek ölçekte bir değişim tüm medeniyetimizi çökerte bilir.
Sen Özelsin


Nisan 26, 2018, 09:57:34 ös
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 101
  • Cinsiyet: Bay

Network hatlarının Okyanusların altından geçme sebeplerinden birisinin bu olduğunu biliyorum fakat güneşten önce insanoğlu yoketmeye daha meyilli gibi :)
Whom united with virtue, death shall not seperate.