Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: ADAM - Ocak 13, 2010, 12:05:05 ös
-
Genelde, mason olabilecek kişilerin niteliklerinden herhangi bir tekine sahip olmayan bir kimsenin Masonluğa alınamayacağı söylenebilir. Ancak böyle bir engelin gözden kaçmış olması ya da söz konusu noksanlığın kolaylıkla giderilebileceği düşünüsüyle adaya tolerans gösterilmesi sonucunda Masonluğa girebilmiş olanlar da yok değildir.
Toplumda “mason” sıfatını taşımaya yaraşır olan kişilerin sayısı, bu sıfatı taşımakta olanların sayısından çok daha fazladır.
Eğer böyle bir kişinin kendince “Masonluğa girmemek” için bir nedeni, bir gerekçesi yoksa, o tarihe kadar Masonluğa girememiş olması iki temel nedeni olabilir: Ya bir mason ona Masonluğa girmesi için öneri getirmemiştir ya da o kendisini bir mason locasına tanıtacak biriyle karşılaşıp ona açılma ve Masonluğa girme dileğini iletme olanağını bulamamıştır. Çok daha sık görülen bir durum ise, mason olmayı hiç düşünmemiş hatta aklına bile getirmemiş olmasıdır.
Şöyle bir soru da sorulabilir: «Aslında “mason” olmaması gereken bir kişiye de Masonluğa girmesi önerisinde bulunulabilir mi?»
Karakteri ya da yeteneği Masonluğa girmesi bakımından pek uygun düşmeyen bir kişiye böyle bir öneride bulunulmaması gerekir. Fakat mason localarında yer yer -tek tük de olsa- aslında “mason” olmaması gereken kişilerin bulunuşu, bu gerekliliğin zaman zaman Masonluğu pek iyi anlayamamış olan masonlarca göz ardı edildiğini, diğerlerinin de buna pek dikkat etmediklerini göstermektedir.
Bir de şu soru var: «Mason olabilecek kişilerin bu olanaktan yoksun kalışları nasıl değerlendirilir?»
Masonlara soracak olursanız; bu gibi değerli kişilerin Masonluğa girmemiş olması, hem kendileri hem Masonluk için bir yitiktir. Bu nedenle de çoğu masonlar, kimlerin mason olamayacağı üzerine bir soruyu, bir adayda aranılan nitelikleri uzun uzadıya sayıp dökmek yerine, kısaca şöyle yanıtlar:
«Masonluğa girmek dileğinde olan, isteminde herhangi bir art niyet beslemeyen, bağnazlığı olmayan, tüzüklerdeki koşullara uyar durumdaki herkese bu fırsat verilmelidir. Yeter ki, sonra aramızda herhangi bir sorun çıkarmasın, düzenimizi bozmasın, uyumsuzluk yaratmasın, Masonluğun adını kötüye çıkarmasın.»
-
''Kimler Mason Olamaz'' başlığını okurken, bir yandan '''kimler Mason olur'' onuda öğrenmiş olduk.
Aslında bir gerçek var ki o da şu ... İnsan oynar...
İnsan genelde yaptığı iyi olmayan davranış ve huylarını ulu orta yapmaz. Cemiyet içinde çok iyi tanınan birisinin arkasında nasıl karanlık bir izi olduğunu bilme şansı yok. Masum bir örnek seçersem.Örneğin eşini aldatan bir adam, Mason olabilir. Bunu ulu orta yapacak değildir. Böyle bir kişilik fevkalade Mason olabilir.
Dolayısıyla Masonlar her nekadar ''biz erdemli insanlar seçiyoruz'' desede, böyle bir seçimin mümkünatı yok. Dediğim gibi ''İnsan oynar''. Masonlar bir araya geldiklerinde, hepsi orda gerçek yüzleriyle mi oturuyor? Ne bileyim Avukatsa haksızı savunmuştur, ne bileyim çapkınsa karısını aldatmıştır, ne bileyim patronsa elamanını sigortalamamıştır, ne bileyim yolda gelirken birine küfür etmiştir... olmamışmıdır.
Peki soru şu
Kimler Mason Olamaz ?
-
Mason olabilmenin şartları forumda açıkça belirtilmiş.Bunlardan biride geçmişte bir suç işlememiş olması.Affınıza sığınarak şu soruyu sormak istiyorum.Bu şartların hepsini sağlayan geçmişte yüz kızartıcı olmayan ama malum yasalarda komik cezalar var malesef bu tip ufak bir suç için astronomik küçük bir miktar adli para cezası almış biri masonluğa kabul edilebilir mi?Bu adli para cezası sonradan ertelenmiş yada kaldırılmış olsa sonuç ne olurdu?Etrafımda gerçekte iyi insan olma başarısını bana ve çevresine göre göstermiş lakin adli sicil kaydında komik adli para cezaları bulunan bir sürü insan var.Bu tip birinin masonluğa kabul edilmesi mümkünmüdür?
-
Bunun ötesinde biraz akıl kullanmak, mantık işletmek gerekir. Bunu yaparken de Masonluğun ilkeleri ve yaklaşımı esas alınır.
birisine göre "yüz kızartıcı" olarak nitelenen bir suç, bir başkasına göre hiç de suç değildir. bu bağlamda özellikle ahlak ve töre bakımından değer yargıları girer işin içine. Örneğin ben bir adamın kızını ya da karısını, genel olarak bir kadını dövmesini yüz kızartıcı suç olarak nteleyebilirim. Ancak bizimki gibi gelişmede biraz geri kalmış doğulu ülkelerin birçoğunda, özellikle kırsal kesimde bu hiç de suç sayılmaz; kusur bile değildir.
Küçük bir hırsızlık yapmış olan kişi, buna ilişkin bir gerekçesi varsa, yüz kızartıcı bir suç işlemiş sayılmayabilir. Orta boyda bir hırsızlık yapmış olan kişi, gerekçesi ne olrsa olsun suç işlemiştir. Çok büyük boyda hırsızlık yapmış olan kişi ise hiç de suç işlemiş sayılmayabilir.
Suçlar bir sınıflandırmaya sokulsa, dünyanın farklı yerlerindeki farklı mason örgütlerinin bunları değerlendirmesi farklı olacaktır. Çünkü mason örgütleri, bulundukları coğrafyanın kültüründen soyutlanamaz.
-
Bu konu başlığı ile ne kadar bağlayabileceğim bilmiyorum ama mısırın inisiasyon sisteminde inisiye adayına uygulanan sistemlerle sonucu ancak inisiye olarak o eğitime hak kazanıyor.Böyle yada buna benzer bir sistem değil masonluk belli kriterleri olan ilk başta tavsiye edilmesi şartı aranan bir uygulaması var biraz zamana bağlı olarak sistemi gelişmiş ve değişmiş.
Masonluk belli başlı kriterleri olan bir kurum,lakin burda çokta aklımın almadığı bir durum var oda şu.
Eğer masonluk benim anladığım gibi insanın kendisini inşa etme zenaati ise;
Herhangi bir suç işleyen biri bedelini ödedikten sonra neden kendi arayışını yapamaznı ardına kadar kapatır.
Farzadinki masonluk bir din olmuş olsa idi acaba yine bu kurallara göremi yönetilirdi.Yani sicil tertemiz olacak pırıl pırıl olacaksın.
Sanki bu sistem bu şekli ile bakarsak biraz hristiyanlığın vaftiz olayı gibi papazların insanları dine alma olayına benziyor.
Neyse konuyu dağıtmayalım sadece kafamda bu sorunun cevabını bulamamıştım
Hatta daha sade sorayım?
Tüm dünyada tek bir sistem olsa ve oda masonluk olsa masonluğa giriş kurallarıda böyle olsa ayrıcalıklı ve sınıfsal bir toplum yaratmış olunmazmı idi.
-
Buradaki ''İnsan oynar.'' cümlesini pek doğru bulmuyorum. İnsan oynar ama bir yere kadar oynar. Bazıları birtakım davranışları bile isteğe de yapabilir ve bunu etrafındakilerden gizlemez. Sonuçta hayat sadece Mason localarında geçmiyor Masonlar için. Eh, bu insanlar günlük yaşantılarında da karşılaşıyorlardır, birbirlerine gidip geliyorlardır. Aynı iş yerlerinde çalışanlar olabilir. Bir yere kadar oynarsın, sonra herkes özüne döner.
Masonlar içlerine layık olanı almayı bilirler. O yüzden ''İnsan oynar.'' ifadesini kabul etmiyorum. Layık olan kazanır, kazanmayan layık değildir. Haliyle bunu hak eden kişiler Masonluk için faydalı, layık kişilerdir.
-
Sn.Hacamat'ın söylediği gibi bu soruya verilen her cevapta kimlerin mason olabileceğini öğrenmiş oluruz.
Konuya genel kuralların dışında (yaş, mali durum vs.) mason olma isteği bulunan kişinin düşüncesiyle yaklaşmak istiyorum.
Bence "mason olma" isteğinin "masonluğa girme" isteğinden önde olması gerekir.Önemli olan mason olmayı heves etmek değil, istemek.
Heves kelimesi benim için belli bir süreye bağlı bulunan bir istek veya şevk anlamı taşımaktadır.İstek kelimesi ise tamamlandığında son bulan bir kavram olarak görünmektedir. Heves ve istek konusunu belki başka bir başlık altında inceleyebiliriz.Özetle "mason olmayı" geçici bir heves veya sonlanabilir bir istek olarak görenler mason olamaz.
Bir diğeri ise art niyet.Art niyetli olan kimseler mason olamaz.Masonluktan maddi çıkar bekleyen veya masonluğa girdikten sonra maddi ve sosyal yapısını üst sınıfa çıkarmak isteyen,çevresini genişletmek isteyen ve en önemlisi masonluk içerisinde sır olduğuna inanıp bu sırları arayan kimseler mason olamaz.
Son olarak hakikati arama düşüncesinde olmayan veya bulup yeterliliğine inanan,ahlaki erdemlerini oluşturmak veya düzeltmek isteyenler mason olamaz..
-
Sayın ADAM, son zamanlarda forumda da sık sık güncelenen bir konuya, anlaşılır bir sadelikte açıklık getirmiş. Teşekkür ederim.
Peki sayın ADAM, bu kurallar arasında 'sicili temiz' maddesi de eklenmiştir. Örneğin bir kişi, geçmişte bir suç işleyip hapse girdi, daha sonra hapisten çıktı ve gayet güzel hayır işleri yapmaya başladı, düşünmeye, sorgulamaya, bilime ve sanata önem vermeye başladı, kendisini değiştirdi ve daha iyi bir insan olma yoluna girdi diyelim. Ancak bu kişinin sicilinde hala geçmiş suçu bulunmaktadır. Böyle bir kişi için masonluğun yaklaşımı nedir?
Saygılar...
-
Sayın ADAM daha iyi bilir, fakat benim bildiğim kadarı ile böyle bir durumda Masonluğa alınma konusunda risk alınmaz ve böyle bir birey tercih edilmez. Çünkü daha önce suç işleyen kişinin ıslah olduğu çok net anlaşılamaz.
-
Suçun tanımı yapılmadan cevap vermek doğru olur mu ?
Kişi adam öldürmüş,hırsızlık filan mı yapmış ?
Yoksa kandırılmış,üzerine sahte belgeler ile birçok borç yıkılmış veya hiçbir suçu yokken günümüzde sık görülen suçsuzu suçlu göstererek ceza çekmiş,toplum önünde suçlu durumuna düşmüş bir kişi mi ?
Kendini değiştirdi,iyi bir insan olma yoluna girdi derseniz..
Demek ki önceden şahıs iyi bir insan değildi,toplum tarafından iyi bilinmiyordu.Böyle mi değerlendirmek gerekir.
-
Taksirli suçlardan bahsedilmiyor fikrimce. Ya da bir katilden kaçarken bir başkasının evine sığınmak için kapı kırma suçu...
Yine de cezai müeyyide ile karşılaşan birey Masonluğa girerken çok fazla tercih edilmez diye biliyorum.
Tabi, bu konuya hakim olan, tokmağı vurup kararı açıklayacaktır.
-
Ceza mahkemesinde hüküm giymiş olan bir kişinin mason adayı olması durumunda, elbette konu incelemeye alınır.
Mason örgütlerinin tüzükleri, böyle bir kişinin Masonluğa alınamayacağını belirtmez. Burada mantıklı bir değerlendirme yapılması gerekir. İlgili yargı kararının yanlış olabileceğini ve zaman aşımıyla değişebileceğini bir yana bırakalım; Siyasi suçlar vardır; düşünce suçları vardır; mali suçlar vardır. Bunlar, yüz kızartıcı suçlarla aynı kefeye konulamaz.
Masonluktaki temel düşünme ve değerlendirme yöntemlerinden birinin "akıl kullanmak" olduğunu göz ardı etmezsek, böyle bir durumda nasıl bir yaklaşım izlenmesi gerektiğini anlarız. Sonrası, elbette ilgili mason kuruluşunun benimseyişine bağlıdır.
-
Ceza mahkemesinde hüküm giymiş olan bir kişinin mason adayı olması durumunda, elbette konu incelemeye alınır.
Mason örgütlerinin tüzükleri, böyle bir kişinin Masonluğa alınamayacağını belirtmez. Burada mantıklı bir değerlendirme yapılması gerekir. İlgili yargı kararının yanlış olabileceğini ve zaman aşımıyla değişebileceğini bir yana bırakalım; Siyasi suçlar vardır; düşünce suçları vardır; mali suçlar vardır. Bunlar, yüz kızartıcı suçlarla aynı kefeye konulamaz.
Masonluktaki temel düşünme ve değerlendirme yöntemlerinden birinin "akıl kullanmak" olduğunu göz ardı etmezsek, böyle bir durumda nasıl bir yaklaşım izlenmesi gerektiğini anlarız. Sonrası, elbette ilgili mason kuruluşunun benimseyişine bağlıdır.
Ben de böyle düşünmekteyim. Netice tacizden hüküm yemiş birisiyle düşünceden hüküm giymiş birisi aynı kefese tutulamaz.
Saygılar...