Konu kişiselleştirmeye varınca, ilk yorumu yaptığım ve konunun camekânda kalmasını sağladığım için kendimi suçlu hissettim ve araya girme gereği duydum. Niye yalan söyleyeyim, bu noktaya varacağımızı tahmin etseydim hiçbir şey demez ve yazı eskiye gömülsün derdim. Eminim böyle olsaydı yazının beş senede okunma sayısı da yüzü bulmazdı. Ama şimdi bu sayı bini bulacak ve bininin de kafası bulanacak. Bu iyi bir şey mi; değil. Çünkü burayı takip edenler kafaları bulansın diye değil, ferahlasın diye takip ediyorlar.
Üstelik bana göre bu yazı eleştirel bir yazı da değil. Anti-masonik bir yazı. Anti-masonik yazılar da bildiğiniz üzere eleme değil süpürme yapıyor. Süpürme yaptığı için de, yazının içeriğinde var olan doğrular arada kaynayıp telef oluyor.. Bahsini ettiğimiz yazıda her şey yanlış mı mesela, değil. Ama yapılan birtakım yanlış çıkarsamalar böyle kelle uçurucu olduğundan,diğerleri de aynı kategoride görülüyor.
Bu aslında kendisine çok güvenildiği için "sahih" ünvanı verilen bir din yazarının yanlışlanmasına benzer. Örneğin Buhari'nin hadis kitabından kişiye üç tane sahte hadis gösterilse, kişi bu durumda ne yapar. Önce şaşırır herhalde, olmaz der. Sonra buna gerçekten inanırsa da yapacağı şey bellidir. Gözünün yaşına bakmaz ve kitabı yırtar atar. Çünkü kendisine "sahih" denen bu kişinin kitabında üç tane topraklama hadis varsa, diğerleri de öyle olabilir der ve diğerlerine de artık güvenmez..Üç varsa üçyüz de olabilir der..
Maalesef bahsi edilen yazı da bu durumdan farklı değil. Yazarı, elliye yakın kitap yazmıştır, uzman olduğu alanda ülkemizi ülke dışında temsil etmiştir. Birçok çalışması ve birçok yeni şeyin altında da imzası vardır. Başımız üstüne.
Ama aynı kişi böyle talihsiz bir işe kalkıştığı için entelektüel kimliği, bilgi deposu zarar görmüş, göçük altında kalmıştır. Bunu kabul etmeli, kurtarmaya çalışmamalıyız.
Çünkü bundan sonra aynı yazarın tarihî veya edebî bir kitabı varsa artık güvenilmeyecek, bu öyleyse, diğerleri de buna benzer olabilir denecektir.
Bunun böyle olmasını biz buradakiler mi istedik, hayır.
Yazar kendi istedi, kendi hazinesini de kendi ateşledi.
Bize de artık izlemek düşer.