Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Tevrattaki çelişkiler  (Okunma sayısı 34432 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 10, 2009, 11:25:51 ös
Yanıtla #10

Arkadaşlar, Tevrat'ta bu çelişkilerin olduğu doğrudur, ancak Tevrat'ın yazılış biçimi sizin bildiğiniz gibi değildir.

Çok kısa anlatıcam, ileride bu konuyla ilgili genel bi başlık açabilirim.

Bilindiği gibi İsrail, Süleyman'dan sonra ikiye bölünüyor. Kuzeyde "İsrail" güneyde "Yahuda" isimli 2 devlet kuruluyor. Bu iki devlette 12 boy ayrılıyor. Güneyde toplamı diğer 11 boyun toplamına eşit bir Yahuda boyu ve 3-4 boy daha, geri kalanı da Kuzeydeki İsrail'de.

Bugünkü Tevrat çelişkilerinden en garip olanları aynı kişi hakkında bir yerde "a" denirken bir yerde "b" denilmesi. Bir kişi öyle oluyor ki, bir yerde iyi gösteriliyor, bir yerde kötü.

Bu, siyasi olarak parçalanan bir toplumun, kendi kitaplarını biçimlendirme hevesidir. İki devletin rahipleri, tevrat'ı kendi devletlerinin meşru olduğuna inandırmak ve kendi boylarından gelen nesillerin "iyi" diğerlerinin "kötü" olduğunu doktrine etmek için tekrar biçimlendirmişlerdir. Sonucunda bir yerde 22, bir yerde 42 yaşındaki karakter vardır. Bilindiği gibi Kudüs yahuda devleti içindeki hac merkezidir, kuzeydeki İsrail, vatandaşlarının düşman devlet içine girip hac yapmasını önlemek için kurban kesimini yasaklamıştır mesela ve buna benzer ayetler bugün hala elimizdeki tevratın pentatok "bereşit" bölümünde bulunur.

Sorulması gereken soru şu; Bu iki ayrı tevrat anlatısı nasıl birleşti?

Bilindiği gibi kuzey devleti 8.yy'da Asurlular, güney devleti de 6. yüzyılda Babilliler tarafından istila edildi.  İranlılar gelip Babili yıktığında, 50 yıllık sürgün hayatları sona erdiğinde, Üzeyir peygamber 'in (Ezra) Bu iki kitabı birleştirdiği söylenir. Bunun amacı da milli birlik ve beraberliği korumak için. Kimseyi kırmamak için iki kitap, aynı konuları aynı konulara geçecek şekilde birleştirildi. Yani bir kitaptan sonra bir kitap başlamadı. O iki kitabın aynı konulu bölümleri, iç içe anlatıldı. Bunu iki deste iskambil kağıdını birbirinin içine geçirmek olarak anlayabilirsiniz.

Tabi redaksiyondan ayıklanamayan bazı çelişkiler bugün görülebiliyor. Bunu "Dinde mantık aranmaz" diye geçiştirmemek lazım. Mehmet Sakioğlu'nun "tevrat'ı kim yazdı" adlı kitabını okuyabilirsiniz. Kötü bir uslubu var, ancak yazar yabancı kaynakları derlediği için, çok kötü bir uslupla yazılmış olsa da bilgi verebiliyor.

Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Ağustos 23, 2010, 11:58:14 ös
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi

Bu konunun savunalacak bir tarafi yok. zaten yahudiler de bunu inkar ettilerini sanmiyorum. Nasil ki Tur dagina cikan Hz. Musa daha dönmeden dinlerini tahrif ettiler ise peygamberi hayatta iken bunu yapan bir zihniyet binlerce yil sonra en oz 10 kitap yazar. Apacik bir gercek karsimizda duruyor Islam ve Kur'an degismeden bugune gelen tek inanis bicimi, Hristiyanlik etkinligini iyiden iye yitirirken geriye sadece su iki inanc kaliyor Islam ve Yahudilik. Aydinlik ve Karanlik(gizem). Artik hangi rengin kime ait oldugunu ve neyi temsil ettigine siz karar verin.


Ağustos 24, 2010, 12:06:31 ös
Yanıtla #12

Tarihteki en önemli sembol bilimcilerin Yahudiler olduğu gerçeği doğrultusundan yola çıkarsak Tevratta mantık hataları vardır demek oldukça acımasız bir yargı olmaz mı?

Kaldı ki Musa'nın semboller ve gizemlerle örtülü bir kitap bırakıp bu sembollerin anlamlarını belli başlı kişilere öğretmiş olduğu düşünüldüğünde böyle acımasızca yargılar Tevrat'a ve Yahudiliğe saygısızlık olmuyor mu?

Sembollerle örtülmemiş mesajların kutsallığına ne kadar itibar edebiliriz?

Tevrat'ı ve Yahudiliği - Kur'an, İslam ve Müslümanlıkla kıyaslamak bu konuda kesin yargılar varmışçasına sonuçlar üretmek ne kadar doğru olur?

Müslümanlığın bozulmamış bir din olduğunu ne derecede kanıtlayamıyorsak Yahudiliğinde bozulmuş bir din olduğunu o derecede kanıtlayamayız.

Sayın Asha, neden elimizde sadece İslam veya Yahudilik veyahut Hristiyanlık olsun ki?

Sayın Fraternis, semavi dinler olarak adlandırılan tüm dinler pagan dinlerinden veya mevcut coğrafyada ki farklı inanışlardan etkilenmemişler midir?

SAYGILARIMLA...
Ben, ben olanım


Ağustos 28, 2010, 01:02:17 öö
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Tarihteki en önemli sembol bilimcilerin Yahudiler olduğu gerçeği doğrultusundan yola çıkarsak Tevratta mantık hataları vardır demek oldukça acımasız bir yargı olmaz mı?

Kaldı ki Musa'nın semboller ve gizemlerle örtülü bir kitap bırakıp bu sembollerin anlamlarını belli başlı kişilere öğretmiş olduğu düşünüldüğünde böyle acımasızca yargılar Tevrat'a ve Yahudiliğe saygısızlık olmuyor mu?

Sembollerle örtülmemiş mesajların kutsallığına ne kadar itibar edebiliriz?

Tevrat'ı ve Yahudiliği - Kur'an, İslam ve Müslümanlıkla kıyaslamak bu konuda kesin yargılar varmışçasına sonuçlar üretmek ne kadar doğru olur?

Müslümanlığın bozulmamış bir din olduğunu ne derecede kanıtlayamıyorsak Yahudiliğinde bozulmuş bir din olduğunu o derecede kanıtlayamayız.

Sayın Asha, neden elimizde sadece İslam veya Yahudilik veyahut Hristiyanlık olsun ki?

Sayın Fraternis, semavi dinler olarak adlandırılan tüm dinler pagan dinlerinden veya mevcut coğrafyada ki farklı inanışlardan etkilenmemişler midir?

SAYGILARIMLA...

Bende din kitaplarının gizemini araştırıyorum ancak bazen insan kafayı yeme noktasına geliyor haklı olarak sonra araştırmayı bırakıp gidiyor. Bence bu gizem kısmı sonradan üretilen bişey matematikçiler tarafından üretilen bir newage dini diyebiliriz.


Mayıs 24, 2011, 09:07:48 ös
Yanıtla #14
  • Ziyaretçi

ruh âleminde yaşamayan bir insan ve ruh âlemini hissetmeyen bir insan kutsal kitapları anlayamaz.Herşeyde mantık aramaya kalkışırsak herşeyde bi çelişki buluruz bulamadığımız tek şey ise kesinlik olur!

Buna katılıyorum.

Edebiyatla derinden ilgilenen insanlar, bir insanın yazdığı bir şiir için ciltlerce açıklamalı kitap çıkartabiliyorlar. O derece ilginç şiir yazabilen şairler vardır. Ben okusam şairin asıl anlatmak istedigini anlamam imkansızdır hatta ateistlerin dini kitaplara bakış açısı gibi okuduklarım saçma bile gelebilir  eğer o şiir ve edebiyat  ilmini bilmiyorsam.
Kaynak veremeyeceğim için üzgünüm fakat örnek olması açısından söylemek istiyorum.  Hz. Muhammed zamanında arap yarımadasında okuma yazma olmasa da hafızaları çok kuvvetli olduğu için şairlerin şiirleri dilden dile dolaşırmış. Bir kaç ünlü şairin Kuranı dinledikten sonra insan üstü bir edebi güç görerek iman ettiklerini anlatan bir olay anımsıyorum. Hatta okuduğu ayetin mana tesirinden bayılanlar oluyormuş.

Aynı şekilde Tevrat gibi ibranice eserlerin tercümeleriyle veya Kuranın Türkçe tercümesiyle insan çok şey anlayamaz. Anlasa da örneğin Kurandaki bir ayete yüzeysel bakıp Hristiyan ve Yahudileri düşman ilan edebilir ilk fırsatta bu kişileri doğramaya bile kalkabilir. Din  bir insan ömrünün yetmeyeceği kadar derin bir ilimdir o nedenle üniversitede 4 sene eğitim alan kişilere uzman gözüyle bakmak yanlıştır. Manevi tarafları zaten başlı başına her insanın kaldıramayacağı sırlar ve yükler içeriyor.


Mayıs 24, 2011, 11:18:55 ös
Yanıtla #15
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Bir kere şunda uzlaşmamız şart ki, dinlerin olduğu yerde mantık yürütülemez. Ne tevrat nede başka bir dinde mantık bulmak çok zordur. Zamanın ihtiyaçlarına göre uydurulmuş hikayelerdir. Hatta çoğu mitlerden alıntıdır.
Bazı arkadaşlar kuranın bozulmadığını iddia etseler de aslında bu konuda bile bir sürü iddia vardır. Kuranın 200 yıl sonra yazıya döküldüğü gerçeği gibi. Ancak bu tür şeyler tarih tarafından hemen yok edilir. Mesela Türklerin nasıl islamlaştırıldığını detaylı anlatmayız. Katliamlar, hainlikler ve çekilen acıların üzerine sünger çekilir. Onca şeyden sonra birde üstüne üstlük anlayış ve sevgi dini yapıveririz. Oysa hepimiz biliriz ki kılıçtan dönme diye bir terim hala köylerimizde dolaşmaktadır. Bu bile yeterli bir ispattır. Tabi saplantısı olan ve kalıplarına hapsolmuş insan değilsek.

Neyse ki her şeyin bir ömrü olduğu gibi dinlerinde bir ömrü vardır. Zaman içinde doğarlar, büyürler ve işlevsizleşmeye başlarlar.

Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Mayıs 25, 2011, 05:43:07 öö
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi

Bir kere şunda uzlaşmamız şart ki, dinlerin olduğu yerde mantık yürütülemez. Ne tevrat nede başka bir dinde mantık bulmak çok zordur. Zamanın ihtiyaçlarına göre uydurulmuş hikayelerdir. Hatta çoğu mitlerden alıntıdır.
Bazı arkadaşlar kuranın bozulmadığını iddia etseler de aslında bu konuda bile bir sürü iddia vardır. Kuranın 200 yıl sonra yazıya döküldüğü gerçeği gibi. Ancak bu tür şeyler tarih tarafından hemen yok edilir. Mesela Türklerin nasıl islamlaştırıldığını detaylı anlatmayız. Katliamlar, hainlikler ve çekilen acıların üzerine sünger çekilir. Onca şeyden sonra birde üstüne üstlük anlayış ve sevgi dini yapıveririz. Oysa hepimiz biliriz ki kılıçtan dönme diye bir terim hala köylerimizde dolaşmaktadır. Bu bile yeterli bir ispattır. Tabi saplantısı olan ve kalıplarına hapsolmuş insan değilsek.

Neyse ki her şeyin bir ömrü olduğu gibi dinlerinde bir ömrü vardır. Zaman içinde doğarlar, büyürler ve işlevsizleşmeye başlarlar.

Saygılarımla...

Öncelikle sabit fikirli olmamak iyidir, kötü niyetli kişilerce kullanılmamak adına bu özellik her insanda olmalıdır. Her kez bir şekilde bir dini akıma inanıyor bu insanın ruhunda olan susama gibi bir ihtiyaçtır. Darwinist düşünce bile belli bir noktadan sonra kendilerini hedef alan ilk başlangıç nasıl oldu  soru işaretleri karşısında evreni daha gelişmiş beyin ve teknolojilere sahip uzaylıların dünyaya bıraktıkları hayatı start yapan dnalarla filan bizi yarattığına inanırlar. Bu fikri The X Files dizisini tüm bölümlerini izleyince görebilirsiniz ki çok severek izlediğim bir dizi. Sanırım bu mantaliteyi insanlara aşılamak adına hazırlanmış bir projedir. Hatta bu projelere ve şu an internette dönen sahte uzaylı istilası projesi komplo teorilerine bakınca insanların şuurunu darwinist duşunceyle ve bu tarz filmlerle sahte uzaylı istilasına hazırlıyor olabilirler diye düşündürüyor.  Amaç ise Allah inancını sarsmak ve imansız insanları bu sahte istilayla öldürerek imansız ölmelerini sağlamak olabilir. Çünkü iman ile ölmüş bir insan şeytanın işine yaramayacaktır. Kısacası şeytanla kontakt kurarak ondan emir alan çok güçlü bir cemiyetin uygulamalarıyla sarmaş dolaş yaşıyoruz da denebilir .

Bu radikal görüşleri ve manyak düşünceleri ifade ederek başlamamın asıl nedeni ise lisede felsefe adlı derste felsefi akımları incelerken bir izm çok dikkatimi çekmişti. Adını anımsayamadığım bir izm fakat fikir şuydu. Aslında dogru diye bir kavram yoktur. Süslü cümleler ve edebiyatın gücüyle insanları etkilemek ve görüşünüzü doğru diye aşılamak mümkündür. Yani "dinlerin olduğu yerde mantık yürütülemez" cümlenize katılmakla birlikte aslında tüm inanışlar çok zeki bir kaç adamın insanların mantık mekanizmasına yaptıkları ilüzyon yani aldatmaca olarak bakabiliriz bahsettiğim izme dayanarak...

Bu noktadan itibaren gözlerinizle görebildiğiniz beyaz bir duvara dinde siyah denildiği için dininizde arada kalmışlık hissiyle Allahı inkara kadar varan felsefelere bulanmak mümkündür. Fakat her ne kadar mantıksız dursa da o duvara siyah diyenlerle karşılaşınca ne ahmak adamlar diyebilirsiniz. Fakat iman kavramı bence beyinle kavranan bir kavram degil kalple hissedilebilen bir kavramdır. Bu nedenle din ruhsal gelişimini sağlayamamış kişilerin gerçek manada yaşayamayacağı ve anlayamayacağı bir şeydir. Olayı beyinle irdeleyerek insanların yapabildiği şeyler şeytani ilüzyonlara maruz kalmak olabilir.

Konu Tevrat olsada lafı geçtiği için değinmek istiyorum. Kuran harflerinin bozulmadığını hafızlar yetiştirilerek sağlanmıştır. Ki o zamanlarda insanların hafızaları çok güçlüydü. Hatta "unutmak" gibi bir kavramın olmadığı iddia ediliyor.  İslam dini her ne kadar Kuran harfleri bozulamadan gelmiş olsa da diger dinler gibi insanlarca farklı türevleri yaratılmış bir dindir.  Hemen hemen her kesimden insanı ele alırsak hep farklı bir islam anlayışıyla karşılaşmamızın nedeni budur. Yani Kuran ayetlerinin tefsirinde farklı tezler ortaya atabilmenin mümkün olması. Dünya üzerinde 1 milyona yakın çeşit Kuran tefsiri vardır. Bu çok başlılık nedeniyle islama inanan insanlar bütünleşip bir sosyal güç halini alamamışlardır. Bu saatten sonra da alabileceklerine en ufak ihtimal veremiyorum.

Ben bir müslüman olarak islamın Hz.Ali'nin vefatıyla siyasi hayattan silindiğine inanıyorum. Ki şarapla abdest alıp çıplak kadınlarla namaz kılan, peygamberin torunlarını öldürten yezid ve muaviye gibi  adamların ilk islam halifesi olması bunu destekler . Yani Türkleri katlederek islama sokma çabası onları hidayete erdirmekten çok siyasi güç gösterisi olabilir. Gerek Tevrat'taki gerek Kuran'daki savaş ayetleri bahanedir. Kaba bir tabir vardır, bazı insanların yanından geçerken şeytan besmele çeker diye.. Malesef insanoğlunun içindeki ihtiraslar ve nefs kavramı nedeniyle bozgunculuk kavramı da peşlerinden gelmektedir.

Bu gibi olumsuz insani olaylara bakıp da Allaha küsmek ne kadar doğru olur. Belki de insanlara olan güven unsurunun yerlerde sürünmesi nedeniyle Budha gibi insanlar gerçeğe ulaşabilmek adına insanlardan kaçarak mağaralara sığınmışlardır

Lafı çok uzattım galiba özür dilerim. Saygılar.
« Son Düzenleme: Mayıs 25, 2011, 06:34:42 öö Gönderen: Masor1976 »


Mayıs 29, 2011, 02:41:58 öö
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Cok ilginc gercekten..Ilk semavi din olan Musevilik bunca yildir okunup yazilmis olmasina rahmen sizden baskasi bu yanlisliklari gormemesi gercekten ilginc. :)

Turkce cevrisinde bence hata olmus olabilir. Ibranice arapca gibi cok karmasik bir dildir.Cevrisinde kesinlikle yanlis telefuzlar olur. Mesela en basitinden bizim Turkcemiz bile cok karisik bir dildir. Osmanli Turkcesi ve gunumuz Turkcesi arasinda gercekten cok fark vardir.Birinden digerine bircok anlam bulabiliriz.Birde Zeki Muren Turkcesi var oda farkli bisi :)
Uzun lafin kisasi bence kesinlikle bir ceviri hatasidir.


Haziran 06, 2011, 11:39:57 ös
Yanıtla #18
  • Ziyaretçi

Yazilanlari oldugu gibi anlamak gercek korluktur. Ama yine siz bilirsiniz, bugunde Israilin modern bilimle celisen bir suru uygulamasi var, dini bayramlarin disardan ithal edip mayasiz yufka ekmek yemeleri onlarda demir ve de cinko eksikligi yapmakta. Din zaten insan potansiyelini kisitlayan bir olgu.


Haziran 07, 2011, 12:25:49 öö
Yanıtla #19

sevivon.com adlı sitede tüm çelişkili gördüğünüz noktalara cevap bulabilirsiniz
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
21 Yanıt
14171 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2013, 10:45:04 öö
Gönderen: Samuray