Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kralice Elizabeth 36 Yil Aradan Sonra Turkiye'de !  (Okunma sayısı 6958 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 13, 2008, 11:58:53 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Kraliçe onuruna Çankaya'da yemek

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth onuruna Çankaya Köşkü'nde akşam yemeği verdi.

Cumhurbaşkanı Gül, eşi Hayrunnisa Gül ile birlikte saat 20.30'de yemeğin verileceği salonun girişine geldi. Gül ve eşi, yaklaşık 5 dakika bekledikten sonra gelen Kraliçe Elizabeth ve eşi Edinburg Dükü Prens Philip'i karşıladı.

Daha sonra salona geçen Gül, Kraliçe ve eşleri, girişte davetlilerle tek tek tokalaştı. Gül ve Kraliçe, daha sonra eşleri ile yemeğin verildiği salona geldi.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Gül, yemekte, Kraliçe Elizabeth'in hediye ettiği ve İngiliz Kraliyet Ailesi'nin devlet büyüklerine hediye ettiği en büyük yüksek derecedeki nişanı olan 'İngiliz Kraliyet Nişanı'nı ceketinin yakasına taktı.

İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth, Türkiye'nin, gerek AB, gerekse tüm dünya için son derece kritik bir zamanda Doğu ile Batı arasında eşsiz bir köprü haline geldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, resmi ziyaret için Ankara'da bulunan İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth onuruna Çankaya Köşkünde akşam yemeği verdi.

Kraliçe Elizabeth, yemekte yaptığı konuşmasına, "nazik sözleriniz ve bugünkü cömert karşılamanız için çok teşekkürler. Ben ve Prens Philip, 36 yıldan uzun bir süre önce yapmış olduğumuz ve güzel hatıralarını halen taşıdığımız son ziyaretimizin ardından tekrar Türkiye'de olmaktan büyük bir memnuniyet duymaktayız" sözleriyle başladı.

Türkiye'yi 1971 yılındaki ziyareti sırasında, Mustafa Kemal Atatürk'ün zengin ve köklü geleneklere sahip bu ülkeyi çağdaş, aydınlanmış ve demokratik bir devlet yapma yolunda göstermiş olduğu muazzam başarıya tanık olduğunu belirten Kraliçe Elizabeth, "Bugünkü, kendine güvenen, dinamik demokrasi haline gelebilmek için Türkiye'nin atmayı sürdüreceği büyük adımlar, o zamanlardan hayal bile edilemezdi. İçinde bulunduğumuz bu yeni yüzyılda, ülkelerimiz arasındaki bağların her zamankinden daha da güçlü olmasını kutlayabiliriz" diye konuştu.

Kraliçe Elizabeth, bu ulusun bulunduğu coğrafyanın, tarih boyunca, sadece kendi halklarına ait tarihin büyük bir kısmını belirlemekle kalmadığını, aynı zamanda dünya üzerinde de güçlü bir etkiye sahip olduğunu söyledi.

Antik Truva gibi klasik medeniyetlere ve bilinen en eski insan yerleşimlerine ev sahipliği yapmanın da ötesinde, bu ülkenin, gerek İslamiyet, gerekse Hristiyanlık açısından da kilit bir konuma sahip olduğunu belirten Kraliçe Elizabeth, sözlerine şöyle devam etti:

"En güçlü olduğu dönemde, başkenti İstanbul ile Osmanlı İmparatorluğunun sınırları, Viyana'nın kapılarından Kuzey Afrika'ya kadar uzanıyordu. İki kıtaya yayılmış bu ülkenin stratejik konumu, bir çoklarını, aralarında geçtiğimiz günlerde Gelibolu Yarımadasında törenlerle anılan cephelerin de bulunduğu, Birinci Dünya Savaşının en kanlı çarpışmalarının içine sürüklemişti. Ve Atatürk, bu savaşın kalıntılarından, bu çağdaş ulusun atası olmakla kalmayıp, o çok ünlü beyanını yaparak, denizaşırı ülkelerden bu topraklara gelip, burada yaşamlarını yitirenlerin artık Türkiye'nin birer evladı olduğunu ilan etmişti. İşte, o duyarlılık, Birleşik Krallık'ın çok büyük bir değer atfettiği Türkiye ile ilişkilerinde bugün bile yankılanmaktadır"

-"BİZLER İÇİN TÜRKİYE SON DERECE ÖNEMLİ"-


Kendileri için Türkiye'nin, her zaman olduğu gibi bugün de son derece önemli olduğunu ifade eden Kraliçe Elizabeth, "Yurt içinde, AB üyelik olasılığı şimdiden ülke vatandaşlarının hayatını iyileştiren değişimlere ilham kaynağı olmayı başardı. Yurt dışında ise gerek AB için, gerekse tüm dünya için son derece kritik bir zamanda Türkiye, Doğu ile Batı arasında eşsiz bir köprü haline geldi" diye konuştu.

Kraliçe Elizabeth, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'a hitaben, Medeniyetler İttifakı inisiyatifi aracılığıyla duyurdukları sesin bir ılımlılık ve uzlaşı çağrısı olduğunu kaydederek, "Dünyanın en sorunlu bölgelerinden bazılarında, barışın teşviki, siyasi istikrar ve ekonomik kalkınma için kilit bir rol oynamaktasınız. Ve, Afganistan'da ülkelerimiz, bu sıkıntılı ülkede yürütülen NATO görevinin ortaklarındandır" dedi.

Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki bu ortaklığın, ister enerji temininde güvenliğin sağlanması olsun, ister uyuşturucu veya insan kaçakçılığıyla mücadelede olsun, birçok farklı alanda ve şekilde kendisini gösterdiğini kaydeden Kraliçe Elizabeth, tüm bu nedenlerden ötürü, geçen yıl iki ülke başbakanlarının imzaladığı stratejik ortaklık anlaşmasından da anlaşılacağı üzere, Birleşik Krallık'ın, Türkiye ile ilişkilerine azami önem atfettiğini belirtti.

Kraliçe Elizabeth, aralarındaki bağların normal vatandaşlara sağladığı faydaların da her geçen gün arttığını kaydederek, her iki ülkede de binlerce işin, iki ülke arasındaki ticarete dayandığını, Türkiye'ye her yıl iki milyon Britanyalı turistin geldiğini, binlerce Britanyalının Türkiye'yi evi olarak benimsediğini ve okumak için Birleşik Krallık'a gelen Türk öğrencilerin sayısının da her geçen gün memnuniyet verici bir şekilde arttığını bildirdi.

Kendisi ve eşi Prens Philip'in, önümüzdeki günlerde bu işbirliğinin güzel yansımalarını göreceklerini ve unutulmaz olacağından emin olduğu bu ziyareti büyük bir heyecanla beklediklerini ifade eden Kraliçe Elizabeth, konuşmasını, "Bu yüzden, büyük bir memnuniyetle, konuklarımızı ayağa kalkarak kadeh kaldırmaya davet ediyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı ve Halkına..." sözleriyle noktaladı.


star


P.S: Aslinda vaktim olsa Kralice'nin su sozlerini cumle cumle analiz etmek isterdim. Ne ise, haftaya yogunlugum kismen azalacak. O zaman yazarim insallah. Bekle beni ey burnu havada Kralicem.. Gelecegim :)


Mayıs 17, 2008, 11:57:11 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Kraliçe Türkiye'ye niçin geldi?
Kraliçe II. Elizabeth’in ülkemizi ziyaretinin magazin ve protokol yanını bütün ayrıntılarıyla öğrendik ama bunun siyasi boyutu üzerinde fazla durulmadı.

Oysa dünya dengelerinin yeniden oluştuğu bu günlerde ziyaretin asıl önemli yanı ülkemizin yeni dünyada konumunun ne olacağı idi.

Bu konuda karar vermek için analize ülkemizden değil dışımızdan başlamak gerekir. Genel olarak AB ülkemizde bir bütün olarak algılanıyor ve buraya girmeye çalışılıyor. Oysa AB henüz oluşma aşamasında ve muhtemelen sonuç bir bütünleşme değil bir ayrışma biçiminde olacak. AB’de iki kanadın oluştuğunu ve bunlardan birinin diğerinin kontrolünü kabul etmeyeceğini düşünüyorum. İngiltere, küresel sermayenin desteğiyle, AB’ni kontrol etmeyi düşünmüş ve Türkiye’yi kendi safında saymıştır. İngiltere’nin ülkemizin üyeliğini desteklemesine rağmen Alman- Fransız ikilisinin karşı koymasıyla proje başarısızlığa uğramıştır. Bu ikilinin İngiltere safındaki bir Türkiye’yi üyeliğe kabul etmesi mümkün görünmüyor ve Fransa’nın üyeliğimizi halk oyunun kabul etmesi şartına bağlamasıyla, ülkemiz bu safta yer almadığı takdirde, bütün gereklerini yerine getirsek bile, üyeliğimizin engelleneceği anlaşılıyor.

Taraflar AB maskesi altında Türkiye’nin safını belirlemeye çalışıyor ve dağılmış bir Avrupa’da Türkiye’nin kendi taraflarında kalmasına uğraşıyor. Bu konuda İngiltere’nin Alman-Fransız ikilisinin epeyce önünde olduğu ve başka bir aktör devreye girmezse ülkemizin İngiltere’nin yanında yer alacağı anlaşılıyor.

Bu nedenle ziyaret, Kraliçenin ülkemizde oluşan bu siyasi yapıyı desteklediğini dünyaya ilan amacı taşıyor.

Son günlerde ülkemizin bölgeye yönelik tavrında bir değişim gözleniyor. Geçmişte sınırlarımızın dışıyla ilgilenmeyen ülkemiz şimdi bölgesel bir güç olma eğiliminde ve bu tavır hem ABD’den hem de AB’den destek görüyor. Şüphesiz bu güçler ülkemizin etki alanını kendi politikalarına hizmet etmesi amacıyla genişletmek istiyor. Hedeflerini şöyle özetleyebiliriz: Bölgeyle kültürel, ideolojik ve siyasi amaçlarda ters düşmeyen ama kendi inisiyatiflerinin dışında hareket etmeyen bir Türkiye’nin oluşmasını sağlamak.

İngiltere kendi siyasi etkisini ve küresel sermayenin ülkemizde son zamanlarda sağladığı gücü kullanarak Türkiye’yi yanına almak ve bunu ABD’ye karşı bir koz olarak kullanarak dünya ölçeğinde etkisini artırmak istemektedir. Fransa Akdeniz Birliği projesine ülkemizi katarak benzer bir etkinliğe ulaşma peşindedir.

ABD iki alternatiften birini seçmek durumundadır. Ya Ortadoğu’da etkin olmak ve bu amaçla ülkemizi yanına almak için bir aracıyla, yani İngiltere veya Fransa ile, uzlaşacak ya da Türkiye ile aracısız ilişki kuracaktır.

Şu anda İngiltere’nin bu alternatifler içinde önde olduğu gözlenmektedir. Ancak ABD’nin bu projeye karşı bir hamle yapıp yapmayacağı henüz kesinleşmemiş gibi görünüyor. Ancak İngiltere’nin ülkemizi yanına alması ona stratejik bir üstünlük sağlayacaktır. AK Parti’nin kapatılmasının sonuçlarına bu açıdan bakmakta da fayda vardır.

MAHİR KAYNAK- STAR GAZETESİ


Mayıs 18, 2008, 06:38:52 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Türkiye günlerdir İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in Türkiye ziyaretini konuşuyor. Ancak bu ziyaretin içeriği konusunda kafa karışıklığı hala sürüyor.

Odatv.com olarak; resmi makamların ‘ilişkilerin geliştirilmesi için’ diye lanse ettiği bu ziyaretin perde arkasını Araştırmacı Yazar Aytunç Altındal’a sorduk.

İşte Aytunç Altındal’ın Odatv.com’a yaptığı ve çok konuşulacak açıklamalar:

"Şimdi birincisi şu: Kraliçe Elizabeth’in Türkiye’yi ziyaretinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birincisi Anıtkabir’de deftere yazılan cümle, orada çok açık ve çok net bir mesaj var. Nedir o mesaj? "Atatürk bizim dostumuzdur" diyor.

Bunu İngiltere Kraliçesi her yerde her şekilde söyleyen, yazan bir insan değil. Şimdi bu ‘dostumuzdur’ kelimesi bir defa çok önemli bir yani Atatürk’ün İngiltere’nin Kraliyetin dostun olduğu çok önemli bir taraf.

İkinci bir husus İngiltere Kraliçesi turistik gezi yapmaz, İngiltere Kraliçesi hiçbir zaman turistik gezilere çıkmaz, çıkamaz. Fakat İngiliz Hükümetinin İngiltere’de hükümetin isteği üzerine bazı girişimlerde bulunur.

O zaman kalkar bir ülkeyi ziyaret eder, bazen iki kere de gider, üç kere de gider, gerekli olur ise eğer şimdi biz Türkiye’de yerleşik bir kanaat var, efendim İngiltere’de krallık sadece göstermeliktir, sadece işte efendim sembolik olarak oldular, bu yalandır, palavradır.

Neden?

Çünkü İngiltere Kraliçesi bir Anglikan Kilisesi’nin başı;
iki parlamentoyu açma ve kapama yetkisi kraliçede.

Açma ve kapama diyorum, dikkat! Üçüncüsü İngiltere Kraliçesi aynı zamanda İngiliz Silahlı Kuvvetleri’nin de başı.

Dördüncüsü bakın adı üstünde Majestelerinin İstihbarat Servisi değil mi?

MI 1, 5 ve 6. bunların da bağlı oldukları en üst yer İngiltere Kraliçesi. Şimdi İngiltere Kraliçesi efendim hiçbir şeysi yok, fazla bir numarası yoktur, o turisttir gelir gider, işte şunu yapar, bunu yapar bunlar doğru değil.

Benim düşünceme göre bakın Cumhurbaşkanı şuanda Türkiye’de Cumhurbaşkanı açılan bir davadan dolayı siyasi yasaklı olma döneminde. Siyasi yasaklı olan bir kişi olabilecek bir kişi, şu anda siyasi yasaklı değil ama ihtimal dahilinde.

Dolayısıyla öyle bir kişiye bir nişan verilmesi bu da çok manidar. Çünkü öyle durumda olan bir kişiyi siz mahkemede ne şekilde ele alabilirsiniz bu da ayrı bir konu. Son bir noktaya daha değineyim bu Türkiye’de bilinmeyen enteresan bir husus. Benim dikkatimi çekti.

Genel heyetin içinde yer alan kişilerden biri Granvil Beynat diye birisi.

Şimdi bu zat, Amerikalı, bunun hanımı İsrailli çok önemli bir istihbaratçının ailesinin kızı. Bu şahısın aynı zamanda çok çok güzel Türkçe konuşur bu adam.

Ve konuşmasının da ötesinde Abdullah Gül’e en yakın adamdır ve Majesteleri’nin Güvenlik Teşkilatlarının da en sevdiği şahıstır.

Şimdi benim şaşırdığım husus bu adamın da bu heyetin içinde yer alması. Bu adamın burada yer almasıyla Abdullah Gül’ü hatta gidip kendi evinde kalmıştır Abdullah Gül, bu Granvil’in evinde de kalmıştır zamanında.

Eskiden Davos’taydı bu Granvil.

Dolayısıyla da ki ben bu noktaya dikkat çekeyim ki gazeteciler biraz da bu konularla ilgilensinler, yok üzümlü elbise giydi, yok çilekli eldiven taktı falan diye abuk sabuk şeylerle uğraşacaklarına biraz da bu konulara baksınlar.

Ve buradan yola çıkarlarsa sanıyorum epey güzel bilgilere ulaşırlar. Söylediğim gibi bakın gelen şahısın kimliğini söyledim, o şahısın aynı zamanda Amerika’da Başkanlık adayı olan Mormon bir zat vardı, onun en yakın adamı. Amerika’da Başkanlık adayıydı biliyorsunuz. neydi, Norti diye bir adam.

O şey papaz hani Mormon papazı, eski, e onla da en yakın arkadaş bu Granvil. Ve birlikte şirketleri de var. Her şeyleri var. Bunlar dolayısıyla dediğim gibi biraz bu tarafına baksınlar işin.

İngiltere projesinin ne olduğunu, Ortadoğu’daki projeyi görürler. Kaldı ki Erbakan’ın tavsiye edilmesi Londra’da başladı.

Yani Londra’da Abdullah Gül ve Tayip Erdoğan’ın birlikte Londra’ya giderek orada yaptıkları bir görüşmeydi.

Ve gene size ilginç bir bilgi vereyim, bu Granvil denen şahıs da o gizli toplantıdaydı.

Yani Tayyip Erdoğan, Morton Abramoviç, Richard Paul ve Granvil, bunların hepsi bir arada bulunuyorlar.

Ve tabi Majestelerinin yakın güvenlikçileri ve ondan sonra zaten Erbakan tavsiye edildi yerine Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ikilisi geçirildi.

Benim söyleyeceklerim bu kadar.”
   

http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=7666


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
9 Yanıt
16275 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 28, 2012, 11:18:30 ös
Gönderen: CaellusMegistus
5 Yanıt
5506 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 13, 2007, 08:23:08 ös
Gönderen: SublimePrince
75 Yanıt
33101 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2008, 06:09:01 ös
Gönderen: Nueva
4 Yanıt
3641 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2008, 07:56:19 ös
Gönderen: Santander
6 Yanıt
7906 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 28, 2010, 12:09:48 ös
Gönderen: maka
0 Yanıt
2717 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2008, 12:58:29 öö
Gönderen: poyraz06
33 Yanıt
20003 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2012, 01:15:15 öö
Gönderen: NOSAM33
6 Yanıt
8404 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 01, 2020, 01:42:31 öö
Gönderen: midyad
2 Yanıt
3862 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2012, 01:15:07 öö
Gönderen: peacewings
0 Yanıt
1828 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 28, 2014, 01:39:21 ös
Gönderen: Nicolus