Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Tekris Töreni  (Okunma sayısı 33518 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 30, 2011, 10:21:31 öö
Yanıtla #10
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu başlık altındaki bu birinci açıklama, bu başlık ile bağlantılı olmasa da Sayıh anilcanballi’nin yazısının yanıtlanması gerektiği içindir.

Efendim, özür dilerim ama hayır, Süleyman Tapınağı bir “Yahudi mabedi” değildir.

Tarihte böyle bir tapınağın gerçekten de yapılmış olup olmadığı belli değildir. Bilimsel araştırmalar, M.Ö. 10. yüzyıl ortasında Kudüs’teki o tepede bir tapınak yapılmış olup olmadığını ne doğrulayabilmiş ne yalanlayabilmiştir. Tarihsel kaynaklarda bu bağlamda hiçbir not yoktur. Tek dayanak Tevrat’ta anlatılmış olanlardır.

Bu yazıları okuyanlara çok önemli bir noktayı anımsatmak istiyorum. Şu anda bulunduğunuz forum gelişigüzel bir forum değildir. Burası MASONLAR forumudur.

Bu bakımdan Süleyman Tapınağı ile bağlantılı bir konu ya bilimsel olarak gündeme gelir ve irdelenir ya da Masonluktaki yeri bakımından değerlendirilir.

SÜLEYMAN TAPINAĞI BİR BİNA DEĞİL BİR SİMGEDİR.

Bu varsayımsal tapınak ile bağlantılı alegorik anlatım çerçevesinde, bu tapınağın niçin yapılmış olduğu da ortaya konur. Orada, bu tapınağın tek bir din (Musa’nın dini) için yapılmadığı, bütün dinleri kucaklamayı ve bir araya getirmeyi amaçladığı belirtilir.

Buradaki şu “bütün dinler” kavramı üzerinde ayrıca durulup bir irdeleme yapılabilir. Fakat bu kadar deyiş bile şunu belirtmeye yeterlidir:

SÜLEYMAN TAPINAĞI BİR YAHUDİ MABEDİ DEĞİLDİR.

Bu şekilde bir görüş üzerinde direten, kendi dediğinin ille de doğru olduğunu belirten bir kişiye, önce Tevrat’ın ilgili bölümlerini okuması, sonra simgeciliğin (sembolizmin) ilkelerini okuyarak öğrenmesi, sonra Masonluğun ne olup ne olmadığını ve Süleyman Tapınağı’nın Masonlukta nasıl bir yer tuttuğunu incelemesi önerilir.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 30, 2011, 10:23:17 öö
Yanıtla #11
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Sayın Mason1976’ya bu başlık altında verilebilecek olan bir yanıt ya da yapılacak bir açıklamayı, bu forumun yeterince uzun süreli bir üyesi olduğu için o zaten bilmektedir.

Dolayısıyla bu bağlamdaki açıklama, asıl konuyu yeterince bilmeyenler için yapılmış olacaktır.

Masonluk ezoterik bir kurumdur. Fakat bir gizli örgüt değildir. Bu nedenler Masonluk ile bağlantılı olmak üzere birçok bilgi rahatlıkla verilebilir. Fakat ezoterik bir kurum olduğu için, kendine özgü bir kapalılığı vardır. Bu çerçevede elbette Masonlukta uygulanmakta olan ritüeller tümüyle, baştan sona ortaya serilemez.

Fakat günümüzde Ezoterizmin tarzı ve kapsamı çağın gereği olarak değişime uğramaktadır. Bu değişime uğrayış yeni bir olgu değildir ama geçmişi incelediğinizde bunu sanki çok geniş bir zaman dilimine yayılmış gibi görürsünüz. İtçinde yaşadığınızda ise ya yetersiz bulur ya da tersine olmayacak ölçüde hızlı olarak nitelersiniz. Bu çelişki, sizin dışarıdan edinmiş olduğunuz değer yargılarından, kendi yaşam tarzı ve anlayışlarınızdan ileri gelmektedir.

Konu Masonluk olunca, geçmişte olduğu gibi günümüzde de Masonluğun ritüelik içeriği üzerinde de birçok açıklama yapılmaktadır. Ancak bu açıklamaları masonlar yapacaksa, bu açıklamalar onlardan istenecekse, elbette bunun bir sınırı olacaktır. Düşünün ki masonlar ezoterik bir kurumun üyeleridir ve bu kurumla bağlantılı onursal sorumlulukları vardır. Öyle sizin her istediğiniz sorunun yanıtını veremezler, vermemelidirler.

Buna karşılık günümüzde mason localarında uygulanan ritüellerin herhangi bir gizli saklı yanı kalmamıştır. Ritüel kitapçıkları da istenirse bulunabilmekte, Batı ülkelerinde birçok kitapçıda satılmakta, internette yer almaktadır.

Bunların yayınlanmış ve açığa çıkmış oluşu, dünya yüzünde “tek bir masonluk” olmadığını, Masonluğun türleri bulunduğunu da açıkça ortaya koymuştur.

Böyle olunca, Masonluğun tasavvuftaki zikir çeşitleri gibi uygulamaları olup olmadığını sormak da anlamsız kalmaktadır çünkü böyle bir şeyin olmadığı açıkça görülmektedir.

Hem niçin olsun ki?... Nasıl olabilir ki?... Masonluktaki temel çalışma ilkeleri, bilimsellik, akıl ve bilgelik üzerine kuruludur. Bu çerçeveye zikir ya da meditasyon gibi uygulamalar nasıl yerleştirilebilir ki? Yok böyle bir şey…

Mason ritüelleri harici dünyada biliniyor ve açıklanıyor. Fakat bu yeterli değildir. Masonların kendilerine özgü gizler vardır ve bu gizler ancak Masonlukta öğrenilip anlaşılabilir. Tekris bunun bir parçasıdır ama hepsi değil.

Şimdi siz bana yazdıklarımın çelişkili olduğunu mu söyleyeceksiniz? Hayır, değil.

Masonluktaki ritüelik uygulamalar bir operaya benzer. Bunun bir librettosu ve bir partisyonu vardır. Siz librettoyu okuyorsunuz. İyi ve sıkı bir müzik bilginiz varsa partisyonu da gözden geçirebilirsiniz. Fakat bunun tümünün anlaşılabilmesi için partisyonun çalınması, librettonun da onun eşliğinde oynanması gereklidir. Bu da ancak operanın sahnesinde olur. Masonlar, operanın çalgıcıları ve oyuncularıdır. Ne yazık ki haricilerin bu yaptı izleme olanağı yoktur. İzleseler bile, sahne üzerinde, orkestrada ya da kuliste değil, izleyici sıralarında yani içeride değil dışarıda yer almaktadırlar. Harici sözcüğünün anlamı da budur zaten.

Bilmem bu dediklerim okuyanlar için anlamlı oldu mu?
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 30, 2011, 11:06:02 öö
Yanıtla #12
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Kesinlikle.


Teşekkürler sayın ADAM.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Aralık 30, 2011, 11:32:37 öö
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Teşekkürler Sayın Adam, karmaşık olguları bizim düzeyimize indirerek ifade edebilmeniz büyük bir yetenek gerçekten...

Ezoterizm ve sır, devlet idaresinden bireysel konulara kadar her mevzuda var aslında hayatın içinde olan bir gereklilik. Dedikodu mekanizmasının oluşmasının temel nedeni de budur. Yani haberler ile magazinel dedikodu farkı gibi. İnsanlar haberlerden çok magazinel dedikoduya ilgi kabartıyor bu merak çoğu insanda mevcut. Masonluk da bu ezoterik yapısından ötürü sanırım dünyada genelde magazinel dedikodu kapsamında yargılandı, tabi ki Masonluğun içinde olanlar bu dedikoduları komik ya da bağnaz buluyorlardır.

Hayatın gidişatı gereği zamanla ezoterik sırlar açıklanıyor. Örneğin islam tasavvufu bunlardan biridir. Zamanında velilerin gömleğinden bile gizlediği çok büyük sırlar şu an tartışılıp konuşuluyor. Masonluk da zamanla ezoterik yapısından sıyrılacaktır kanaatindeyim. Bu da insanların kaldırabileceği veya hak edebileceği bir atmosferin oluşmasıyla olabilir tabi ki.

Saygılarımla.


Aralık 30, 2011, 12:59:46 ös
Yanıtla #14
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Masonluk zamanlar ezoterik yapısından sıyrılamayacaktır. Buradaki şu başlık "Tekris Töreni" Masonluğun kaçırılmaz ezoterik yapısının bir gereğidir.

Ezoterik yapısından sıyrılmış olan bir Masonluğu artık "Masonluk" olarak düşünmemek gerekir; ona bir başka ad koymak gerekir. Çünkü ezoteriklik, Masonluğun olmazsa olmazlarındandır

Ancak bir başka şey söz konusu olabilir. O da Ezotarizm'in niteliklerinin değişime uğraması. Nitekim bundan iki bin yıl öncesinin ezoterik uygulamalırı ile bundan iki yüz yıl öncesininkiler aynı değildir. Bugünküler iki yüzyıl öncekelirden farklıdır. Demek ki gelecektekiler de bugünkülerden gürklı olabilir.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 28, 2013, 03:16:11 öö
Yanıtla #15
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Tekris töreninde 3 kutsal kitaba birden el basan ve ya hiç birine el basmadan tekris olan olmuş mudur ?

sorumun 1. bölümündeki mantık. Bu 3 dininde aynı kaynaktan geldiğine inanıp hepsini bir bütün olarak kabul edilen kişi.

sorumun 2. bölümündeki mantık. Yüce yaratana inanıyor ama masadaki o 3 kutsal kitabın onu yansıttığına inanmıyor.


Ağustos 03, 2013, 06:41:56 öö
Yanıtla #16
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Waldow bu soruyu sormuş. Üzerinden çok zaman geçmiş.

Forum kurallarının 17. maddesini çiğnemeden bir yanıt vermek zor.

Ancak Sayın Waldow mantıktan söz ettiğine göre biz de mantıklı düşünelim.

Bir kere, o üç kitabın ikisi aslında tek kitap. Tevrat ile İncili ayrı ayrı bulmak zor.

Diyelim iki kitap... İkisine birden nasıl el basılır? Yanyana konup tam ortaya mı basılacak? Üst üste konulup alttaki de üsttekinden nasibini alır mı denecek? İki el birden mi basılacak?

Mabet dresimlerine baktığımızda kitapların üzerine gönye ve pergel konduğunu görüyoruz. Onlar ne olacak? El onların boş bıraktığı yere mi basılacak özenle?

Biliyoruz ki tekris törenine tek bir haricinhin alınması pek ender bir durum günümüzde. Bu sayı ikinin de üzerine çıkabiliyor. Diyelim ki üç. Hepsi ayrı ayrı mı el basacak? Yani şöyle bir kez elini dokunduracak mı?

Dedim ya iş 17. maddeye takılır. İyisi mi daha ileri gitmeyelim.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 03, 2013, 09:55:11 öö
Yanıtla #17
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

SWn.Adam yanılıyor bana göre;

Tevrat ve incil tek kitap ibaresini kabul etmem mümkün değil nedenide ben müslüman olduğum halde o kitaplara bende inanıyorum her müslümanda inanır dolayısı ile bir ayrım yapmak doğru değil.Tekris töreninde 3 kitap olması doğalda zeburu nereye koyuyorsunuz ?İnsanlığa gelen her peygamber her ne kadar bir bölgeye gelmiş isede kitaplarda peygamberde evrenseldir,başta söylenen söz ile son peygamberde söylenen söz arasında çelişki göremez fark bulamazsınız.Aynı mantık aynı istekler var içlerinde.Tevrat ile incili eski ve yeni ahit olarak adlandırılmaları aynı kavmden çıkmalarından  ötürüdür ama sadece o kavme ait değildir zaten öyle olsa pagan roma hristiyanlığı benimseyip ona sahip çıkmaz idi.Ayrımcılık insan işidir yahudi ,hristiyan gibi tanımlamalarda insan işidir.Tekris töreninde bu 3 kitabın kullanılması normal zebur niye yok diye ayrıca sorulmalıdır bence.

Sn.Waldw£un sorusuna gelirsek herhangi bir din inancı masonluğun ön şartıdır diyeceğim.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 03, 2013, 10:06:10 öö
Yanıtla #18
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Karahan'ın zebur sorusuna katılıyorum. Mantıken cevabım ise o kitabın takipçisinin pek olmaması olabilir. Kutsal kitaplar arasında fark olmadığına ise kesinlikle katılmıyorum. Ayrıca dini bir inanç zorunluluğu yoktur. Sadece yaratıcı yüce bir varlığa inanç vardır. Yani deist olabilirsiniz.

Sn.Adam ise sorumun ikinci kısmını es geçmiş sanırım. Ya da cevaplandırmak istememiş olabilir.

Saygılar.


Ağustos 03, 2013, 10:15:24 öö
Yanıtla #19
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Karahan'ın zebur sorusuna katılıyorum. Mantıken cevabım ise o kitabın takipçisinin pek olmaması olabilir. Kutsal kitaplar arasında fark olmadığına ise kesinlikle katılmıyorum. Ayrıca dini bir inanç zorunluluğu yoktur. Sadece yaratıcı yüce bir varlığa inanç vardır. Yani deist olabilirsiniz.

Sn.Adam ise sorumun ikinci kısmını es geçmiş sanırım. Ya da cevaplandırmak istememiş olabilir.

Saygılar.

Sn.Waldow
Kitabın takipçisi olmaz inanırı olur,her kitap bir diğerinin devamıdır tıpkı peygamberler gibi,her yeni gelen kitap ve peygamber yeni bir din yeni bir anlatım olarak toplumlara sunulmaz.Her yeni gelen kitap bir öncekinin gelişmişi(o anki toplumsal ihtiyaçlar nezdinde)ve devamıdır.Kutsal kitapların arasındaki fark ise sadece hz.ademe gelen ve vahyedilen nüshalar ile hz.isa yahut hz.musa'ya vahyedilen nüshaların farkıdır.Sizde katılacaksınızki adem ile musa'nın arasındaki devir farkını düşünecek olursak toplumun geldiği nokta ve ihtiyaç durumu ile birlikte bakarsak bu çok normal bir durumdur.Kitaplar arasında nüsha fazlalık farkı vardır anlam farkı yoktur.HKEMBL Allah inancı ön koşuldur sadece onlar için allah tanımı Kainatın ulu mimarıdır,evet deist olmanızda bir sakınca yok lakin ateist olamazsınız.

saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
2849 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 21, 2017, 04:44:13 öö
Gönderen: night manager
0 Yanıt
3549 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2010, 02:45:07 ös
Gönderen: Apiarist
8 Yanıt
13076 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 21, 2017, 04:51:13 öö
Gönderen: night manager
6 Yanıt
8392 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2012, 01:36:40 öö
Gönderen: abezethibou
6 Yanıt
11805 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2012, 07:23:33 ös
Gönderen: gnothi
1 Yanıt
6538 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 07, 2011, 12:53:27 ös
Gönderen: Mustafa Kemal
4 Yanıt
5623 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2011, 03:46:16 öö
Gönderen: hailstorm
3 Yanıt
9442 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 05, 2017, 06:19:54 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
2463 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 21, 2016, 11:18:36 öö
Gönderen: İNSAN
0 Yanıt
1467 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 18, 2015, 02:02:03 öö
Gönderen: hyperbolic metamaterial