Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Insan => Konuyu başlatan: Prenses Isabella - Ekim 31, 2008, 07:37:55 ös

Başlık: Kadin ve Erkek
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 31, 2008, 07:37:55 ös
alinti : eagle uzerinden;

 işi bayan erkek,haklı haksız olayına çevirmeyelim,Sayın Kaan'ı da küstürmeyelim çünkü sanıyorum tepkisi daha önceden inandığı bir şeye ters düşen bir fikirle karşılaştığı içindi ve yine sanıyorum ki hristiyanlıkla islamiyet arasındaki uçurumla ve ikisinden birinin sahte yada yalan olduğuyla ilk kez karşılaştığı için öfkesi hedefini şaşırdı.Bu tür inanç can çekişmeleri sancılı olurum bilirim ben 15 yıldır her gün ölüp tekrar diriliyorum.Sayın Kaan'da isa'yla ve öğretişiyle ilgileniyor ve burdan tutunduğu manevi bir dal edinmiş,ben kuran ın isa'nın çarmıhını ve yaratnlığını reddettiğini yazdım şimdi eğer bu doğruysa tüm hristiyan alemi bir yalana inanmakta ve bunu yaşamakta.ama eğer çarmıh olayı doğruysa kuan bu sefer insanları aldatmakta ve on iki havari ve meryem ana'yı yalan tanıklık etmekle suçlamakta.Şimdi sanırım sayın Kaan böyle bir yol ayırımına hazır değildi ve bu yüzden dediğim gibi öfkesi hedefini şaşırıp bana yönlendi.Kendisi doğru yolda ama daha gideceği çok yolu var ve bu tür durumlara karşı tutumunu değiştirmesi halinde daha hızlı ve güvenli yol alabileceğini düşünüyorum.


Oncelikle olayi Bayan - Erkek uzerinde yogunlastirmamin bir diger nedeni suydu Sevgili Eagle; bu arada diger bolumdeki mesajini izin almadan buraya kopyalayip dusuncelerimi Sevgili Kaan'in acmis oldugu konu basligi adi altinda dile getiremedigimden beni mazur gormenizi rica edecem. Guzel bir noktaya degindiginizden..

Biliyordum ki, Erkek olmadan Kadin, Kadin olmadan Erkek yasayamazdi. Ben hayatim boyunca Erkekleri ne kendimden ust gordum ne de disladim. Cunku ben bir birey olarak kendimden baskalarina ihtiyacim vardi. Aile, Arkadas, Sevgili, Cocuk ve devami...

Erkek, hayatim boyunca kendi basima yetersiz kaldigim durumlarda bana yardim eden bir is arkadasim olmustu. Baba Sevgisini bana yasatan yine ayni Erkekti. Bir Erkek Kardes olarak beni her zaman korudugunu, koruyacagini hissetmek bile bana guven verdi. Sonra kendi hayatimi kurdugumda bunu Esim olacak Erkek devraldi. Gordum ki hayatimin vazgecilmez bir parcasiydi. Erkek ayni zamanda benim bir Ogretmenimdi. Bana okumayi - yazmayi ve hayati ogretti. Biliyordum ki bana yol gosteren de O'ydu. Sirtimi Erkege yaslayarak hayatimi devam ettirmemi degil tam tersine kendi ayaklarimin uzerinde duracak seviyeye gelmemi saglayanlardan cogunlugu da Erkeklerden olusuyordu. Demekki hayatin her alaninda gorev ve sorumluluklarina gore Erkekler, Kadinlarin daima destekcisi ve korumaligini ustlenen ve O'nu kendi seviyesine getiren; Esitligi saglayan Insanin Kadin ve Erkek diye ikiye ayrilmasi ve bunun sonucunda aralarindaki inanilmaz derecedeki bagliligi ust planda tutan ve ikisinin birlesiminde bir nesil meydana gelen bir yapida, Duyanin olsumunun temel noktasini teskil ediyordu.

Sevgili Eagle; Hayatin icinden Gerceklerin su yuzune ciktigi bir anda gozlemledigim kadariyla Erkegin, Kadinin yarisi oldugunu ve bir butun olarak biribirinden ayri ve bagimsiz olmadiklari taktirde varliklarini ebediyyen devam ettirebileceklerini anladim.

Saygilar,
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: shemuel - Kasım 05, 2008, 10:13:23 ös
KAdın hakkında söylemek istediğim bir kaç şey olacak
Yaradılış-Genesis: Akıl dağıtırken Tanrı,
                                    Haksızlığa uğramış zavallı....
Kötü emelli Cehennem yaratığı
Kusarken üzerine şehvet ateşini
                                                             Tek amacı
Hapsetmek  ruhunu
                                       İçindeki kokuşmuş zındana...
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: shemuel - Kasım 05, 2008, 10:16:37 ös
KADIN:
BAki dostlukları,
Çevirip kanlı savaşa
Seyreder zevkle,hiç utanmadan
Ispatı zor suçların,
Soğuk kanlı sanığı....
Başlık: Re: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 15, 2009, 12:19:00 öö
Bir dostumun bir kac cumlelik mulahazasini paylasmak istedim.

"Hayata kadın gözü ile bakmayı öğrenmek gerekiyor, biz erkekler incelikleri, kalın çerçeveli gözlük kullanan bir çift göz ile görüyoruz.. Bir çift göz, kalın çerçeveli.. beyin'den talimatsız..

Kumru sesi, sonbaharda ilk bahar kokusu, yaban da olsa bir çiçek, ... hele hele kedicik! kadının gözü!

Biz erkekler, bünyemize ve kimliğimize dahil ettiğimiz ve hayvan olduğunu unuttuğumuz kaba saba aslan sesini,kendi sesimiz; ilk baharı- çiçeği VE kumruyu- kadının sesi olarak duyarız..

Biz yabaniyiz ama yaban çiçeğini bile bilmeyiz..

Biz erkeğiz.. sadece erkek! kadını bilmeyiz! "
 
 
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 15, 2009, 10:18:42 öö
Çok feminist yazılar bunlar Toplumda erkekle Kadının pozisyonunu anlamak için nerde ise filozofi oluşturmaya başlayacaklar.Bir konu u kadarmı dünyada sulanır işin içinden çıkılmaz hale gelir anlamıyorum bir kadın için erkek şöyledir erkek böyledir diyeceksin ama erkeksiz yapamayacaksın bir erkek için kadın şöyledir kadın böyledir diyecek ve kadınsız yapamayacaksınız aynı oranda sevip aynı oranda ihtiyaç duyup aynı oranda nefretmi gerek.Hayatta erkek erkek gözü ile bakar kadında kadın çok doğasal bir olay siz erkeği kadın gözü ile bakmaya yönlendirirseniz erkeği bozarsınız hatta öyledir alın size 3.cins olarak ortaya çıkmış homoseksüellerin durumu onlarda şu an sizin istediğiniz gibi kadın gözüyle bakıyorlar böylemidir istenile.Bence vazgeçelim bu güç savaşından herşey doğasında güzeldir.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 15, 2009, 04:33:12 ös
Çok feminist yazılar bunlar Toplumda erkekle Kadının pozisyonunu anlamak için nerde ise filozofi oluşturmaya başlayacaklar.Bir konu u kadarmı dünyada sulanır işin içinden çıkılmaz hale gelir anlamıyorum bir kadın için erkek şöyledir erkek böyledir diyeceksin ama erkeksiz yapamayacaksın bir erkek için kadın şöyledir kadın böyledir diyecek ve kadınsız yapamayacaksınız aynı oranda sevip aynı oranda ihtiyaç duyup aynı oranda nefretmi gerek.Hayatta erkek erkek gözü ile bakar kadında kadın çok doğasal bir olay siz erkeği kadın gözü ile bakmaya yönlendirirseniz erkeği bozarsınız hatta öyledir alın size 3.cins olarak ortaya çıkmış homoseksüellerin durumu onlarda şu an sizin istediğiniz gibi kadın gözüyle bakıyorlar böylemidir istenile.Bence vazgeçelim bu güç savaşından herşey doğasında güzeldir.

Sn Karahan,

Yazi sizin ongorunuzun aksine feminist izler tasimamaktadir. Bilakis degerli bir erkek dostumun hayata biraz da kadinlar kadar ince, zarif bakisini yakalayabilme ile ilgili minik bir temennisi belki kadina olan iltifatini bu sekilde dile getirmis olmasidir. Insanlar objelerin ve subjelerin disina cikarak dusunebilir, yazabilir, tartisabilir hatta bilimsel olarak arastirmasini yapabilirler ki nitekim de yapmaktadirlar. Bilakis herseyi oldugu gibi kabul etmek (ne demekse(!) , otesi hakkinda bir fikir sahibi olmamak, acilari genisletip her alanda dusunme yetisine sahip olamama veya olanlari da karsilarina alma,  Avrupa'da aydinlanma cagindan onceki kilise despotizminin hala daha disina cikip kabugunu kiramamis tipik insan modelidir.


Size gore hersey dogasinda guzel diyorsunuz. Bu cok cok izafi bir durum. Neye gore hersey dogasinda guzeldir? Dogasinda olan seylerin degisip baskalasmasi nasil ve hangi olculere gore cirkinlik kapsamina girer? Doga nedir, dogasizlik nedir? Yine ayni sekilde guzel nedir, guzellik nedir?


Kaldiki yukaridaki yazi edebi bir fikir beyanidir.Felsefi bir savas girisimi degildir.  Hassaten edebiyatta somut ile soyut cok sik yer degistirir. Bir bakmissiniz somut olan seyden eser yok, bir bakmissiniz soyut olan olgulara harici birer elbise giydirilmis.





doğasal bir olay siz erkeği kadın gözü ile bakmaya yönlendirirseniz erkeği bozarsınız hatta öyledir alın size 3.cins olarak ortaya çıkmış homoseksüellerin durumu onlarda şu an sizin istediğiniz gibi kadın gözüyle bakıyorlar

Bu bozmayi da anlamis degilim. Ne demekse? :) Siz bozulmak (!) istemiyorsaniz lutfen bozulmak (!) isteyenlere karsi cikmayalim o halde :) Demokrasi sart!

Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 15, 2009, 07:41:45 ös
Bu bozmayi da anlamis degilim. Ne demekse? Gülümseme Siz bozulmak (!) istemiyorsaniz lutfen bozulmak (!) isteyenlere karsi cikmayalim o halde Gülümseme Demokrasi sart!

sn.isis

Doğadan kastım şu Bir çocuk dünyaya geldiğinde erkekse erkek kızsa kız olarak yetiştirmeye başlar aileler bu doğadır sizde bilirsiniz çocuk yetiştiriyorsanız erkeğe farklı kıza farklı muamele olur toplumda buda doğasaldır.Erkeğin  pornografik fotolarını çekmeye bayılırken kızlarımıza ise yapmayız bunu doğası gereği işin.Erkek çocuğuna her şey yapmak mubah olarak yetişirken doğaya uyum sağlayabilmesi için deriz hep kızları ise o uyumlu doğadan korur ve esirgeriz erkeğe mübah gördüğümüzü kıza yasak deriz doğadır bu.Ha sizin aradığınız demokrasi neresinde bu işin doğası gereği hiç bir yerinde araya namus kavramı girer doğası olarak.Belki analar babalar erkeği ve kızı böyle farklı farklı özelliklerle yetiştirirken bilinçli olmaları gerekmiyor doğalarını içlerine işliyorlar benim bu noktada kast etttiğim erkeğin ve kızın başka kimlik altına sokulmadan kendi doğası içinde büyümesi idi ama sanırım sizin bozulmadan kastınız bu değildi ben kendi şahsımda bu olaylardan uzağım doğam gereği erkek olarak yetiştim farklı olan şeylerede öyle ne uçtan nede çok yakınımdan bakıyorum.

"Hayata kadın gözü ile bakmayı öğrenmek gerekiyor, biz erkekler incelikleri, kalın çerçeveli gözlük kullanan bir çift göz ile görüyoruz.. Bir çift göz, kalın çerçeveli.. beyin'den talimatsız..

Bu verdiğiniz örnekten bakalım.Neden bir erkek kadın gözü ile bakmak gereği istesinki istesede doğası elverirmi sizce yada neden zorluyor yada yönlendiriyorsunuz erkekleri o pencereden bakmaya orası size ait bir alan değilmi bir erkek o pencereden bakınca kadını dahamı iyi anlayacak dahamı hoş davranacak.Yazıdada diyorsunuz zaten erkekler incelikleri bir çift kalın göz ile görüyor diye doğasından değilde nedendir sizce doğa ona o misyonu yüklemiş bir erkek sizden gelde erkeklerin gözünden bak şu dünyaya dese bir kadın o pencereden bakınca ne anlayacakki yada ne anlamasını bekliyor kadınlar.Kadın ve erkek doğası ile uğraşmak bence anlamsız değiştirmeye uğraşmak anlamında söyledim.Kadın ve erkek doğası gereği birbirine zıt 2 figürdür şu kainatta gecenin gündüze olan ihtiyacı gibi erkek ve kadın birbirine ihtiyaç duyarlar ama ne gece gündüzün işlevselliğine ulaşabilir nede gündüz gecede o kasveti anlayabilir doğası gereği.Sizde hak vereceksiniz bu ilişkinin arasında son derce demokratik bir paylaşım var kimse kimsenin ilgi ve etki alanına karışmıyor.Tıp erkeği doğurur hale getirdi yani kadın işini görebiliyor artık erkek bir kadın bu en güzel duygunun ellerinden alınmasını sizce nasıl karşılarlar merak ediyorum
Başlık: Re: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 16, 2009, 12:01:34 öö

sn.isis

Doğadan kastım şu Bir çocuk dünyaya geldiğinde erkekse erkek kızsa kız olarak yetiştirmeye başlar aileler bu doğadır sizde bilirsiniz çocuk yetiştiriyorsanız erkeğe farklı kıza farklı muamele olur toplumda buda doğasaldır.

Bu toplumlara ve onlarin sosyolojik yapisina gore degisen bir olgudur. Feodal toplumlarda boyle bir ayirim, sizin ifadenizle "dogasallik" evet vardir. Ama bu "dogasal, dogasallik" (tdk'ya baktim, mevcut degil) benim yetistigim cevrede en azindan hic olmadi. Kiz oldugumu kimse bana hatirlatmadi. Bilakis ben bir erkek gibi deneme yanilma yontemiyle hayatta her isimi bencileyin yapmaya calistim. Hem ailemden aldigim egitim, hem de sahsi egitimimi referans alarak rahatlikla soyleyebilirim ki, kizima kiz oldugunu hic bir sekilde dikte etmemi gerektirecek bir durum soz konusu olmayacaktir. Oyle bir ayirim asla yapmam, yapmadim. Erkek kadar kiz da ayni esit hak ve ozgurluklere sahiptir. Belli bır yasa geldıkten sonra oglum eve gecıkecegını soyluyorsa bu saat kac olursa olsun kizimin da ayni hakki olacaktir. Tabıkı haber vermek gıbı bazı sartlar kosuluyla. Ayrıyeten onların hukuka ve kendilerine saygili bireyler olmalarini sagladiktan sonra istediklerini yapabiliceklerını bılıyorum. Kizim askerlik yapmak istiyorsa gider Israil'de veya dunyanin baska bir ulkesinde askerligini yapabilir. Ona cinsiyetini hatirlatacak bir durum da soz konusu degildir. Ben hala bu ayirimi aslinda anlamis degilim ve saskinlik icindeyim ama..hadi hayirlisi :) .  

Erkeğin  pornografik fotolarını çekmeye bayılırken kızlarımıza ise yapmayız bunu doğası gereği işin.


Valla ben ne birinci dereceden yakin oldugum erkeklerin pornografik fotograflarini cektim/cekmeye bayildim,  ne de kendi evlatlarimin pornografik fotolarini cekmeye niyetliyim. Onun haricinde  pornografik kareden kastiniz mayolu resimler ise, oglum mayolu fotografiyla objektife gulumsemisse kizima da "sen dur, sen bikinilisin, ustune bri sey al, oyle cekeyim" diyecek halim yok :)  Veya herkes kendi fotografini nasil istiyorsa oyle cektirir. Burada ne tur bir "dogasallik" var anlamis degilim inanin.


Erkek çocuğuna her şey yapmak mubah olarak yetişirken doğaya uyum sağlayabilmesi için deriz hep kızları ise o uyumlu doğadan korur ve esirgeriz erkeğe mübah gördüğümüzü kıza yasak deriz doğadır bu.

Erkek cocugumun herseyi yapabilecegini kim soylemis? Erkek cocuguma verdigim haklar ve yasaklar kadar kiz cocugumun da  esit hak ve yasaklara sahip oldugunu size simdiden mujdeleyeyim.


Ha sizin aradığınız demokrasi neresinde bu işin doğası gereği hiç bir yerinde araya namus kavramı girer doğası olarak.

Namus mu? Pardon ama kizim namuslu bir birey olarak yetisirken oglumun namussuz olabilecegini kim salik veriyor ? Bu arada namus kavrami da toplumlarda farkli yasaniyor ve yasatiliyor. Kentli toplumlarda namus cok daha rasyonel ve moral olarak egzersız edılırken, feodal toplumlar ise "namus" u sadece iffete indirgeyip "namus" cinayetleri isleyebiliyorlar.

Belki analar babalar erkeği ve kızı böyle farklı farklı özelliklerle yetiştirirken bilinçli olmaları gerekmiyor doğalarını içlerine işliyorlar.

Eger hala boyle yetistiren ebeveynler varsa ki var olduguna suphe yok, bunun adi bilinc degil, bilakis tumden bir bilincsizlik ve  bilimsizliktir.!

 
ben kendi şahsımda bu olaylardan uzağım doğam gereği erkek olarak yetiştim farklı olan şeylerede öyle ne uçtan nede çok yakınımdan bakıyorum.

Bu sizin tercihiniz. Saygi da duyuyorum. :)

Bu verdiğiniz örnekten bakalım.Neden bir erkek kadın gözü ile bakmak gereği istesinki istesede doğası elverirmi sizce yada neden zorluyor yada yönlendiriyorsunuz erkekleri o pencereden bakmaya orası size ait bir alan değilmi bir erkek o pencereden bakınca kadını dahamı iyi anlayacak dahamı hoş davranacak.Yazıdada diyorsunuz zaten erkekler incelikleri bir çift kalın göz ile görüyor diye doğasından değilde nedendir sizce doğa ona o misyonu yüklemiş bir erkek sizden gelde erkeklerin gözünden bak şu dünyaya dese bir kadın o pencereden bakınca ne anlayacakki yada ne anlamasını bekliyor kadınlar.Kadın ve erkek doğası ile uğraşmak bence anlamsız değiştirmeye uğraşmak anlamında söyledim.Kadın ve erkek doğası gereği birbirine zıt 2 figürdür şu kainatta gecenin gündüze olan ihtiyacı gibi erkek ve kadın birbirine ihtiyaç duyarlar ama ne gece gündüzün işlevselliğine ulaşabilir nede gündüz gecede o kasveti anlayabilir doğası gereği.Sizde hak vereceksiniz bu ilişkinin arasında son derce demokratik bir paylaşım var kimse kimsenin ilgi ve etki alanına karışmıyor.Tıp erkeği doğurur hale getirdi yani kadın işini görebiliyor artık erkek bir kadın bu en güzel duygunun ellerinden alınmasını sizce nasıl karşılarlar merak ediyorum

Sorularima sorularla cevap vermissiniz, dahasi verememissiniz. Ben size esya ve tabiati sordum , siz ise hadiseye tamamen din ve kultur yorungeli baktiginizi ele veriyorsunuz. Oldukca sig ifadeler oldugunu teslim etmeliyim. Siz "erkekkkk" olarak erkek sifatinizla istediginizi dusunebilir, dusundurtmek isteyebilirsiniz.  Kimsenin kimseden duygusunu alma, satma, ihrac, ithal gibi bir secenegi, gayreti, telasesi, projesi yok. O halde lutfen birakin insanlar nasil dusunmek istiyorlarsa oyle dusunsunler. Ayrica homoseksueller uzerine olan asagilayici yorumunuz / ayrimciliginiz da gozumden kacmadi. Yukarida bir yerde homoseksueller uzerine asagilayici  cumlenizi Ingiltere'de her hangi bir yerde yazsaydiniz sizi Discrimination Act'den yargilarlardi.



Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 16, 2009, 10:10:55 öö
Sorularima sorularla cevap vermissiniz, dahasi verememissiniz. Ben size esya ve tabiati sordum , siz ise hadiseye tamamen din ve kultur yorungeli baktiginizi ele veriyorsunuz. Oldukca sig ifadeler oldugunu teslim etmeliyim. Siz "erkekkkk" olarak erkek sifatinizla istediginizi dusunebilir, dusundurtmek isteyebilirsiniz.  Kimsenin kimseden duygusunu alma, satma, ihrac, ithal gibi bir secenegi, gayreti, telasesi, projesi yok. O halde lutfen birakin insanlar nasil dusunmek istiyorlarsa oyle dusunsunler. Ayrica homoseksueller uzerine olan asagilayici yorumunuz / ayrimciliginiz da gozumden kacmadi. Yukarida bir yerde homoseksueller uzerine asagilayici  cumlenizi Ingiltere'de her hangi bir yerde yazsaydiniz sizi Discrimination Act'den yargilarlardi.
Sn isis
Size cevaplarım sığ gelmiş olabilir inanın istemezdim aslında ben size eşya ve tabiayı üzerine cevaplar verdim ama din ve kültür referanslı idi bu cevaplar yani toplum sal düşüncelerdi.Bu cevapların içinde 2 tane erkek evlat büyütmüş bir babanında hassasiyeti vardı homoseksüelleri benim aşağıladığım ifadesi sadece sizin düşünceniz.Düşününki bir insan toplum önünde kendini aşağılayacak herşeyi yaparak yaşıyorsa benim o iş iç.in ayrı bir gayret sarfetmem mümkünde değl gerekmiyorda.Beni ingiltere gibi yerler düşüncemden ötürü yargılayamazlar belli konularda referansları neye dayanıyor o önemli.Bu konuda şu iğrençliği ve iki yüzlülüğü sanırım hiç anlayamayacağım dışarıdan homoseksüellerin hakları için konuşanlar yanyana bile gelmek aynı kare içinde olmak istemezler kendi ruh hallerinde ne kadar sefil olduklarını düşündükleri gerek bakışlarından gerek hareketlerinden belli ike sırf modernlik adına sanki birde modernmiş gibi yapıp bu insanların haklarını yada başka şeylerini savunmaya kalkmaalrı çok banal duruyor inanınki lafım size değil bunuda diyeyim öncelikle.Toplumun insan olarak bile bakmaya yanaşmadıkları ucube bir hayat yaşamayı benimsemiş bu insanların arkasından felsefik konuşmak sadece moda kendi modern düşüncesini yansıtmak adına o kadardır onlar için yapabilecekleri bu realitedir o yüzden söylüyorum.

Yukarıda saydığım gerçekler aslında bir anne baba içinde yeterince sorumluluk ve referanstır çocuk yetirştirmede doğasallık dediğim olayında referansıdır aynı zamanda.Birnevi yukarıda kasttetiğiniz ayrımcılık zaten işin doğası gereği kendinden oluşuyor ben bir baba olarak oğullarımın bir homoseksüelle arkadaşlık dahi etmesini istemem bunuda açık yüreklilikle söylüyorum diye tepki göstermeyin sakın hangi ana baba dışarıda oğlunun en yakın arkadaşı olarak görmek ister burdan bakın.Dolayısı ile bu ayrımcılık bizden değil onlardan kaynaklanıyor.Cümlenizde haklısınız kimse kimsenin beynine müdahale edemez bir insan homoseksüel yaşamak istiyorsa bu bir tercihtir o öyle yaşar bende böyle düşünürüm.Bazen dışarıdan bakıldığında düşünceler aşağılayıcı gözükebiliyor ama mesela ben aynı zamanda acıyarakta bakıyorum onlara.

Erkek ve kız çocuğu yetiştirme konusunda ben siz toplumsal bir realiteden bahsettim illaki doğrudur bu böyledir ifadesi kullanmadım ama siz bu ifadeleri sığ olarak algılamışsınız saygı duyarım ne diyeyim.Lakin bir insan yetiştirmek belli kurallara bağlıdır kendi içinde ve aile kültürüne dayalı,belli doneleri referans almalısınız bir domates yetiştirmediğimiz için topluma sunduğumuz bu varlık için ben inandığım şeyleri referans alırım buda dinimdir.Bunu neden böyle yaptığımın sorgulanması yada fikir telakkisi olması bile sizin teriminizle referansımın aşağılanmasıdır.O  referansların içinden namus kavramını düşünmek gibi bir gayem olmazssa eğer dinede ihtiyacım yok zaten dediğiniz gib yaparım.Ben foto mevzusunda şunu anlatmak istemiştim siz sanırım beni kodak bayii sandınız hani erkekleri bebekken yıkanırken cıbıl şekilde resimlerini çekmeye bayılır bu toplum ama sadece erkeklere yada misafirlerin yanında hadi göster amcaya oğlum durumu vardır ne kadarda banal olsa toplum bu işte sadece onu kasttetim inanın.


Bu toplumlara ve onlarin sosyolojik yapisina gore degisen bir olgudur. Feodal toplumlarda boyle bir ayirim, sizin ifadenizle "dogasallik" evet vardir. Ama bu "dogasal, dogasallik"

evet benimde kasttettiğim bu idi.sizle ilgili konu ise bunları düşünmemeniz ne güzel demekki bu topluma sonuna kadr güveniyorsunuzki hatırlatma gereği dahi duymadan çocuk yetiştiriyorsunuz bu bir seçimdir bir şey diyemem size göre doğrudur doğrusuda bu zaten tartışılacak bir şey değil.


Namus mu? Pardon ama kizim namuslu bir birey olarak yetisirken oglumun namussuz olabilecegini kim salik veriyor ? Bu arada namus kavrami da toplumlarda farkli yasaniyor ve yasatiliyor. Kentli toplumlarda namus cok daha rasyonel ve moral olarak egzersız edılırken, feodal toplumlar ise "namus" u sadece iffete indirgeyip "namus" cinayetleri isleyebiliyorlar.


haklısınız feodalitenin olduğu heryerde bu var bizim gibi çok etnik yapılı toplumlarda ise daha çok var.Örnek vermek gerekirse bir rum ailede namus cinayeti işlendi ibaresi hiç duymadım ben bu onların namussuz olduğunu göstermiyor ama bir doğu aşirette yada ailede yada karadenizli bir ailede olsa kıyamet kopar.Ben insanların açıkçası namustanda ne anladıklarını çok anlayabilmiş değilim aşağılanma duygusunu yaşadıkları kesin ama.Bu işi de kentli toplumlar diye ayırmakta aslına bakarsanız doğru bir olgu değil namus toplumlar içinde feodalite içinde en kuvvetli referans aslında .Dinin içindeki ahlak olgusununda direğidir nerde ise .Kentli toplumlar serbest ve daha hür yaşamın verdiği rahatlıklada ilk terettikleri kavramdır ilk oradan vurulurlar ahlaki çöküşleri ordan başlar.Size kentli bir insan örneği vereyim bu haber daha taze sanırım dünkü gazetelerde idi amerikada bir baba facebookta kızına sex teklif ediyor bunuda kentli beyni ile yapıyor ve ne kadar özgür bir düşünce olduğunu söylüyor.İşte bu örnek bile realitenin nerelere geldiğinin en sapık örneği bir toplumdan namus ve iffeti aldığınızda o toplumun değer yargılarının içini tamamen boşaltırsınız.

okuma sabrı gösterdiğiniz için teşekkürler
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Genius Loci - Ekim 16, 2009, 12:20:07 ös
Sn. karahan,

yazdıklarınızı okudum. Namus kavramı nerde devreye giriyor? Aslında sn. Isis güzel bir cevap vermiş. Neyin ve kimin namusu? Bir kızın kızlık zarı mıdır namus? Sizin doğasallık vurgunuzdan ben sunu anlıyorum; doğası gereği mesela erkek çocuğunu babası elinden tutup genelevine götürebilir bu gayet tabiidir. Nihayetinde öğrenmesi gerekir. Ama tam tersi bir kız cocuğu sevgilisiyle birlikte olamaz. Mazaallah kötü kadın olur.

Ahlaki çöküş nedir? Acaba namusu kızlık zarına indirgemek bir yönüyle ahlaki bir çöküntü değil midir? Erkektir yapar demek ahlaki çöküntü değil midir ? Kız çocuğunu vurmak öldürmek dünya ile bağını koparmak, cinsel yönden bastırmak erkek egemen bir topluma monte etme eğitimi bir ahlaki çöküntü göstergesi değil midir?


Dışarıda homoseksüellerin haklarını savunanlar onlarla aynı karade bile yer almak istemezler diyorsunuz. Peşinen söyleyeyim, homofobi karşıtı buluşmanın bilimsel çağrıcılarından birisi idim. KAOS GL'den pek çok gay - lezbiyen - transseksüel tanıdığım var. Onlarla oturup çay da içiyorum, yemek de yiyorum, konuşuyorum, güncel olayları da tartışıyorum, hukuki sorunlarında bildiğimce yardım da etmeye çalışıyorum. Bugüne değin de bende aman benim gay arkadaşlarım var bir gün beni de kendilerine benzetirler, bunlarla konuşmayayım yoldan geçen kız beni yanlış algılar gibi bir düşünce oluşmadı. Benim tanıdıklarım da sizin benim gibi insan evladı. Gay, Lezbiyenlere. Cinsel yönelimi kendi cinsine olanlar niçin insan olmasınlar? Gay veya lezbiyenler bu cinsel tercihleri sebebiyle kendilerini nasıl aşağılıyorlar? Toplumda cinsel yönelimleri sebebiyle farklı olarak bakılan bu insanlara iş vermezseniz, dışlarsanız, işten atarsanız, nasıl yaşayabilirler? Dernekleşme özgürlüklerine bile ket vurulmak istenmedi mi? Bu insanlar ucube bir hayat yaşamak gibi bir tercihleri de yok. Hepiniz Zeki Müren dinler ona paşa dersiniz Bülent Ersoyla keyiflenirsiniz,, divamız diye alkışlarsınız. Ama kendi iş yerinizdeki faraza Mehmet isimli gaye iğrenç mahluk gözüyle bakarsınız. Bunda Mehmetin kusuru nedir? Ucube diye aşağılanan o Mehmet, dört dil bilir, doktora yapmıştır, ama bir kızla yatmak yerine, bir erkeğe aşık olduğu için iş bulamaz.Ucube olan Mehmet midir yoksa onu ucube görenler mi?

Bir de bu ayrımcılığı demokrasi olarak görüyorsunuz ben buna diyecek bir şey bulamıyorum. Bir de not ekleyeyim. Tıp erkeğin doğurganlığı ile ilgili bir gelişme yapmadı. Dünyaya kız olarak gelen ve fakat kendini erkek hisseden ve ameliyatla erkek olan bir kişi rahmi olduğundan dolayı doğum yapabildi.

Namus cinayetini bu denli sıradanlaştırmanız Dicle'nin niçin kendini boğazın sularına bıraktığını ve geride "çok acı var dayanamıyorum" notunu bıraktığını daha iyi anlaşılır kılıyor. 37 yaşında boğaz köprüsünden aşağı atlayarak yaşamına son veren, namus cinayetleri üstünde çalışmalarda bulunan sabancı üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Dicle Koğacıoğlu... ne yazık ki; çok acı var.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 16, 2009, 12:37:24 ös
sn skullg

Belki aynı şeyleri söylüyoruz ama farklı anlatımlarla.Toplumun çoğunluğundandır benim bahsim inancım gereğide bir başkası için kötü düşünmek aklımda yoktur.Yukarıda yazdığım çoğu şeyler realitedir ve günümüz toplumunun yaşadığklarıdır.Sizin eşcinsel gay yada diğer gruplardan arkadaşınızın olması sizin iradei fikirlerinizle örtüşen şeylerdir onlara bakışınızı gösterir ve özdede resme baktığınızda hoş duruyor.Lakin olayın diğer penceresi ise böyle değil maalesefki yaşantıları ve yaptıkları ile toplumda şu an tehlike bile oluşturuyorlar.Beyoğlunda yeşilçem sokağı vardır yıllardır geçmemiştim tesadüfen geçtim geçenlerde ve gördüğüm manzara korkunçtu yaşları 16 ile 19 arası gençler sokakta resmen cirit atıyorlar şimdi bırakın tüm ahlaki düşünceleri bir tarafa ben 18 ve 20 yaşlarında 2 evladı olan bir baba olarak bakmak zorundayım duruma lütfen sizde öyle farzedin çocuğunuzu o sokakta görürseniz nasıl karşılarsınız bir de bu pencereden bakın benim niyetim aşağılamak değil kesinlikle allahın yarattığını aşağılamak benim haddim değil ama bir insan kendini bu kadar aşağılık bir şekile sokuyorsa benim yapabileceğim bir şey yok.Demek istediğim açıkça bu idi.Ben zeki müren olsun bülent ersoy olsun açık fikrimdir ne diva dır benim için nede paşa genel ahlaki pozisyonları önemldir benim için dinlerim ama yorumum bellidir o kadardır yani.Tercihlerini yaşarlar insanlar hayata iyi ve kötü yönlerini bilerek ve kabül ederek.Burda kullandığım ucube terimini ben toplumun bakışını yansıtmak için kullandım böyle bilinmesinde fayda var.namus nerde başlar nerde biter cevabı basittir bunun beyinde başlar beyinde biter.Feodalite olarak bakarsanız namus olmazsa olmazdır felsefik olarak bakarsanız olmasada olur özgürlük ve eşitlik olarak bir şey anlam ifade etmez pek.Ama ondan sonrasınada bakmak lazım toplumların en kolay bozulma ve bitme noktasının başı değilmidir kavramları ile oynamak.Doğasal lıktan kastim allah tarafından konulmuş kurallardır kastım hiç bir inanışta farklı bir söylemi yoktur bunun .Ne erkek için nede kadın için çok eşli bol sevişmeli bir hayat biçimini tasvip etmemişimdir  ancak ozaman hem eşimize hem kendimize saygımız olur.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 16, 2009, 01:16:23 ös
Ucube diye aşağılanan o Mehmet, dört dil bilir, doktora yapmıştır, ama bir kızla yatmak yerine, bir erkeğe aşık olduğu için iş bulamaz.

Affedersiniz Sayın skullG; merakımı bağışlayın ama bir erkek bir erkeğe nasıl aşık olabilir :D anlatırsanız sevinirim.

 
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 16, 2009, 02:02:26 ös
Ucube diye aşağılanan o Mehmet, dört dil bilir, doktora yapmıştır, ama bir kızla yatmak yerine, bir erkeğe aşık olduğu için iş bulamaz.Ucube olan Mehmet midir yoksa onu ucube görenler mi?

Sevgili skullg

verilen görüntünün resme bakıldığındaki hali ucube göründüğü için bu terimi kullanmayı uygun gördüm.Tabiki bir erkeğin bir erkeğe aşık olması ucube bir durum doğal değil bir kere buna nasıl normaldir gözü ile bakabilirim kendim için düşenemiyorum bile bana aşık bir erkek sakakta yürüyecek cesaretim kalmaz korkarım.Lütfen benden bunu çok normalmiş gibi algılamamı beklemeyin.Amam aynı tarzı benimsemiş insanların ararsında cereyan edebilir belki aşkı test etmek istemişte olabilirler doğaldırda normal bir ilişki yaşama şansı kalmayınca birbirleinde bu duguyu denemeleri
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 16, 2009, 05:05:31 ös
Ucube diye aşağılanan o Mehmet, dört dil bilir, doktora yapmıştır, ama bir kızla yatmak yerine, bir erkeğe aşık olduğu için iş bulamaz.

Affedersiniz Sayın skullG; merakımı bağışlayın ama bir erkek bir erkeğe nasıl aşık olabilir :D anlatırsanız sevinirim.
 

Şimdi bunu biraz irdeleyelim, ben bir bayan olduğuma göre acaba bir bayana aşık olabilirim mi diye düşündüm ama bana göre çok saçma geldi. Nasıl olur da bir erkeğin bir erkeğe aşık olma durumu söz konusu olabiliyor? Ama cevap gelmediği sürece şimdi bunun neresinde 'mantık' var, onu anlamaya çalışıyorum. Bayanlarda lezbiyyenlik durumu da var gerçi ama işin açıkçası ben ilişkiyi karşı cinsle yaşamayı tercih ederim- yaşayacaksam tabi-  ki en makul olanı da bu ama öbür taraftan tek açıklaması bile bana göre yok gibi.. Ha bi de mesela şöyle bir durum vardır. Bazı bayanların güzelliğine karşı bir hayranlık vardır bende ama bir Insan gözüyle bakarak tabi..  

Tabiki bir erkeğin bir erkeğe aşık olması ucube bir durum doğal değil bir kere buna nasıl normaldir gözü ile bakabilirim kendim için düşenemiyorum bile bana aşık bir erkek sakakta yürüyecek cesaretim kalmaz korkarım.Lütfen benden bunu çok normalmiş gibi algılamamı beklemeyin

Yani.. bana göre de.

Yukarda hemcinslerimle ilgili bir durumu irdeledim şimdi bir erkeğin erkeğe aşık olması durumunu bence en iyi erkekler açıklayabilir, diye düşünüyorum. Aslında çok güzel bir tartışma mevzusu olarak da görmekteyim. Ne güzel bir malzeme yakaladık aslında ;) Tartışmaya var mısınız Arkadaşlar :) valla ben sonuna kadar götürürüm.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 16, 2009, 05:25:58 ös
Aklıma bişey daha geldi aslında günümüzce normal sayılan ya da normalleştirilmeye çalışılan bu homoseksüellik, lezbiyyenlik, işte erkeğin erkeğe aşık olması gibi şeyler geçmişte sapkınlıklık olarak görüldüğünden yanılmıyorsam Sodom ve Gommore gibi şehirlerin yok olmasının ana sebeplerinden biriydi, diye hatırlıyorum ama yanlışım varsa düzeltilmesini de isterim tabi..

Kişisel fikirlerime geçince yok ben kendi hemcinsime karşı hiçbirşey hissedemem. Çünkü aşkın manası kaybolur bana göre.. ve en güzeli de karşıt cinslerin birbirlerine olan duygularıdır. Ben, açıkçası çok zor aşık olan biri olduğum için ki, bu huyumdan nefret ederim:) ve aşkı da sadece aşık olduğum erkekle paylaşmayı yeğliyorum, bana göre çok özel bir durum olduğu için.. herkesle paylaşılmıyor ne yazıkki..


Sevgilerle,
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Genius Loci - Ekim 16, 2009, 06:04:59 ös
Sn. Isabell,

bir erkeğin bir erkeğe ya da bir kadının bir kadına aşık olması hususuna akıl sır erdiremiyorsunuz. Bu doğal heteroseksist bir yapı içerisindeyiz. Ve bu yapı aynı zamanda homofobik. Ben de anlamam diyebilirim ya da ya şimdi üstümde değişik bir bakış oluşacak en iyisi parantez arasında ben de heteroseksüelim, karşı cinse ilgi duyuyorum o yüzden aynı cinsler nasıl birbirine aşık olur bilemem diyebilirim.

ama suale cevap çok basit. insan insana aşık olabilir. kimisi kendi cinsine ilgi duyar kendi cinsinden birisini sever ona aşık olur kimisi karşı cinse... aşkı sorgulamak bana düşmez. aşkın manası nedir gibi daha derine inmeye ise niyetim yok...
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Genius Loci - Ekim 16, 2009, 06:09:29 ös
sorun şurda: genelin tercihlerinin dışında bir tercih yapmak niçin sapkınlık olsun? gay, lezbiyen, transseksüel, biseksüel, aseksüel kişilerde nihayetinde insan ve onlarında hakları var... ve bu hakları sadece insan olarak doğmuş olmaları sebebiyle kazandıkları haklardır. Cinsel yönelimde kanımca bu haklardan birisidir. Özel Hayat madem ki bir temel haktır. Cinsel yönelimde özel hayat içinde değerlendirilmelidir. Kişinin cinsel yönelimi sebebiyle açık ya da kapalı ayrımcılığa uğramaması gerekir.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 16, 2009, 07:30:41 ös
sorun şurda: genelin tercihlerinin dışında bir tercih yapmak niçin sapkınlık olsun? gay, lezbiyen, transseksüel, biseksüel, aseksüel kişilerde nihayetinde insan ve onlarında hakları var... ve bu hakları sadece insan olarak doğmuş olmaları sebebiyle kazandıkları haklardır. Cinsel yönelimde kanımca bu haklardan birisidir. Özel Hayat madem ki bir temel haktır. Cinsel yönelimde özel hayat içinde değerlendirilmelidir. Kişinin cinsel yönelimi sebebiyle açık ya da kapalı ayrımcılığa uğramaması gerekir.

sevgili skullg

Toplumun gerek din gerekse kendi gereksinimleri için çizdikleri sınırlar var haklar var hiç bir özgürlükte sınırsız değildir bunu bu konu içinde değerlendirmeyin adam öldürmek hırsızlık yapmak nasıl özgürlükler kapsamına alınmıyor toplumun genel gidişatını etkiliyorsa burdaki sorunda farklı değil.Sizin yaptığınız yorumdaki iyi niyetin farkında olan bir insan olarak soruyorum size bu duyguyla baktığınız bir homoseksüelde karşı bir tavır geliştirdiğini görüyormusunuz yoksa aynı devammı ediyor .Genel toplum ahlakını bozan şeyler temel hak ve özgürlükler kapsamına alamazsınız çünkü aldığınız anda akrşınıza şu sorun çıakr  sınırlarını nasıl çizeceksiniz
Başlık: Re: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 16, 2009, 08:15:43 ös
.Ne erkek için nede kadın için çok eşli bol sevişmeli bir hayat biçimini tasvip etmemişimdir  ancak ozaman hem eşimize hem kendimize saygımız olur.

Sn Karahan,

Omrunde birden fazla evlilik yapmis erkek ve kadinlara sizin gibiler "dul" diyorlar. Tamam siz tasvip etmiyor olabilirsiniz ama hatirlayalim ki bu sosyoloik haaytin bir parcasi. Butun insanlar Katolik'lerde oldugu gibi bir kez evlenince  esinden bosanamazsin kaidesince bosanamasalar ve baska bir evlilik yapamasalardi herhalde ortalik eslerini bogazlayan katil eslerle dolardi. Hadi bunu onaylamiyorsunuz anladim da, yahu ciftlerin bol sevismesine niye karisiyorsunuz. Insanlar esleriyle veya partnerleriyle istedikleri kadar sevisirler bundan size ne? :D
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 16, 2009, 08:24:51 ös
.Ne erkek için nede kadın için çok eşli bol sevişmeli bir hayat biçimini tasvip etmemişimdir  ancak ozaman hem eşimize hem kendimize saygımız olur.

Sn Karahan,

Omrunde birden fazla evlilik yapmis erkek ve kadinlara sizin gibiler "dul" diyorlar. Tamam siz tasvip etmiyor olabilirsiniz ama hatirlayalim ki bu sosyoloik haaytin bir parcasi. Butun insanlar Katolik'lerde oldugu gibi bir kez evlenince  esinden bosanamazsin kaidesince bosanamasalar ve baska bir evlilik yapamasalardi herhalde ortalik eslerini bogazlayan katil eslerle dolardi. Hadi bunu onaylamiyorsunuz anladim da, yahu ciftlerin bol sevismesine niye karisiyorsunuz. Insanlar esleriyle veya partnerleriyle istedikleri kadar sevisirler bundan size ne? :D

Sevgili isis

inanın bende sizin kadar güldüm esprilerinize.Öyle değil dur yanlış anlamışsın beni tamamen yada sırf espri yapmışsın.Ben ilk sözümde şunu dedim evli bir erkeğin eşine saygısı varsa çok eşli yaşamaz yani zamparalık gibi şeylerden uzak durur bu aşktır.Ona istinaden bol sevişmeli yani önüne gelenle  önemsizmişcesine anlamında kullandım.Tabiki boşanmalardaki durumu kasttetmedim o kadar katolik müslüman değilim.Kadınlarda zaten eşlerinden bu sadakati beklemezmi öyle olduğum için bu kadar rahat yazıyorum bende umarım anlatabilmişimdir
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Genius Loci - Ekim 17, 2009, 12:09:16 öö
sorun şurda: genelin tercihlerinin dışında bir tercih yapmak niçin sapkınlık olsun? gay, lezbiyen, transseksüel, biseksüel, aseksüel kişilerde nihayetinde insan ve onlarında hakları var... ve bu hakları sadece insan olarak doğmuş olmaları sebebiyle kazandıkları haklardır. Cinsel yönelimde kanımca bu haklardan birisidir. Özel Hayat madem ki bir temel haktır. Cinsel yönelimde özel hayat içinde değerlendirilmelidir. Kişinin cinsel yönelimi sebebiyle açık ya da kapalı ayrımcılığa uğramaması gerekir.

sevgili skullg

Toplumun gerek din gerekse kendi gereksinimleri için çizdikleri sınırlar var haklar var hiç bir özgürlükte sınırsız değildir bunu bu konu içinde değerlendirmeyin adam öldürmek hırsızlık yapmak nasıl özgürlükler kapsamına alınmıyor toplumun genel gidişatını etkiliyorsa burdaki sorunda farklı değil.Sizin yaptığınız yorumdaki iyi niyetin farkında olan bir insan olarak soruyorum size bu duyguyla baktığınız bir homoseksüelde karşı bir tavır geliştirdiğini görüyormusunuz yoksa aynı devammı ediyor .Genel toplum ahlakını bozan şeyler temel hak ve özgürlükler kapsamına alamazsınız çünkü aldığınız anda akrşınıza şu sorun çıakr  sınırlarını nasıl çizeceksiniz

Bu işler üzerine kafa yoran bir adam olarak benim en anlamadığım şey genel ahlak tabiridir. 1989 yılında Türk Anayasa MAhkemesinin 65  sayılı (mülga) TCK'nun 438.maddesi ile ilgili bir kararında, ırza geçme ve kaçırma suçlarında, mağdurun fuhşu meslek edinen kadın olması durumunda, üçte iki ceza indirimini öngören yasa hükmünü, genel ahlak kavramına sığınarak anayasaya uygun bulmuştur. Nedir bu genel ahlak? Bir toplumun genelinde belli bir dönemde var olan ahlak anlayışı??? Genel ahlak gibi son derece soyut ve aslında ne idüğü belirsiz ve isteyeninin istediği biçimde içini  doldurabileceği bir kavramla temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmaya çalışılması durumunda ortaya çok vahim sonuçlar çıkabiliyor, çıkabilir. O yüzden bir sınırlandırma sebebi olarak genel ahlakı kullanarak bir sınırlandırmaya gidilecekse,  toplumun maddi düzenini bozmaya yönelen ahlaki davranışlarda sınırlamaya gidilebilmeli, bu tutum ve davranışlar da ancak, ciddi bir tehlike varsa ve bu tehlike de mutlaksa sınırlandırılabilmelidir. Kant'tan yola çıkarak belirteyim ki hukukun hedefi ahlak kurallarını uygulamak değildir. Ahlak değerleri hukuk aracılığıyla hayata geçirilemez. Ahlak insanın iç dünyasıyla daha doğru tabirle maneviyatıyla ilgili bir şeydir. Hukuk bireyin maneviyatıyla ilgilenmez. Hukuk ve devlet bireylerin dış dünyalarıyla ilgilidir. Bu boyle olmalıdır ki birey kendi ahlaki kavrayışını geliştirebilsin yani kendi kişiliğini geliştirebilsin. Aksi durumda bu gelişim mümkün olmaz. Bu paragrafı bir soru ile bitireyim: Genel ahlaka uymayan bir özel ahlak (madem geneli var bunun özeli de vardır diye düşünerek soruyorum) kavramını benimseyen ahlaksız mıdır?

Geleyim sınırlılık / sınırsızlık meselesine... Evet özgürlüklerin sınırı vardır. Olmalıdır, denizin de sınırı var, karanın da bittiği bir yer var... Peki özgürlüğün bir sınırı var ama ozgürlüğün bir de özü var... Eğer siz bir özgürlüğü özüne dokunacak derecede sınırlandırırsanız ortada özgürlük kalmaz. Ne kalır? baskı, şiddet ve zorbalık kalır. Sınır ile sınırlamada farklı kavramlar. Yaşama hürriyetinin bir sınırı var mıdır? Sınırlanabilir mi? ya da vicdan özgürlüğünün bir sınırı olabilir mi? Vicdan özgürlüğünü nasıl sınırlayabilirsiniz? İnsan onuru hakkın özüyle ilintilidir. siz bir hakkı sınırlayacaksanız bile bunu demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak sınırlayabilirsiniz.

adam öldürmek, hırsızlık yapmak suç olan fiillerdir. Peki bir insanın heteroseksüel olmak yerine homoseksüel olmayı tercih etmesi bir suç mudur? Ya da birisi ben kendi cinsime ilgi duyuyorum derse bu nasıl bir suç oluşturur ya da toplumun genel gidişatını etkiler? Birilerinin kendi cinsine ilgi duyması ve/veya kendi cinsiyle cinsel ilişkiye girmesi, ona aşık olması vs. genelin nesinedir? neyini etkiler? iki kadın ya da iki erkek elele tutuştuğu zaman genele ne oluyor? ahlakı mı bozuluyor? ya da boyle iki insan görünce herkes ya biz de Gay olalım veya lezbiyen olalım mı der?

Evet cinsel yönelim bir haktır ve saygı duyulmalıdır. Escinsellerin haklarını savunmak için kurulan dernekler bile genel ahlaka aykırılık sebebiyle mahkeme kararıyla kapatılabiliyor. Yargıtay Lamnda kararını bozdu ama bence bozma kararı bile korkutucuydu. Cinsel tercih bir haktır ve saygı duyulmalıdır. Biz bu insanları toplumdan dışlamazsanız, işlerinden evlerinden yaşamlarınızdan atmaz, acaip gözle bakmaz, onları hastalıklı birer mahluk olarak görmezsek, onlarda hiç şüphem yok e-5e dizi dizi dizlmeyeceklerdir.Ha onlar e-5e diziliyorlar da onlara para verip fuhuş yapan heteroseksüellere ne demeli? asıl iki yüzlülük tam da burada... onların hakkını savunup aynı kareye girmemeye çalışmaktan da beter, onları yok etmeye çalışıp bir de üstüne yok oluşlarında bile bir biçimde onlardan faydalanmaya çalışmak.

sözü uzatıyorum kusuruma bakmayın. sadece su sorunuzu gerçekten anlamadım açıklarsanızona dabir cevap vermek isterim :  "soruyorum size bu duyguyla baktığınız bir homoseksüelde karşı bir tavır geliştirdiğini görüyormusunuz yoksa aynı devammı ediyor"

sevgilerimle.

Başlık: Re: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 17, 2009, 10:03:36 öö
. Biz bu insanları toplumdan dışlamazsanız, işlerinden evlerinden yaşamlarınızdan atmaz, acaip gözle bakmaz, onları hastalıklı birer mahluk olarak görmezsek, onlarda hiç şüphem yok e-5e dizi dizi dizlmeyeceklerdir.Ha onlar e-5e diziliyorlar da onlara para verip fuhuş yapan heteroseksüellere ne demeli? asıl iki yüzlülük tam da burada... onların hakkını savunup aynı kareye girmemeye çalışmaktan da beter, onları yok etmeye çalışıp bir de üstüne yok oluşlarında bile bir biçimde onlardan faydalanmaya çalışmak.



Hocamin hukuk ile ahlaki ayirici aciklamalari herseyi kapsayici ve doyurucuydu. Yalniz yukaridaki alintiladigim cumlesi cok can alici bir gercege parmak basiyordu ki "iste dedim, iste bu". Biz onlari normal hayattan disladigimiz icin bu insanlar aksamlari kilik degistirip kendi cinsleriyle cikmak icin yollara diziliyorlar. Ve biz bu yuzden o insanlara "travesti" diyoruz. Normal hayatta onlar da rol almaya basladiklarinda ne onlari kullanan mafyalar artik ortalikta top oynayacak, ne de bu insanlar her aksam bu kiliga girmek zorunda kalacaklar. Cerrah olan yine ameliyatlara girecek, okulda ogretim gorevlisi olan yine kursusunde ders anlatacak, berber olan yine sac-sakal kesecek. Ama anayasa'nin ilgili karari isteyerek ya da istem disi "travesti"leri kullanan, calistiran mafyalarin devamina ve Sn Karahan gibi bir cok vatandasimizin da "goz zevklerinin bozulmasina ve isin ic yuzunu anlamadan, dinlemeden her gun biraz daha nefret ederek yasamalarini sagladi.


Sn Karahan bir onceki sayfada benim Ingilter'e de homosekseuelleri asagilayici cumlenizi biri dava etseydi yargilanirdiniz seklindeki ifademe hakli olarak "Burasi Turkiye, burasi Ingiltere degil" diye cevap vermis. Sorun da bu iste. Turkiye' kendisini demokrasi ile yonetilen bir devlet olarak tanimlarken homseksusellerin haklarini koruyucu yasalar duzenlemezken, Ingiltere ustelik monarsi ile yonetilen ve laik bir devlet de olmamasina karsin homoseksuellerin haklari Ingiltere'nin yazili olmayan anayasasinda (baska anayasamiz yok cunku) korunmustur.  Aci olan da budur. Hem demokrasi diyeceksiniz hem de homoseksuelleri toplumdan dislayacaksiniz..! Avrupa Birligi,  Ilerleme Raporuna bunu er gec alacaktir. Buna hic suphem yok. O gun geldiginde sizin gibi sahte demokrasi asiklarinin yuz ifadesini gormek istiyorum dogrusu.

Size bununla ilgili bir ornek vereyim. Kasim 2008'de Independent'in yayinladigi habere gore, British Defense Forces (Askeriye) 'de askerlik yapan bir lezbiyen bayan, erkek askerler tarafindan zorla heteroseksuellestirilmeye calisilmak istenerek cesitli tacizlere maruz kaldigi icin ve ust komutanina da durumu bildirdigi halde komutanin orali olmamasi neticesinde kadin asker, BDF'yi dava etti. Ve mahkeme karariyla BDF, lezbiyen askere onuru zedelendigi icin £80 bin  tazminat odedi. Nereden baksaniz bir ev parasi. Lutfen burasi Turkiye orasi Ingiltere diyerek bir kere daha celiskiye dusmeyin. Boyle diyene once "kardesim sen once devletinin idare seklinin 4 adindan biri olan Demokratik ibaresini kaldir,  o zaman konusalim"  derler.




 
Başlık: Re: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 17, 2009, 10:21:18 öö
Sahte demokrasi asigi demisken aklima geldi paylasayim dedim. Iktidarda olan Islami-siyasi partinin lideri gecenlerde Israil'in hava tatbikatina Turkiye'nin almamasi uzerine gerekceyi "Israil'in Gazze'de yaptigi katliamlarin neticesi olarak ve halkimin da bu yondeki istegi neticesinde IDF'i hava tatbkiatina almadik" dedi. Yaptigi gerekceyi halkinin (hangi halk, onlara oy veren %47 mi, ya gerisi????) istegine dayandirmasi o kadar gulunctu ki, basbakan sifatiyla mahalle muhtari gibi konusmasi ancak RTE'ye yakisir bir hareketti. Ne uluslararasi siyaseti bilir ne de anlamasa bile danismanlarinin telkin ettikleri siyasi agza alisabilir/alisabildi. Halkimizin egitim seviyesini yukseltmeden basimiza hep boyle koy agalari gelmeye devam edecek gozukuyor. Bunu hep soyledim ve soyluyorum da, bir cok muhafazakar sn Karahan orneinde oldugu gibi inanclarinin baskin olmasi sebebiyle (kisisel dairede saygi duyuyorum) demokrasiye ayak uyduramiyorlar. Iste buyuzden biz ulkemizin muhafazakarlar tarafindan yonetilmesini istemiyoruz. Cunku demokrasiyi egip bukup sadece kendilerine giydiriyorlar. 
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 17, 2009, 10:25:38 öö

sevgili skullg

Cinsel tercih bir haktır ve saygı duyulmalıdır

Üstte kullanmış olduğunuz bu söze cevap vereyim kendimce.Bana göre cinsel tercih bir hak değildir o yüzden toplumda saygı görmüyor.Bozuk birşey toplumun algılamasıda bu yönde.Eğer insanlar önüne gelen bozukluğu düzeltmeye çalışma yerine hak ve özgürlük deme yoluna gitmeselerdi sanırım bugün bu konuları tartışıyor olmazdık.Bu konuda en önemli mesele olaya nereden baktığınız ve kavramlardır.Demokrasi güncel hayatta hem devletler bazında hem de toplum hayatında yada basında en çok duyulan en azda uyulan bir terimdir.Demokrasi bir aldatmacadır hemde insanoğlunun bulduğu en güzel aldatmaca Ben demokrasiden sadece şunu anladım işine gelen derecede demokrasi yada zorda kaldımı demokrasi.Bunun haricinde herşey yalan üstelik hukukunda demokrasiden geri kalan bir yanı yok.İçi boş bir çuval demokrasi ve hukuk güncel hayatta herhangi bir muhabbette bayılır bu kavramları kullanmaya.Bugün yaşadığımız dünyada ne hukuk nede demokrasi insanları memnun edemiyor.Size basit bir örnek vereyim hukukta tecavüzetmekle,hem tecavüz edip hem öldürmeye ayrı ceza veriliyor ve ceza oranıda çok komik.Hukuk gücünü yaptırıcılığından alır ama verilen cezalar yaptırıcı olamadığı için çok komik kalıyor.Neyse konumuz hukuk yada demokrasi değil sadece inanmadığım 2 kavramdır onu belirtmek istedim.Ben bu gibi şeylerin bir tercih meselesiymiş gibi  o kadar kolay olduğuna inanmıyorum.Hak  allahtan gelendir.Kesin olandır benim sizin hak ve özgürlüklerinize saygılı olmam lazım bu haktır hemde kesin allahtan gelendir baktığınızda demokraside böyledir ama ortada bir lut kavmi olayı varken benim bunları hak olarak kabul etmem mümkün değil heleki şu tür kıvırtmalar daha can sıkıcı benide böyle allah yarattı deyip tüm suçu ona yüklemek çok bayağı.Tüm dünya toplumlarının en bozuk ülkesidir ingiltere o yüzden orda alınan kararlar çok baz alınmamalı ingiltere tüm dünyayı sömürürken nerde ise her muhabbette ingiliz demokrasisi diye lafa başlar insanlar bunuda anlamam.Demokrasi ve sömürü yanyana acaip duruyor çünkü.
Başlık: Re: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 17, 2009, 10:54:23 öö

Bugün yaşadığımız dünyada ne hukuk nede demokrasi insanları memnun edemiyor.Size basit bir örnek vereyim hukukta tecavüzetmekle,hem tecavüz edip hem öldürmeye ayrı ceza veriliyor ve ceza oranıda çok komik.Hukuk gücünü yaptırıcılığından alır ama verilen cezalar yaptırıcı olamadığı için çok komik kalıyor.


Lutfen ozel ceza hukuku ile kamu hukukunu ilgilendiren demokrasiyi ayni kavramlarla es tutmayalim. Bunlar ayri kavramlar ve ayri dallar.


Neyse konumuz hukuk yada demokrasi değil sadece inanmadığım 2 kavramdır onu belirtmek istedim.


Konumuz demokrasi cunku homoseksuellerin haklarini ancak demokrasi varsa tartisabiliriz. Demokrasi yoksa sizin kisisel inancinizi referans olarak homoseksuellerin haklarini tartisamayiz. Cunku T.C demokratik, hukuk, laik ve sosyal bir devletdir ve sosyolojiyi meydana getiren elementlerin/bireylerin her katmaniyla ayri ayri ilgilenmeli, sorunlarin her birine ayri receteler sunmalidir.  

Ben bu gibi şeylerin bir tercih meselesiymiş gibi  o kadar kolay olduğuna inanmıyorum.Hak  allahtan gelendir.Kesin olandır benim sizin hak ve özgürlüklerinize saygılı olmam lazım bu haktır hemde kesin allahtan gelendir baktığınızda demokraside böyledir

Yine sizin sahsi inanclariniza geldik. Mesele zaten sizin inanip inanmamaniz degildir. Mesela sosyolojik bir sorundur ve cozulmesi katiyyetle iktiza eden bir meseledir. Hak Hakk'tan geliyorsa o zaman 82 Anayasasi nicin Hakk'tan gelmemistir? Burada 82 Anayasasini savundugum dusunulmesin. 82 Anayasasi bir darbe anayasasidir. Ancak Turkiye Cumhuriyeti Allah'in kanunlariyla degil demokrasi ile yonetilmektedir/ yonetildigini iddia etmektedir. Ve kanunlarin icerigi de laik ve demokratik bir devlet olmasi hasebinden evrensel hukuka gore tartisabilir, olcup tartabiliriz.  Demokrasi sizin iddianizin aksine Tanri'dan gelmez, gelmemistir.




 
ama ortada bir lut kavmi olayı varken benim bunları hak olarak kabul etmem mümkün değil heleki şu tür kıvırtmalar daha can sıkıcı benide böyle allah yarattı deyip tüm suçu ona yüklemek çok bayağı.

Can sikici ve bayagi olan ifadeler icin sizinle ayni fikirde olmayanlar da aynisini sizin ifadeleriniz icin dusunebiliyor olabilir.


Tüm dünya toplumlarının en bozuk ülkesidir ingiltere o yüzden orda alınan kararlar çok baz alınmamalı ingiltere tüm dünyayı sömürürken nerde ise her muhabbette ingiliz demokrasisi diye lafa başlar insanlar bunuda anlamam.Demokrasi ve sömürü yanyana acaip duruyor çünkü.


Ingiltere'nin dis islerini degil ic islerini tartisiyoruz. Gecmiste somurmustur evet ve halen Common Wealth programiyla bunu kismen surdurdugunu soyleyebiliriz. Ama dedigim gibi Ingiltere'nin dis islerini degil, ic islerini referans alarak konustugumuz icin disarda ne yaptigi konumuzla ilgili degildir. Siz eger , Ingiltere'nin karnesi zayiflarla dolu, basarili notlarina gozumu cevirip bakmam diyorsaniz bu sizin bileceginiz is. Ama Ingiltere'deki demokrasi anlayisi kesinlikle ve kesinlikle demokrasi ile yonetilen toplumlarin ornek almasi gereken bir programdir. Lutfen ahlaki bozuklukla yonetim bicimi/anayasayi bir tutmayalim. Iran da ona bakarsaniz Islam Cumhuriyeti olmasina ragmen Turkiye'ye en cok uyusturucu Iran'dan girmektedir. Ve gizli fuhus evlerinin sayisi korkutucu derecede coktur.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 17, 2009, 10:57:47 öö
Sahte demokrasi asigi demisken aklima geldi paylasayim dedim. Iktidarda olan Islami-siyasi partinin lideri gecenlerde Israil'in hava tatbikatina Turkiye'nin almamasi uzerine gerekceyi "Israil'in Gazze'de yaptigi katliamlarin neticesi olarak ve halkimin da bu yondeki istegi neticesinde IDF'i hava tatbkiatina almadik" dedi. Yaptigi gerekceyi halkinin (hangi halk, onlara oy veren %47 mi, ya gerisi????) istegine dayandirmasi o kadar gulunctu ki, basbakan sifatiyla mahalle muhtari gibi konusmasi ancak RTE'ye yakisir bir hareketti. Ne uluslararasi siyaseti bilir ne de anlamasa bile danismanlarinin telkin ettikleri siyasi agza alisabilir/alisabildi. Halkimizin egitim seviyesini yukseltmeden basimiza hep boyle koy agalari gelmeye devam edecek gozukuyor. Bunu hep soyledim ve soyluyorum da, bir cok muhafazakar sn Karahan orneinde oldugu gibi inanclarinin baskin olmasi sebebiyle (kisisel dairede saygi duyuyorum) demokrasiye ayak uyduramiyorlar. Iste buyuzden biz ulkemizin muhafazakarlar tarafindan yonetilmesini istemiyoruz. Cunku demokrasiyi egip bukup sadece kendilerine giydiriyorlar. 

Sn.isis

Gerçi yukarıda yazdım sizin lafınızın başıda sahte demokrasi aşığı terimi zaten bana uymuyor ben demokrasi konusu hakkında fikrimi açık ve net söyledim.Ben bu dünyada uygulanan adı sahte demokrasi olan şeye inanmıyorum.Sırf buna inanmadığım içinde beni muhafazakar bulup bir nevi tehlikeli addetmenizde sizin demokrasiye bakışını gösteriyor sanırım.Sn isis şimdi şaşıracaksınız belki ama aslında ben demokrasiye inanıyorum adil olduğuna inandığım şeylere inanıyorum.Dünyada bir çok şey insanların refah ve mutluluğu uğruna yapıldığı söylenir bu koca bir yalan ve aldatmacadır.Demokrasi güncel yaşamda sadece çoğunlukta olan orta ve alt sınıf insanları frenlemek ,dizginlemek ve kontrol etmek için uygulanır  ve hukuklada desteklenir.Bakınız çok incelediğim ve okuduğum bir konu bankacılık sistemi örneği en basit en anlaşılır olanıdır.Bu sistemi zengin bankerler kurarken 1800 lü yılların başında dünyada kölelik sistemi bitmek üzere idi dünya nın gelişmiş ülkeleri halbuki bu beleş iş gücünden okadarda memnunduki.Bankacılık sistemi tabiki bu yüzden kurulmadı bakınız bir grup azınlık zengin sınıfı kurdukları sistemle tüm dünya insanını bu sefer afrikalı değil köleleştirmek için bankacılık sistemi ve merkez bankası sistemini kurdular tüm devletlerede bu sistemi koruyucu ve güçlendirici kanunlar yaptırdılar.Şimdi soruyorum size lütfen inceleyin küresel kriz denen safsatanın insanlara yedirildiği bir ortamda ülkemdeki insanların hali malüm büyük çoğunluk bankalar  tarafından çıkarılmış bir batıştan muzdarip başbakan bile bu konuda bankadan yana tavır koydu işte bunun adı çağımızda modern kölelik her devletin uyguladığı sistem.Şimdi kanun koyucu kanunları halkın refahı için koyar köleliği için değil o yüzden demokrasiye inanmıyorum sadecede bu sebebten değil bir sürü şey sayabilirim size.Eğer demokrasinin yaptırım gücü olsa idi olurdu yaptırım gücü olmayan her nesne değersizdir.Bir sisteme inanmıyorum diye insanları muhafazakarlıkla yada başka şeylerle itham etmek bile zaten sizin pencerenizdende benim penceremdende demokratik gözükmüyor.Demokrasiye ayak uydurmak demek ne demek bir kere terim olarak bile düzen ayak uydurmakla eş değer anlama geliyor o yüzden uyumsuzum diyorum bende.Mesela demokrasi adına bir basit örnek daha ülkemde kumarhaneler kapalı devlet tarafından ama aynı devlet yasal anlamda kendisi kumarcı.At yarşı,iddia,milli piyango ve diğerleri bakınız adına bununda demokrasi deniyor o yüzden emokrasi dünyada insanlara yedirilmiş içi boş bir çuvaldan başka bir şey değildir.Obeğendiğiniz bir çok kavramlarda 3 büyük kitabın içindeki kutsal metinlerde var zaten siz sadece tercihinizi yapıyorsunuz demoklesin demokrasisi yada allahın kitapları olay bu kadar basit.Çok kısa
Başbakanın israile karşı olan yaptırımından bahsedeceğim.Öncelikle sizin beğenmediğiniz çok açık bende çok yetersiz buluyorum  yaptıkları iyi ama yetersiz ben hayatımda bu kadar fütursuzca yönetilen bir devlet görmedim 3 milyon nüfusla dünyaya kafa tutuğu yetmiyor dünyada ona karşı söz söylemek bile cesaret istğiyor aslında burada insanların ne kadar sahtekar ve korkak olduğunu görebilirsiniz yorum yapan herkes bu gücün farkında fazla nalına mıhına dokunmadan menfaatlerini koruyarak yorum yapıyorlar bunun bile adına demokrasi deniyor.Şurası sonuna kadar açık kardeşim israilin 1900 lü yıllardan beri bu bölgede yaptıkları ortada bu bir katliamdır adamlar sonuca gitmek için engel tanımıyorlar bunu başbakanları bile söylüyor erkekçe.Türkiye olarak daha fazlasını yapmalıyız sonucu her ne olursa olsun
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 17, 2009, 11:19:58 öö
Sn isis

Konumuz demokrasi cunku homoseksuellerin haklarini ancak demokrasi varsa tartisabiliriz. Demokrasi yoksa sizin kisisel inancinizi referans olarak homoseksuellerin haklarini tartisamayiz. Cunku T.C demokratik, hukuk, laik ve sosyal bir devletdir ve sosyolojiyi meydana getiren elementlerin/bireylerin her katmaniyla ayri ayri ilgilenmeli, sorunlarin her birine ayri receteler sunmalidir.


Yukarıdaki yorumunuz evet olmalı gibi duruyor sadece ama reelde olamıyor maalesef.Türkiye cumhuriyeti evet bir devlettir ama sadece okadar uygulamaya çalıştığı tüm kurumsal değerlerinide oturtamamış bir devlet yapısına da sahiptir laiklik demiş halkına anlatamamışta uygulayamamışta devleti yönetenler ve halkada budur deyip sadece halk anlamasada uymalarını istemiş.Demokrasi ise başlı başına bir çuval dünyada hiç bir ülke halkına ne tam yansıtabilmiş nede tam anlatabilmiş demokrasiyi.Mesel ülkemde 100 yılda yaşananları düşünürseniz demokrasiden halk sadece darbeleri ve idamları anlar yada devlet işine nasıl geliyorsa o anı kurtarmak için yaptıklarını anlar budur yani.hukuk devleti olmak için devlet kendi yapısal hukuksuzluklarını düzeltmeli bence atatürkten sonra bozulan tüm sistemlerini denetlemeli ve tekrar hayata geçirmeli.Bunlar olgunlaşırsa eğer bir toplumda o zaman sosyal yaşamın oluşması kolaylaşır.Bir şey hep tartışılıyorsa bir anormallik vardır.

Can sikici ve bayagi olan ifadeler icin sizinle ayni fikirde olmayanlar da aynisini sizin ifadeleriniz icin dusunebiliyor olabilir.


Son derece mümkün tabiki.Ben burada  mertçe fikrimi söyledim kıvırtmadan



ngiltere'nin dis islerini degil ic islerini tartisiyoruz. Gecmiste somurmustur evet ve halen Common Wealth programiyla bunu kismen surdurdugunu soyleyebiliriz. Ama dedigim gibi Ingiltere'nin dis islerini degil, ic islerini referans alarak konustugumuz icin disarda ne yaptigi konumuzla ilgili degildir. Siz eger , Ingiltere'nin karnesi zayiflarla dolu, basarili notlarina gozumu cevirip bakmam diyorsaniz bu sizin bileceginiz is. Ama Ingiltere'deki demokrasi anlayisi kesinlikle ve kesinlikle demokrasi ile yonetilen toplumlarin ornek almasi gereken bir programdir. Lutfen ahlaki bozuklukla yonetim bicimi/anayasayi bir tutmayalim. Iran da ona bakarsaniz Islam Cumhuriyeti olmasina ragmen Turkiye'ye en cok uyusturucu Iran'dan girmektedir. Ve gizli fuhus evlerinin sayisi korkutucu derecede coktur


Bakınız ingilterenin dış işlerini değil iç işlerini tartışıyoruz demek olayı özümsememektir.Bir devlet olara siz içişlerinizde kendi halkınıza sözde en iyi demokratik hakları sunacaksınız bunu yaparkende dünyayı sömürerek diğer ulusların hak ve özgürlüklerini gaspederek kendi halkına bir nevi üst sınıf muamelesi yapar hale geleceksiniz ben bu yapıyı aynen bu şekli ile yapıldığını düşünüyor ve iğrenç buluyorum tipik bir ingiliz iğrençliği.Kendi halkına verdiklerin diğer ülkelerden çalan bir ülkeden bahsederken iç işlerinde demokratik olması beni bağlamıyor o kavramalr sadece ingiliz vatandaşı için geçerli siz ingilterede bir ingilizle eşit olarak aynı haklardan soznsuz kere faydalanabilirmisiniz.Bu palavralara nasıl inanabiliyorsunuz anlayamıyorum doğrusu.Adam kendi ülkesinde uyguladığını iddia ettiği demokrasiyi diğer ülkelerden esirgeyerek yapıyor mantık bunun neresinde.Tabiki iç işlerindeki uygulamalar gerçekçi gelmeyecek bana.İngiltere örnek alınacak bir toplum değil bana göre size görede alınması gerekir buna saygı duyarım işte demokrasi budur.İngilterenin başarılı notları sadece kendi vatandaşları içindir aslında bunda yanlış olan bir şeyde yoktur.Ama diğer ülkelerle beraber yaşıyor ve ticaret yapıyorsanız problem orda başlıyor işte bu bakış açısından dolayıdırki ingiliz vatandaşları dünyanın neresinde olursa olsun 10 gramlık beyinleri ile gittikleri her ülkede olay çıkarır insanlarını aşağılamaya kalkarlar.Kususra bakmayın ben bir ingiliz sevici değilim sömürgeci bir ulusu sevmem mümkün değil yaptığı iyi işlerde olsa nafile
Başlık: Re: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 17, 2009, 11:48:04 öö
Sırf buna inanmadığım içinde beni muhafazakar bulup bir nevi tehlikeli addetmenizde sizin demokrasiye bakışını gösteriyor sanırım.


Yaniliyorsunuz. Sizi ve sizin gibileri tehlikeli bulmuyorum ama muhafazakarlarin yonetime geldiginde son 7 yilda hepimizin gordugu gibi- ne kadar tarafli olabilecegini goruyoruz. Bugun RTE ve partisi gercekten demokrasi takipcileri olsalar benim diger ulusalcilar gibi baslarindaki basortuyle, kildiklari namazla istigal edecek halim ve vaktim yok. Sorun muhafazakarlarin tehlikeli olusu degil, tekrar ediyorum sorun onlarin basa gelince maalesef bu ulkenin din ve devlet islerinin kirmizi cizgilerle ayrildigi bir ulke oldugunu unutmalari.

Sn isis şimdi şaşıracaksınız belki ama aslında ben demokrasiye inanıyorum adil olduğuna inandığım şeylere inanıyorum.


Sanirim bir kavram kargasasi yasiyorsunuz. Veya demokrasiyi sizin istediginiz gibi bulmuyor ve yeni bir formul gelistirme ihtiyaci icersinde hissediyorsunuz. Bakin uc turlu demokrasi vardir. Bir;  katilimci demokrasi, iki; temsili demokrasi ve uc; piyasa demokrasisi. Temsili demokraside, hukumetin secmene yeri geldiginde hesap verme mekanizmasi vardir.
Dolayisiyla
- Kanunlari ve kanun koyuculari sorgulama hakki,
-Finansal limitler koyarak hukumetin harcamalari denetleme hakki
-Hukumetin ic islerini kontrol eden bir mekanizmanin varligi
-Yargisal denetim
-Kamu istisaresi ve kamunun bu bilgilere istedigi zaman ulasabilmesi hakki.

Katilimci demokraside ise kanunlarin muhatabi olan kisi ve kurumlarin dogrudan katilimci olma hakki verdigi bir demokrasidir. John Alder Anayasa Hukuku ve Yonetim Hukuku adli kitabinda katilimcilarin kanunlar olmadan hic bir etkisinin olamadigini soyler. Katilimcilarin kimler oldugu konusunda ise cesitli tatismalar vardir. Mesela Carol Pateman ve Hannah Ahrendt gibi feminist teorisyenlere gore aktif katilimciligin oncelikli olarak toplumun alt katmanlarina, isci kesime, yerel yonetimlere ve dernek ve vakiflara verilmesi gerektigini soylerken John Alder katilimci demokraside ise toplumun bazi katmanlarinin ozellikle devleti dogrudan ekonomik olarak kalkindiran buyuk sirketler, firmalar vs. gibilerin digerlerinden daha imtiyazli olabilecegi acisindan katilimcilarin bunlardan olmasi gerektigini savunur.
Ingiltere'de demokrasi olmasina karsin Ingiltere'de referandum neredeyse hic olmaz. Ingiltere demokrasisi katilimcinin katilma hakkini oldukca sinirlandirmistir. Belki bu aristokrasinin suregelen geleneginin bir tezahurudur.


Market demokrasisinde ise devlet politikalarini sadece siyasi partiler duzenler. Onlar olmadan parlemontunun hic bir fonksiyonu yoktur. Secmene dusen gorev ise, mecliste kanunlari yapan partiler arasinda hangisi kendi menfaatine daha yakinsa secim gunu geldiginde onu secer. Piyasa demokrasisi anayasa acisindan cok onemli bir rol oynar.  Turkiye'deki Piyasa Demokrasisi diyebilir miyiz bilmiyorum. Artik darbeleri geride biraktik ama 2007'deki e-muhtira,halen daha GKB'nin siyasi icerikli aciklamalari, kanunlarin surekli iptal istemiyle anayasa mahkesinden geri dondugu bir ulke olarak inanin hangisine girdigini ben de sasirdim. Piyasa Demokrasisinde secmen'in itirazi kanunlara degil sadece partilere olabilir ki bunu da ancak partileri secip/devirmesiyle gosterebilir. Onun haricinde kanunlara bir mudahalesi, katilimi, sorgulamasi hukuki acidan mumkun degildir.  Buradan bakacak olursak sizin saniyorum demokrasiye olan inancinizi tekrar gozden gecirmeniz gerekecek.  




Demokrasi güncel yaşamda sadece çoğunlukta olan orta ve alt sınıf insanları frenlemek ,dizginlemek ve kontrol etmek için uygulanır  ve hukuklada desteklenir.

Bu gorusu bir ihtimal Katilimci Demokraside gorebiliriz.  


Başbakanın israile karşı olan yaptırımından bahsedeceğim.Öncelikle sizin beğenmediğiniz çok açık bende çok yetersiz buluyorum  yaptıkları iyi ama yetersiz ben hayatımda bu kadar fütursuzca yönetilen bir devlet görmedim 3 milyon nüfusla dünyaya kafa tutuğu yetmiyor dünyada ona karşı söz söylemek bile cesaret istğiyor aslında burada insanların ne kadar sahtekar ve korkak olduğunu görebilirsiniz yorum yapan herkes bu gücün farkında fazla nalına mıhına dokunmadan menfaatlerini koruyarak yorum yapıyorlar bunun bile adına demokrasi deniyor.Şurası sonuna kadar açık kardeşim israilin 1900 lü yıllardan beri bu bölgede yaptıkları ortada bu bir katliamdır adamlar sonuca gitmek için engel tanımıyorlar bunu başbakanları bile söylüyor erkekçe.Türkiye olarak daha fazlasını yapmalıyız sonucu her ne olursa olsun


Israil 1900'den beri katliam yapmiyor. Israil Mayis 1948'de kurulmustur. Ayrica Israil'in varligini destekleyen bir Yahudi olarak sunu soyleyebilirim ki Israil'in politikalari uzerine olan mulahazalarimi bu forumda mukerrereen ifade ettim.  Burada tekrar etmek istemiyorum. Bu konuyla ilgili basliklarda ismimin gectigi mesajlara bakip degerlendirmeniz yeterli.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: ozkann - Ekim 17, 2009, 12:10:55 ös
Sayın SkullG
İzninizle çok ufak bir düzeltme yapmak isterim.
Alıntı yaptığım yazınızdaki bahsi geçen bu kişiler de homoseksüeldir.
Ancak kendilerini heteroseksüel sanarlar.
Saygılarımla

Alıntı
onlara para verip fuhuş yapan heteroseksüellere ne demeli? asıl iki yüzlülük tam da burada...
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: oasis - Ekim 17, 2009, 12:35:31 ös
Kişilerin kendi aralarında ki cinsel tercihleri özünde kendilerini ilgilendirmesine rağmen genelde tüm toplumu ilgilendiren bir konudur aslında.Doğadaki tüm canlılar da cinselliğin ana hedefi türlerinin devamını idame ettirmektir.İnsanoğlunda ki cinselliğin özünde yatanda aslında budur nesli devam ettirmek eğer genelden ve temelden sapılırsa yani asıl işlevinden bu sapkınlık olur bunun adı ne olursa olsun tabi birde şu vardır bu sapkınlığın bir hastalık mı yoksa genetik olarak mı oluştuğu yada sonradan mı kazanıldığı halen tartışma konusudur.

Gelişmiş ülkelerde bunlar genelde batı devletleri dediklerimiz ne yazık ki son yıllarda aşırı derecede sapkınlığa yöneldikleri için demoğrafik yapılarında ki ürkütücü yapı gün geçtikçe daha fazlaca hissedilmektedir.Eğer bu çevremizde ki sapkın ilişkileri hoş gözle görür ve bunun onların cinsel tercihleri diye geçiştirirsek ve bunu onların hakkıdır yada demokrasi içerisinde yasalarla koruma altına alırsak belli bir süre sonra toplum tarafından alışılmış ve kanıksanmış bir durum ortaya çıkar ki ne yazık ki yer yüüznden silinmiş bir çok toplum da olduğu gibi acı sonuçlarla karşılaşmamız pekala mümkün olabilir.

Yaşadığımız zaman ve mekan boyutunda varlıkların evrimleri için birinci şart yeryüzünde bedenlenebilmektir.Varlığın bedenlenebilmesi için cinselliğin yaşanarak meyvesinin olması lazım ki aslolan RUH kendisine bir kaba madde formu bulabilsin şu an dünyada olduğumuza göre bura nın gerekleri ne ise onu yapmalıyız başka boyut zaman ve mekanlarda ruhun cinsiyeti olmadığı için bu tür konuların da olmayacağı aşikardır.......


IŞIK VE SEVGİ İLE KALIN.......
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 17, 2009, 12:56:31 ös
Kişilerin kendi aralarında ki cinsel tercihleri özünde kendilerini ilgilendirmesine rağmen genelde tüm toplumu ilgilendiren bir konudur aslında.Doğadaki tüm canlılar da cinselliğin ana hedefi türlerinin devamını idame ettirmektir.İnsanoğlunda ki cinselliğin özünde yatanda aslında budur nesli devam ettirmek eğer genelden ve temelden sapılırsa yani asıl işlevinden bu sapkınlık olur bunun adı ne olursa olsun tabi birde şu vardır bu sapkınlığın bir hastalık mı yoksa genetik olarak mı oluştuğu yada sonradan mı kazanıldığı halen tartışma konusudur.

Gelişmiş ülkelerde bunlar genelde batı devletleri dediklerimiz ne yazık ki son yıllarda aşırı derecede sapkınlığa yöneldikleri için demoğrafik yapılarında ki ürkütücü yapı gün geçtikçe daha fazlaca hissedilmektedir.Eğer bu çevremizde ki sapkın ilişkileri hoş gözle görür ve bunun onların cinsel tercihleri diye geçiştirirsek ve bunu onların hakkıdır yada demokrasi içerisinde yasalarla koruma altına alırsak belli bir süre sonra toplum tarafından alışılmış ve kanıksanmış bir durum ortaya çıkar ki ne yazık ki yer yüüznden silinmiş bir çok toplum da olduğu gibi acı sonuçlarla karşılaşmamız pekala mümkün olabilir.

Yaşadığımız zaman ve mekan boyutunda varlıkların evrimleri için birinci şart yeryüzünde bedenlenebilmektir.Varlığın bedenlenebilmesi için cinselliğin yaşanarak meyvesinin olması lazım ki aslolan RUH kendisine bir kaba madde formu bulabilsin şu an dünyada olduğumuza göre bura nın gerekleri ne ise onu yapmalıyız başka boyut zaman ve mekanlarda ruhun cinsiyeti olmadığı için bu tür konuların da olmayacağı aşikardır.......


IŞIK VE SEVGİ İLE KALIN.......

Sizinle hemen hemen aynı fikirdeyim Sayın Oasis; sadece cinsel birleşimlerde değil aslında bir birey olarak hal ve hareketlerimizin tamamında öngörülen davranışların ölçüsü gereği kontrol altında tutmalıyız. Öyleki bazı davranışların aşırıya kaçması durumunda diğer kişilere, doğaya, cansız ve cansız varlıklara zarar verici bir hal aldığında ise bu tür davranışlar, bize olumsuz sinyalini vermektedir. Aynı şekilde bunu cinselliğe dönüştürdüğümüzde 'sapkınlık' olarak görülen bazı durumların genel bir bakış açısıyla olumsuz olarak hatta daha kötüsü bir şekilde gözlenmiş ve deyim yerindeyse kanaat getirilmişse ki bu tür olayların zaten olumlu bir tarafının olamayacağı kanaatindeyim.

Bayan ve Erkek arasındaki birleşimlerin de belirli bir ölçütünün olması ve bunu aşan davranışların da sapkınlığa girmesi kaçınılmazdır. Kişiler, bunu farkettikleri anda kendilerine çekidüzen vermeyip devam ederlerse her haliyle bunu isteyerek sırf zevklerini tatmin etmek adına yaparlarsa bu zaten onların sorunu olmaktan öteye gidemez. Herkesin kaldıramayacağı bir durum olması sebebiyle, kişilerin Sayın Karahan'ın bahsettiği gibi her önüne gelenle birlikte olunması hem kendi açıdan hem de karşısındakileri önemsizleştirerek, sevgi kuramını ayaklar altına alıp, iğrençleştirmeye yüz tuttukları aşikardır.

Yine toplumun bazı yönlerinde oluşan sapkınlıkların geneli itibariyle hoş görülmemesi yukarda anlattığım ya da uçtan uca değindiğim noktalardan kaynaklandığı hepimizce az çok bilinmektedir. Söylediğiniz gibi bazı batı devletlerinde- toplumlarında desem daha doğru olur, bunun çok aşırısına gidilmiş ve bir toplumsal felakete dönüştürülmüştür. Artık onlara göre bu sapkınlık 'normal' sayılabilecek pozisyona getirilmiştir. İŞte ahlaki çöküntü bu olayı göstermektedir.

Bayan ve Erkek olarak kendi hemcinsleriyle birlikte olma isteği her ne kadar kişiyi ilgilendiren bir sorun olması gözükse de netice itibariyle genel yargı açısından hoşgörülmediği için toplumun geneline de önemli derecede büyük bir zarar teşkil etmektedir. Aslında bu türden olayların çoğalmasıyla birlikte asıl sorun olan normalleştirilmeye çalışılması sonradan hemen ardımızda yetişen- yetişecek olan nesle örnek olması gerken yerde ibret verici olmamız hem kendimiz hem de onların büyük kaybı olacaktır. Ve böylelikle de Insan nesli bozulmaya yüz tutmuş ve maalesef derin bir hatta çözümü bir hayli karışık önemli derecede hepimizi ilgilendiren bir Sorunla karşı karşıyayız.

Bu türden olayların derinine inmek, kökeni araştırmak, sorunu temelden çözmek için sapkınların nereden oluştuğu- oluşturulduğu, bunların nereden kaynaklandığı, hangi sebeplerin bu olayların meydana gelmesini sebebiyet verdiği gibi etkenleri iyice mantıklı birşekilde irdeleyip çözümlemek en makul olanıdır.

Ar ve namus olayına gelince bozulmaların vermiş olduğu duygu karşısında tıpkı bazılarımızın vicdan duygusunu unutması gibi ar damarının çatlamasıyla birlikte kişilerin onurlarını unutarak ayaklar altında çiğneyerek kendilerini maalesef kullanım amaçlı olarak toplumda hem de bazı yönleri itibariyle çirkeflik boyutunu aşan pozisyonlarda yerlerini almış ve böyle devam ederek kendilerine ve başkalarına bu şekilde bir ibret olayını lanse ettirmektedirler. Olayların gidişatı gereği kendisiyle ve başkalarıyla olan ilişki pozisyonlarında aşırılığa kaçmanın sadece ve sadece kişisel zevklerin neticesinde oluştuğu için bazıları için bu zevkler pek bir önem taşımayıp onura olan düşkünlükleri sebebiyle bu tip davranışları sergilemek yerine daha çok farklı alanlarda kendilerini ruhsal ve kültürel anlamda geliştirme yollarına başvurdukları ve yol itibariyle izledikleri yolun gereği belirli bir amaç doğrultusunda kendilerini adayıp aslında egonun hiçbir aldatıcı özelliklerine dahi prim vermeyerek kendilerinde varolan egoyu farklı yönlerde kullanmayı öğrenmiş, bilmiş ve uygulamayı başarmış olan Insanların sahip oldukları pozitif enerjilerle dünyamızın tam bir çirkefliğe sürüklenmesi biraz olsun engellenebilinmiştir, diye düşünüyorum.

Egoyu, çoğu kişi zevk yönünde kullanırken, bazılarımız kırbaçlayıcı ve kendini geliştirme yolunda kullandıkları faktör olarak görmüş ve bunu başarabilmişlerdir.

Saygılar, Sevgiler.               
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: ceycet - Ekim 17, 2009, 01:04:57 ös

"Homoseksüellik"i cinsel bir tercih olarak tanımlamak,savuşturmak kasdlıdır.Varoluşta 3. bir cins olmadığına göre,bunu cinsel bir tecih olarak tanımlayamayız.Kaldı ki bu tür ilşkilerde taraflardan enaz birisi cinsel organını kullanmamaktadır.

Homoseksüellik,fiziksel ve ruhsal bir hastalığın dışa yansımasıdır."Tercih"olarak tanımlayıp bunu meşrulaştırmak yerine,maruz kalmış zavallıları tedavi edebilmenin yolunu araştırmak,bulmak,muhatablarını da tedaviye ikna etmek gerekir.

Hele ki,bu hastalığa maruz kalmış insanların davranış bozukluklarını doğal gösterip,bunu demokrasi ile özdeşleştirmeye çalışmak onlar için yapılabilecek enbüyük hata olarak kabul görmelidir.Toplumun onlara,"haklı"değil,"hasta"olduklarını anlatması ve ikna etmesi gerekmektedir.


saygılarımla
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 17, 2009, 01:17:32 ös

Homoseksüellik,fiziksel ve ruhsal bir hastalığın dışa yansımasıdır."Tercih"olarak tanımlayıp bunu meşrulaştırmak yerine,maruz kalmış zavallıları tedavi edebilmenin yolunu araştırmak,bulmak,muhatablarını da tedaviye ikna etmek gerekir.


Gayet tabi.. Şimdi Sevgili Ceycet; anlatmak istediğim şudur ki, şahsen ben, kendimi kontrol altında sürekli tutmak isteyişimin asıl nedeni en başta kendime ve dolaysıyla başkalarına zarar vermemek içindir. Öyleki, sahip olduğumuz egonun ne kadar çok korkunç bir özellik olduğunu sanırım dünyamızın başından beri yaşanmış olaylardan az çok anlayabiliyor ve durumu açık, net olarak farkedebiliyoruz. Durumun ciddiyetini idrak eden kişi bireysel bozuklukların başgösterdiği toplumlarda giderek yayılan dejanarosyanlarda ne yazıkki aşırı bir yozlaşmanın karşıtı olan soysuzlaşmanın başgöstermesi kaçınılmazdır.

Bu dejanarasyonun engellenilmesi için aslında çok geç kalınmış bir yönteme başvurulması gerektiği kanaatindeyim. Insanlığın gelişim seyri itibariyle giderek bozulmaların artması hepimizin kaybıdır. Bu çok önemli derecede artan bu gibi olayların vermiş olduğu zarar gereği hepimizin de maalesef ağır bir yükümlülük altına girdiği bir gerçektir. Yalnız şu yanılgıya kapılmamanızı özellikle rica ediyorum, biri kendine ait bir sorunundan dolayı asla bu benim sorunumdur, ben böyle yaparım, sizi ilgilendirmez diyerek sorunu sadece kendine maledip aynı şekilde devam ederse o zaman bu dünyanın hali ne olur diye sorasın size..  O zaman herkes kendi istediğini yapsın.. Her istediği şekli ve davranışı sergilesin. O zaman diğer insanların hakları, özgürlük anlayışları nerde kaldı?

Diğer insanları düşünmeden kendimizi yeterince düşündüğümüz için Insanlığın bu seviyede hala bulunması daha ne kadar çok ilerleyen zamanı durduramadığımız gerekçesiyle hala gerilerden takip etmeye mahkumuz?

Gelişmişlik asla tek yönlü değildir. Gelişmiş olan uygarlıkların bazı yönlerinde oluşan sapkınlıkların iradelerinin gelişmesiyle birlikte sahip oldukları kişisel zevklerini hat safhaya ulaştırmak istemelerinden kaynaklanan korkunç ve vahim bir durumdur, ne yazıkki..

Bazan kendi isteklerimi frenleyerek, egomu başka yönlü kullanmayı - daha çok kendimi geliştirici olarak- tercih ediyorsam kendime ve başkalarına zararım dokunmuyorsa o zaman kendi zevklerimden isteyerek feragat eder ve ibadetimi çalışmaya ve gelişmeye yönelik girişimlerde bulunmaya kendimi adarım. Bunu yapabilenler zevklerini önemsemiyorsa ve daha farklı alanlara kayıyorsa o zaman bu gibi sapkınlıkların devamında rol oynayanların ise yapmış olduklaır bu tercih karşısında içgüdülerine teslim oldukları manası da ortaya çıkmıyor mu? Hala uç noktalara gelebilen Insanoğlu şehvetin tuzağına düşmüş ve sapkınlıklara dur diyemediği sürece o halde gelişim ve kendini aşmışlık düzeyine gelebilmek nerde kaldı? Egoya teslim olmak yerine onu yenmek için gösterilen çabaların belirli bir yönde amacı söz konusudur. Toplumu düzenleştirmek, Insanları güzelleştirmek ve ahlaki seviyeyi yükselterek manevi duyguların artmasına yönelik olaran gösterilen çalışmaların daha sonraki nesiller için güzel bir dünya oluşturmak bazı Insanların önderliğinde ve gayretinde söz konusudur.     

Saygılarımla  
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Genius Loci - Ekim 17, 2009, 01:29:26 ös
Sn. karahan,

ben hukuku konuşuyorum. Hukuku konuşurken de Allah'ı devreye sokmayı sevmeyen bir adamım. Çünkü işin içine Allah, öte dünya, basübadelmevt vs. girdiği zaman iş hukukun dışına çıkar, o artık bir inanç sorunudur. En basit tabiri ile söylüyorum "insanın insan olarak doğması sebebiyle sahip olduğu haklara" biz insan hakları diyoruz. Bu haklar ne tanrı tarafından bahşedilmiştir, ne başka bir üstün güçten. İnsan haklarını devletin anayasal güvenceye alıp almaması da onun bir hak olmasını etkilemez. Anayasal güvenceye alınmış haklara da zaten kamu özgürlükleri de deniyor, bu ayrımı belirtmek için. İNsan hakları, bu yönüyle hem hukuk dışı hem de zaman ötesidir. Bugün biz 4. kuşak hakları tartışıyoruz. Klonlanma hakkı gibi. Şimdi için çok ucuk gelecek bir düşünce... Bir insanın kendini klonlama hakkı olmalı mıdır? İleride göreceğiz bunu...

Demokrasi de Allahtandır diyorsunuz. Hak da Allahtandır. Bu durumda ben birey değil kulumdur. Kul isem kulu olduğumu yargılamam ve yadırgamam mümkün olmaz. İşin içine Allah girerse demin de dedim bu bir iman meselesi olur. O yüzden son zamanlarda işte veda hutbesinde insan hakları, islamda insan hakları gibi yaklaşımları gülünç buluyorum. Çünkü ordaki mevzu kulun hakkıdır. Bu haklar Tanrı tarafından verilmiştir. Siz onların biçemleriyle bile oynayamazsınız. Demokrasi sihirli bir değnek değildir. Dokunduğunuz yeri düzeltsin, pru pak etsin, msiku amber gibi kokutsun. Demokrasi farklı yaşam biçimlerinin bir arada yaşabildiği, farklı görüşler ifade edilebildiği ve sorunlar tartışılabildiği için iyidir. Demokrasinin de bir alay çeşidi var Yukarıda sn. Isis bir kaçına değinmiş. Ama temel olarak demokrasinin iyiliği tartışabilme ve saygı gösterme ile ilintilidir. Bu farklı yaşam biçimlerini "hastalıklı", "bozuk" görmemek demektir de. Aynı biçimde bir başkası için mesela kadının başını örtmesi hastalıklı bir durum olarak algılanabilir. Ya da ne bileyim bir erkeğin saçını uzatıyor olması. Ama önemli olan da uzun saçlı erkek ile başı kapalı kadının aynı toplumda birbirlerine değmeden yaşayabilmelerindedir. Yoksa herkesin kendince bir "öteki"si olabilir, olur. Öteki ile bir arada yaşayabilmek iste o biraz demokrasiyle mümkün olur.

Ama siz demokrasinin, insan haklarının içine Allah'ı sokarsanız artık benim ne tartışabilecek bir alanım olur ne karşı durabilecek bir arka planım. Allah öyle buyurmuş derim ve noktayı koyarım.  

Bozukluktan bahsediyorsunuz. Bozuk olan nedir? Heteroseksüle, erkek egemen genel eğilimin dışında olmak bir bozukluk mudur? Deliler ülkesinde akıllı olmak gibi yani...

Ceza hukuku uygulamalarından dert yanıyorsunuz. Haklılığınızı teslim edeyim. Evet Türkiye'deki ceza hukuku uygulamalarında ciddi eksiklikler oluyor, ciddi yanlışlar da yapılabiliyor. Ama bu hukukun kötülüğünün göstergesi değildir. Ceza hakiminin eksikliğinin göstergesidir. En iyi yasa en kötü uygulayıcının elinde dünyanın en beter yasası olur. Hemen bir örnek vereyim. Madem namustan gidiyoruz. Namusla devam edelim. A ile B 17 yaşında lise öğrencisidir. A ile B arasındaki arkadaşlık ilişkisi ileri bir seviyeye ulaşmıştır. Birgün B, annesi ve babasının şehir dışına çıktığını küçük kardeşinin akşam erken yattığını söyler ve A'yı evine davet eder. A, kız arkadaşı B'nin evine gider.  Evde para çantasını unuttuğunu anlayan B'nin annesi ile babası bu sırada yoldan geri dönmüşlerdir ve eve girdiklerinde B'nin odasındaki sesten işkillenen baba A ile B'yi yatakta yakalar. Baba ne yapacağını bilemez. Bu sırada A evden kaçar. Olay aile büyükleri tarafından duyulur ve B'nin öldürülmesine karar verilir. A ise ailesi tarafından çoktan şehir dışına gönderilmiştir. B'nin 10 yaşındaki kardeşi C'ye silah verilir ve ablasının namuslarını beş paralık ettiği, kötü bir kadın olduğu, kötü kadın öldürerek aile namuslarını temizlemesi gerektiği söylenir. C ablası B'yi öldürür. Siz bir hukukcu olsaydınız buyurunuz kime ne ceza verirdiniz söyleyiniz.  Kendi ceza yasanızı yazmakta serbestsiniz. Tamamam hayali bir olayve bizim ülkemizin yasalarını da uygulamayalım.

Gelelim sizin örneğinizde ne olura; Cinsel saldırı olduğuna göre ve vücüda bir organ sokulduğuna göre (bu el de olabilir) 7 - 12 yıl arası bir ceza almalıdır. Ama siz bir de ölümden bahsediyorsunuz Eğer suç sonucu mağdur ölmüşse bu takdirde 102/6 gereği; eğer kişi cinsel saldırıdan sonra bu suçu gizlemek gayesiyle öldürmüşse TCK'nun 82/1-h maddesine göre kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmelidir. Eğer hakim 62.maddeyi uygularsa bu durumda takdiri indirim sebeplerinin sonucu; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine müebbet hapis cezası verebilir.

Sn. oasis,

Cinselliğin yalnızca neslin devamı, üreme, genini geleceğe aktarma ile bağlantılı olmadığını düşünüyorum. İnsanı hayvandan ayıran en önemli özelliklerden birisi de kanımca düşünmesinin yanı sıra hazzedebilmesidir de. Dolayısıyla insan, cinsellikte de hazzetmeyi hedef alabilir. Yalnızca üreme düşüncesinin ürünü değildir cinsellik. Bu hazzedebilme istemi sizin tabirinizle temelden kayma falan değildir. Bu tamamen subjektif bir yaklaşım olacak o yüzden ben diye başlamalıyım. Ben cinsellikten yalnızca birleşmeyi ve üremeyi algılamıyorum, hazzetmek ve zevk almak da bu işin doğasında vardır var olmalıdır. Herkes istediği gibi inanma hakkına da sahip. Siz öldükten sonra cinsellik olmaz dersiniz. Başka birisi çıkar işte hadiste şöyle şöyle diyor nasıl olmayacakmış cinsellik der vs

sn. ozkann,

heteroseksüledirler. o örnekteki kişilere sorduğunuzda bu cevabı alırsınız. çünkü bu toplumda aktif olan taraf değil pasif olan tarafa i... diyorlar. ama haklısınız bence onlar biseksüeldirler.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 17, 2009, 01:48:31 ös
Sn. oasis,

Cinselliğin yalnızca neslin devamı, üreme, genini geleceğe aktarma ile bağlantılı olmadığını düşünüyorum. İnsanı hayvandan ayıran en önemli özelliklerden birisi de kanımca düşünmesinin yanı sıra hazzedebilmesidir de. Dolayısıyla insan, cinsellikte de hazzetmeyi hedef alabilir. Yalnızca üreme düşüncesinin ürünü değildir cinsellik. Bu hazzedebilme istemi sizin tabirinizle temelden kayma falan değildir. Bu tamamen subjektif bir yaklaşım olacak o yüzden ben diye başlamalıyım. Ben cinsellikten yalnızca birleşmeyi ve üremeyi algılamıyorum, hazzetmek ve zevk almak da bu işin doğasında vardır var olmalıdır. Herkes istediği gibi inanma hakkına da sahip. Siz öldükten sonra cinsellik olmaz dersiniz. Başka birisi çıkar işte hadiste şöyle şöyle diyor nasıl olmayacakmış cinsellik der vs


Sayın skullG; Sayın Oasis'in bahsettiği olayı ben de biliyorum. O yüzden Kendileri izin verirlerse ben cevaplamak isterim. Tabiki cinselliğin sadece nesil idamesi için gerekli olduğunu hiçbirimiz savunamayız. O halde 'aşk' ın anlamı nerde kalırdı dimi? Ama aşk derken de bilindiği üzere malum iki karşı cinsin birbirine olan duygusudur. Fakat iki hemcinsin birbirine olan duygularını kastetmiyorum. Gerçi hala bunu anlayabilmiş değilim, beni mazur görün lütfen.. İşte bu iki hemcinsin birbirine olan duygularında eğerki bu başka yöne kayıyorsa işte bu cinsel bir sapkınlıktır. Ve Sevgili Ceycet'in de ifade ettiği gibi o zaman bir hastalık durumuyla karşı karşıya kalıyoruz.

Saygılar,

 
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: ceycet - Ekim 17, 2009, 01:54:04 ös

Sayın Sevil,

sizi anlıyorum;sadece,insan hakları ve özgürlük anlayışı ile,hastalıkları karıştırmamak gerekiğini ifade etmeye çalışıyorum.Zira,"cinsel tercih"olarak tanımlanabilmesi için bu durumun sağlıklı insanlarca da tercih edilebilir bir şey olması gerekir.Oysa,cinsel organların dışında işlevleri olan organların,cinsellik kasdı ile kullanılmasını "tercih"olarak tanımlayabilmek ve bunu özgürlük olarak dayatmak,gereğini de demokrasiye bağlamak,mevcut hastalığı görmemezliğe gelmekten daha vahimdir;diye düşünüyorum.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 17, 2009, 02:03:33 ös

Sayın Sevil,

Oysa,cinsel organların dışında işlevleri olan organların,cinsellik kasdı ile kullanılmasını "tercih"olarak tanımlayabilmek ve bunu özgürlük olarak dayatmak,gereğini de demokrasiye bağlamak,mevcut hastalığı görmemezliğe gelmekten daha vahimdir;diye düşünüyorum.


Saygılarımla

Anlıyorum Sizi. Zaten ben de bunu kastediyorum. Öte taraftan o kadar de kişilerin hak ve özgürlüklerine bir sınırlama getirilmesinden yana değilim elbette ama gelgelelim, kişiklerin hak ve özgürlük anlayışının nerde, nasıl ve ne şekilde kullanabileceğinin idrakinde olunmasını temenni ediyorum.

Saygılar,
Başlık: Re: Kadin ve Erkek
Gönderen: Isis - Ekim 17, 2009, 02:16:57 ös
Bizim ulkemiz demokrasiyi haketmiyor. Zaten demokrasiyi isteyen de yok. En iyisi kaldiralim. Totaliter rejim gelsin, sizler de toplumda istemediginiz ne kadar homoseksuel, travesti, lezbiyen, Yahudi, Ermeni, Kurt turbanli kadin, sakalli adam varsa hepsini bir krematorium'da yakin gitsin...! Nasil olsa hepsi sapkinlar, ne olacak ki (?)
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: ceycet - Ekim 17, 2009, 02:24:53 ös

Grip olanalrı da...Onlar da demokratik haklarını kullanıyorlar...
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: karahan - Ekim 17, 2009, 09:46:26 ös
Bizim ulkemiz demokrasiyi haketmiyor. Zaten demokrasiyi isteyen de yok. En iyisi kaldiralim. Totaliter rejim gelsin, sizler de toplumda istemediginiz ne kadar homoseksuel, travesti, lezbiyen, Yahudi, Ermeni, Kurt turbanli kadin, sakalli adam varsa hepsini bir krematorium'da yakin gitsin...! Nasil olsa hepsi sapkinlar, ne olacak ki (?)

sn isis

çok doğru hatta en doğruyu söylediniz.şaka ile karışık  bakınız bu noktada hakkınızı vernmek lazım üstadım ben şahsi fikrimdir insanların demokrasiden bir şey anladığınız sanmıyorum anlamaya çalışmakla bir ömür tüketiklerini düşünüyorum.Bir gün bir ülkenin başına bir diktatör geliyor bir ihtilal yapıyor ey halkım ben sizin için bunu uygun gördüm diyor en demokratik  yönetimde anayasanızda bu diyor 30 yıl insanlar onu yaşıyor hala en akıllısından en delisine herkes bunla uğraşır şu şöyledir bu böyle der hala değişmez sonuç benim hastalığımda derdimde bu sn.isis

Diyarbakır cezaevi korku tüneli olmuş katliamlar yaşamış kimse ya bunun hesabını sormak lazım deyipte o tarihte kim yiöneticisi ise uğraşmıyor en basit insan hakkını o insana teslim etmeye uğraşmıyoruz bile ondan sonra aynı yönetim grubu bana demokrasi ve insan hakları dersi veriyor.Sevgili isis sende bende bu forumda aklını kullanıp tartışan herkes en demokratız en işlevseliz bu konuda çünkü ben  burada sizleri sanalda tanısam seviyorum tartışabilip paylaşabildiğim için hemde saygı duyuyorum her fikrinize katılmasam her fikrime katılmasıanızda saygı duyuyorum sizin bahsettiğiniz demokrasi bu olmasın sakın.Benim uygulanamayan ve uygulanmamış ne demokrasi ile ne hukukla işim var.İşin diğer kısmına gelirsek işe allahı katmamın nedeni var onu olayın dışında bırakamadığımdan her şeyin cevabı allahtadır bu sizin inandığınız kitaptada bizdede öyle kainatta allahın içinde olmayan bir şey yok.Üstelik bir yahudi olarak bunu en fazla savunması gerekende sizsiniz kabalistik inancınıza göre.Homoseksüellik konusunda ise sn.ceycet güzel yazmış tamamen katılırkende aynı fikirleri paylaşmaktan keyf aldığımı söyleyebilirim.Bu olay bir insan hakları sorunu değildir bence tamamen hasta hakları sorunudur.
Başlık: Ynt: Kadin ve Erkek
Gönderen: ADAM - Ekim 18, 2009, 11:49:43 öö
Sık sık iki başlığın birbirine karıştığını görüyorum. Aynı konu iki ayrı yerde birden tartışılıyor. Bu konuyla bağlantılı bir diğeri de şu:

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=7855.msg57256;topicseen#msg57256

Ben orada konunun cinsellik bağlamında görüşlerimi aktarmıştım. Bu başlığı ise biraz farklı bir boyutta görmek isterdim; özellikle insan hakları açısından... Olmamış; konu başlığından sapmış. bu nedenle başka bir şey demeyeceğim.

Sevgiler.