Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Değişen Dünyada Bilim ve Değerler- Bedia Akarsu  (Okunma sayısı 6405 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 07, 2007, 02:33:33 ös
  • Ziyaretçi

Değişen Dünyada Bilim ve Değerler-Bedia Akarsu
Doğa varlığı ve kültür varlığı olarak insan ele alınacaktır bu konuşmada. İnsan bir yandan doğanın içinde yer alan bir varlık, ama öte yandan kültür yaratıcısı olarak doğanın karşısında yer alıyor aynı zamanda. Dünyayı değiştiren, dünyaya egemen olan, doğada olmayanı yaratan, değerler yaratan bir varlık insan:estetik değerler, etik değerler, bilimsel değerler, teknik değerler yaratmış insan. 20. yüzyılda bütün bu değerleri egemenliği altına almaya girişen bir değer daha katıldı dünyamıza, ekonomik değerler arasında sayabileceğimiz: Para.
Uygarlığın ve kültürün, özellikle bilim ve tekniğin son 40-50 yıldan beri bunca ilerlemesine karşın insanın hiç de bu ilerlemeye koşut olarak geliştiğini göremiyoruz günümüzde. Kültürü uygarlığı yaratan, bilimde, teknikte, sanatta, felsefede bunca ilerlemeyi başaran insan kendini de aynı ölçüde insan olma yolunda ilerletebilmiş mi? Kendi yarattığı dünyanın bir bakıma dışında kalmış olmasının nedeni nedir? Bir çözüm yolu bulunabilir mi? Bu sorulara yanıt aramaya çalışılacak.
İlkin insanın evrim içindeki oluşumuna bir göz atalım kısaca. 15 milyon yıldan beri oluşan ve durmadan ilerleyen evrimin son halkası insan. son derece yavaş ilerleyen bu evrimde insanın köken olarak ortaya çıkışı 3 milyon yıl olarak belirleniyor. Kültürün gelişmesi de olağanüstü yavaş ilerliyor. İlk kökenlerden pek alet kalmamış. Yontma-taş dönemi de yaklaşık 400 000 yıl önce başlamış, 25 bin yıl önce de birden büyük bir sıçrama ile Cilalı-taş dönemi. Bu dönemde bu günün insanı ve zengin bir kültür ortaya çıkıyor. Mağaralarda resimler, taştan ve fildişinden heykelcikler görülüyor. Yüksek kültür Mısır, Suriye, Anadolu üzerinden Mezopotamya'ya (bu günkü Irak) değin uzanan "verimli ay" denilen bölgeden başlıyor. Yüksek kültürü belirleyen de özellikle yerleşik düzen ve tarımdır. Yaklaşık 8-10 bin yıla kadar geri gidebiliyor. En eski kent kültürü ise Mısır, Sümer, aşağı Hint, Çin ve Türkistan'da Anau kültürleri. En eski yazı 5 bin yıl önce Sümer'de. Kültürün gelişmesinde önemli yer tutan yazı ancak 5 bin yıl önce gerçekleşebilmiş; buna karşı teknik insan kadar eskidir. İlk teknik de taştan aletler yapılmasıdır.
Teknik, Yunanca tekhne sözcüğünden geliyor; tekhne, ereği bir şey ortaya koyma olan, yaratma olan, doğru bir plana göre yönetilmiş olan anlamına gelir. Tehne böylece sanatla eş anlamlı. Mağaralarda bulunan resim ve heykeller 25 bin yıl öncesine gittiğine göre teknik ve kültürün birlikte gelişmesi de 25 bin yıl önce başlamış ve sanat bu gelişmede başı çekmiştir. Önemli olan burada insanın doğada olmayan bir şeyi katması, yani yaratmasıdır ve insan bu aletler yoluyla doğayı, içinde yaşadığı çevreyi değiştirmiş. Değiştirmeseydi yaşayamazdı; çünkü insanda kendini koruması, yaşamını sürdürebilmesi için hayvanlarda bulunan bir takım organlar yoktur; ama insanın aklı vardır. Akıl ile insan doğaya egemen olmuş, onu değiştirmeyi başarmıştır. Ancak teknik yoluyla doğaya egemen olma süreci binlerce yıl boyunca çok ağır bir tempo ile ilerlemiştir. Rönesans'la birlikte doğa bilimi'nin de hızla gelişmeye başladığını görüyoruz. 16. yüzyılda F.Bacon "doğaya egemen olmak için doğayı tanımak gerekir" diyordu. Coppernicus, Galilei, Newton doğa-biliminin çığır açıcıları olmuşlardı. Günümüzde ise 17.-18. yüzyıldan beri doğa bilimi ile teknik elele ve işbirliği içinde çalışıyorlar. Doğa-bilimi ile teknik iki ayrı bilim olmaktan çıkmıştır artık.
Binlerce yıl boyunca çok ağır ilerleyen bu gelişmenin son 200 yıldan bu yana, özellikle de son 30-40 yıl içinde birden hızlanması doğa bilimleriyle tekniğin işbirliği etmesinden kaynaklanıyor. Çağdaş kültürün temelini de bilimim (bilim derken temeli felsefe olan bilimin demek daha doğru olur) sanatın ve tekniğin birlikteliği oluşturuyor. Teknikteki gelişmeler insan yaşamını değiştirdiği gibi çağın felsefesini, dünya görüşünü de etkiliyor. Yeni gelişmeler karşısında gelenekler de töreler de eskiyor. Yeni teknik kendine uygun bir toplum düzeni, bir yaşama biçimi de getiriyor.
Son yılarda bilimin ve bununla ilgili olarak teknik gelişmelerin baş döndürücü ilerlemesiyaşamın her alanında değişikliklere yol açmıştır. Mikrobiyolojideki araştırmalar, uzay araştırmaları, genbilim ve gen tekniği araştırmaları, bilgisayar, internet çalışmaları akıllara durgunluk verecek nitelikte ve bunların uygulamaları yeni yeni araştırmalara yol açmakta. Ama bu bilim ve teknikteki ilerleme insanın insan olma evrimini de aynı ölçüde etkilemiyor mu? Bacon'la başlayan doğaya egemen olma tutkusu sanayi devrimi ile birlikte doğayı sömürme tutkusuna dönüşmüştür-bu arada insanı da. Yararlanmak için doğaya egemen olan insan sonunda doğayı da, kendini de tüketmek üzere.Uygarlığın ve kültürün bunca ilerlemesine karşın insanın hiç de ilerlemeye koşut olarak geliştiğini göremiyoruz. Savaşlar, kavgalar, açlık, sefalet, her alandaki kirlilik her yanı kaplamış. Yeni Dünya Düzeni, Küreselleşme dedikleri yeni bir sömürgeciliğe, hatta yağmacılığa, soygunculuğa dönüşmüş. Küreselleşme derken, insanlar yanlızca itilmiş, tek para olmuş; çıkar birliği ve işini yürütme tek yol olmuş. Mafya bütün dünyayı sarmış. İki büyük dünya savaşı geçirmiş olmasına ve bunu çok ağır ödemesine karşın insanlar 20. yüzyılda yine de bir çözüm yolu bulamamışlar barış için. Yaklaşık 50 yıldan beri bu kez de her yanda bölgesel savaşlar silah sanayiini gelitirmiş; ya da silah sanayi bölgesel savaşları körüklemiş. Sanayi atıkları da ayrı bir sorun olmuş. Ormanlar ve bir çok hayvan türü yok edilmiş durumda. Pek çok insanda insanlığından çıkmış ve çıkarılmakta bu koşullar altında. Bir çok kez söylediğim bir sözü yineliyeceğim: bütün ilerlemelere karşın Hobbes'un haklı olarak belirttiği gibi demek ki gerçekten "insan henüz olmamış"......


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
5420 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2010, 02:07:15 ös
Gönderen: ZAMAN
1 Yanıt
3409 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 01, 2011, 10:10:20 ös
Gönderen: hakan_34_06
0 Yanıt
2941 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 26, 2011, 01:20:48 öö
Gönderen: ARCHITECT
2 Yanıt
8667 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2012, 11:37:14 ös
Gönderen: Alşah
6 Yanıt
6760 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 19, 2012, 03:50:46 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2500 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 15, 2013, 05:19:13 ös
Gönderen: Melina
22 Yanıt
6880 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 10:40:38 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
2132 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 17, 2015, 09:19:14 ös
Gönderen: burakc
17 Yanıt
6858 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 22, 2015, 06:21:13 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
3574 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2015, 11:28:11 ös
Gönderen: ruzber