Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Fizik - Doğabilim => Konuyu başlatan: propulsion - Ekim 27, 2018, 08:00:35 ös
-
Uzay-zaman, üçü uzaysal biri de zaman olan dört boyutu olan bir koordinat sistemidir. Einstein’ın (Albert Einstein 1879-1955) ortaya attığı rölativite teorisi bu koordinat sisteminde gerçekleşmektedir. Bu düşünce, ilk defa Minkowski (Hermann Minkowski 1864-1909) tarafından 1907 yılında ortaya atılmıştır. Devamında da ise Einstein rölativite (hem genel hem de özel) kuramlarını bu sistemde açıklamıştır. Modern kozmolojide bu kavramın yeri/önemi büyüktür.
Zaman ve uzayın üç boyutu ayrı olarak düşünülemez; çünkü bir cismin vektörel hızı veya ışığın hızı kütlesel çekim ile ilişkilidir.
Kütlesel çekim alanında zamanın ilerleyişi yavaşlayabilir. Bu nedenle de evrensel değildir. Evrensel dediğimiz bir olgu evrenin her köşesinde doğru ve değişmez olmalıdır.
Einstein’ın Rölativite kuramına göre zaman evrenin her köşesinde aynı değildir ve gözlemciye göre değişir, görecelidir. Bir kütle uzay-zamanda eğrilikler yaratır. Burada zaman da bükülür. Zaman, eğrilik içerisinde bulunan bir gözlemci için dışarıda duran bir başka gözlemciye göre daha yavaş akar.
Kütlenin artışı, bu kütlenin uzay-zaman düzleminde yarattığı eğriliği arttırır. Kütle arttıkça göçük de artar. Hatta kütle aşırı büyük olursa uzay-zaman düzlemi ışığı bile hapsedebilecektir.
Işık, kütlece büyük olan cisimlerin yanında seyahat ederken doğrultu değiştirir. Başka bir deyişle kütlesel çekimden etkilenir.
Ama bu nasıl olur?
Foton kütlesi olmayan parçacık olarak tanımlanır. Kütlesi olmayan parçacıkların kütlesel çekimden etkilenmezler.
Eddington’ın (Sir Arthur Stanley Eddington 1882-1944) yaptığı gözlemden bu yana bunun böyle olduğu; yani, ışığın kütleli cicimlerin yanından geçerken doğrultusunu değiştirdiği bilinmektedir.
Bu durumu açıklamak biraz karmaşıktır. Bilindiği gibi fotonlar durgun halde iken kütlesizdirler. Lakin hareket ettiklerinde belli bir kinetik enerjiye sahip olurlar. Görelilik kuramından bilindiği gibi enerji ve madde aynı şeylerdir. Bu da hareket halindeki fotonun (ışığın) kütlesel çekimden etkilenmesini açıklamaktadır. Bu nedenle, bazı gök cisimlerini “bükülen” ışıkları nedeniyle olduğundan farklı konumlarda görürüz.
Einstein’ın “eğri uzay-zaman” dediği olgu, en basit ifadeyle budur; uzayda asla matematiksel olarak mükemmel düz bir çizgide ilerleyemezsiniz.
Eğri uzay teriminden uzay-zaman dokusunun eğri olduğu anlamı çıkarılabilir. Lakin, uzayın dokusunun gerçekte nasıl olduğu ile ilgili yeterli bilgimiz yoktur. Uzay-zaman dokusu tamamen düz olsa bile, kütleçekim etkisinden dolayı katedilecek mesafe eğrileşecektir. Başka bir deyişle, uzay zaman içinde her cisim eğri bir yol izler. Bu nedenle uzay-zaman dokusu eğri olarak kabul edilir.
-
Çok hoş bir konu olmakla birlikte fizik seven bir üyeyi görmek çok sevindirici bir durum. Büyük Patlama sonrası oluştuğu düşünülen zaman kavramı için pek uzak bir konu değil. :)
-
Güzel sözler için teşekkür ederim. Değerli üyelerimiz, Sayın ANARCHOSA ve Sayın Novayst, konu her türlü katkılarınızla daha da gelişecektir.
-
Merak ettiğim bir soru vardı:
Bazı tip Güneşlerdeki füzyon reaksiyonunu başlatabilecek ısı ve basınç oranları, tutarlı şekilde hesaplanabiliyor mu?
Saygılar
-
Merak ettiğim bir soru vardı:
Bazı tip Güneşlerdeki füzyon reaksiyonunu başlatabilecek ısı ve basınç oranları, tutarlı şekilde hesaplanabiliyor mu?
Saygılar
Sayın Tik-Tak-Tak füzyon reaksiyonlarının (p-p zinciri olarak da bilinir) oluşum şartları bellidir, yani bilinir.
-
Uzaydaki ( gravity) yercekiminin olması gerektiğinden çok daha düşük olduğunu okumuştum.Tabiki çok fazla değişken mevcut...
Cevabınız için teşekkürler.
Sevgiler
-
Merakla bekliyoruz, özellikle konuyu isik hizi ve bu hiza yaklasildikca zaman ve uzunluk birimlerinin nasil degistigini biraz daha detayli anlatmanizi isterim.
Bundan önce ışığın hızı kütlesel çekim ile ilişkilidir.
cümlenizi biraz acmanizi rica edecem. Kütlesel cekim isik hizi üzerinde nasil bir etki yapar, isik hizi degiskenmidir vs.?
-
Merakla bekliyoruz, özellikle konuyu isik hizi ve bu hiza yaklasildikca zaman ve uzunluk birimlerinin nasil degistigini biraz daha detayli anlatmanizi isterim.
Bundan önce ışığın hızı kütlesel çekim ile ilişkilidir.
cümlenizi biraz acmanizi rica edecem. Kütlesel cekim isik hizi üzerinde nasil bir etki yapar, isik hizi degiskenmidir vs.?
Kütle yoğunluğuna ve boyutuna göre uzayı büker; dolayısı ile ışığı ve zamanıda...(Bazı atom altı parçacıkları haric).Işık hızı sabittir.
-
Değişimden kasıt yön değiştirmesi/bükülmesidir. Büyüklük anlamında bir değişim olmaz, relativitenin postülaları gereği.
-
Sayın @Tik-Tak-Tak sorunuzda Güneş'lerimiz dediniz. Yani anakol yıldızlarını söylediğinizi kabul ederek cevap verdim. Anakol yıldızları çekirdeğinde hidrojen yakarak enerji verirler. Anakol yıldızlarında çekirdeğin sınırı p-p zincirinin bittiği yerdir. Bu nokta ise sıcaklık ve yoğunluk olarak kritik değerin altında olduğu noktadır. Bu kritik değerler Güneş'te 7 milyon °C ve 20 gr/cm3 değerleridir. Bu noktadan sonra radyatif bölge başlar.
-
Sayın Tij, paylaşımınızın ilk bölümünde yazdığınız noktaları hazır olduğunda paylaşacağım mutlaka.
-
Sayın @ANARCHOSA tarafından konuya davet edilmekten onur duydum. Kendisinin konu ile ilgili bilgisi çok daha derindir. Katkım olursa foruma çok mutlu olurum tabii ki...
Öncelikle zaman-mekan konusu her ne kadar Fizik-Doğabilim başlığı altında açılmış olsa da sorgulayan bireyler için anlamı fizikten çok daha öte olmalıdır. Peki nedir zaman konusu üzerinde bizleri düşünmeye iten şey? Tik-tak atan saatin her vuruşu bize zamanı hatırlatıyorsa bu konuda yanılıyor olabiliriz. Örneğin sevdiğimiz bir işi yaparken ya da tatildeyken zamanın nasıl geçtiğini anlamayız. Oysaki çok özlediğimiz bir kişi ile yeniden buluşmayı beklemek çok uzun gelir. Bazen zamanın çok hızlı geçtiğini geçiririz içimizden bazen de saniyeler günlere dönüşür...
Einstein'in izafiyet teorisini Sayın @propulsion o kadar güzel özetlemiş ki bu konuda sadece kısa bir örnek vermek istiyorum. İzafiyet teorisinde evren dört boyutludur ve bu dördüncü boyut zamandır. Zaman bükülebilir bir yapıdadır. Maddelerde geçen zaman, mekan(uzay)-zamanın farklı noktasındaki gözlemcilere göre görecelidir. Yani farklı bir yıldıza(Mesela Sirius ikiz yıldızına) yolculuk yapmak isteyen ve ışık hızında gidebilen uzay aracına sahip astronotlar düşünelim. Onlar için yıldıza gidip gelmelerinde geçen süre 40 yıl olabilir. Ancak dünyaya geldiklerinde 60 yıl geçtiğini görmek onları şaşırtacaktır. İzafiyet teorisini bilmeyen uzun ömürlü astronotlar oldu benim örneğimde kusura bakmayın:)
Zaman bükülebildiğine göre lineer bir yapıda değil. Peki acaba sarmal bir yapıda olabilir mi? Bu sarmal yapıyı aklımızda nasıl canlandırabiliriz? Bir film rulosu düşünelim. Filmin her karesi bizim "AN"larımız olsun. Bilincimizi ise projeksiyon makinesi olarak düşünelim. Zaman yani AN'lar dördüncü boyut değil miydi? Biz projektörü çalıştırdığımızda dördüncü boyut olan zaman ile bilincimiz(3 boyutlu evreni algılası) üst üste çakışır. Aslında tüm AN'lar orada mevcuttur. Geçmiş de gelecek de.
Ben fizik üzerine çalışan birisi değilim. Lakin Masonlar sorgulayan, merak eden, Hakikat'i akıl yoluyla arayanlar değil midir? Acaba burada da bir Hakikat gizli midir?
Sayın @ANARCHOSA 'ya topu atayım ben de:) Diğer forumdaşların katkıları da konuyu kıymetlendirecektir.
Sevgilerimle...
-
Konuyu acan arkadastan ÖZÜR DILIYEREK bu iletiyi yaziyorum.
Aslinda bu yazacaklarimi dün yazacaktim, ama acale etmeyeyim dedim bir gün bekleyeyim belki olay benim bekledigimden farkli gelisir. Ama malefes oyle olmadi.
Sayin ANARCHOSA´nin yazdigi son ileti bence cok sanssiz bir ileti oldu.
Bu öyle bir ileti ki sanki konuya son nokta konmus gibi bir izlenim yaratiyor.
Bu öyle bir iletiki, "dogmalastirmama, big bang diyenleri dövme, sabun köpügü, karadelikten beyaz delige, cok güvendigimiz bilim ASLINDA emekleme dönemivs. " sözcüklerini pese pese dizerek basligi ve konuyu BENCE BENCE ve BENCE anlamsizlastiriyor ve aslinda bilime pekte "güvenilemiyegi" gibi biz izlenim birakiyor.
Bu öyle bir iletiki, meseleyi "Forumun odagi " diye ezoterige baglamaya calisarak baslikla, basligin acildigi bölümle vede icerigi ile hic alakasi olmayan bir yere cekiyor.
Eger her seyi ezoterige baglayacaksak forumdaki farkli basliklar niye var diye sormak lazim.
Diye düsünüyorum.
Bunlar elestirilerim ve simdi sira sorularima geldi.
Bu sorulari "ukalalik " olsun diye degil gercekten ( her konuyu kendi basligi altinda ) bir seyler ögrenme amacli soruyorum.
1. " 3500 sene önce evrenin ve maddenin vibratory (titreşimsel) yapısından bahseden insanlar vardı" bu savinizi biraz acabilirmisiniz
2. Konuya" ezoterik bir bakisla" nasil bakmaliyiz veya bakabiliriz?
3. " BILINC"i nasil bir "boyut" olarak anlamak lazim?
Sevgiler
-
Gelelim basliga veya konuya dair sorularima, devam.
1.Uzay, diger bir anlamda Mekan nedir ve nezamandan beridir var?
2. Zaman nedir ve ne zamandan beridir var?
3. Her seyin bir baslangici ve sonu varmi, yoksa sonsuzluktan gelip sonsuzluga mi gidiyoruz?
5. Doga kanunlari nedir, kac tane doga kanunu vardir?
5. Dünya´dan tanidigimiz, yer cekimi gibi, doga kanunlari evrenin hertarafinda gecerlimidir?
Devami gelecek.
-
Gelelim basliga veya konuya dair sorularima, devam.
1.Uzay, diger bir anlamda Mekan nedir ve nezamandan beridir var?
2. Zaman nedir ve ne zamandan beridir var?
3. Her seyin bir baslangici ve sonu varmi, yoksa sonsuzluktan gelip sonsuzluga mi gidiyoruz?
5. Doga kanunlari nedir, kac tane doga kanunu vardir?
5. Dünya´dan tanidigimiz, yer cekimi gibi, doga kanunlari evrenin hertarafinda gecerlimidir?
Devami gelecek.
İlk 3 soruyla bağlantılı olarak cevabım big bang modeli paralelinde olacaktır. Bu model gözlemlerle de desteklenen bir modeldir ( kızıla kayma, kozmik mikrodalga arkafon ışıması). Bing modeline göre herşey big bang ile başlamıştır. Ondan öncesi bilinememektedir. 4. sorunun yanıtı soruda verilmekte. 5. Soru yerçekimi evrenin her yerinde yoktur. Yer, dünya için kullanılan bir terimdir. Evrensel olan kütle çekimidir (gravity).
-
Öğreten adam formatı forumun doğasına uygun değil gibi geliyor bana. Sıkıcı olmak demek gibi geliyor bana. Yahut armut piş ağzıma düş gibi geliyor bana.