Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: Prometheus - Mayıs 14, 2011, 02:31:34 öö

Başlık: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Prometheus - Mayıs 14, 2011, 02:31:34 öö
Sanırım buradaki herkes ruhun varlığına inanıyor veya sorguluyor.
Basit bir soru takıldı kafama; Ruh yıpranabilir mi?
Sanırım çoğunuzun hiç düşünmeden vereceği cevap, yıpranmaması gerektiği üzerine olacaktır.
Peki yıpranmayan bir ruh nasıl öğrenebilir?
Lütfen soruyu basite indirgemeyin. Özelikle masonların burada bir alegoriyi görmelerini istiyorum.

Bir ilave soru daha, ulu mimarın da bir mesajı olabilir mi? Hemde en büyük alegori ile gönderilmiş şekilde? Ve bu alegori yaşamın ta içine gizlenmiş olmasın sakın!
Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Hacamat - Mayıs 14, 2011, 03:03:05 öö
Teknoloji çok ileri düzeyde,   mor ötesi kameralar  x ışın kameralar vs. Amerika da Nasa çalışanı illa ruhun çıkışını, nereye gittiğini kameraya almıştır. Belgelemişlerdir di mi? Yıprandığını tesbit etseydi çalışmalarını durdururdu belki.
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Prometheus - Mayıs 14, 2011, 03:48:58 öö
Niye durdursun ki? Korktuğu için mi?

Sayın Hacamat, burada ki soruyu anlamadınız sanırım? Ben ruhun yıpranmasını iddia etmiyorum, aslında tam tersine yıpranmadığını savunup, bundan ne sonuç çıkarılabileceğini soruyorum.
Elbette kafam da bir cevap var, onaylanıp onaylanmayacağını öğrenmek istiyorum.
Direk kafamdakini özellikle söylemedim ki, birileride benim bulduğum sonuca ulaşabilir mi diye merak ediyorum.
Eğer birileride bana yakın veya aynı sonuca ulaşırsa, o zaman kafamdakinin üzerine gidebileceğimi düşüneceğim.
Şimdi ruhun bedenden çıkışını, nereye gittiğini düşünüp vakit kaybetmeyip, farklı sokaklara sapmadan, konu üzerinde konuşalım. Yoksa ölünce insan bedeninin eser miktarda olsa bile hafiflediğini hepimiz biliyoruz. Bunları bırakalım.

Yıpranmayan(sonsuz yaşında anlamı çıkar) bir şeyin korkusu ne olabilir? korkusu olmayan bir varlık neyi nasıl öğrenebilir?
Belkide bu neden var olduğumuzun bir anahtarıdır. Çünkü ben beden-dışı tecrübe sahibiyim. Bedenden kurtulunca, bedenden doğan bütün korkular yok oluveriyor. Ama bedenden çıkınca, tıpkı soğuk sudan çıkar gibi bir sıcaklık hissediyorsunuz. İnanılmaz bir huzur ve inanılmaz bir neşeyi yaşıyorsunuz.Çünkü öğrendiğiniz, bildiğiniz, bütün korkular ve kaygılar birden anlamsızlaşıyor. Biraz düşünerek, imgeleyerek bunu sizde yaşayabilirsiniz.
Son olarak, bir ruh hiç bir kaygı yaşamadan, merak etmeyi, gelişmeyi, sevgiyi veya nefreti nasıl öğrenebilir? Öğrenmezse ona ne diyebiliriz?

Bir varlığa ne kadar anlatırsanız anlatın, onun o olayı yaşaması bambaşka birşeydir.
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Hacamat - Mayıs 14, 2011, 11:16:33 öö
Demekki Cartes'de sizin gibi düşünmüş ''düşünüyorum öyleyse varım'' demiş. Düşüncelerden sıyrıldığında ayakları yerden kesilmiş olsa gerek.
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: LovelyJackal - Mayıs 20, 2011, 09:39:46 ös
Sayın Prometheus; Ruhun olmadığı ispaatlanmış birşeydir. Tıp biliminin derinliklerine indiğimizde bunu farkedebiliriz. Kamu ya açılmamış bilgiler dahilinde düşünülürse Ruh'un olmadığının kanıtı görülmüş olur...
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Hacamat - Mayıs 21, 2011, 01:20:02 öö
Bu başlığı yeni gördüm bu konuyu sanırım aydınlatıcı bilgiler mevcut.

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=11636.0 (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=11636.0)

Görmekde kolay değilmiş sayın LovelyJackal
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: LovelyJackal - Mayıs 21, 2011, 07:16:41 öö
Sayın Hacamat ruhun kayıt edilmiş görüntüleri varsa bilmek ve görmek isterim. Saygılarla...
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Hacamat - Mayıs 21, 2011, 02:00:22 ös
Saygılar
sayın LovelyJackal ; bende görmek isterim.

Görmek olayın sadece başlangıç boyutu.  Gördüğünü yorumlamak ise aklın ve iç dinamiklerin bu gördüğünü nasıl telafus edeceğini gösterir. Bu üçgen metobolizmada çalışmıyorsa görmek ne fayda. Buna Akıl gözü, gönül gözü, birde baktığımız göz olarak ayırmışlar. Bir şeyi incelerken bu gözlerin aktif olması gerekiyor sanırım. Çabalansa dahi çalışarak bu üç gözü aynı anda her konuda aktif hale getirmek mümkün olmuyor kimilerine. Kişinin yargıları öne çıkarak bazı damarları tıkıyor diyelim. Doğuştan gelen bir yetenek sanki bu.
Örnek:
Siz ruhu görürsünüz öyle bir yorumlarsınız ki olay biter.
ben görürüm   anlayamam.

Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Prometheus - Mayıs 21, 2011, 02:56:11 ös
Sayın LovelyJackal,
Ruhun olmadığı ispatlandı gibi bir sav olamaz. Birincisi bir şeyin olmadığının ispatlanması bile insanın aklını kurcalıyor. Kaldı ki, ruhun tam bir tanımı bile yok, kimine göre eter bir beden, kimine göre henüz bilmediğimiz bir enerji, kimine göre başka bir boyuta ait bir beden, semavi dinlere göre ise bambaşka bir şey, şimdi söylermisiniz hangisine göre ruhun olmadığı ispatlandı.
kaldı ki tıp biliminde bile benim hatırladığım kadarıyla insanın ölüm anında çok çok küçük bir ağırlık kaybı yaşanmaktadır.
Bana göre ruhun olmadığı değil ancak olduğu ispatlanabilir. İşte burada henüz ispatı yok derseniz bu benim anlayabileceğim bir iddia olur.

Üstelik ben bilinçli olarak bir beden-dışı tecrübesi yaşadım.

saygılarımla...
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 21, 2011, 05:42:20 ös
Sanırım buradaki herkes ruhun varlığına inanıyor veya sorguluyor.
Basit bir soru takıldı kafama; Ruh yıpranabilir mi?

Bir ilave soru daha, ulu mimarın da bir mesajı olabilir mi? Hemde en büyük alegori ile gönderilmiş şekilde? Ve bu alegori yaşamın ta içine gizlenmiş olmasın sakın!
Saygılarımla...

Sn.Prometheus,

Yoğunluğumdan dolayı eskisi kadar online olamıyorum ancak sorunuz ilgimi çekti.

Basitçe cevaplamaya çalışayım.Ruh olarak tasvir edilen şey aslında bir enerji türüdür.Enerjinin yıpranması nasıl mümkün olamıyorsa ruhunda yıpranması mümkün değildir.Ancak örselenebilir.Neo-spiritualist doktrin açısından bakılacak olursa ki bu doktrin şu ana kadar insanolunun bildiği en günce ve gelişmiş bilgileri barındırır; farklı bedenleri kullanarak tekamül etmeye çalışan ruh varlıkları misyonlarını tamamlamak üzere maddeye bağlanmak zorunda olduklarından normal şartlarından çok daha kaba bir ortamda tatbikat yapmak zorunda kalırlar ve bu varlıkta bir yorgunluk ve örselenmeye sebep olur.Heleki ölüm sonrası ruh varlığının yüzleşeceği ilk ve en zor aşama olan teşevvüş aşaması özellikle dünya hayatında vicdan odaklı yaşamayan ruhları epeyce hırpalar.

Ulu mimarın mesajına gelince; Ulu mimarın kimseye bir mesajı olamaz.Tanrı algı dışı bir oluşumdur.Ruhsal irtibatlarda temas sağlanmış en yüksek dereceli varlıklar bile bu olgunun tanımını yapamamışlardır.Yine neo-spiritualist görüşe göre tanrı ruh ve maddeyi yaratmıştır.Yani yaratıcı bir özellik taşır.Ruh ise maddeyi manipule etme yeteneğine sahiptir.Dolayısı ile aslında muminlerin güzel birşey gördüklerinde veya diğer müminleri veya inanmayanları obsede etmek amaçlı  kullandıkları "Allah negüzel yaratmış"sözü tam da doğru değildir.Çünkü o güzelliği oluşturan ana cevher tanrı tarafından yaratılmış olsada cevheri şekillendiren ve güzel veya kötü görünümünü veren ruh enerjisidir.

Ruhun olmadığının kanıtlandığı mevzusuna gelince...Bilimsel bağnazlığın dinsel bağnazlıktan hiçbir farkı yoktur.Bu mevzuyu tartışmaya açmayacağım veya tartışmayacağım ancak birşey kesin vardır veya kesin yoktur demek faydalı bir düşünce tarzı değildir.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Prometheus - Mayıs 24, 2011, 05:58:22 ös
Peki sayın MYSTICPROVOCATEUR,
Ne zaman yazarsanız yazın, zevkle bekleriz, sorun değil:)

Aşınmayan bir şey nasıl şekil alabilir? Yada ne etki ederde gelişir veya değişir? Yani düşünün tamamen izole edilmiş bir madde-hava, su, ısı, ışık, yer çekimi, manyetik alan, vb..- aklınıza ne gelirse artık, hiç bir etki altında kalmazsa ne şekilde değişebilir? Ruh hiçbir şeyin etki etmediği bir şeyse nasıl değişir? veya etki altında kalıyorsa, teorik olarak aşınması düşünülemez mi?

Bu konuyu açmamın sebebi, ruh, yaşamadan, içine girmeden, asıl kimliğini tamamen unutarak hayatın içinde olmadan nasıl öğrenebilir? Varoluşumuzun sebebi bu olabilir mi?
Kitaplardan okumakla veya sinema gibi seyretmekle bir acıyı öğrenebilir misiniz? Yada birlikte çalışmanın, başarmanın hazzını nasıl bilebilirsiniz? Üstelik size statik bir evrende sunulmuyor, sizinde etkinizle değişim gösterebilen, her an gelişen, değişen, dinamik bir evren sunuluyor. Hayatın güzel oluşu yoksa burada mı?
Yani bizim bildiğimiz acılar, mutluluklar aslında yapay ve biz bunlardan yeni şeyler mi çıkartacağız? "Biz Öğrenmeyi mi öğreniyoruz?"

Ulu mimarın mesajı derken, illa karmaşık ve evrenin gerçeklerini açıklayan bir mesajı kastetmemiştim.  Dinler kadar basit olmasa da, basit bir şeyde olabilir.

Hala merak ediyorum, hiçbir şeyden etkilenmeyen, sonsuzdan gelip sonsuza giden bir varlık nasıl öğrenir? Bir şeyler alan bir varlık nasıl olur da değişmez? Değişiyorsa, genişliyorsa, bunların arasında bir ölçü(boy, beden) farkı nasıl oluşmaz?

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: sahasrara - Temmuz 20, 2011, 03:48:43 ös
Sn. Prometheus, bana biraz hayatının belli bi bölümünü keşfetmek yerine başkalarının keşfettiklerini kullanarak geçirmişsin gibi geldi. Insanların ruh tanımı yapması, "acaba ruh nası bişey" diye sorması, içlerine bakıp cevabı bulmalarına engel olan şey bana göre, çünkü yazının sonunda da dediğim gibi ruh sadece bir semboldür. Ben bütün mesajın sembolik verildiğine inanırım, mesajın içeriği de hepimizin içinde yer alan birşey.

Eğer soruya cevap bulmaya yoğunlaşırsan konudan uzaklaşır doktrinlere girer tıpta çözüm ararsın. Fakat ben "Pi" sayısının ruhla olan ilgisinden bahsetmeye çalışıyorum burda. Çok sevdiğimiz matematik Pi sayısına bir patern bulamamıştır ve pi'nin küsuratı sonsuzdur.

Demek istediğim şey, ruh nedir sorusuna cevaba odaklanmak yerine, sorunun çıkış noktasına odaklan. Sessiz bir ortamda meditasyon yap. Akıl, vücut ve ruh üçlüsünün bütünlüğünü bi harmoniye aldığın zaman bütün bilgileri dışardan değil içerden almaya başlarsın.

Benim için ruh nedir? Benim için ruh yaptığın seçimlerin enerjilerinin yapıldığı andan itibaren sonsuzlukta dalgalanmasıdır. Sen nasıl seçimler yapmışsan ruhun da öyle sonsuzlukta dalgalanacaktır. Taş bir levhaya çiviyle yazı yazmanı isteseler, nası bi cümle bırakmak isterdin sonraki nesillere? Ben böyle bakıyorum, o cümlenin içeriği gibidir ruh. Zamana analitik olarak değil farklı bi şekilde bakmaya çalıştığında diğer insanlara ve etrafa sürekli etki eden bir oluşum olduğunu aklına getir. Eğer sen insanları bilinçlendirmek yerine keşfettiğin inanılmaz değerli bir bilgiyi kendine saklar ve bunu kullanarak etrafındakiler ve kendin yerine sadece kendini kalkındırırsan, kendini yükseliyor zannedersin. Herkes seni sever gibi gözükür, ama içini göremeyen biri olarak ruhun her zaman benlik bilincini aşamamış olur ve karanlık tarafta kalır. Ruh bir sembol. Bazıları ruhun gizli bir pembe manyetik alan olduğunu zannediyor galiba.
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Mandıra Filozofu - Mart 28, 2022, 09:32:00 ös
Sanırım buradaki herkes ruhun varlığına inanıyor veya sorguluyor.
Basit bir soru takıldı kafama; Ruh yıpranabilir mi?

Bir ilave soru daha, ulu mimarın da bir mesajı olabilir mi? Hemde en büyük alegori ile gönderilmiş şekilde? Ve bu alegori yaşamın ta içine gizlenmiş olmasın sakın!
Saygılarımla...

Sn.Prometheus,

Yoğunluğumdan dolayı eskisi kadar online olamıyorum ancak sorunuz ilgimi çekti.

Basitçe cevaplamaya çalışayım.Ruh olarak tasvir edilen şey aslında bir enerji türüdür.Enerjinin yıpranması nasıl mümkün olamıyorsa ruhunda yıpranması mümkün değildir.Ancak örselenebilir.Neo-spiritualist doktrin açısından bakılacak olursa ki bu doktrin şu ana kadar insanolunun bildiği en günce ve gelişmiş bilgileri barındırır; farklı bedenleri kullanarak tekamül etmeye çalışan ruh varlıkları misyonlarını tamamlamak üzere maddeye bağlanmak zorunda olduklarından normal şartlarından çok daha kaba bir ortamda tatbikat yapmak zorunda kalırlar ve bu varlıkta bir yorgunluk ve örselenmeye sebep olur.Heleki ölüm sonrası ruh varlığının yüzleşeceği ilk ve en zor aşama olan teşevvüş aşaması özellikle dünya hayatında vicdan odaklı yaşamayan ruhları epeyce hırpalar.

Ulu mimarın mesajına gelince; Ulu mimarın kimseye bir mesajı olamaz.Tanrı algı dışı bir oluşumdur.Ruhsal irtibatlarda temas sağlanmış en yüksek dereceli varlıklar bile bu olgunun tanımını yapamamışlardır.Yine neo-spiritualist görüşe göre tanrı ruh ve maddeyi yaratmıştır.Yani yaratıcı bir özellik taşır.Ruh ise maddeyi manipule etme yeteneğine sahiptir.Dolayısı ile aslında muminlerin güzel birşey gördüklerinde veya diğer müminleri veya inanmayanları obsede etmek amaçlı  kullandıkları "Allah negüzel yaratmış"sözü tam da doğru değildir.Çünkü o güzelliği oluşturan ana cevher tanrı tarafından yaratılmış olsada cevheri şekillendiren ve güzel veya kötü görünümünü veren ruh enerjisidir.

Ruhun olmadığının kanıtlandığı mevzusuna gelince...Bilimsel bağnazlığın dinsel bağnazlıktan hiçbir farkı yoktur.Bu mevzuyu tartışmaya açmayacağım veya tartışmayacağım ancak birşey kesin vardır veya kesin yoktur demek faydalı bir düşünce tarzı değildir.

Saygılarımla,

Bu da güzel bir yazı. Zamanında forumda neler neler tartışılmış, hep güncele odaklandığım için geçmiş güzel bilgilendirmeleri yeni yeni keşfetmeye başladım.

Hepinizi çok seviyorum.
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: smyrnali - Mayıs 13, 2022, 02:20:15 ös
Sn Mandra filazofu  merhabalar ,
O devre  cok keyifliydi başımızda sayın ADAM ile ...Bilinç ve duygu fırtınaları yasanırdı .O güzel dostların hepsine selamlar .
 Konuya bakarsak, Prometheus burada  yasadıgı deneyimi tarif ederken,beden yoğunluğunda ve kısıtlı bilinç alanında deneyim de olup etkilenen ve tesirlerde yıpranan bizim duygusal bilincimiz,biyolojik bedenimiz, bunu fark etmiş.
 Dünyada tekamul ise prgram bunu bilinç yapıyor ..
Yasam kaynagı nefes kesilince  bedenin bilinçli enerjisi bedeni terk ediyor .. sonrası olay öte dünya denen enerjisel boyutlarda geciyor..
Ölüm sonrası insanlar Arafa giderken ruh Berzaha gider. Ruh insanlardan bagımsız bir kavram. Buraya gelen  varlık  nirvana yapmak için yukselip  ruha ulaşmak zorunda .. Bunlar da benim görüm :))
Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Alşah - Temmuz 18, 2022, 12:55:40 öö
       Bir zamanlar formumuzda Prometheus  diye biri vardı. Yani bir ateş vardı ve form o zamanlar harika denebilecek tartışmalara sahne oluyordu.  Açılan konular, tartışmaların boyutları çok güzeldi. Şimdi sayın  Prometheus  yok . Dolayısı ile  yıllar önce açtığı konu hakkında da fikirlerini ne yazk ki öğrenemeyeceğiz.
        Ben konuya biraz farklı bakmaya çalışacağım. Yani ruh konusuna.  Ne diyoruz (Bilimsel olarak değil, inançsal olarak) , ölüm sonrası ruh  bedenden ayrılıp yükseliyor.  Yükseldiği nokta hakkında bir fikir yok.
        Bu günkü gazetemde, "Bin 150 kilometre ışık yılı uzakta, yeni galaksi fotoğrafları çekildiği " haberi okudum. Matematiğim oldu olası zayıftır.  Bu mesafeyi  rakamlara dökmek istedim ama sonra da vaz geçtim. İsteyen dökebilir.
       Konu ile ne alakası var  demeyin. Bence var.  Dünyamızda sadece insanlar mı canlı. Yani sadece insanlar mı yaşayıp ölüyorlar.  Pekiyi yaşayan diğer canlılar da öldüklerinde  her şey bitiyor mu ,onlarda ruh olayı yok mu?.  Varsa ; Diğer canlıların da ruhlarının akıbeti ne oluyor.
       Dedim ya alakası var. Ruh bir enerji  ise milyonlarca yıldır var oluştan yok oluşa (ölüme) dönüşümde, bu enerjilerin bir birikimine rastlayabilmek  mümkün mü?, değil mi?. Bin 150 kilometre ışık yılı uzağı  görebiliyorsak milyonlarca yıldır yok olan,  milyar kere  milyar  enerjiye rastlayamadıysak  burada biraz durup düşünmemiz gerekir  diye düşünüyorum.
       Sevgiler-saygılar.



Başlık: Ynt: Ruh hakkında bir soru
Gönderen: Tık-Tik-Tak - Temmuz 19, 2022, 09:33:46 ös
 Bu tarz bir yaradılış içinde kanımca, dört unsur değerlendirilmeli: Madde bileşenleri(Beden); Madde içindeki enerji(Nefis); Kollektif yapıyı algılayıp evrendeki kendi varlığını tanımlayan, bilinç. Tüm bu üç unsuru senkron halde değişim,dönüşüm ve gelişim biçiminde evrimleştiren,zaman.

 Kanımca bu bütünlük içindeki dört unsur, mutlak bir uyum içinde devinime geçebilirse ruh anlaşılabilir bir kavram haline gelir. Zaman sanırsam sadece en cok canlılarda insanların idrak edebildiği bir boyut. Aslında insanlığın tüm gayesi zamanı yenmektir. Zamanı,ölçüm veya ölçülebilir bir yok olma,eskime sürecinden cok, bir parçamız olarak görebilmeliyiz. Zira korktuğumuz zamanı ölçerken istemsizce ona dair uydurduğumuz sayısız tabu'ya esir oluyoruz. Görülüyor ki, ne kadar eser bıraksak,ne kadar çoğalsak,ne kadar ölüm sonrası inanç uydursak da, bu şekilde sadece bazılarımız bu sonsuzluğa mahsar olabilecek.

Sevgiler.