Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MEROVENJLERİN SOYU – 6  (Okunma sayısı 2054 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 02, 2009, 08:28:32 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Karolenjler

743 yılını izleyen yıllarda Frank kralı 3. Childéric idi ama ülkenin yönetimi Charles Martel’in elindeydi. Onun da huzursuzluğu dinmemişti. Bu arada Endülüslü Müslümanların Avrupa’da ilerlemesini durdurmuştu. Kendince, elde etmiş olduğu bunca başarının sonucunda artık kral olmayı hak etmişti Üstelik Kilise, babasına vermiş olduğu sözü tutmamıştı. Gerçi o günden bugüne birçok papa gelip geçmişti ama bu verilmiş olan sözün tutulmamasını gerektirmezdi. Bunun için Katolik Kilisesi’ni zorlamaya başladı.

Papa Zacharias, bu baskıya direnemedi. “Donatio Constantini” (Konstantin’in Bağışı) adı verilen bir buyruk çıkarmak zorunda kaldı. Buna göre; artık her nerede, hangi ülkede olursa olsun tahta çıkıp kral olacak bir kişinin mutlaka Kilise tarafından kutsanarak taç giymesi gerekiyordu. Bunun bir diğer anlamı, bir ülkede krallık hakkı babadan oğula geçse bile, Kilise bunu onaylayıp ona taç giydirmedikçe “kral” olamayacaktı.

Bu da nereden çıkmıştı?... Katolik Kilisesi resmen ve açıkça dünyevî işlerle de uğraşmaya mı başlamıştı?

Hemen bu minareye bir kılıf uyduruldu. Bu kural, hiç de yeni çıkarılmış ya da yoktan var edilmiş bir şey değildi. Bunu, yüzyıllarca önce Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğu’nun resmî dini ilân etmiş olan İmparator Konstantin belirlemişti. Zaten papanın buyruğunun adı da onu yansıtıyordu. Bugüne dek uygulanamamış olması, dünyevî gücü elinde tutan ve kendilerine “kral” diyen kişilerin Katolik Kilisesi’nin bu hakkını göz ardı etmiş olmalarından kaynaklanmıştı. Eğer bundan böyle gerek krallar gerekse veliaht niteliği taşıyanlar bu kurala uyarsa, hiçbir sorun çıkmazdı.

Dolayısıyla bundan böyle “kral” unvanı, Merovenjlerin ya da Paganist tutumlu hükümdarların kafasındaki gibi değil, “bir ülkenin dünyevî işlerinin tek egemen gücü” anlamına getirilmiş oluyordu. Bu dünyevî gücün ise, ruhanî gücün tek sahibi (!) olan Katolik Kilisesi tarafından onaylanması zorunluydu. Kilise’ye göre, bunun gerekçesi de şöyleydi:

“İsa, Tanrı’nın yeryüzündeki tek temsilcisiydi. Dünya kralıydı. Papa da onun seçilmiş temsilcisidir. Dolayısıyla yeryüzünde herhangi bir kişiyi kral yapma hakkı sadece papaya aittir.”

Katolik Kilisesi’nin bu kuralı yürürlüğe koymasını bir bakıma Charles Martel sağlamıştı ama bundan yararlanamadı. Çünkü tam o sırada öldü. 3. Childéric bir bahane ile göstermelik kral olarak oturduğu tahttan 751 yılında indirilip bir manastıra kapatıldı. Charles Martel’in oğlu 3. Pépin (Kısa Pepin), resmen Frank kralı olarak ilân edilip vaftiz edilerek tahta çıkarıldı.

Böylece Frank Krallığı yeni bir hanedana geçmiş oluyordu. Bu yeni hanedana “Karolenjler” dendi.

1. Clovis’e verilmiş olan “Kutsal Roma İmparatoru” unvanı ise hâlâ kaldırılmış olduğu rafta duruyordu. Bu hakkı, ancak 800 yılında Charlemagne (Şarlman) elde etti.

Tüm bu olaylardan ötürü tarihte “Karolenjler” diye bir ailenin adı pek iyi bilinir ama Merovenjler az duyulmuştur. Sanki “tarihte kısa bir süre için Frank Krallığı’nın başında kalmış, zaten gelmişi geçmişi hakkında da pek bir şey bilinmeyen, önemsiz bir aile” gibi geçiştirilivermiştir.

3. Childéric, kapatılmış olduğu manastırda 754 yılında öldü. Katolik Kilisesi derin bir “Oh!” çekti. Yaklaşık seksen yıldan beri başına dert olan şu Merovenj hanedanı, sonunda tarihten silinmişti.

Kimileri bu bağlamda şöyle der: « Katolik Kilisesi öyle sanıyordu ya da bunu öyle gösteriyordu. Bunun çok yanlış olduğu sonradan ortaya çıktı. Merovenj hanedanını sürdüren soylular belirdi. Kimileri Katolik Kilisesi’ne karşı dikildi; kafa tuttu. Papaları zor durumda bıraktı. Bu hanedanın varlığı günümüzde bile sürüyor.»

Aslında Katolik Kilisesi’nin durumun farkında olmadığını söylemek pek doğru sayılmaz... Farkındaydı farkında olmasına ama göz ardı ediyordu. Bu hanedanın 3. Childéric ile son bulmadığını, başka kolları da olduğunu pek âlâ biliyordu. Fakat bunun sözünü bile ettirmiyordu. Böylesi işine geldiği için...

Bu arada da belki doğru, belki sırf söylenti olmak üzere bir olay daha anlatılır:

Hani şu Merovenjlerin olağanüstü güçlerinin korunmasını sağladığı söylenen uzun saçları vardı ya!... Buna sadece sıradan insanlar inanmakla kalmamıştı. Bu konu papaları da rahatsız ediyordu. Ya doğruysa!... Bu, Papa Zacharias’ın bile yüreğine açıkça bir korku düşürdü. Bunun için de saçlarını kökünden kazıttırmıştı ne olur ne olmaz diye!

Bir de Katolikler, hiçbir batıl inançları olmadığını ileri sürer. Papanın yapmış olduğu korkudan kaynaklanan bir batıl inanç değilse neydi? Yoksa o da aslında Hıristiyanlığın ilkelerine aykırı düşse bile buna inanıyor muydu?




Bu konunun başlığı “Merovenjlerin Soyu” olmasına karşın, aslında bu aşamaya kadar bu hanedanın 5. yüzyılda Galya’daki oluşumundan 8. yüzyıl ortalarına kadar olan dönemini anlattım. Bundan sonraki bölümde ise başa dönecek ve bu ailenin soyunu geriye doğru tarayacağım. Bakalım nereye varacağız?

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
9 Yanıt
9671 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 05, 2011, 01:10:55 öö
Gönderen: Escalation
0 Yanıt
2422 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 28, 2009, 07:40:04 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2230 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 29, 2009, 09:19:01 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2573 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2009, 10:39:09 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2106 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2009, 09:52:10 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2889 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2009, 08:18:49 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2195 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2009, 09:36:49 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
1965 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2009, 07:42:44 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
5735 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2019, 10:38:19 öö
Gönderen: Mandıra Filozofu
0 Yanıt
8140 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2009, 11:00:38 öö
Gönderen: ADAM