Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mason Mabedi – 9 – Son (Simgeler)  (Okunma sayısı 15491 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 08, 2011, 11:05:28 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Bu forumda daha önce mason mabetleriyle bağlantılı olmak üzere kuşkulu sözler edilip duruyordu; forum kurallarının 17 maddesinin belki yanlış yorumlanışı nedeniyle bu bağlamda bir açıklama yapamayışın sıkıntısını çekiyordum; sonra birkaç mabet fotoğrafı yayınlandı ve bunların sakıncalı olmadığı belirtildi; ardından ben de yönetimin izniyle bu yazı dizisine başladım.

Hiç de beklediğimce ilgi görmedi.

İlginç değil mi?... Bir şey demezseniz ille de merak ediliyor, anlatırsanız umursanmıyor.

Aslını ararsanız olay sanırım şurada: Bir mason mabedinde öyle olağanüstü, sansasyon yaratabilecek birtakım şeyler yok. Herhangi bir kulüp ya da şirketin toplantı salonu belki daha ilgi çekici olabilir.

Dolayısıyla bu yazı dizisinin bu son bölümünde, öyle bir kulübün ya da şirketin toplantı salonunda bulunamayacak öğelerin birkaçından daha söz edelim.

Bunlar, diğer başka kurumlarda olabileceği gibi, Masonlukta da değerlendirilen simgeler.

Daha önce belirtmiştim: Bazı mason localarının uygulamalarında bu simgeler, ritüelik olarak sınasın geldiğinde açılan bir tablo ya da mabet döşemesi üzerine serilen bir halı (döşeme örtüsü) üzerinde gösterilmekte olabilir. Bazı mabetlerde bunlar duvarlarda ve döşemenin belli yerlerindedir; bazı uygulamalarda ise mabet kullanılmazken üstleri bir şekilde örtülür.

Birçok simgeden önceden de söz etmiştim. Öyle ya, bir mason mabedinde her şey simgedir. Şimdi sadece değinmemiş olduklarımla bu yazı dizisinde benim yazacaklarımı bitireyim.

Kuzey ve güney olarak anılan yönlerin duvarlarında genellikle yarım kolonlar bulunur. Kimileri bu kolonlara da birer simgesel anlam bağlamıştır ama bu kolonların asıl işlevi, gerektiğinde mabedin duvar rengini değiştirmek üzere kullanılan perdeleri bunların arkasına çekmektir.

Durup dururken ortaya bir de duvar rengi çıktı. Daha önce buna değinmemiştik.

Simgesel derecelerde çalışan bir locanın kullandığı mabedin tavan rengi genellikle açık mavidir; gökyüzünü temsil etmek üzere. Yıldızlardan da söz etmiştik ya!... Simgesel dereceler Masonlukta ayrıca “Mavi Dereceler” olarak da anılır. Bu nedenle bu derecelerde çalışan bir locanın oturumlarını yaptığı mabedin duvarlarının da açık mavi olması öngörülür. Ancak bazı oturumlarda, örneğin bir yas oturumunda, mabedin olabildiğince karartılması öngörülür. Böyle bir durumda mabedin duvarlarına kara perdeler çekilir.

Bir başka nokta daha var. Masonluğun simgesel derecelerinde çalışan bir loca ile yüksek derecelerde çalışan atölyelerin toplantılarını ayrı ayrı mabetlerde yapmaları yeğlenir. Çünkü benim burada bir mason mabedinin özelliklerine ilişkin olmak üzere anlattıklarımdan çoğu sadece simgesel dereceler için geçerli olup, yüksek derecelerdeki durum farklıdır. Ancak, genel olarak olanakların yeterli olmadığı yerler vardır. Örneğin ben Türkiye’de Ankara, İstanbul ve İzmir dışındaki yerlerde yüksek derecelerin çalışması için özel mabetler bulunduğunu sanmıyorum. (Yanılıyorsam düzeltme yapılsın lütfen.) Dolayısıyla orada yüksek derece çalışmaları de simgesel derece çalışmalarının yapıldığı mabetlerde geçici dekorasyon ile yürütülür. Eh, yüksek derecelerde duvar renklerinin yeşil, kırmızı ya da beyaz olması da gerekebilir. Dolayısıyla o renk perdeler işte o yarım kolonların gerisinde hazır bekler.

Bu konuyu hayli uzattık ama gerekiyordu. Şimdi simgelere dönelim ve bakalım nelerden söz etmemişiz?

Doğu’da bir güneş olacak; bir yeni doğmuş ay (hilâl), bir de içinde göz bulunan bir eşkenar üçgen.

Bu içinde göz bulunan eşkenar üçgen başlı başına bir dert. Salt Masonluğa özgü olmadığı ve tarihsel geçmişini bir yana bırakalım ünümüzde bile birçok kurumda bir simge olarak kullanıldığı hatta bir ambleme bile dönüştürülmüş olduğu için, Masonluğun o diğer kurumlar ile bağdaştırılmasına da yol açmıştır. «Tek bir simge ile bağdaştırma olur mu?» demeyin. Yapan yapıyor ve “Ben yaptım. Oldu.” diyor. Masonlukta bu simgede yer alan göze “Her Şeyi Gören Göz” denildiği de olur. Neden böyle denildiği üzerine de birbirinden farklı birçok yorum yapılır.

Bu göz var ya bu göz… Çoğu uygulamalarda bu bir insanın sağ gözüdür, sol değil. Fakat ben burada niçin sağ göz olduğunu söyleyemem. Siz biliyorsanız ya da bilmeseniz bile tahmin ederek söyleyin bakalım niçin sağ göz de sol değil.

Kapatırken bir mabetteki son bir çift simgeye değineceğim. Bunların da adlarını söylemeyeceğim. Şöyle bir anlatım yapmak istiyorum:

Olan şudur:



Olması gereken/istenen ise şöyledir:






ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 08, 2011, 11:36:54 öö
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 320

Saygim sonsuz ADAM,

Bu dizi icin size tesekkur ederim. Bir mekan anlatimi aslinda sozsel olarak zordur. Gorsellik gerektirir. Ama oyle guzel acikladiniz ki gozumuzu kapatinca bir yer olusabiliyor zihnimizde. Ama elbette her seyin bir simge oldugu yerde o simgeleri okuyabilmek icin de bir dile aahip olunmasi gerekiyor.

Dediginiz gibi hicsansasyonel degil. Keci olaydi iyi olurdu ama :) o da yokmus. :)

Guzel soylemissiniz anlatmasan merak ederler anlatsan umursamazlar. Anlatilmazsa bu insani kemirir. Kendince kyrgular yapar. Gercekten uzaklasir. Bu hostur. Ama gercegi degistiremez. Yalin gercek surata carpinca, yani olan oldugu acikligiyla anlatilinca galiba hic hayale uymadigi icin, umursanmaz.

Sevecenlikle
Girdik susanlar arasına yattık uyuduk
Çığlığımız sınırları aştıydı nasıl olsa.


Ağustos 08, 2011, 02:33:50 ös
Yanıtla #2
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 89
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Adam öncelikle üyelerin ilgi göstermemesini yönden değerlendirdiğinize bağlıdır :) Çünkü misal olarak ben hemen hemen her yazınızı okuyorum fakat okuduğum her yazıya yorum yapma gereksinimini kendimde bulmuyorum.Yazılarınızın yeterince anlaşılır olduğunu düşünüyorum.

"Neden sağ göz?" sorusu üzerine 1-2  ayrı yanıtım mevcut fakat forum kuralları 17.maddesinden çekindiğimden cevap vermemeyi uygun görüyorum..Fakat tarihsel bir anlamı var sanırım..Güneş ile bağlantısı var olabilir

Bu arada son 2 simge adeta herşeyi açıklar cinsten.
Omnia in numeris sita sunt/her şey sayılarda gizlidir


Ağustos 08, 2011, 05:12:37 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Haydi buna açık yanıt verelim...

Bu gözün ne anlama geldiği üzerine bir simgesel değerlendirme yaparsak, o foruun 17. maddesine aykırı olabilir. Niçin sağ göz, olabilir de, olmayabilir de... Bizim gibi haricilerin kendi özgün düşünceleriyle, bir ritüelik çalışmadan kopyalamadan yapacakları yorumun 17. maddeye aykırı düşmeyeceği kanısındayım.

İlgi konusuna gelince... Elbette ilgi yanıt verme ya da tartışmaya girme ile olmaz. Ancak bir yazıya kaç kiişi göz atmış, ona bakıyorsun, ortaya hayli heves kırıcı bir tablo çıkıyor. Böyle bir durumda, ilgi göstermiş olanlar özel bir teşekkürü hak ediyor.

Bu biraz konu dışyı söyleşiden sonra, buradaki asıl konumuzun mabetteki simgeler olduğunu anımsatalım.

Sevgiler.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 08, 2011, 05:16:00 ös
Yanıtla #4
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 89
  • Cinsiyet: Bay

O zaman deneyelim bakalım açıkça :)

Her Şeyi Gören Göz Masonik sembolizmaya sonradan dahil edilmiştir.1390 dan 1730 kadar olan dönemde yazılan gotik anayasalarda bu sembolizma görülmemektedir. 18. asrın ikinci yarısında, göz bazen üçgen içinde, bazen bulutlar arasında fakat hemen, hemen her zaman ışıklı hâle içindeki gösterilirdi. Bu Masonik bir sembol olmaktan ziyade, Tanrının her şeyi bilme niteliğinin artistik (sanatsal) ifadesi olarak anlaşılırdı.

Diğer yandan piramit, tamamlanmış veya tamamlanmamış şekliyle, hiç bir zaman Masonik bir sembol olmamıştır. Tamamlanmamış bir piramit ve göz tamamen bir Amerikan sembolizmasıdır ve tasarımcılarının düşündüğü şekilde yorumlanmalıdır.

Her Şeyi Gören Göz her kültürde ve dönemde vardı. Genel olarak uyanıklığın ve Tanrının koruyucu gücünün sembolüdür. Nazar veya kem göz kültürünün yaygın olduğu yerlerde bu tehlikeye karşı kullanılan bir çeşit uğurdur. Bizdeki nazar boncuğu da bu sınıfa giren örneklerdendir. El içinde göz şeklindeki nazarlıklar Türkiye, Yunanistan Kuzey Afrika ve Orta Doğu ve Hindistan’da kullanılmaktadır. Taşıyanı kötülüklerden koruyan üzerinde Her Şeyi Gören Göz amblemi bulunan Kuzey Amerika uğur parası, Eski Mısırdaki Horus’un Gözü, Hindistan’da Budha’nıın Üçücü Gözü, Meksika’daki Şaman inancından kalma ojo de venado nazarlığı, nazara karşı koruyucu nesnelerin diğer örnekleridir.

Eski Mısırlılar, göz sembolünü nazarlık olarak kullanmaları yanında yeraltındaki dünyayı yani ölüler ve ruhlar dünyasını görme gücünü de göz sembolü ile ifade etmişlerdi. Bilindiği gibi Osiris ve Isis’in oğlu olan Horus’un güneşi temsil eden sağ gözü beyaz, Ayı temsil eden sol gözü siyahtı. Horus’un kötü kardeşi Seth kavgada kardeşinin sol gözünü çıkarmıştı ama Thoth onu iyileştirmişti. Horus bu gözünü babasına verdi ve bu suretle Osiris yeraltını görebilme yetisine kavuştu. Bu nedenle mezarlara tabutlara ve hatta mumyalara kıymetli taşlardan yapılmış gözler yerleştirilmiştir.
 
Kaynak :Tesviye Dergisi


Saygılarımla
Omnia in numeris sita sunt/her şey sayılarda gizlidir


Ağustos 08, 2011, 05:24:50 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

o gözün gerçek anlamı tek gözü kör olan bir şahısı sembolize etmek.tek gözü kör dediysemde mecazi anlamda kör.siyahı görür fakatı beyazı göremez


Ağustos 08, 2011, 05:25:46 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

o gözün gerçek anlamı tek gözü kör olan bir şahısı sembolize etmek.tek gözü kör dediysemde mecazi anlamda kör.siyahı görür fakatı beyazı göremez
DECCAL-ANTİCHRİST


Ağustos 08, 2011, 08:08:12 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Merhaba Sayın ADAM,

Gösterdiğiniz son iki simge bana masonluğun amacını hatırlattı, tabii 'masonluğun amacı' derken, benim algıladığım amaçlardan birini kastediyorum. Bence ilk şekil, masonluğa kabul edilebilecek bir insanı, yani iyi bir insanı, ikinci şekil ise o iyi insanın mason olduktan sonra mükemmellik yolunda olması gerektiğini anlatıyor.

'Neden sağ göz?' sorusunu okuyunca ise aklıma birkaç ihtimal gelse de somut bir açıklama getiremedim, ama ben en az sağ göz sorusu kadar, 'Neden eşkenar?' veya 'Neden üçgen?' gibi sorularına takıldım, tahminimce birbirlerine eş değerde sorular bunlar.

Son olarak sağ göz ile ilgili bir şey aklıma geldi, matta incili'nde 'sağ gözünüz günah işlemenize sebep oluyorsa çıkarıp atın' benzeri bir cümle vardı, onunla alakası yüksek ihtimalle yoktur ama varsa bile nasıl bağdaştırılabilir, bilemiyorum.

Yazı diziniz için teşekkürler, ellerinize sağlık.

Saygılarımla.


Ağustos 09, 2011, 01:50:39 ös
Yanıtla #8
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Asal konunun yanında, önemsiz hatta espri niteliğinde bir soruydu neden sağ göz.

Güzel katkılar oldu bildiğimce mason olmasalar da masonca bir tutum edinmiş olanlarca.

Neden masonca?

Nedeni şu:

Üç mason, kış zamanı, karlar altında bir doğa yürüyüşüne çıkmışlar. Epey dönüp dolaşmışlar ama talihsizlik bu ya, tipi çıkmış, biraz da üşümüşler.

İleride bir karartı görüp oraya doğru yürümüşler ki, o gördükleri karartı bir kulübe, bacasından duman çıkıyor.

Hemen içeri girmişler ve harıl harıl yanan sobanın önünde kendilerini bir güzel kurutarak ısınmışlar.

Ancak ondan sonra farkına varmışlar ki kulübenin sahibi yok ortalarda. Bir de dikkatlerini çeken bir şey olmuş: O soba yerden bir metre kadar yukarıya, odundan yapma bir sehpa üzerine yerleştirilmiş.

Biri ötekilere sormuş soba niçin böyle yükseğe konmuş diye…

İçlerinden biri kulübenin çok dar olduğu için yer kazanmak amacıyla, öteki alttan dolanacak soğuk hava akımına olanak vermek ve daha iyi ısınmak için olduğunu söylemiş.

Tam soruyu soran mason da böyle bilimsel ve pek ciddi bir neden söyleyecekmiş ki kulübenin sahibi çıkagelmiş.

Hoşbeşten sonra ona sormuşlar sobanın niçin öyle olduğunu.

“Pek basit” demiş adam, “boru yetmedi.”

İşte bizim sağ göz de böyle.

İnsanların pek azı solaktır; çoğunluk yazar çizerken sağ elini kullanır.

Solak değilseniz, elinize bir kalem alıp şöyle özenerek güzelce bir göz resmi çizin bakalım.

Çizdiğiniz göz sağ mı oldu, sol mu?



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 09, 2011, 11:27:24 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Sayın Adam,
Küp taş meselesi ile ilgili farklı bir kişisel düşünce ile katkıda bulunmak istiyorum, her mesleğin, her kuruluşun ve herkesin bir ideali ve bir vizyonu olmalı, vizyon öyle ulaşılabilen hemen olabilecek de olmamalı, yoksa hedeflere ulaşılırsa, yapılan işte tamamlanmış olacağından, artık önemini kaybeder.
Örneğin microsoft un vizyonu , her masada yer almaktır,
buradan hareketle ülkü mabedini oluşturacak olan küp taşlarda aslında, birer ütopya desek yanılırmıyız

Saygılarımla,


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
4592 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2010, 05:19:39 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
7275 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2010, 02:48:12 ös
Gönderen: ADAM
13 Yanıt
14293 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 24, 2011, 02:33:59 öö
Gönderen: ARCHITECT
1 Yanıt
7354 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 24, 2011, 12:26:28 öö
Gönderen: malygos
2 Yanıt
5180 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 22, 2015, 08:09:55 ös
Gönderen: ADAM
12 Yanıt
12607 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2011, 09:44:50 ös
Gönderen: Eureka
5 Yanıt
14565 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2011, 11:50:10 öö
Gönderen: Siempre
0 Yanıt
3901 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2011, 02:20:30 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
9921 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 12, 2011, 11:12:29 ös
Gönderen: neumann
5 Yanıt
6384 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 07, 2015, 05:56:05 ös
Gönderen: İNSAN