Sayın Dino,
İç içe geçmiş ve iki farklı yöne bakan üçgenlerin çok eski bir sembol olduğu doğrudur. Fakat bu sembolün Türkler tarafından kullanımının Yahudiler tarafından kullanıldığı kadar eski olduğu söylemi doğru değildir. 6 köşeli yıldızın sizin de söylediğiniz gibi "dişi-erkek" göndermesi olduğu bir iddiadır. Fakat Dünya'dan Tanrı'ya, Tanrı'dan da Dünya'ya aktarılmakta olan iradelerin sembolü olma ihtimali gibi daha başka ihtimaller de var. Yine evrenin 6 günde yaratılışı da olabilir diyenler mevcut. Kesin bir tanım yok.
Şimdi sözleriniz daha çok tarihten çıkıp "pseudohistory"e giriyor. Mesela Mu ve Atlantis diyorsunuz. James Churchward bu fikrin babasıdır. James Churchward'un yaptığı haritalara göre Mu'nun büyüklüğü aşikar. Peki bu kadar büyük alana sahip olan Mu'ya dair ne kadar bilimsel kanıt var? Ne kadar ispat var? Naacal tabletleri diyorlar, bu tabletler nerededir? Gören, fotoğrafını çeken, okuyan var mı? Mu'dan günümüze kalan bir çanak, çömlek, silah, araç, gereç, dokuma var da onun üzerinde mi görülmüş bu semboller? Hayır.
Alın Mu tableti olduğu James Churchward tarafından iddia edilen, Naacal (!) tableti;
Adam bir de altına, tablette anlatılan şeyi yazmış. Ne var bu tablette? Anladığımıza göre bu semboller birer ideogram. Sormazlar mı peki adama sen ideogramlarla nasıl olup da fonogramlardan alabileceğin o özel isimleri (Moses, Hatshepsut, Sinai) yazabiliyorsun diye? Sorarlar, sordular da. Bu konular araştırıldı. Bir tane Mu'yla ilgili delil çıktı mı? Hayır. Zamanla ortaya başka başka şeyler çıktı, mesela Yona Guni gibi. Hemen Mu'ya bağlamaya başladılar. Yahu ortada James Churchward bu iddiayı atana kadar "Mu" diye bir isim yoktu.
Mu tabletleriymiş. Nereden buldun? Hindistan'da Naacal dilini konuşabilen sadece üç kişi vardı, onlardan öğrendim. Nerede bu kişiler? Hindistan'da. Neden sana öğrettiler? Kaşım gözüm güzel diye. Bir tane somut delil de mi vermediler sana? Bir tane kemer, kuşak, bilezik vs.? Yok. bu kadar oryantalizmin, egzotikliğin ekmeğini yemek üzere yapılmış başka bir şey görmedim ben.
Carl Sagan'ın "Garajımdaki Ejderha" diye bir hikayesi vardı. Bence herkes okumalı. Şu anda üzerinde gerçek birer kanıt yok diye Mu ya da bu tarz uygarlıklar hiç yoktu demem. Bu da bilimselliğe ters düşer. Ama hakkında bir kanıt bulunmayan bir uygarlık ile hiç var olmamış bir uygarlık arasında ne fark var?
Gelelim Yahudiler'den önce Türklerce kullanılan Davud Yıldızı'na... Öncelikle Dünya Musevileri'nin yarısından çoğunun Hazar Türkleri'nin soyundan geldiğine dair Allah aşkına birisi bana bir tane antropolojik, linguistik kanıt sunsun. Kim saymış bu kadar adamı? Kim yapmış bu çalışmayı? Ne kadar denek üzerinde yapmış? Deneğin sabit ve değişkenleri neler olarak tutulmuş? Allah rızası için elinde bu hususa dair raporun bir nüshası, fotokopisi, bu raporun sonucunun bir suretini barındıran bir kitap bulunan varsa tarayıp koysun bir yerlere.
Hemen herkes Hazar Kağanlığı'nın reayasının çoğunun Musevi olmadığını biliyor konuyu araştıran. Museviliğin Hazar hükümdar soyu tarafından daha çok tutulduğu da bilinen bir şey. Hazarlar'ın nüfusu ne kadardı? Pax Khazaria içerisinde yaşayan Türkik kabilelerin nüfusları ne kadardı? Bunların ne kadarı Musevi idi? Madem bu "sarışın mavi gözlü" Museviler Türk'tü de, neden günümüz Yiddish'inde adam gibi bir Türk etkisi yoktur? Gramerinde yok diyelim, neden kelimelerinde yoktur? Bu kadar mı zavallı bir dil ve kültür Türkçe ile Türk kültürü? Oysa bilakis, nüfus dezavantajına rağmen Türkçe kısa sürede Sogdiyana, Transkafkasya, Kafkasya, Anadolu gibi zor bölgelere adaptasyonu rahatça gerçekleştirebilen bir dil. Yabancılar bu duruma Turkification derler. Gerçekten de tarihin seyrini değiştiren bir olaydır. Türkiye Türkleri'nin genetik yapısı ile Orta Asya'dakilerin genetik yapısı çok farklıdır örneğin. Çünkü Türklük, 1000 küsür yıldan beri daha çok linguistik ve kültürel bir olgudur.
Mühr-ü Süleyman Teke, Candaroğlu ve Karamanoğlu bayraklarında özellikle çok göze çarpar ve Türkler tarafından kullanımı da fazladır doğru. Hatta özellikle Selçuklu'nun ilk zamanlarında kullanılan isimler de dikkat çekicidir. İsrail, Mikail, Yakup sık sık rastlanan Selçuklu isimleri. Biraz daha gidelim, Manas Destanı'nda Manas'ın babasının adı da Cakıp (Yakup). Ve hatta belki de Manas'ın adı da Yahudice "Manasse"den geliyordur. Çünkü eski Türkler'de yanılmıyorsam isimler "m" harfiyle başlamazlardı.
Peki esas soru; Yahudilerin Türkler'e olan etkisi mi bu yoksa Türkler'den mi Yahudiler'e geçmiş? Şüphesiz ki Yahudiler'in Türkler'e olan etkisidir. O halde, esas kendilerini bulmaları Hazar çevresine, Sogdiyana'ya yerleşmekle olan Oğuzlar'ın Yahudiler'le olan etkileşimleri sonucu bu sembolleri alması saçma olacak bir şey mi? Bence hayır.
Tersten bakalım. Türkçe konuşan halklardan Oğuz Türkçesi konuşan bir grup (Oğuzlar diyelim kısaca), belirli politik sebeplerden batıya doğru göç eder. Burada esasen Türk Devleti'nin (Göktürk) batı kanadına bağlı bir yarı serbest devlet olan Hazarlar'la da iletişim içerisinde olurlar. Sık sık Kafkaslar, Karadeniz kıyıları, Hazar'ın güneyi gibi bölgelere doğru hareketlenmeler olur. Bu sırada Hazarlar'ın koruması altında Yahudiler'e de esasen kendi işaretleri olan "Magen David"i empoze ederler. Bu Yahudiler de "aa ne güzel sembolmüş, tam da David'in Saul'le olan mücadelesinde kullanmamıza uygun" derler. Sonra bu Yahudiler göç ederler. İspanya'ya kadar giderler. Oradaki Sephardim'e de "bakın bizde böyle bir sembol var, Türkler'den öğrendik, gelin kullanalım" derler. Sefarad Yahudileri de bunu çok beğenir. Yahudi dediysem bakmayın, tabi ki bu Yahudiler aslında sarışın-mavi gözlü, aryan ırkı Türkler'dir. Öbür türlüsü olabilir miydi?
Binbir gece masallarını bir kenara bırakmak gerekirse sizin dediğiniz Anadolu'nun Türkleştirilmesi sırasında kullanılan o bayraklardan önce, M.S. 3. yüzyıla ait bazı Yahudi mezarlarında bile Magen David bulunur. Bu durumda M.S. 2. yüzyıla ait bir Türk yazılıtaşında bu sembolün resmini görmedikçe bu teoriye katılmam mümkün değil. Yine Anadolu demişsiniz, ben Anadolu'da da Hıristiyanlık öncesi bir Magen David görmedim. Hele Hititler zamanından kalma falan hiç görmedim. Olsaydı muhtemelen Ekrem Akurgal'ın eserlerinde karşılaşırdım.
İsrail Bayrağı'nın mavi çizgileri tallitten geliyor diye biliyorum. Bir de mavi renk aslında pek çok kültürde soyluluk ve ilahi bir işaret olarak kabul görür. Fakat yanılıyor olabilirim ama bazı Bektaşiler arasında Mavi pek sevilen bir renk değildir. Yezid'in rengi denildiğini duymuşluğum var. Fakat çok kapsamlı araştırmadım o yüzden bu sadece bir "acaba" olarak kalsın aklınızda.
Geçtiğimiz yaz Hacıbektaş'taydım. Sadece Aslanlı Çeşme'de değil pek çok yerinde görüyorsunuz bu sembolü dergahta. Mesela benim çektiğim bir tanesinin resmini koyayım;
Dediğiniz gibi Türkler tarafından da çok benimsenmiş bir sembol. Ancak köken olarak Türklere ait olduğu konusunda net bir bilgi yok. 13. Kabile de bilimsel bir kitap değildi kanımca. Tamamını okumamıştım gerçi ama önce fikir oluşturup ondan sonra bilgi arayan bir kişinin kitabı gibiydi.
Bu aralar finallerle boğuşuyorum o yüzden çok yazamıyorum foruma. O yüzden cevaplarım gecikirse kusuruma bakmayınız. Bu vesileyle sayın Karahan'a da hoşgeldiniz demek istiyorum. Okuduğum kadarıyla kendisiyle de çok fikir ayrılıklarımız var, malesef zamansızlıktan yazamıyorum. Ancak üslup açısından kendisini takdir etmek istediğimi belirtirim.
Saygılarımla.