Masonlar.org - Harici Forumu

 

Anket

Dininizi (İnancınızı) Seçerken Etken Olan Ana Faktör Neydi?

Ailemin seçtiği dini seçtim
Yaşadığım coğrafyada ki çoğunluğun inandığı dini seçtim
Bütün Dinleri Araştırdım ve Bana en yakın gelen Dini seçtim
Ailem ve yaşadığım coğrafya ana etken oldu.Çünkü farklı bir seçim yaparsam dışlanabilirdim
Henüz Seçmedim

Gönderen Konu: Dininizi Nasıl Seçtiniz?  (Okunma sayısı 82814 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 24, 2011, 12:13:37 öö
Yanıtla #10

kişi sonradan musevi olduğunu öğrenebilir mi ?
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Mayıs 29, 2011, 06:11:41 ös
Yanıtla #11
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Selam arkadaslar, vatandaslarinin % 95`nin Müslüman oldugu bir ülkede ve müslümanliktan baska bir dine gecisin ölümle cezalandirildigi bir dinin hüküm sürdügü bir cografyada böyle bir istatistigin pekte bir anlami oldugunu sanmiyorum . Birakin baska bir din, ayni dinin bir meshebine ait olmak dahi bu ülkede bazen öldürülmek icin gecerli bir sebep sayiliyor. Bilmem haksizmiyim ve bu istatistigin amacinida anlayabilmis degilim dogrusu.
saygilar.


Mayıs 29, 2011, 08:09:03 ös
Yanıtla #12
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 324
  • Cinsiyet: Bay

Selam arkadaslar, vatandaslarinin % 95`nin Müslüman oldugu bir ülkede ve müslümanliktan baska bir dine gecisin ölümle cezalandirildigi bir dinin hüküm sürdügü bir cografyada böyle bir istatistigin pekte bir anlami oldugunu sanmiyorum . Birakin baska bir din, ayni dinin bir meshebine ait olmak dahi bu ülkede bazen öldürülmek icin gecerli bir sebep sayiliyor.

Sayın Tij,
Türk Hukuk Tarihi konusunda bir makale'de bahsi geçen bir konuydu bu yazdıklarınız.
Sizce irtidad'ın (din değiştirmenin) cezası ölüm müdür? Bu uygulama, din ve vicdan özgürlüğüne ters değil midir?
Sanırım cevap aradığımız soru bu.İslam hükümlerince,şeriatla yönetilen rejimlerde bu sorunun cevabı evet olacaktır. Coğrafya olarak evet Haklısınız.Bunun en yakın örneği günümüzde İran'dır.
Ama bildiğiniz gibi kur-an yıllar öncesinin şartlarına göre hükümler içermektedir.Zaman geçtikce hukuk kuralları gibi din kuralları da çağın gerekleriyle yozlaşmakta yahut değişmektedir.Bu hususta Diyanet İşleri Başkanı; Şeriatla yönetilen bazı ülkelerde idam gerekçesi sayılan ’din değiştirmeyle’ ilgili, "Bir dini kabul etme özgürlüğü olan kimsenin, o dinden ayrılma özgürlüğü de vardır." diye güzel bir söylemde bulunmuştu 3 yıl önce.Bence D.İ.Başkanlığının en önemli fetvalarından birisidir.-Bakın öyle bir noktaya gelmişiz ki ben buraya fetva yazarken çekiniyorum, ama doğru tabiri bu- Zaten ilgili ayetler, İslam dininden dönene uhrevi cezanın dışında, dünyevi bir yaptırım öngörmemiştir.
Şimdi eğer sorunuza gelecek olursak bizim ülkemiz Anayasa'da belirtildiği üzere laik,sosyal bir hukuk devletidir.Bu devletin resmi bir dini yoktur.Bu munasebetle rejim cinayetleri işlenmesinin pek mümküniyeti yoktur. Fakat kişilerin kendi kişisel görüşlerini yansıtan mezhep ve etnik farklılıklardan gerçekleşen cinayetler kastınız ise, bu insanların bir başkasına tahammülünün ve farklılıklara açık olması durumlarının gerçekleşmemesinden kaynaklanmaktadır. Trafiğe çıktığınızda çıkan korna seslerinden tutunda, en yakın örneği forumdaki insanların bir başkasının görüşlerine saygı duymamasına kadar hepsi bu duruma örnek teşkil eder.
Şimdi soruyorum size buradaki suç kime ait?
" Başka bir dini seçen de mi, yoksa kendi doğrularından ve inançlarından başkasına tahammülü olmayan da mı?"

Unutmadan ekleyecek olursam; Doğduğumda Nüfus Cüzdanımda İslam yazıyordu.Sonra bu dini yaşamak istediğimi ve bana uygun olanın bu olduğuna karar verdim.Bu kararı reşit olduğumda vermiştim. Kanunda bu noktada zaten size hak tanıyor.Reşit iseniz gidip bir dilekçeyle bunu değiştirmeniz mümkün.Toplumun ne hissettiğine göre bir dini yaşayamayacağınızı hesaba katarak dinin Tanrı ile İnsan arasında kalacak bir durum olduğunu savunuyorum.
Saygılarımla
*fetva-İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dinî hukuk kurallarına göre çözümü.


Mayıs 30, 2011, 12:25:26 öö
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

           Sayın Nomen est omen, "dinin Tanrı ile insan arasında kalacak bir durum olduğu" yolundaki beyanınıza aynen katılıyorum. Ne var ki; yazınızın bazı bölümlerinde dini  kuralların çağın gerekliliğine göre düzenlenmesi yolundaki düşünceniz sadece iyi niyetten ibaret bir dilektir. Kural olarak,  din emirleri asla değiştirilemez. Özellikle İslam dini buna izin vermez. Günümüzde her ne kadar bazı kuralların yumuşatılması  yoluna  gidilmekte, "ılımlı İslam" diye aslında reform mahiyetinde bir metod yaratılmaya çalışılmakta ise de   bu Kur'an'ın ruhuna aykırıdır.
           Toplumun  gösterdiği değişime göre,  zaman zaman Diyanet tarafından  ılımlı fetvalar verilmiş olsa bile bunlar esasa müessir fetvalar değil göstermelik  ve dini hoş göstermeye yöneliktirler. Esasan fetvalar, idarenin inisiyatifine göre değişiklik gösterebilirler (örneğin, kardeş katlinin vacip olabileceği gibi).
           Dinin Tanrı ile insan arasında kalması ve her kesimce böyle algılanması dileklerimle,
           Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Mayıs 30, 2011, 01:08:45 öö
Yanıtla #14
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 320

dinleri siraladim sonra o piti piti diye saydim terazi lastik jimnastik derken bitlendik hamama gittik temizlendik cikan sonucu begenmedim

sonra bir daha sayistim bu sefer dolapta pekmez yala yala bitmez on kilo sana yirmi kilo bana aysecik cik cik cik fatmacik cik cik ci sen bu oyundan cik diyerek teker teker eleme yapayim dedim. baktim bitecek gibi değil onuncudan sonra ;

Babam yogurt getirdi Pisi burnunu batirdi Pisi seni tutarim biyigini yolarim Minarenin kilidi Kapiya gelen kim idi Amcamin oglu Musacik Kolu butu kisacik Simdi gelir gorursun Güle güle olursun

diye saydim uc kez. en son sectigim ucluyu de Portakali soydum, Basucuma koydum. Ben bir yalan uydurdum, Duma duma dum. Duma duma dum. biciminde sayarak sonuca ulastim. hala nihilistim

can can cikolata,
Hani bize limonata?

saygiciklarimla
Girdik susanlar arasına yattık uyuduk
Çığlığımız sınırları aştıydı nasıl olsa.


Mayıs 30, 2011, 01:45:43 öö
Yanıtla #15
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 324
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Alşah,

Osmanlı döneminde, temelinde yerleşik örf ve âdetler olmakla beraber, çoğunlukla padişahın toplumsal ve siyasal gelişmeler karşısında, özellikle kamu hukuku alanında yapılan bağlayıcı kanun ve düzenlemeler örf-i hukuku oluşturur.Din emirleri değiştirilmez. Uygulanabilirlik açısından ise karşımıza fıkıh çıkar.Fıkıh, Şeriatin, ulema tarafından verilen fetvaların da katkılarıyla genişletilmesi ve Müslümanların hayatını düzenlemek amacıyla açıklanmasıdır. Yani bu lafta kalmamıştır.Yüzyıllarca uygulanmıştır.

Günümüze göre yorum yapacak olursak ben Diyanet İşleri Başkanlığını oldukça pasif buluyorum. Kişisel kanaatimdir.
 
Ayrıca Zagzagel, böylesine hassas bir konuda sizi ciddiyete davet ediyorum.
Saygılarımla.


Mayıs 30, 2011, 02:00:23 öö
Yanıtla #16
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Sayın Nomen est omen, yazdıklarınıza tamamen katılıyorum. Osmanlı dönemi için. Ancak, ümmet-kul olarak yaşayan bir toplum ile ulus- birey olarak yaşayan toplumların bakış açıları her konuda farklı olduğu gibi, dini konuda da farklılıklar gösterir. Günümüzde Diyanet işleri Başkanlığını gerçekten toplumumuzun beklentilerine cevap vermekten çok uzak, tamamen siyasi otoritenin güdümünde bir kurum olarak görüyorum.
         En son  cümleniz için ilgiye değmez diyorum.
         Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Mayıs 30, 2011, 02:32:01 öö
Yanıtla #17
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Zagzagel,
Seçiminizi anlatmanızı açıkçası haksız buldum. Çünkü diğer insanların böyle bir seçme şansı hiç olmadı. Genelde hepsine doğar doğmaz hayatları boyunca çıkarmayacağı bir elbise giydirildi. En az bir kere çıkara bilselerdi üzerine uyabilecek olanını seçip giyme şansları olurdu.
Şimdi görüyoruz ki, dinini tam anlamıyla yaşayabilen hiç bir insan yeryüzüne gelmemiştir, gelemeyecektir de.
Bunu ben değil bizzat dinlerin kendisi söylemektedir.

Sayın Nomen est omen, yıl 2011, bu gün bile ulema diye açıklama yapanları görüyoruz; kısa etek giyersen tecavüz edilirsin diyen profesörler, erkek olsam 4 kadın alırdım diyen bayanlar, hakim yerine eşşek koysalar oyumu ona verirdim diyen hukukçular ve bir sürü cahil. Yada Atatürk katildir, haindir, zalimdir diyen din büyükleri var.  Diyanet işleri bütün bakanlıklardan daha fazla ödenek alırken, bir cami hocası mezun olunca doktordan daha fazla maaş alırken, nasıl bir aktiflik düşünüyorsunuz merak ediyorum?
Hadi geçtik bu günü, bundan 500 yüzyıl önceki ulemanın bilgisi ve dünya görüşü ile hangi genişletme olabilir merak ediyorum? Osmanlının 600 yıl ayakta kalmasının sebebi günden güne bitirdikleri Türklüktür. İslamiyet hakim oldukça batmıştır.

Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Mayıs 30, 2011, 03:06:50 öö
Yanıtla #18
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 324
  • Cinsiyet: Bay

Diyanet işleri bütün bakanlıklardan daha fazla ödenek alırken, bir cami hocası mezun olunca doktordan daha fazla maaş alırken, nasıl bir aktiflik düşünüyorsunuz merak ediyorum?
Hadi geçtik bu günü, bundan 500 yüzyıl önceki ulemanın bilgisi ve dünya görüşü ile hangi genişletme olabilir merak ediyorum? Osmanlının 600 yıl ayakta kalmasının sebebi günden güne bitirdikleri Türklüktür. İslamiyet hakim oldukça batmıştır.
Benim düşündüğüm aktiflik eğer ki var olsaydı biz Anayasaya Laikliği koymaz, hatta bir Anayasa yapma ihtiyacını bile duymazdık.Liberal toplumun etkilerini gördüğümüz bariz ortada.O zaman bireyden yola çıkmak kaçınılmazdır. Birey olma bilincine eriştiğimiz gün, insan olmanın yada  yaşamın gerek ve anlamlarını kavrayacağımızı düşünmekteyim.

Açıkca belirtmeliyim ki size kesinlikle katılmıyorum.500 yıl önceki ulema deyip kestirip atamazsınız. Bugün size Osmanlı ne kadar yobaz görünüyorsa, bundan 131 yıl önce Jules Verne Vingt mille lieues sous les mers( Deniz Altında 20 bin fersah) adlı dillere destan romanı yazdığında, bugün bizlerin bu adam ne saçmalıyor böyle dememiz gerekirdi. Yapılan hataları herkese mal edemezsiniz. Neden mi? Çünkü, sorumluluk ve hatalar başkalarına devredilemez. Bir matbaa geç geldi, yanlış uygulamalar güdüldü diye Osmanlı'yı kestirip atamazsınız.Onlarca milleti dini hoşgörüyle bir arada tutan Osmanlıydı. Eğer Osmanlı'yı ayakta tutan Türklük olsaydı, bugün Türkiye Cumhuriyeti içte hiçbir sorunla uğraşıyor olmazdı. Osmanlı bir İslam Devleti'ydi.Dinsel hoşgörüyü de en güzel uygulayan rejimlerden biriydi.Osmanlı'nın yıkılma sebeplerini trajikleştirecek ya da burada sayacak değilim.Ama size söylemem gereken odur ki Osmanlı Devleti, Zımni'lere ve onların inançlarına saygı duyardı.Bunun en güzel örneği İstanbul'dur, Hatay'dır. Onları kontrol altında tutmak için baskıcı ya da yanlış uygulamaları olmuş olabilir. O günün şartlarına göre durumu değerlendirecek olursanız bunların altında haklı sebeplerde bulabilirsiniz.
Velhasılı kelam, eğerki siz Diyanet İşlerinden bahsederken işin içine illaki devletten alınan maaşı, sosyal eşitsizlikleri katıyorsanız biz hala gelmek istediğimiz yerde değiliz. Osmanlı'da da böyleydi.Diyanet İşlerini eleştireceksek, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi bir dini yokken sadece islamiyet üstüne açıklamalarda ve araştırmalarda bulunduğunu eleştirmenizi beklerdim. Demekki 500 yıl önceki Ulemaların yaptığı hatalardan hala ders almıyoruz.  Bahsettiğiniz gibi biz hala Kendimizi Tanrı yerine koyup insanları yargılamakla meşgulüz.
Birine çamur atmadan önce düşün ve sakın unutma; ilk önce senin ellerin kirlenecek. - Tolstoy


Herhalde Tolstoy uzun araştırmaları sonucu Türklere bu sözü layık görmüş olsa gerek.
Din, insanlar içindir. İnsanlık, önce insanın doğru taşı yerine koymasıyla inşa edilecektir.



Konunun bu kadar dışına çıktığım için özür diler, konunun bir açıklama niteliği olması gereğiyle diğer yönetecilerden taşınmamasını rica ederim.

Saygılarımla,




Daha iyi idrak etmek için size tavsiye edeceğim yayınlar da mevcut:
Mekteb-i Hümayun:Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminde İslâm, Devlet ve Eğitim
Benjamin C. Fortna
İLETİŞİM YAYINLARI
************
İslam'da Modernleşme (1839- 1939)
Bedri Gencer
LOTUS YAYINEVİ

« Son Düzenleme: Mayıs 30, 2011, 03:35:14 öö Gönderen: Nomen est omen »


Mayıs 30, 2011, 03:41:28 öö
Yanıtla #19
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Nomen est omen,
Bahsettiğim profesör Diyanet işlerinde çalışıyor.

Osmanlı hoşgörü ile ülkeyi yönettiyse(yönetememiştir) "Kılıçtan dönme" diye bir terim ne anlama geliyor peki? O bahsettiğiniz hoşgörü değil mecburiyetti, tıpkı sovyetler birliği dağılınca Azerbaycan'ın Türk ve Müslüman kalması gibi diğer milletlerde dinlerini koruyabildi. Saray ile ancak Küçüksu arasını bilen padişahın Cebelitarık boğazındaki hükmü ne olabilirdi ki zaten? Üstelik o çağda ve orada ordunuz yokken.
O ülkelerdeki zenginlerin tam istediği gibi bir ortam, başıboşluk oluşmuştu. Osmanlıyı istemelerinin sebebi buydu. Ver valiye, kadıya parayı istediğin gibi yaşa. Zaten askeri ve gücü olmayan, saraydan binlerce km uzakta ki valinin de satın alınması en kolay şeydi. Bu hoşgörü değil, tamamen başı-boşluktu. Ancak tabi ki bu gün bizlere farklı anlatılıyor. Türkiye de kaç kişi Viyana kuşatmasını biliyor? Siz biliyor musunuz? Bir bakın bakalım Avusturya da nasıl anlatılıyor o kuşatma, birde bizde nasıl anlatılıyor. 

131 yıl önce yaşamış olsaydım herhalde en çok beğeneceğim kitap Julles Verne'nin kitapları olurdu. Bakış açılarımız farklı demek ki.

Bu günkü Cumhuriyetimizi eksik bulurken neden hala o cahilliğin izlerinin kaldığını düşünmüyorsunuz? Bu normal bir sonuç değil mi? 70-80 yılda Bir ülkenin yarısını aydın insan yapmak başarı değil mi? Türkiye cumhuriyetinde kimlerin tek başına iktidar olduğunu başka bir yazımda anlatmıştım. Bulabilirsiniz.
 
Ulema dediğiniz kişiler benden zeki ve/veya bilgili mi olacak sanıyorsunuz? Kaldı ki ben zeki bile değilim, ulemanın halini siz düşünün. Benden aptal kişilerin aklıyla dünyamın şekillenmesine asla izin veremem. peki şeriati getireceksiniz diyelim, kimin şeriati olacak bu? Binlerce tarikat var, bir sürü mezhep. Hadi diğer dinlere inananları yok sayıyorum.
Bu gün Irak'ta, İran'da ve diğer bütün islam ülkelerinde niçin çatışmalar, şiddetler, baskılar bitmiyor? Bunun sebepleri mezhep çatışmalarından olabilir mi? Ulemalar yok mu oralarda? Çözemiyorlar mı? Yoksa bildikleri tek şey baskı ve zulüm mü? Yoksa İslamiyet bir tek Türklere mi indi?

Dünya tarihinde dinsel bir hoşgörü hiç bir ülkede ve inançta görülmemiştir. Böyle bir örnek yoktur. Osmanlı diğer bütün ülkeleri savaşlarla almıştır, vergilere bağlamıştır. Bu bile ne kadar hoşgörülü olduğunu göstermektedir.

Anayasamıza karşı olduğunuzu bilmiyordum. Anayasa olmadan, bir ülkeyi yönetirseniz Irak'a dönersiniz. Yada diğer çağ dışı ülkelere.
Ülkelerin, devletlerin dini olmaz, din insana inmiştir. Ayrıca benim tanrı olmak gibi bir derdim nasıl olabilir ki?

Keşke 500 yıl önceki ulema deyip kestirip atabileceğimize hepsini kesebilseydik. Bu günlerimiz bundan daha güzel olurdu.

Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
12580 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 08, 2014, 05:25:32 ös
Gönderen: Pilot
2 Yanıt
11004 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2010, 06:51:37 ös
Gönderen: popperist
3 Yanıt
3973 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2012, 09:57:18 ös
Gönderen: Tij
1 Yanıt
3534 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2013, 04:55:50 öö
Gönderen: GOASISG
12 Yanıt
6812 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2014, 03:22:24 ös
Gönderen: asimov
0 Yanıt
3875 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2014, 11:58:51 ös
Gönderen: MysticMind
8 Yanıt
6113 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2014, 12:17:35 öö
Gönderen: propulsion
1 Yanıt
1879 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2014, 10:32:19 öö
Gönderen: resurrected
0 Yanıt
1979 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 18, 2014, 02:32:07 ös
Gönderen: MysticMind
6 Yanıt
4994 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2015, 01:20:56 öö
Gönderen: ragnarr