Sorulabilecek o kadar çok soru var ki!... Benim aklıma öncelikle olarak gelenler şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti kurulunca Masonlukta nasıl bir gelişim oldu?
Türk masonları, bir yandan Masonluğun evrensel amaç ve ilkelerini benimserken, diğer yandan her Türk yurttaşı gibi Atatürk'ün ilke ve inkılâplarını sahiplenmişlerdir. Böylece Türkiye'de Masonluk, kendine özgü bir ulusal kimliği tam anlamıyla edinmiştir.
O zamanlar Türkiye Büyük Maşrıkı (Doğusu) adını taşıyan Türk ulusal büyük locası, Avrupa'da kurulmuş olan Uluslararası Masonluk Birliği'nin üyeleri arasına katılmış, böylece Türk Masonluğu Batı'da da saygın bir yer kazanmıştır. Hatta bu uluslararası mason örgütünün 1932 yılındaki toplantısı İstanbul'da yapılmıştır. O tarihlerdeki gazeteler bu toplantıdan uzun uzun söz etmişlerdir.
Cumhuriyet döneminde, yabancı büyük locaları bağlı olmak üzere Türkiye'de etkinliklerini sürdüren localar birbiri ardınca ya kapanmış ya da ulusal büyük locaya katılmıştır. 1930'lu yıllarda Türkiye Büyük Maşrıkı'na bağlı locaların sayısı 60'ı geçmiştir.
Atatürk’ün Masonluğa karşı tutumu nasıl olmuştur?
Türkiye’de Masonluğa karşıt girişimlerde bulunanlardan birçoğunun Atatürk’ün 1935 yılında mason derneklerini kapattırmış olduğunu ileri sürüşü çok ilginçtir.
Bunun ilginçliği, bu kişilerin aslında Atatürk'ün ilke ve inkılâplarına (özellikle lâikliğe) karşı çıkışları fakat Masonluğa karşı saldırıya geçerken Atatürk'ün adını kullanmaya kalkışmalarıdır.
Bu sav, gönlünde “Atatürk sevgisi” taşıyan bir kişinin de Masonluğa karşıt bir tavır takınabilmesi amacıyla duygu sömürüsü yapmaktan başka bir şey değildir. Masonluğun Türkiye’deki gelişimine engel olmak hatta mason derneklerinin çalışmalarının yasaklanmasının sağlanması için de bu yolun kullanılması denenmiştir.
Oysa Masonlukta benimsenen ilkelerle Atatürk’ün ilkeleri, inkılâpları ve öz deyişleri karşılaştırılırsa, aralarında hemen hiçbir fark bulunmadığı görülür.
Atatürk’ün mason derneklerini kapattırması savıyla bağlantılı olmak üzere gösterilebilmiş tek kanıt, bir söyleşi sırasında çevresinde sürekli olarak Masonluğu kötülemekte olanlara «Bıktım artık bu dırdırdan! Madem ki bu cemiyet böylesine zararlıdır; kapatıverelim gitsin!» demiş olmasıdır. Bunun dışında Atatürk’ün Masonluğa karşı hiçbir olumsuz tutumu görülmemiştir.
Atatürk mason muydu?
Kimi Batı kaynaklı yazında Atatürk'ün mason olduğu ileri sürülmüştür. Fakat bunu kanıtlayabilecek herhangi bir somut belge yoktur. Kısa bir süre için İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olduğu sıralarda Masonluğa da girmiş olması olasılığı vardır. Fakat girmiş olsa bile, gene kısa süre içinde ilgisini yitirip ya da bulunduğu locanın etkinliklerini ulusal çıkarlara aykırı görerek (belki de bambaşka bir nedenle) ayrılmış olsa gerektir ki, o tarihlerden günümüze gelebilmiş belgelerin hiçbirinde adı geçmemektedir.
Türkiye’de mason locaları niçin kapanmıştır?
1930’lu yıllarda, bir yandan Cumhuriyet öncesindeki “şeriat rejimi”ni ülkeye yeniden getirmek isteyenler, diğer yandan da Avrupa’nın çeşitli yerlerinde gelişmekte olan totaliter rejimlerin yandaşları, Masonluğa karşıt yoğun bir propaganda başlatmışladır. İç politika çevrelerinde ise, «Türkiye’de mason localarının varlığına gerek yoktur!» diye bir görüşün yaygınlaştırılmasına çalışılmıştır. Fakat tüm bunlar mason localarının kapanmasının asıl nedeni değildir.
Masonluğa girmek isteyip de kabul edilmeyen birkaç politikacı, mason derneklerinin kapatılması için bir yasa çıkarılması için girişimlerde bulunmaya başlamışlardır. Mason derneklerinin o tarihlerdeki ileri gelenleri, böyle bir şeyin gerçekleşmesinden çekinerek derneklerini kendi kendilerine kapatmışlardır.
Bu durum basına da böyle yansımış ama hemen ardından mason derneklerinin bir emirle kapatıldığına dair yazılar çıkmıştır. Mason derneklerinin kapanmış olmasına karşın olumsuz propagandanın sürdürülmesi, mason derneklerinin sürekli bir şekilde kapalı kalmasını sağlamaya yöneliktir. Nitekim Türkiye'deki mason dernekleri yaklaşık 13 yıl kapalı kalmıştır. Türk Masonluğu’nda bu dönem, simgesel bir deyişle “uyku dönemi” olarak anılır.
Forumun özellikle "Türkiye'de Masonluk tarihi" bölümünde bu konuların ayrıntılı bir biçimde irdelenmiş olduğunu biliyorum. Buna karşın, belki birtakım sorular olur diye düşünerek bu başlığı açtım. Kuşkusuz bunlara daha çok sayıda soru eklenebilir; benim yaptığım açıklamalara eklemeler yapılabilir. Anrcak tek bir ricam var: Katılacak olanlar lütfen bu başlığın Türkiye'deki Masonluğun sadece 1923-1935 yıllarındaki dönemine ilişkin olduğunu göz ardı etmesin ki, konuyu dağıtmayalım. 1923 öncesine ilişkin bir başlığımız var. Sonrasına ilişkin bir başlığı ise daha sonra açacağım.
Sevgiler.