Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Misir ve Hermes  (Okunma sayısı 22146 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 08, 2009, 10:54:57 öö
Yanıtla #10
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

İmza: 4.Amenothep sonraki adıya Akhenaton..


Temmuz 13, 2009, 04:36:54 ös
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi

Hermes her 3 Kutsal Kitabımızda da bahsedilmektedir.Hermes hakkında Kuran-ı Kerim'de İdris Peygamber olarak,Tevrat'ta Hanok olarak bahsedilmektedir.Okumamakla beraber öğrendiğim kadarınca Al Makrizi'nin bir eserinde Hermes Hakkında hem hükümdar,hem peygamber hem de bilge olarak bahsedilmekteymiş.
Hermes hakkında Tanrı tarafından 7 Büyük Bilginin 30 ayrı kitap halinde kendisine bildirildiği,bunların Matematik,felsefe,geometri,tıp,astronomi,astroloji ve ilimdir.
Nuh peygamber’in 3 kardeşinin olduğunu daha önceden biliyordum.3 kardeşin yaşadığı dönemde yakında gelebileceğini bildikleri Tufandan önce o güne kadar öğrendiklerini 2 Sütun üzerine işlemişler.Bu sütunlardan biri ateşten yanmayan mermer,diğeri ise suda batmayan hafif taş.Tufandan sonra Hermes 2 sütundan birine ulaşarak,o bilgilere sahip olmuştur.
Hermesçiliğe baktığımızda;Maddenin Karanlık ile özdeşleştiği,Işığın Ruh ile özdeşleştiğini görürüz.Aydınlık ise Ruh’tadır.Yeryüzünki yaşam Ruh ile Maddenin savaşıdır ve büyük bir sınavdır.Eğer Ruh Maddeyi yenerse Göğe çıkar ve Ölümsüzleşir.Mısır’daki inisiye üstadlarına ilham olmuştur.Hermesçilerin inisiyeleri de çok etkileyicidir.
Masonluğun da Hermesçilikten etkilendiğini düşünüyorum.Hermesçiliğe dair birçok şey Masonlukta’da mevcut.


Nisan 17, 2017, 12:19:01 ös
Yanıtla #12
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

Ölmeden önce ölmeyi tasfir eden bir yolculuk...
Bir noktadan sonsuz doğru geçer. İki noktadan ise bir doğru geçer. Senin koordinatlarını diğer noktalarla çizdiğin doğrular belirler.


Ağustos 25, 2017, 12:28:59 ös
Yanıtla #13
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

Kendisi de bir inisiye üstad rahip olan Musa'nın, öğretisinde mutlak gerçeği açıklayamamasının ve doktrinini ancak üç kat sır perdesi altında ifşa etmesinin arkasında yatan neden bu ketumiyet yeminidir. Musa, kuşkusuz ölüm korkusuyla değil, bir Kamil üsdatın ettiği yeminden dönmesinin şerefsizlik olacağı bilinciyle bu şekilde davranmak zorunda kalmıştır. Kaldı ki, Musa öğretisini, tüm gerçekliği ile açıklayamayaca~ının da farkında idi. Ezoterik öğretiye ne denli yakın olurlarsa olsunlar, yine de bu konularda nispeten cahil olan müridlerine, dinini öğretebilmek için tüm söylemlerini basitleştirmek zorundaydı.

Bu bölümü okuduğumda kulaktan gelme yada okuduysam da şu an kaynağını hatırlayamadığım bir şeyleri düşündüm. Bu konuda internet te bir çok değişik bilgi bulmak mümkün olabilir. Ancak burada daha somut bilgileri aktarabilecek insanları bulacağıma inandığım için,  belki biraz da kaynak desteği bulmak , kaynağı hatırlamak  adına yazıyorum :

Bilindiği gibi İslamiyet te mucizelerden biri Hz. Muhammed in okuma bilmemesi ve ilk ayetin "OKU"  diye başlamasıdır.

Burada sorulacak bir soru var. Cebrail, içinde yazılı bilgiler olan kitap yada benzeri bir şey ile Muhammed e gelip OKU mu demiştir?
Yoksa Muhammed okuma bilmediği için vahiylerin, aslında onun önceden okuduğu bir şeylere dayanmayıp; doğrudan Allah kelamı olduğuna vurgu yapılması mı amaçlanmıştır.

Benim edindiğim kaynağı hatırlamadığım bilgi şu : "Hz. Muhammed ticaret ile uğraşıyor ve Amcası ile de zaman zaman uzun yolculuklara çıkıyor. Bu yolculukların içerisinde Mısır ve Mısır da İskenderiye de var. Hz. Muhammed de gerçekte ticaret le ilgili bir insan olarak okumayı biliyor ve O günlerde belki henüz yakılıp yıkılmamış yok edilmemiş İskenderiye kütüphanelerini ziyaret etmiş ve hatta belki Musa yı inisiye edenler gibi inisiyatör Rahipler ile karşılaşmış olması mümkün..."  diye bir şeyler beynimin bir köşesinde kalmış.

Yada hiç Mısır a İskenderiye ye gitmemiş olsa dahi; kilometrelerce öteden inisiyatörlerin seçmiş oldukları bir insanı bilindik fiziki iletişim kanallarının hiç birini kullanmadan inisiye etmeleri mümkün müdür?

Mısır, Hermes ve Hermetizm kapsamında bu konu için bilgilerini paylaşabilecek bir Üstadımız var mıdır?


« Son Düzenleme: Ağustos 25, 2017, 01:28:08 ös Gönderen: Gezdirici »
Bir noktadan sonsuz doğru geçer. İki noktadan ise bir doğru geçer. Senin koordinatlarını diğer noktalarla çizdiğin doğrular belirler.


Ağustos 25, 2017, 10:15:31 ös
Yanıtla #14
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Muhammed’in sık sık Selman’la geceleri uzun saatler bir arada kaldığı ve Selman’ın engin bilgisinden yararlandığı rivayet edilmektedir.

Kuran Allah kelamıdır vessalam ...
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ağustos 25, 2017, 11:45:41 ös
Yanıtla #15

 Bazen, yaşamın ölüm ve doğum üzerine çizilen bu devingen döngüsünü,sonsuz tabuların içine sıkışan varlığımızın laneti olduğuna inanıyorum.Çünkü; inanmak denilen bu kavramın sonsuz değirmenindeki çarklar, defa ve defa yeni ve ya yeniden türemiş inançların darlığında tekrarlanıyor.

Oysa İnanç; varlığın, geçmişten geleceğe uzanan bilinmezliklerine inat, hayata soyutca tutunma şekillerinde birinde ve ondan yeşeren filizlerden ibarettir. Öğrendiklerimiz ile var olamazsak; var olduklarımız ile öğrenmeye mahkum kalırız.

İnanç bireysel iken yapıcı değerler ile bezenir; toplumsallaştığında ise,nesillere dejenere edilerek aktarılan hurafeler ile bezenmiş kitle kontrol yöntemlerine dönüşerek son bulur.

Aslında sözün kısası: Her İnsan özeldir ve görevlidir; yeterki,kendini ve kendinin varlığını yaşatabilecek toplumun varlığına bir ışık olabilsin.Yanlız; konu dahilinde yukar ki yazılanlardan doğan hiç bir çıkarımın bizi geleceğe taşıyabileceğine inanmıyorum.Geçmişimizi yanımızda götürür iken,geçmişimizin bizden götürmesine asla mani olamadık,olamıyoruz ve sanırsam olamıyacağız.

İnanmamak, inanmak ile çelişmez; sadece inanılan olguyu irdelemeye ve belkide O'na yakınlaştırır.

Saygılar.
Sen Özelsin


Ağustos 26, 2017, 09:40:06 öö
Yanıtla #16
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

İskenderiye Kütüphanelerinin Bizans döneminde m.s. 391 yılında iskenderiye şehrinde çıkan bir ayaklanma sonucunda, radikal hristiyan kıptilerce yakıldığı doğru ise Hz. Muhammedin bu kütüphaneden yararlanması mümkün görünmüyor ve  Sn. ANARCHOSA nın eklediği bilgilerin de doğru olma olasılığına bakarak zaten ille de Hz. Muhammedin de İskenderiye ye gitmiş olması ve Kuran da geçen bilgileri orada kazanmış olması gibi bir şart yok.

Bir de Hz. Ömer döneminde kütüphanenin yaktırıldığı gibi bir başka bilgi de dolaşımda sanırım. 

Her ikisinin de doğru olmasından çok daha önemli olan şu ki : Kuran da ki bilgilerin pek çoğuna insanlığın çok uzun yıllar önce sahip olduğu anlaşılıyor. Bu durumda Kuran da ki bilgilerin Muhammed e nasıl ulaştığı dışında verdiği mesaj tamamen ayrı bir konu olarak incelenebilir. Kim bilir belki de diğer peygamberlerin ki gibi insanlığın geleceğine dair kaygılar ve ön sezgiler dolayısıyla bir uyarı mesajı idi.
Ancak yeterince anlaşılamadığının bu gün ortada olduğunu söyleyebiliriz.

İzin varsa; bir başka bölümden alıntı ile bu son derece önemli konuya devam etmek isterim

Çırak rahipler adaya halen geri dönme şansı oiduğunu söylüyorlar, aday ilerlemekte ısrarlı ise onu duvardaki çok dar bir delikten içeri sokuyorlardı. İçinden ancak bir kişinin sürünerek geçebileceği bu geçit Osiris tapınağının, yani büyük piramitin giriş kapısıydı. Bu kapıdan içeri giren hiçbir zaman geri dönemezdi. Ya başarmak ya da yok olmak zorundaydı.

Sanırım bu delikten içeri girenler eğer sınavı geçemezler ise girdikleri yolda delirerek ya da başka bir şekilde ölüyor. Burada başlamış bir inisiyasyonun yarım kalması hali hakkında bir uyarı var.  Günümüzde ki bir çok psikyatrik sorunun kökenine de işaret ettiğini düşünüyorum.

İnsanlar yaşamlarının bir döneminde alışageldikleri düşünce sistematiklerinin dışında bir yaşam döngüsü ve inanç sistematiği ile karşılaşabiliyor. Bu bazen olgunlaşmaya başlayan insanın kendiliğinden şekilde yaşamın gerçekleri ile karşılaşarak dönüşüme uğramaya başlamasıyla olabiliyor. Bazen de kendini ve hayatı sorgulamaya başlayıp felsefeye merak sarması bireysel olarak bir dönüşüm yaşaması veya bizzat bir inisiyasyon içine girmesi şeklinde.

Toplumsal anlamda bir inisiyasyon yada dönüşüm yoluna girmeyi ele alalım. Bu dönüşümün eğitimsel eksiklikler yüzünden yarım kalması son derece büyük tehlikeler içeriyor.

Örneğin insanların büyük çoğunluğu için orta yaşlarda, İnsanların aslında son derece bencil çıkarcı olduğu ve bundan korunmak için kendisinin de öyle olması gerektiği bilince çıkmaya başlıyor. Bu dönemde oluşan spontone materyalizm ile daha önce belki dini öğretilerden gelen  değerleri çelişmeye başladığında bir kişilik çatallaşması yaşanıyor. Bu özellikle de geri kalmış, yaşam şartlarının zor, kaynakların kısıtlı olduğu toplumlarda tam bir toplumsal kişilik çatallaşmasına neden oluyor. Yani aynı anda iki zıt şeye inanan bir toplum. Yani hem dindar ve hem de çıkarı için dininin özüne aykırı olan her şeyi yapabilen bireylerden oluşan bir toplum... Yani Toplumsal Şizofreni (Mustafa Coşturoğlu nu da okumak gerek belkide.)

Birey olarak dönüşüme yada bir insiyatik yola girmiş birey de ise felsefi anlamda bilgilenme gecikmesi yada kültürel gecikme denilen şey  söz konusu ise o girilen delikten sonra yolunu kaybetme, sınavları geçememe de bildiğimiz şizofreni yada bipolar bozuklukların başlangıç noktası olabilir diye düşünüyorum.
Yani bir çok psikaytri vakasının kökeninde böyle bir dönüşüm süreci kazası da olabilir... Bu durumda girilen sınavın yada çıkılan yolculuğun başarı ile tamamlanması tek tedavi olsa gerek diye düşünüyorum...





« Son Düzenleme: Ağustos 26, 2017, 09:55:49 öö Gönderen: Gezdirici »
Bir noktadan sonsuz doğru geçer. İki noktadan ise bir doğru geçer. Senin koordinatlarını diğer noktalarla çizdiğin doğrular belirler.


Ağustos 27, 2017, 04:44:49 ös
Yanıtla #17
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 42
  • Cinsiyet: Bay

Sayın @Gezdirici ,
Alıntı
Toplumsal anlamda bir inisiyasyon yada dönüşüm yoluna girmeyi ele alalım.
derken tam olarak neyi kastettiğinizi anlayamadım.
Toplumsal alanda bir inisiyasyon nasıl olur ki? Kim kimi insiye edebilir bu şekilde? İnisiyasyon üstadı kim oluyor?
Olmamak, olmak..


Ağustos 28, 2017, 09:13:39 öö
Yanıtla #18
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

Sanırım aslında tam terim yerine oturmadı.  Buna toplumsal dönüşüm diyelim.
Toplumsal dönüşümü de Türkiye için Cumhuriyet devrimleri ile Çağdaş medeniyet dünyası içine girmesi konusu olarak ele alalım. ( Yada eksik ve yanlış bir terim olarak toplumsal inisiyasyon )
 
Türkiye toplumunun bu dönüşüm sürecini yarım kalmış bir inisiyasyon gibi ele aldım ama tam terim yerine oturmadı sanırım.

insanımız Çağdaş medeni dünyanın değerlerini tam olarak içselleştirememiş, kültürel olarak değişimini tamamlayamamış ve bir yandan da geçmiş değerleri yeni duruma uyarlayamamış yani çatallaşmış bir gelişim içindedir.  Bu şizofrenik bir toplumsal yapıya işaret ediyor ...

Diğer yandan psikolojik sorunları olan bir çok bireyin de, ezoterik bir yapı içine girerken inisiyasyonunun yarım kalması, (hem eski  hayatının olumsuzluklarından kopamaması hem de yeniden doğuşu tam olarak gerçekleştirememesi) psikolojik sorunların gerçek kökeni olabilir.

Çözüm yada tedavi de bu yarım kalmışlığı tamamlamak. Yani yeni üstadı ile buluşturarak, Kafası karışık bir toplumu yada bireyi oldurmak , erdirmek, aydınlatmak...


« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2017, 10:02:35 öö Gönderen: Gezdirici »
Bir noktadan sonsuz doğru geçer. İki noktadan ise bir doğru geçer. Senin koordinatlarını diğer noktalarla çizdiğin doğrular belirler.


Ağustos 28, 2017, 12:48:37 ös
Yanıtla #19
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

Bir topluluğun içerisinde kabul edilmeden önce geçilen bir takım deney ve sınavlar olarak baktığımızda; hele de Osiris tapınağının rahipler topluluğuna girişte olduğu gibi bir inisiyasyon ise bunun yarım kalması yada başarısız olması tam bir felaket olsa gerek... :)

"" Bilgi bağımlılığı ile hayatı ‘ZEHİRLENMİŞ’ kişi  söz konusu ise...
Bu kişinin yapabileceği artık iki şey vardır. Ya bukalemuna dönüşmek ve bulunduğu ortam ya da toplumun düzeyine düşmek ya da kendi gibi başkalarını bulup, belki kendi yaşam süresinde değil ama İnsanlığın yaşam süresinde Dünyanın problemlerine çözüm bulabilmek üzere karınca misali, kendi kaldırabildiğince yükün altına girmek.""  CEHALET, BİLGİ VE MUTLULUK ÜZERİNE - Kendini-Bil den alıntıdır.

« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2017, 12:52:31 ös Gönderen: Gezdirici »
Bir noktadan sonsuz doğru geçer. İki noktadan ise bir doğru geçer. Senin koordinatlarını diğer noktalarla çizdiğin doğrular belirler.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
7328 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2008, 12:39:32 öö
Gönderen: poyraz06
5 Yanıt
9822 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 01, 2010, 02:27:29 ös
Gönderen: Prenses Isabella
7 Yanıt
5859 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2011, 12:39:50 ös
Gönderen: ozkann
0 Yanıt
8643 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2010, 08:36:19 ös
Gönderen: Onien
0 Yanıt
7994 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2011, 11:15:27 ös
Gönderen: AQUA
6 Yanıt
13701 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 04, 2011, 12:56:23 ös
Gönderen: martı
0 Yanıt
2953 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 23, 2011, 02:53:06 ös
Gönderen: TUTMOS
0 Yanıt
2508 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2014, 05:07:28 ös
Gönderen: Don Corleone
1 Yanıt
3127 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 01, 2014, 08:06:40 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
3864 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2015, 07:42:34 ös
Gönderen: hypatia