Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Tecrübe sahibi bir insan tecrübelerime dayanarak diye bir konuşma yapmaz  (Okunma sayısı 9602 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 06, 2014, 04:14:01 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 224
  • Cinsiyet: Bay

Değişmeyen tek şey değişim fikrinin kendisi ise tecrübeli biri ne kadar önemsenir?
Her gün hayatımıza yenilikler var. Her gün yeni bir şey öğreniyoruz ve dünün kuralları, doğruları, öğrenileri değişiyor. Hal böyleyken "ben çok şey biliyorum" "sen daha yenisin" "benim bilgim herkesten fazla" demek ne kadar doğru?

İş hayatımda tecrübeli insanlarla bölüm kadromu doldurmaktan hep uzak durdum. Çağ tecrübe çağı değil. Çağ değişime ve gelişime adapte olabilenlerin dinamik insanların çağı. Ben tecrübeliyim diyen bir insan hep bu değişimin ve gelişimin önünde durur ve değişmekten uzak durur. Tecrübeli insan statiktir.
Değişime ayak uyduramaz.

Siz ne düşünüyorsunuz?

Dikkat! Benim burada sorguladığım tecrübenin kendisi değildir, tecrübeliyim diye kendini tanıtan insanlardır.
Not: Herkes fikrini açıkça dile getirebilir. Kimsenin yazdıkları sorgulanmaz, yadırganmaz ve doğal olarak kimsenin yazdığı tek doğru değildir...

Saygılar


Ocak 06, 2014, 04:44:30 ös
Yanıtla #1
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Ben tecrübeliyim diyen bir insan hep bu değişimin ve gelişimin önünde durur ve değişmekten uzak durur. Tecrübeli insan statiktir.
Değişime ayak uyduramaz. Siz ne düşünüyorsunuz?


Bu nasıl bir ön yargılı ve dogmatik bir yaklaşım böyle... Tecrübeli adam vardır, yeniliği kabul etmez, eskiye saplanıp kalır... Başka bir tecrübeli adam vardır, değişimle beraber kendisini sürekli geliştirir, statik olmak bir yana, daha fazla bilgi için çırpınıp durur...

Tecrübe sahibi olmak illa ki statik olmak demek değildir. Tecrübeli bir kişinin "ben bu konularda tecrübeliyim" deme hakkı vardır. Aynı şekilde yapmakta olduğu herhangi bir şeyi "tecrübelerine dayanarak yönlendirme" hakkı da vardır. Bu onu bağnaz yapmaz.

Önemli olan değişime ayak uydurmaktır ve tecrübeli olmak bunun önünde bir engel değildir.

Tecrübe + Yenilikçilik = Gelişim
Live long and prosper.


Ocak 06, 2014, 05:19:02 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu başlık, her ne kadar daha güçlü bir bölümde açılabilir ve ayrıca bir yargı kondurarak açılmış ise de kapsamı bakımından bu Forumda hayli önemli olabilir.

Yargı kondurarak, açılmış olmaması için, "Tecrübe sahibi bir insan, konuşurken, tecrübelerini nasıl aktarır?" gibi bir tarzda olabilirdi.

Ben bu tecrübe sözcüğünü pek sevmiyorum. Çünkü dil bakamından hiçbir kök belirtmediği hatta yanlış kök alma olasılığı bulunduğu gibi, sonrasında bir başka sözcük türetme olanağını da vermiyor. Bunun yerine deneyim demek bana daha elverişli geliyor.

Deneyim, öyle kolay, kolay yabana atılabilecek bir şey değildir. Sayın Spok'un üzerinde özenle durduğu üzere, tutuculuğa yönelmeyen deneyim, geleceğe yöneliş bakımından hiç de zararlı değildir; aksine çok yararlıdır.

Bu birçok meslek alanında böyledir; sanatı bilemem; ötesinde bir meslek ise eğer, siyasette de böyledir. Hiçbir mesleği, o meslekteki deneyimi bir yana iterek sıfırdan oluşturamayız. Pardon, yapabiliriz bunu ama boşuna zaman harcamış oluruz daha önce icat edilmişleri yeniden icat ederken, daha önce kuramsallaşmışları yeniden kuramlaştırırken. Bilir misiniz, İngilizler pek sever bu tür uygulamayı. Çünkü o zaman işte o bilgi İngiliz, kuram İngiliz, her şey İngiliz olur. İngiliz olmayıp da İngiltere'de birkaç ay yaşamış herkes bunu çok iyi bilir. İngilizlerin burunlarını havaya dikerek böbürlenmeleri bundandır.

Kimi zaman çok eski tarihlerin insanları, gelecek için bize ışık tutmuştur. Bunlardan biri de Konfiçyüs' tür hiç kuşkusuz. Şöyle bir sözü var: "Akıllı bir insan deneyimlerinden yararlanmasını bilendir." Bundan sonra bir de eklemesi var: "Daha akıllı bir insan ise başkalarının deneyimlerinden yararlanır."

Ancak bu konunun açılış tümcesi de pek haksız sayılmaz hani... Şu söz kimindi unuttum: "Bilginim diye öğünüp durma, bu dünya senin bilmediklerini bilenlerle doludur."

Bunu isterseniz deneyim konusuna da uyarlayabilirsiniz.

Fakat Konfüçyüs'ün kim bilir kaç kez söylemiş olduğum bir diğer deyişini de göz ardı etmeyelim: "Bir insan bildiği bir şeyi bildiğini bilmelidir. Bir insan bilmediği bir şeyi bilmediğini de bilmelidir."

Bundan bir çıkarım yaparsak acaba şöyle diyebilir miyiz ?: "Bir insan deneyimlerinin (tecrübelerinin) değerini bilmeli, başkalarının onlardan yararlanmasına olanak vermelidir."


 
« Son Düzenleme: Ocak 07, 2014, 10:02:15 öö Gönderen: Arais »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 06, 2014, 11:18:23 ös
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Ocak 07, 2014, 04:01:27 ös
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 224
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Adam'ın yazdıkları çok güzel ve öğretici. Çıkarılacak çok ders var. Tecrübe ya da deneyim değildi aslında benim yazımda hedef aldığım. İnsanın tecrübe ya da -deneyim diyelim şuna- deneyim sahibi olması iyi bir şeydir ve her alanda çok faydasını görür. Ama benim anlatmak istediğim bunu dillendirmesidir. Ben sözlerine "bilmem kaç yıllık tecrübe dayanarak konuşuyorum" diye başlayan insanların sözlerine pek itibar etmiyorum. Bunu söylemesi, dillendirmesi hoşuma gitmiyor. Sanki kendini kanıtlamak, dediklerini tartışmada ki insanlara kabul ettirmek için söylenen ikna edici bir söylem gibi geliyor. Asıl anlatmak istediğim daha doğrusu karşıma aldığım deneyimin kendisi değil. Deneyim sahibi olduğunu iddia eden insanlar. Yazımda bunu anlatmak istedim. Ama okuyunca şurada ki cümlemi bende beğenmedim. "Tecrübeli insan statiktir". Bunun yerine deneyimli olduğunu iddia eden insan statiktir diye belirtmem gerekir. Arada ince bir çizgi var 2 söylemin arasında. Bunu kaçırmamak gerekir Sayın Spock. Sadece tek bir cümleme takılıp bütün resmi kaçırmayalım lütfen. Anlatmaya çalıştığım şey yukarı da özetlediğim gibidir

Saygılar,


Ersin Baltalı


Ocak 07, 2014, 08:10:01 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 167
  • Cinsiyet: Bay

Ersin Bey öncelikle foruma hoşgeldiniz...

Konuyu göz gezdirirken iki cümle dikkatimi çekti ve ben kendi adıma bunların üzerinde duracağım.

1 - "Tecrübeli insan statiktir. Değişime ayak uyduramaz"

Ona Tecrübeli değilde bağnazlığa sıkışmış tecrübeli insan diyelim isterseniz. "Kendi doğruları" olan bundan başkasını kabul görmeyen, tolerans yoksunu,... şekilde uzattıkça uzatabiliriz. Tecrübeli ve bağnaz olurmu ? Hem evet hem hayır. Bir örnek; eskiden yaşadığım semtte (o zamanlar çocuktum) bir pilavcı vardı. Ufakta bir yerdi. Kendisi o kadar güzel pilav yapardı ki onun namını duyan çok alakasız semtlerden hatta şehir dışından belirdi. Yaşlıca biriydi. Şimdiye büyük ihtimal vefat etmiştir. Fakat kendisinin hitap konusunda sorunu vardı. Dükkanına gittiğinizde pilavını yerdiniz, tabağınız boşalırdı. 5 dk yeni sipariş vermezseniz. Yanınıza gelir. "Daha bişey yiyecen mi?" diye sorar eğer cevabınız hayır ise... "O zaman çayını başka yerde iç dükkanı meşgul etme." diye terslerdi. İnsanlar alışmıştı ama ona. Kötü biri değildi. Fakat insan davranışları konusunda bağnazdı... Belki bu yüzden çok müşteri kaybetti. Ufacık dükkanını yıllarca büyütemedi. Ama o öyle birisiydi. İşin daha enteresan tarafı onunla sohbet edilirken her konuya bir muhalefet her konuya bir cevap... fakat biri hariç... Pilav yapımı...

Pilav tarifiyle ilgili bir laf geçti mi tek kelime etmez çok dikkatli şekilde dinlerdi ve asla kendisi denemeden etmezdi. Dikkatinizi çekerim! İnsan ilişkileri konusunda bağnaz, sohbet ve herhangi bir konuda bağnaz, fakat konu kendi mesleğine gelince değişime ve gelişime fazlasıyla açık...

Böyle şey mi olur demeyin oldu bizzatta yaşadım... Dolayısıyla tecrübe kelimesini aslında genele göre değilde bence parça parça değerlendirmemiz daha doğru olur kanaatindeyim...

Bir insan herhangi bir konuda kendisine tecrübeli diyorsa... O konu üzerine çok şey yaşamış ve yapmış demektir. Haliyle bunu bir ortamda kendisini ifade etmek adına "bu kadar yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum." demesi gayet doğaldır. Üstüne bunu medeni bir insan yapmalıdır da... Herhangi bir firmaya başvuru yaptığınızda sizden kendinizden söz etmeniz istenir buna tecrübeleriniz de dahildir. Şimdi siz böyle bir durumda "bilmem kaç yıllık tecrübe dayanarak konuşuyorum" diye bir betimleme yapılmasını doğru bulmuyorum derseniz inanın işiniz çok zor... Siz itibar etmeyebilirsiniz... Etmezsinizde ! Bir birey olarak size kimse bu konuda karışamaz... Aynı benim şu anda sözlerime karışılamayacağı gibi... Tabi ki bu konuda tek ve yegane koşul nedir ? Terbiye sınırlarının zorlanılmaması ve saygısızlık yapılmamasıdır... Bu tarz bir durumda karşınızdaki insandan da haliyle aynı ölçüde belki de daha da sert şekilde tepki alınabilmesi olasıdır. Neyse ilk cümlenizle ilgili demek istediklerim bunlardır.

2 - Ben sözlerine "bilmem kaç yıllık tecrübe dayanarak konuşuyorum" diye başlayan insanların sözlerine pek itibar etmiyorum.

Gerçi yazınızda da bunu belirtmişsiniz. "Deneyim sahibi olduğunu iddia eden insanlar" aslında sorununuz. Deneyim sahibi olduğunu iddia eden insanlar deneyim sahibi olmayabilir, bunu iddia eden kişinin davranışları ve bilgisiyle ispat etmesi gerekmektedir. Yanlız takıldığım konu umarım bunu Sn. ADAM için belirtmemişsinizdir. Kendisi hem bu forumda en çok yazı yazan 2. üyedir. (Forum istatistiklerine bakarak söylüyorum.) Hemde masonlukla ilgili yüzlerce hatta binlerce konuyu bıkmadan usanmadan defalarca bu forumda yazmıştır. Zaten kendisi foruma olan katkılarından ötürü de "Seçkin Üye" statüsüne alınmıştır. Kendisi bir harici olduğu belirtmesine karşın Masonluk hakkındaki bilgisi azımsanmayacak derecede yüksektir. Ki bu forumda bu konuda uzun süre gerek ziyaretçi gerekte takip eden üyelerin itiraz edeceğini sanmıyorum. Diğer yandan sizin gibi dikkatli ve irdelemeyi seven birinin bu yazdıklarımı zaten incelemiş olduğunuzu varsayıyorum. Belki diyebilirsiniz "Ben bu yazılanlara inanmıyorum! Doğru değil!" tabi bu bir düşüncedir. Düşünülebilir... Fakat bu siteyi yöneten Sn. ADAM değil. Masonlardır... Haliyle kendileri Sn. ADAM'ın katkılarını takdir etmiş, önemsemiş ve benimsemiş ki kendisine "Seçkin Üye" denmiştir. Bence bu konuda da bir sorun olabileceği düşünülemez...

Foruma tekrardan hoşgeldiniz der, iyi seyirler dilerim...
« Son Düzenleme: Ocak 07, 2014, 08:14:03 ös Gönderen: proxima »
Concordia Res Parvae Crescunt


Ocak 08, 2014, 04:46:19 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 224
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Proxima hem değerli paylaşımınız hem de kibarlığınız için teşekkür ederim.

Ben bu deneyim sahibiyim lafını biraz yemine benzetiyorum. Mesleğim ihracat olduğu için Arap müşterilerle de kontağım oluyor. Ürün ile ilgili hiçbir fikri olmasa bile "Vallahi it is expensive" gibi cümleler kullanıyorlar. Bura da ki Vallahi sadece iddiasını desteklemek için kullanılan bir kelime. Ya da bir insan karşısındakine güven vermek için Yemin eder ya, yalan söylese bile kullanır bu sözü çünkü karşısında ki insan bu sözün ardından koşulsuz dediklerine inanır.(Tabi her yemin eden yalan söyler demek istemiyorum burada).  Deneyim sahibiyim demekte aslında karşısındakine dediklerinin doğruluğunun dayanağı olarak göstermektir. Hani bir iddia atarsınız ortaya kaynak gösterirsiniz ya, ben yıllardır bu işin içindeyim demekte kaynak göstermektir aslında. Ya da öyle olduğunu zannetmektir.
 
Gelelim bu yazıyı neden yazdığıma. Sayın Adam ile bir forumda bir kutuplaşmamız oldu. Kendisinin yazdığı bir yazı beni rahatsız ettiği doğrudur. Bazı yeni üyeler gibi küçümseyerek beni kastetmesini doğru karşılamadım. Yanlış bile olsa insanların fikirlerine saygı göstermek gerektiğini düşünüyorum. Ama bu yazıyı sadece bunun üzerine yazmadım. Bu fikir benim yıllardır savunduğum ve iş hayatımda uyguladığım bir fikirdir. Bu yazımdan sadece 1 gün önce İhracatçılar birliğinde, bir toplantı da bir bayanın "ben 40 yıldır bu sektörün içindeyim" diyerek tartışmaya katılmasını hoş karşılamadım. Bu ve bunun gibi örnekler çevremde sürekli oluyor. Yaklaşık 6 yıldır ihracat sektöründeyim ve etrafımda ki insanlar genelde benden yaşça çok büyük oldukları için onların gereksiz böbürlenmelerine sıklıkla maruz kalıyorum. Çünkü inanıyorum ki; 40 yıldır birinin bu sektörde olması bugün herkesten fazla bildiği anlamına gelmez. Önemli olan bir kişi ya da bir firmanın gelişimlere ve değişimlere açık olması, hızlı bir şekilde adapte olabilme kabiliyetinin olmasıdır.

4 yıl süren A.B. 7. çerçeve programına kayıtlı bir A.B. projesi yürüttüm. Projenin adı "FutureSME".  Çok uluslu bir projeydi ve konusu gelecekte Avrupalı üretici kobilerin Çin'e karşı rekabet gücünü nasıl arttırabilir üzerine idi. Sıklıkla bahsedilen ve üzerinde uzlaşılan konu ise aile firmalarında ilk kuşak ile 2. kuşağın çatışmalar yaşadığı ve bu çatışmaların temelinde deneyim faktörünün taraflar arasında sorun yarattığı idi. Basit bir şekilde anlatmak gerekirse ilk kuşak yani babanın oğluna ya da kızına; "bu firmayı ben kurdum", "senin yaşın kadar deneyimim var", "sen bilmezsin" gibi cümlelerinden 2. kuşağın rahatsızlık duyduğu ve sorun yarattığıdır. Burada baba statik. Değişmek istemiyor. Sanayi devrimi öncesi ve sonrası pazarlamaya bakış anlayışı gibi düşünün. Babanın ne üretirsem onu satarım anlayışında olduğu, evladın ise dünyanın artık global olduğu,rekabetin sınır tanımadığı bu yüzden firmanın yüzünün müşteriye dönük olması gerektiğini, bunun içinse firmanın inovasyona önem veren, farklılık yaratan bir firma olması gerektiği, bunun için ise değişime ve gelişime açık olması gerektiği anlayışındadır. Ben bu örnekte ki baba tarzı insanlara karşı olduğumu anlatmaya çalışıyorum.   


Ocak 08, 2014, 06:16:48 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Ersin Baltalı'nın ne demek istediği de, buna ilişkin tezi de anlaşılmış durumda.

Sayın Poxima'nın deyişini bir yana bırakalım; bu konun aslında benim ile de bağlantısı yoktu; Aslunda  Forumda önemli olan, konuların kapsamıdır, kişiler değil.

Sayın Ersin Baltalı kimliğini anlatmış; kendi yaşamından, deneyimlerinden örnekler vermiş. Dedikleri bizce de doğrudur; olanların öyle olmaması gerekir. Biz de onun deneyimlerinden yararlanmış olduk böylece. Teşekkür ederiz.

Ancak şunu da ortaya koymak gerekir: Kimi yeni üyeler Forum'a geldiklerinde, Forum'un arşivini esaslıca incelemeden, bilgi edinmeden (özellikle Masonluk ve bağlantılı konularda) görüş ileri sürecek olurlarsa, daha öncekiler gibi onların da karşılaşacağı söz aynıdır.


 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 09, 2014, 11:15:32 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

           Sayın Ersin Baltalı gerçekten çok güzel özetlemiş konuyu. Yalnız bazen farklı durumlar da oluşmuyor değil. Bu durum biraz da  kişinin kendini yenileyip yenileyememesi ile ilgili bence.
            Bazen tecrübeli kendisini yenileyebilir, zamanı yakalar,  hatta 2.  kuşaklardan bile daha geniş bir  görüş açısına  sahip olabilir. İşte bu gibi durumlarda tecrübe gerçekten önemli rol oynar. Zira; 2. kuşak olup hala daha çağının gereklerini idrakten yoksun olanları da sıklıkla görebilmekteyiz.
            Hünerin,  gerektiği zaman gerekeni yapabilecek zeka kıvraklığına sahip olunabilmesidir  diye düşünüyorum.
            Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ocak 10, 2014, 12:50:36 öö
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Tecrübe "yaşanmışlık"tır, bunun belirtilmesi de kanımca yanlış veya yalan değildir. Sayın Ersin Baltalı'nın da bahsettiği gibi karşıdakini kandırmak veya ikna etmek amacıyla söylenirse elbette bu aldatıcı ve doğru olmayan bir davranış olacaktır. İyi ve kötü tecrübeler olduğu gibi, iyiye veya kötüye kullanılabilecek tecrübeler de vardır.

Saygılarımla.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
10272 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2012, 10:56:48 ös
Gönderen: Eagle35
12 Yanıt
7071 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 16, 2007, 11:10:04 ös
Gönderen: Fraternis
3 Yanıt
4176 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 24, 2007, 02:49:03 öö
Gönderen: shemuel
10 Yanıt
7331 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 17, 2014, 02:26:30 ös
Gönderen: Alşah
13 Yanıt
8793 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 29, 2010, 05:27:25 ös
Gönderen: ozak1977
7 Yanıt
6178 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2009, 08:09:12 ös
Gönderen: Mozart
1 Yanıt
5825 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 26, 2014, 11:33:22 öö
Gönderen: BULGARIA
0 Yanıt
2550 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2010, 05:13:06 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
2391 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2010, 05:18:55 ös
Gönderen: ceycet
2 Yanıt
4372 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 25, 2010, 01:43:47 ös
Gönderen: Maledictum