Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Orta Çağda Yahudiler Üzerindeki Baskılar - 4  (Okunma sayısı 2299 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 10, 2010, 11:38:22 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Bu başlık altında anlattıklarım öyle belli bir kronolojik sora izlemiyor; üstelik biraz da damdan çardaktan… Onun için özür dilerim. Ancak bir de şu var: Bunları bir kronolojik sıraya dizsem ya da ülke ülke anlatsaydım, korkarım çok kuru olacaktı.




Orta Çağda Avrupa’da tüm sivil yönetimlerin indinde ister istemez bir “Yahudi sorunu” vardı. Bu öyle bir sorundu ki, buna tek bir “kesin çözüm” görülebiliyordu: Yahudileri ülke dışına sürmek… Tamam, Yahudilerin ülke ekonomisine küçümsenemez, göz ardı edilemez katkıları oluyordu ama Yahudiler Hıristiyan olmayıp Yahudi kaldıkça ortaya çıkan diğer sorunlar ekonomik etkene oranla baskın çıkıyordu. Hıristiyan ülke, onlar olmadan başının çaresine bakmalıydı. Defolup gitsinlerdi.

1012 yılında Almanya’da Rheinland’ın bir bölgesinde, 1182 yılında Fransa’da, 1276’da yine Almanya’nın Yukarı Bavyera bölgesinde bu yöntem denendi. Ancak Yahudilerin, binlerce derebeyi bulunan Avrupa’nın her bir yanından kovulması da zordu. Hıristiyanların umurunda değildi elbette ama şöyle objektif bir açıdan bakacak olursak, bu insanlar başka nereye gidecekti ki?

Laterano Konsili kaürarlarında belirtildiği üzere, Yahudiler, parasal güçlerini ahlâk kurallarına aykırı bir biçimde kullanmaları nedeniyle, doğa ve toplum yasalarını tersine çevirmişti. Özgür Hıristiyan, köle Yahudinin hizmetkârı olmuştu. Bu çarpık düzenin onarılması için, her ülkedeki hükümetin kısıtlayıcı önlemler alması, yöneticilerin bu bağlamda çaba harcaması gerekiyordu.

Nitekim ekonomik sorunlar da çözümleniyordu işte… 12. yüzyıldan başlayarak, yöneticiler artık Yahudilere pek gereksinme duymuyordu. Ticaret ve para işlemlerindeki verimli etkinlikler, artık Hıristiyanlarca devralınmıştı. Bunda elbette Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nın büyük payı vardı.

Yahudilerin Hıristiyan toplumu rahatsız edici düşünülerin yayılmasına katkıda bulunmasından da endişe ediliyordu. Rejim karşıtlarının, kutsal yazı metinlerini tartışan ve kitap ödünç veren bilgili Yahudiler ile ilişkisi oluyordu. Bu adamların elinde rejim karşıtı olduklarından kuşku duyulmayan zararlı kitaplar vardı. Çok geçmeden, Katolik Kilisesi tüm kitaplara el koydu; en azından kuramsal olarak.

Bu arada ilginç bir olay daha birçok yerde yinelendi. Yahudilerin topluca katledildiği birçok yerde birtakım “uyanık Hıristiyanlar” kimseye çaktırmadan kitaplarına el koydu. Bunları uzak bir bölgeye götürüp, gizlice oradaki Yahudilere sattılar. Böyle dalavereli ticareti sadece Yahudilerin mi becerdiğini sanırdınız? İşini içine çıkar girdi mi, insan dinini unutur.

1340’lı yılların sonlarında “kara ölüm” olarak adlandırılan hıyarcıklı veba Avrupa’yı vurdu.

Orta Çağ insanının hastalığın nedeni konusunda bilgisi yoktu. Üstelik yıkanmak gibi bir temizlik alışkanlığı da yoktu. Zaten Aziz Pavlus, vaftiz olarak “İsa’da yıkanan” kişinin artık yıkanmasına gerek olmadığını söylemişti. Kimi tarihçiler, Antik Çağ ile Karanlık Çağ arasındaki en önemli farkın yıkanmak olduğunu belirtir. Helenler ile Romalıların yıkanma ve hamam alışkanlıkları, Orta Çağ Avrupalıları açısından gereksiz görülür, tüm bir yıl boyunca giysilerini değiştirmezlerdi. Terziler, bir tek Paskalya dolaylarında insanlara yeni giysi dikerdi.

Dolayısıyla hyarcıklı veba salgını Avrupa nüfusunun neredeyse yarısını alıp götürdü.

Avrupalılar, bu hastalığın nedenini bulmakta zorlanmadı: Yahudiler… Şeytandan zehir alıyor, Hıristiyanların tümünü yok etmek için su kuyularına döküyorlardı.

Kilise, papanın ağzından tüm hastalıkları şeytana yıkmayı başarmıştı ama bilgisiz halk kitleleri papa ile aynı düşünceleri paylaşmadı. Hıyarcıklı veba süresince, çeşitli Avrupa kentlerinde bu işin sorumlusu olarak tutulan Yahudiler katledildi. Kimileri diri diri yakıldı.

Alexis Rubin adlı bir Yahudi tarihçinin “Collection of Jewish Historical Documents” (Yahudi Tarihsel Belgeleri Koleksiyonu) adlı bir derlemesinde, bu olayın ayrıntıları şöyle verilmiş: “Aziz Valentine günü olan Cumartesi, Yahudileri mezarlıklarında tahta bir platformun üzerinde yaktılar. Yaklaşık 2.000 kişiydiler. Vaftiz olmayı isteyenler esirgendi. Çok sayıda küçük çocuk ateşten çıkarıldı ve anne ve babalarının isteği dışında vaftiz edildi. Yahudilere olan bütün borçlar iptal edildi...”

Hıristiyanların Yahudi tefecilere borçlu oluşu, Orta Çağdaki Yahudi-Hıristiyan ilişkilerinde zararlı bir etkendi. Ekonominin büyümesi, sıkıntıların giderilmesi için gerekli olmasına ve bu nedenle ister istemez hoşgörülmesine karşın, tefecilik, Yahudi karşıtı duygulara hatta şiddete yol açıyordu. Nitekim 12. yüzyılın sonuna gelindiğinde, Avrupa’da “Yahudi” sözcüğü ile “tefeci” sözcüğü özdeş olmuştu. Latince yeni bir sözcük olan ve aslında Yahudi ritüellerin Hıristiyan taklidi için kullanılan “judaizare” sözcüğü de, faizle para borç verme anlamında kullanılır hale gelmişti.

Yahudilerden nefret, faizciliğin Hıristiyanların zihninde sapkınlık sayılışı ve bir de işin içine Şeytanın karıştırılması sonucunda, Avrupa’da Yahudilerin baskı ve zulüm görmemelerine âdeta olanak kalmamıştı. Şeytan ile Yahudiler ve sapkınlar arasında varsayılan bağlantı, onların her bakımdan toplum için en zararlı insanlar sayılmalarına neden oldu. Ezilecekler, öldürülecekler, kovulacaklar, bu arada her şeylerine el konulacaktı; çaresi yok.




Bütün bunlara karşı Yahudiler hiçbir tepki göstermeyerek sadece Hıristiyanlara boyun eğmekle yetinmedi elbette. Buna ise izleyecek bölümde değinmek niyetindeyim.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2770 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 14, 2010, 01:29:45 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2539 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 16, 2010, 08:53:42 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3814 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 18, 2010, 01:01:59 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3240 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 18, 2010, 03:28:49 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4790 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 21, 2010, 11:49:32 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2552 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 06, 2010, 01:48:30 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2491 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 07, 2010, 09:58:39 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3519 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 09, 2010, 11:03:50 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2774 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 11, 2010, 01:02:02 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3185 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 12, 2010, 02:33:24 ös
Gönderen: ceycet