Bence, bildiğim kadarıyla Sayın alcyone'nin sorusunu şöyle yanıtlamalı:
Yazılı kurallara bakarsanız, bir kişinin mason olabilmesi için en az 21 yaşında olmak gerekir. Eskiden masonların çocukları için bu sınır aşağıya çekiliyormuş ama günümüzde bunun uygulanması artık pek söz konusu değil. Zaten 21 yaşında olup da Masonluğa girenlerin sayısı, günümüzde tüm dünya yüzünde belki de parmakla sayılabilir.
Masonluğa genç yaşta girmek gerek. Masonlar da bunu ister. Çünkü Masonlukta alınabilecek, alınması gereken çok yol var. Üstelik genç yaşta, insanın görüş ve eğilimleri henüz taze ve esnek iken Masonluğa uyum sağlamak çok daha kolay olur. Masonluğun amaçları doğrultusunda çalışma yapmak bakımından da çok daha enerji doludur genç insan. Ne kadar genç yaşta girilirse o kadar iyi.
Buna karşın niçin bir alt sınır var?... 15 yaşında girilebilse olmaz mı?
Hayır!... Kişi mason olmadan önce deli çağını (teenage) tümüyle geride bırakmış olmalı. Çünkü Masonluk ortamı çok ciddi ve gerek kafa gerek loca çalışmaları bakımından bir disiplin istiyor. Kafa disiplini daha önemli. Kimileri bunu 20 yaşına gelmeden de elde eder ama pek ender. Kimileri 30'una gelir, hâlâ elde edemez ama o da ender. Çoğunlukla insan 20'li yaşlarında artık bir kafa disiplini sağlar.
Burada ileri sürülen etkenler arasında yüksek eğitimin bitirilmesi, yurdumuzun koşulları altında erkekler için askerliğin yapılmış olması gibi etkenlerden söz eden olursa, bu yanlış. Bir kere Masonlukta ille de yüksek okul eğitimi görülmüş olması zorunlu tutulmaz. Kafa önemli. Yüksek okul eğitimi görmemiş öyle kafalar vardır ki, profları kat kat aşar. Askerlik de engel değildir; mason olduktan çok yıl sonra askere gidenler var.
Üniversite öğrencileri, Masonluk açısında ideal adaylardır. Çünkü mason olan üniversiteliler, kendilerinden loca çalışmaları dışında beklenen etkinlikleri iş güç sahibi olanlardan çok daha verimli bir tarzda yerine getirir. Çünkü üniversite öğrencileri sadece öğrenim gördükleri sınıflarda değil, çeşitli sosyal çevrelerde de bir araya gelir. Bu açıdan bakıldığında, masonlar için çok önemli sayılan adaylar arasında öğretmenler ve üniversitede akademik kariyer yapanlar ile yüksek okul öğretim üyeleri gelir. Ancak bu bağlamda özellikle ülkemizde çok önemli bir engel var. TC Dernekler Yasası, bu gibi kişilerin böyle derneklere üye olabilmelerine engel. Dolayısıyla yurdumuzda Masonluk, en azından şimdilik ve yürürlükteki yasal koşullar altında üniversite öğrencilerine de öğretmenlere de, öğretim üyelerine de ister istemez kapalı. Mason kuruluşları bundan yakınıyor ama yapabilecekleri bir şey yok.
Tüm bunlara karşın, gençler kolay kolay Masonluğa giremez. Masonlar onların girmesini ister ama onlar giremez. Çünkü işin bir de ekonomik boyutu var. Masonluğa girecek kişi, geçimini güvenceye almış olmalı. Bunun için de ya yeterince gelir sağlayabileceği bir mesleği ya da işi olabilmeli. İlle de olmalı değil, böyle bir olanağı bulunmalı. Niçin? Ödentileri yerine getirebilsin diye mi? Hayır. Onunla ilgisi yok. Geçim kaygısını atlatmış, Masonluğa girerken bunu kafasından çıkarmış olabilmesi için.
Günümüzün ekonomik koşulları altında bu pek zor kuşkusuz. Birçok üniversite okumuş genç işsiz dolaşıyor. Kaldı ki daha önce doğru dürüst bir işi ve geçim kaynağı olup da bunu yitirmiş olanlar da var. Birçok mason var şimdilerde ailesini nasıl geçindireceğini kara kara düşünen. Dolayısıyla benim dediğim sadece kuramsal boyutta geçerli; günümüzün pratiği bunu bozdu.
Dolayısıyla bu noktada ister istemez sınıf ayırımcılığı gibi bir durumun da ortaya çıktığı söylenebilir. Eğer bir gencin ailesi yeterince varlıklı ise, bu zorlama daha baştan aşılmış olabilir. Buna karşılık bazı mason locaları bir önlem alır. Çok değerli bir genci aralarına almak istiyorlarsa, onun ekonomik sıkıntıları ya da içinde bulunduğu zor durum bir şekilde aşılabilir. Zengin ailenin şımarık gencinden çok daha iyidir öylesi.
Bir zamanlar bedensel sakatlığı olanlar Masonluğa alınmazmış. Bu kural birçok yerde günümüzde de geçerliğini sürdürüyor. Oysa bedene değil kafaya bakmalı. Öyle çok örnek insan var ki bedensel bakımından sakat olmasına karşın dünyada büyük işler başarmış olan. Kaldı ki bedensel sakatlık bir kaza ya da hastalık sonucunda Masonluğa girdikten sonra da ortaya çıkabilir. O zaman ne olacak? O masonu kapının önüne mi koyacaklar? Öyle şey olmaz.
Dolayısıyla Masonluğa girecek kişinin en ideal yaşı pek genel olarak 30’lu yaşlarda oluyor. Nitekim ortalamada bunun 35 dolayında olduğunu söylemek pek yanlış olmaz sanırım. Dante gibi ortasındayken ömrün….
Ya daha ileri yaşta olanlar… İşte bu bağlamda daha önemli bir sorun var. Masonlar, 50 yaş üzerindeki kişilerin Masonluğa girişine pek sıcak bakmaz. Elbette öyle orta yaşlılar vardır ki gençleri ceplerinden çıkarır. İşte onlar Masonluğa giriş bakımından gençler gibi istisnalar arasında yer alır. İleri yaşta olanlara, bir diğer deyişle ununu eleyip eleğini asmış olanlara sıcak bakılmamasının nedeni de işte bu deyişte olduğu gibi eleğin asılmış olmasından ileri gelir. Görüşler, eğilimler, tutumlar katılaşmıştır. Masonlar, bu gibi kişileri kurumun öğretisi doğrultusuna sokmakta çok güçlük çeker.
Ancak öyle ileri yaşta olanlar vardır ki, 50 gibi bir rakam bir yana dursun 65’in üzerindedir. Şayet o kişi Masonluğa yatkınsa, bilgi ve yaşam deneyimleriyle, görgüsü ve tutumuyla, Masonluğu kendisinden çok daha iyi bilen genç masonlara olağanüstü katkılarda bulunur. O belki Masonlukta çok yol alamayacak, hani masonluğun dereceleri falan bakımından çok ileri gitme fırsatını bulamayacaktır ama onları zaten kendi geçmiş yaşamında yeterince edinmiştir. Masonluk gençleri biçimlendirmeye uğraşırken, bir orta ya da ileri yaşlı yeni mason, Masonluğa biçimlendirmeler katabilir.
Dolayısıyla Sayın Omnia Tempus Alit’in dediği gibi, Masonluğa giriş bakımından bir üst sınır yoktur. Yaş sınırı aslında yaş ile değil, baş ile bağlantılıdır.
Sevgiler.