Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Necip Fazıl Edebiyatı!  (Okunma sayısı 18893 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 27, 2007, 01:59:03 ös
Yanıtla #10
  • Ziyaretçi

Necip Fazıl çapulcunun tekidir. Okunacak biride değildir. Kendisi ayrıca aşırı Amerikancı biriydide.

"Amerikan politikasını korumakla mükellefiz... Amerikan siyasetini tutmak biricik yol... Amerika'dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz. Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir."

7 Temmuz 1959
Büyük Doğu dergisi

Necip Fazıl KISAKÜREK

İslami Büyük Doğu Akıncı Cephesi(İbda-c)'yi de başımıza bela eden bu adamdır. Bu teröristler kendileride Necip Fazıl'ın izinden gittiklerini söylemektedirler. Recep Tayyip ve ABDullah Gül'ün bu adamın öğretileriyle yetiştiğini bilirim. Bu adamı okuyana kadar Hüseyin Nihal Atsız'ı tavsiye ederim.


NECİP FAZIL'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI:

Türklüğe Hakaret: 9.6.1947–5.8.1947 (1 ay, 27 gün)

*Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947

Türklüğe Hakaret: 21.4.1950–15.7.1950 (3 ay, 25 gün)

*Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No:950 / 5191

Atatürk'e Hakaret: 15.10.1960–18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)

*1960 / 3349 numaralı Mahkûmlar için müddetnâme


''Destân'' adlı şiirinde Cumhuriyet devrimlerine ve Başbuğ Atatürk'e dolaylı yoldan hakaret vardır.


İŞTE MİLLÎ DEVLET VE LAİK REJİME MUHALEFETİNİ İSPATLAYAN BİR MISRASI…


"Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!"

NECİP FAZIL VE İBDA/CTERÖR ÖRGÜTÜ İLİŞKİLERİ

İBDA/C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi)

"İBDA fikriyatı, İslamcı edebiyatçı Necip Fazıl Kısakürek ve onun Şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi yanlısı akıncı gençler tarafından 15 Kasım 1975 tarihinde, Salih Mirzabeyoğlu öncülüğünde çıkarılan Gölge Dergisi çerçevesinde oluştu."

"Necip Fazıl Kısakürek'in "BÜYÜK DOĞU" fikriyatından etkilenerek ortaya çıktığı iddia edilen, Osmanlı Devleti modelinde federatif yapılı bir İslam Devleti kurulması amacını güden ve bu amaç doğrultusunda silahlı mücadele yöntemini benimseyen terör örgütüdür."

http://www.yesil.org/teror/ibdac.htm

"İslami Büyük Doğu" Necip Fazıl Kısakürek'in düşüncelerini yansıtan bir dernektir. Akıncılar Birliği de 80 öncesinin MSP Gençlik Kolları'nın kurduğu dernektir. Bu iki dernek birleşmiştir, İBDA- C'yi oluşturmuşlardır."

http://www.sabah.com.tr/2003/12/14/yaz33-10-107-20031205.html


"Necip Fazil Kisakurek, the IBDA-C's ideologue, published 130 books on Islamic thought, Islamic arts and other issues. His thought continues to influence the IBDA-C."

http://www.intelligence.org.il/Eng/var/yf_12_03.htm


"Necip Fazıl Kısakürek için yürüyüş yapan İBDA/C'ciler"

http://www.milliyet.com.tr/2006/05/25/son/sontur34.asp


Necip Fazıl "Son Devrin Din Mazlumları" isimli kitabında Dersim İsyânı'nı, Şeyh Said'i, Said'i Kürdî'yi vs. öve öve bitiremez. 1937'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin kürt'ün öldürdüğünü iddia eder.


Necip Fazıl, 1946'da İstanbul'da verdiği bir konferansta Atatürk'ü sâhte kahraman ilan etmiştir.


ABDULLAH ÖCALAN denen Allah'ın insan ziyânı olan aşağılık Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…

"20 YAŞLARINDA YA VARDIM, YA YOKTUM. NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN KONFERANSLARINA GİDER, BAYAĞI DA ETKİLENİRDİM..." (APO VE PKK ADLI KİTAPTAN)


Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı olan, Amerikalılara ''bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen'' yahudi kürt Cüneyt Zapsu'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl'ın yazdığı haftalık "Ehli Sünnet" dergisinin yayıncısıdır.


Bu sahtekârın meşhur şiiri "Kadın Bacakları"nı okuyalım da, nasıl bir Müslüman (!) olduğunu da görelim…

Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.

İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.

Boynuma doladığın güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler,
İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını.

(NECİP FAZIL KISAKÜREK)


 Necip Fazıl, 1934 yılına dek kadınların bacaklarına şiirler yazacak kadar nefis düşkünü bir adamdı. Eğlence ve kadınlar onun hayatının baş unsuruydu. Daha sonra da bu pislik hayatını devam ettirmediğini iddia etse de ''döneklerden, dönenlerden'' hayır gelmez.


Devam edelim…


Bu müfteri ayrıca Türkçe düşmanıdır. Türkçe'ye ağır hakaretler içeren yazısını aktarıyorum…

• KISA HECELER... Aşağıdaki cümleyi, ona hususî bir mâna biçmeden, onda ayrı bir mâna murad edildiğini hesaba katmadan, sadece Türkçe olarak okuyunuz:

• "Ciğerimi delici, yüreğimi yakıcı, kafamı kemirici soru şu ki, gericiliğe mi, ilericiliğe mi, ne tarafa döneceğini bilemeyene, ne diyeceğini, ne edeceğini bulamayana, baba izini görmeyene, anadilini yitirene, yolunu şaşırana, ya kuzu gibi boyuna budalaca acı acı meleyene, ya da kısa heceli ölü kelimeleri dizi dizi boşuna sıralayana, şu yeni kuşağa ne demeli; acımalı mı, acımamalı mı?"

İçinde 50 kelime ve 162 hece bulunan bu cümlede tek bir uzun hece yoktur ve böyle bir lisan yeryüzünde mevcut değildir.

• Bu hâl, tarihin ilk çağlarında, henüz hançeresi gelişmemiş bir millete işarettir.

• TEK HECELER... Dilimiz umumiyetle tek, hiç değilse az heceli kelimelerden örülü:

al, kal, çal, dal, ol, sol, dol, yol, ser, ver, ger, yer, yar, ban, kan, san, at, kat, tat, çat, kap, sap, tap, yap, say, yay, kay, cay, sil, bil, ek, çek, şiş, piş, ye, de, filân, falan, sayısıza kadar giden bir dizi...

Askerî kumanda sesine benzeyen ve sonlarına birer "mak" veya "mek" edatı eklenince ancak iki heceli masdarlığa çıkabilen "emr-i hâzır"lardan ibaret bu tek veya az heceli kelimeler kalabalığı içinde yabancı dillerden devşirilmiş dolgun heceler de Türk hançeresine uymadığı için bölünmüştür:

Psomi (rumca ekmek)-İpsomi...

Fikr-Fikir... Spor-Sipor... Film-Film... Nefs-Nefis... Remz-Remiz...

Vesaire...

• Başka dillerde tek hecede 4-5 sese kadar çıkabilen (rast, drops) dolgun heceler Türkçede 2-3 sesi aşamaz ve ancak kültürlü insanların hançeresinde yer bulabilir.

• Bir dilde uzun, dolgun ve çok heceli kelimeler, tefekküriyet ve medeniyet işaretidir.

• Türk Milleti'nin, ruhunu dayayacağı üstün bir medeniyet mihrakı buluncaya kadar sürdüğü hayat içinde dili, kısa heceler bahsinde olduğu gibi, konuşmaya ve dolayısıyla düşünmeye vakti olmayan bir topluluğu ifade eder.

• MÜCERRET MEFHUM... Türkçede, kendi öz anlamı olarak tek bir mücerret mefhum yoktur. Aşağıdaki, hemen her lisanda mevcut mücerret mefhumların Türkçe karşılığını arayınız:

Zaman, mekân, mesafe, zevk, şevk, mevzuu, merkez, mihrak, gaye, mefkûre, din, Allah; ve nâmütenâhîye kadar sayabiliriz. Mücerret mefhumların hattâ basitlerinden olan bu kelimelerden bir tanesini bile Türkçede bulamazsınız. "Allah" adının hiçbir lisanda eşi bulunmaz hâs ve âlem ismi olması bir tarafa, ilâh mânasına her dilde mevcut kelime bile Türkçede yoktur. "Tanrı" kelimesi "tanyeri"nden gelir ve mücerretlikle alâkasız, putperestlikten kalma bir madde ismi olmaktan ileriye geçemez. "Mevzuu" kelimesine uydurulan "konu" ise "koymak" gibi kaba ve maddî bir fiile dayanır. "Vazetmek" fiili "koymak" değildir ve onun üstünde bir mânayı (nüans-gamiza) belirticidir.

• Neticede, sade ve mahdut madde isimlerine mahsus, beşerî tefekkür malzemesinden mahrum bir lisan karşısında kalıyoruz. Hattâ "dil" bile "lisan" kelimesine uymuyor ve ağızdaki et parçasından ibaret kalıyor.

• Cedlerimiz İslâmı kabul edip kâinat çapında bir tefekkür ve tahassüs hazinesini yüklendikleri ân, takdir ettiler ki, kumanda seslerinden ibaret tek ve kısa heceli, âhenksiz sadece yalçın madde plânına bağlı, mücerret mefhumdan sıfır derecesinde bir dille ne insan, ne cemiyet, ne de devlet teşkil edilebilir. Artık Türk, madde fatihliğinden, onunla beraber mâna fâtihliğine geçmiştir; bunun için de maddî kılıcına eş bir mâna kılıcı lâzımdır. Hâlbuki elinde, mânevî kılıç adına, çelik değil, bir saman parçası bile yoktur? Ne yapsın?

• Türk, İslâmiyeti kabul ettikten sonra düşünmeye başlamıştır. (?) Bu, anlayan ve insafı olan için riyazî bir hakikattir. İşte bu Türk, yani İslamiyet’i kabul ettikten sonra gerçek Türk’ü bulan Türk, ilk iş olarak, kaba müşahhaslardan ileriye geçemeyen dilini zenginleştirmek zaruretini idrak etmiştir. Bunun için de, Batılının, Yunan ve Lâtin kaynaklarına uzanışı gibi, öz kültür kaynağının iki örnek diline el uzatmış ve Türkçenin çarşafı üzerine Arap ve Fars ağaçlarının meyvelerini silkelemeyi tek yol kabul etmiştir.


Necip Fazıl Kısakürek, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yay. İstanbul

Bu yazıda Necip Fazıl, Türk diline hakaret ederek, Arap dilini kutsadığı gibi ''Türkler Müslüman olduktan sonra düşünmeye başlamıştır'' diyerek de koskoca İslâm öncesi Türk tarihine ve Türklerine bile sövmüştür.
« Son Düzenleme: Eylül 27, 2007, 02:10:55 ös Gönderen: LEON COMANDANTE »


Eylül 27, 2007, 02:22:39 ös
Yanıtla #11
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

Senin kadar olmasın da...
''Kızıl elmada buluşalım''


Eylül 27, 2007, 02:25:53 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Desene aynı sen...


Eylül 27, 2007, 02:42:53 ös
Yanıtla #13

Sn Üyeler,

Lütfen gene başlamayalım.Her konu sürekli kişisel hakarete dönüşüyor.Farklı düşüncelerde olan kişiler tezlerini karşı tarafa hakaret etmeden tartışıp mat edebilirlerse bunun adı entellektüel ve seviyeli tartışma olur.Öbür türlüsünün Ulus halindeki esnafın 3 kilo patates 2 kilo domates tartışmasından bir farkı kalmıyor.
Omnia mors aequat


Eylül 27, 2007, 02:48:40 ös
Yanıtla #14
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Mysticprovocateur ne demişim ? Hakaret ederken hangi kelimeyi kullanmışım ? Çirkin kelimeler kullanan ben değilim.

İyi peki siz de diyorsunuz ki, kimi hakaret edersen et ama sitedeki üyelere etme. Yanlış mı düşünüyorum ?
''Kızıl elmada buluşalım''


Eylül 27, 2007, 02:51:34 ös
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

Sayın Provakatör;

Ben hep onca yazıyorum ediyorum kişi anlamadıktan sonra ben daha ne edeyim. Sadece yazacak kadar vaktim var birde ayriyetten öğretmenlikte yapacak kadar zamanım yok. Benim kanıtlarıyla yazdıklarıma bakın, kişinin cevap olarak yazdığına bakın.

Sevgiler, saygılar


Eylül 27, 2007, 02:54:09 ös
Yanıtla #16
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

Meydan boş yazan yazıyor.
''Kızıl elmada buluşalım''


Eylül 27, 2007, 02:56:05 ös
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Kafa boş anlamayan anlamıyor.


Eylül 27, 2007, 02:57:52 ös
Yanıtla #18
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

''Kızıl elmada buluşalım''


Eylül 27, 2007, 03:00:23 ös
Yanıtla #19
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay

:Efendim siz ATatürkün bütün devrimlerine karşımısınız
;''bütün  devrimleriyle karşı karşıyayım,şimdi sen karar ver karşımıyım degilmiyim evlat''.......
(''Necip fazıl kısakürek ''kafa kagıdı)  kader insanları başka cepelere taşır . Şimdi siz kararverin karşımıydı karşıkarşayamıydı.Yoksa karşıkarşıya olmak zorundamıydı..Kimisi olaylara sadece tek boyutda bakar biri kendine karşıysa yanlış ve hatta vatan haiinidir...Fakat Atatürkün  bile bu devrimleri yaparken en bütyük üzüntüsü ve kaygısı deger verdiği bazı kişilerin kendinden uzaklaşacagı korkusuydu...
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
22727 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 13, 2007, 01:01:06 ös
Gönderen: Supeluta
34 Yanıt
20005 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 28, 2007, 04:51:39 ös
Gönderen: SublimePrince
NİHAL ATSIZ - necip fazıl

Başlatan LEON COMANDANTE Diger Konular

9 Yanıt
16846 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 25, 2007, 01:53:02 öö
Gönderen: Itzhak
1 Yanıt
3708 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 19, 2008, 01:21:03 ös
Gönderen: bugfree
0 Yanıt
2826 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 18, 2011, 06:09:26 ös
Gönderen: karahan
15 Yanıt
8148 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 02, 2012, 08:04:32 ös
Gönderen: yazbenide
1 Yanıt
3056 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 03, 2012, 06:00:25 ös
Gönderen: Tij
2 Yanıt
3593 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 05, 2012, 03:41:10 ös
Gönderen: ARCHITECT
0 Yanıt
2290 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 16, 2013, 09:43:08 ös
Gönderen: Melina
1 Yanıt
2345 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 24, 2015, 04:29:48 ös
Gönderen: İNSAN