Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Türban Sadece Saçı mi Örtmeye Yarıyor Yoksa Bilincide mi Örtüyor?  (Okunma sayısı 8675 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 11, 2008, 10:55:44 öö

Son günlerin meşhur lafı "Malumun İlamı" bu olsa gerek.

Dün Fatih Altay lının programında 2 Türbanliı bayan ile Fatih Altaylı arasında geçen diyalog;


Fatih Altaylı: Sizin facebookta bir siteniz mi var? Kevser adlı arkadaşımızın facebook adlı paylaşım sitesinde İran devriminde Ayetullah Humeyni’nin fotoğrafları yer alıyor. Doğru mu?

 

Kevser Çakır: Bir tane fotoğrafı var evet. Evet, seviyorum ve saygı duyuyorum.

 

Fatih Altaylı : Ama o Şii . Humeyni’nin nesini seviyorsun?

 

Kevser Çakır: Şii olması önemli değil. Benim için Müslüman biri. Hümeyni’yi seviyorum.

 

Fatih Altaylı : Ama İran'da baskı rejimi var.

 

Kevser Çakır: Ama İran'daki rejimi ben desteklemiyorum

 

Fatih Altaylı: Ama kurucusu Humeyni.

 

Kevser Çakır: Humeyni’nin aynı görüşleri sahip olması anlamına gelmez bu. Ben Humeyni'yi seviyorum şahsen.

 

Fartih Altaylı: Sen seviyor musun?

 

Nuray Bezirgan: Evet seviyorum.

 

Fatih Altaylı: Atatürk’ü seviyor musun?

 

Nuray Bezirgan : Atatürkü sevmeme hakkı var mı? Başıma bir iş gelmeyecekse ben sevmiyorum.

 

Atatürk'ün yetkiyi padişahtan alırken yani saraydan alırken laik bir Cumhuriyet kurmak için aldığını düşünmüyorum. Halk o zaman islami değerler için savaştı. Nitekim Kurtuluş Savaşı’nın başlaması da Kahramanmaraş’ta Fransız askerlerinin Nene Hatun'un başörtüsüne uzanmasıyla olmuştur.

 

Fatih Altaylı: Maraş’la Erzurum’u birbirine karıştırdın.

 

Nuray Bezirgan: Her neyse. Maraş’ta Fransız askerleri bir kadının örtüsüne saldırıyor. Sütçü İmam buna karşı ilk ateşi açıyor. Böylelikle Kurtuluş savaşı başlıyor. Sonuçta cepheye cephanelik taşıyan kadınlar o dönemin insanları, o dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz hep Müslüman insanlar.

 

Fatih Altaylı: Peki bu ülkenin Kurtuluş Savaşı'nı örgütleyen bir adamı niye Humeyni kadar sevmiyorsun. Bunu merak ettim. Eğer Atatürk olmasaydı burada belki de İngilizler vardı, Fransızlar vardı.

 

Nuray Bezirgan: Yani İngilizler olsaydı benim haklarım daha geniş olacaktı. Zaten mesele bu yani. İnsanlar bana Atatürkçülük adına zulmediyorlarsa benden Atatürk'ü sevmemi bekleyemezsiniz.

 

Kevser Çakır: Yani bir insanın ismi üzerinden ideolojik bir kurgu oluşturulmaya çalışıldığı için bunlar oluyor. İyi Bir asker. Bunu biliyoruz.

 

Fatih Altaylı: Bu ülkeyi düşmanlardan arındırma sebebi. En azından bir minnet duygun yok mu?

 

Kevser Çakır: İyi bir asker biliyoruz.

 

Fatih Altaylı: Bugün sizin savunduğunuz özgürlükçü, cumhuriyeti kuran sizin temsil ettiğiniz iradenin, bugün iktidar olmasına olanak veren de rejimi kuran da yine Atatürk değil mi? Camileri de kapatmamış.

 

Nuray Bezirgan: Benim fikirlerimİ savunucak parti kurulamaz Türkiye’de. Zaten bu yasak. Benim fikirlerimi herhangi bir parti savunmaya kalktığı zaman parti kapatılır.

 

Müslümanlar haklarını elde etmek için gece gündüz çabalarlar. Birileri gelir parlementonun azıcık bir özgürlük tanımlamasına bile Atatürk adına, Cumhuriyetcilik adına, demokrasi adına ne adına olursa olsun özgürlüklerimizi elimizden alır.

 

Ben tamamiyle özgür olduğum hak ve özgürlüklerimin kısıtlanmadığı bir sistem istiyorum.Mesela siz nasıl ki başörtülü hakim bir hanımdan rahatsız olacağınızı söylüyorsanız ben sizin, mesela bu fikrinizin temelde Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyet'te bizlerin hep tehdit olarak sizlere sunulmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

 

Fatih Altaylı : Hayır ondan kaynaklanmıyor. Sizin “siz, biz” demenizden kaynaklanıyor.

 

Siz islami inançları sizin tarafınızda yaşamayan veya sizin gibi algılamayan insanları farklı görüyorsunuz. Sen, Recep Tayyip Erdoğan ve başkaları "siz- onlar, biz-onlar" dediğiniz zaman kendimi kötü hissediyorum.

 

Nuray Bezirgan : Sizin inancınız ne olduğu beni ilgilendirmiyor. Benim ilgi alanım değil. Kişi istediği dine sahip olur ya da olmaz yada dinsizdir. Bu benim size ikinci sınıf vatandaş olarak göreceğim anlamına gelmez. Ama Fatih Bey siz başörtülü bir hakimden rahatsız olduğunuzu söylüyorsunuz

 

Fatih Altaylı: Önyargılı olur diye rahatsız olurum.

 

Nuray Bezirgan: Tabii ki. Önyargınızın temelinde 85 yıldır yürütülen laik sistemin dayatmalarının olduğunu düşünüyorum. Biz hiçbir zaman özgür olamadık. Hiçbir zaman kendimizi ifade edemedik. Siz hiçbir zaman başörtülü bir hakim tarafından yargılanmadınız. Dolayısıyla bu şekilde düşünüyorsunuz.

 

Fatih Altaylı: Senin rejimden istediğin ne? Üniversiteye gitmen, kamusal alanda görev yapman dışında ne isteğin var?

 

Nuray Bezirgan: Ben başörtümle birlikte sosyal hayatta da var olmak istiyorum.
Omnia mors aequat


Haziran 11, 2008, 11:12:02 öö
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 574
  • Cinsiyet: Bay

Yaziyi biraz okudum, sinirlerim bozuldu ondan gerisini okumadim. Ancak, basliktan yola cikarsak; turbanin sadece saci orttugu insanlar sayisi oldukca fazla. Mesela Ankara Konur sokagi Ankara'da yasayanlar bilir ne tur genclerin takildigini. Onlarin arasinda 1-2 tane ben "gothik" turbanli gordum. Onun disinda arkadaslardan da duyuyorum rock konserlerinde turbanlilarin ne yaptigini. Yani herkesin bilincini ortmuyor. Mevcut iktidar basa geldiginden beri bunlarin sayisi oldukca artti. Bir insan bir gunde bilincinin hepsini degistirirmi? Degistirmez. Mevcut iktidar partisi eger kapatilirsa veya kapanmasa da birdahaki secimlerde bu iktidar veya onun herhangi bir uzantisi basta olmazsa, turbanlilarin sayisi bence oldukca azalacaktir. Cogu insan bence turbani bulundugu ortamlarda daha cabuk yukselebilmek yada iktidara daha yakin olmak icin esine taktirmakta. Turbanli olup da parklarda onun bunun kucaginda olan kizlarda var. Gozumle gordum yani. Turbanli olup da laiklik mitingine katilan da var -her ne kadar onun inandiriciligina inanmasam da-. Yani kisaca turbanli olupda sadece saci ortulen ir suru insan var.


Haziran 11, 2008, 11:26:12 öö
Yanıtla #2


Alıntı
Turbanli olup da parklarda onun bunun kucaginda olan kizlarda var. Gozumle gordum yani. Turbanli olup da laiklik mitingine katilan da var -her ne kadar onun inandiriciligina inanmasam da-. Yani kisaca turbanli olupda sadece saci ortulen ir suru insan var.

Sn. Poyraz 06,

Çok haklısınız.  Soruyu yazarken işaret etmek istediğim husus Türbanın aklı ve mantığı maskelemek için kullanılan bir silaha dönüşmesi idi.Burada esas suçlu yukarıdaki zırvaları dillendiren hanımlar değil onları bu hale getirenler.Türkiye de özellikle kendini dindar sayan kesim Kur'an ı Türkçe olarak baştan sona okurlarsa Fanatizm oranının ciddi şekilde düşeceği kanaatindeyim.

Saygılarımla,

Omnia mors aequat


Haziran 11, 2008, 11:50:25 öö
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 574
  • Cinsiyet: Bay


Türkiye de özellikle kendini dindar sayan kesim Kur'an ı Türkçe olarak baştan sona okurlarsa...



Aynen katiliyorum. Ve bunu yapmasi gereken muhafazakar sayisi oldukca fazla. Gecen haberlerde gosteriyorlar, Ali Bardakoglu Van'a gidiyor. Islam hakkindaki yanlis dusunceleri gidermek icin. Ozellikle de bayanlarla ilgili hususlar icin. Kadin soruyor adama.. Diyor ki sizce cok eslilik caizmidir diye. Adam cevap veriyor:  "Caizdir, cunku Peygamber'imizin birden fazla esi vardir, onun olduysa benim neden olmasin". Kadin diyor ki sonra, Kur'an da caiz oldugunu kanitlayan bir yer soylermisiniz diyor. Adam oyle bir karsi cikiyor ki -bu tepkiyi verenler de bayagi fazla- ben televizyon karsisinda korktum simdi kadini dovecek diye. Baska bir adama soruyorlar, oraya girme, Kur'an i oku vb. cevaplar aliyorlar. Sonra birde diger kadinlara soruyor... Kocanizin birden fazla esi olsa ne dersiniz diye soruyor.. Kadinlarin cevabi tahmin ettiginiz gibi.. Ya beyim bilir diyorlar, ya bana yardimci olur diyorlar yada ben karismam diyorlar. Kadin soruyor sonra peki sizce caizmidir diye. Onlar evet diyor. Din'i bildigini sanip da bilmeyenler oldukca fazla. Bu ornegi en son gordugum icin aklima ilk ornek bu geliyor


Haziran 11, 2008, 12:37:26 ös
Yanıtla #4
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

elbetteki birini sevme ya da sevmeme hakkı vardır ama su sevmeme hakkı onun yaptıklarını görmezden gelme, hayatını ve başarılarını yok sayma, küçük görme veya saptırma hakkını da tanımaz.

ben bu kişilerin kimi sevip sevmediklerini umursamıyorum. nihayetinde ben de onları sevmiyorum. ama söylemlerinin en basit tabirle iğrençliği karşısında bu kadar cehalet bu kadar taassubun 23 Aydınlanma Devrimini yaşamış bir ülkede nasıl hortladı nasıl bu denli gözleri kör, kulakları sağır etti diye düşünüyorum.

humeyniyi seviyorum ama iran da baskı rejimi var diyen birisinin atatürkü sevmiyorumdan sonra türkiye de var olan özgürlük rejiminin de hakkını vermesi gerekmez miydi?

sıkmabaşıyla üniversitede okumak istiyor, hakim olmak istiyor memur olmak istiyor vesaire... ve buralarda bu şekilde olmayı özgürlük olarak öne sürebiliyor. ve inanılmaz bir şekilde bu özgürlüğü(!) savunan bir alay liberal kişi de var.

düşünsenize kurtuluş savaşının sütçü imamla başlatan, kurtuluş savaşını yapanların hep müslüman insanlar olduğunu söyleyen ve şapka devrimiyle diyerek ne demek istedikleri açıkca ortaya koyan bir zihniyet, ingilizler olsa daha iyi olurdu diyebilecek kadar müstemlekeci mandacı bir zihniyet...

bunların agababaları, dedeleri de böyle değil miydi? Kürt Teali Cemiyeti, Teali İslam vesaire, o büyük İnsan insanca yaşamak ve yaşatmak için ölümün üstüne yürürken kendi düzenlerinin elden gitmemesi için ingiliz mandasını savunmıyor muydu? bunların ağababaları, Devrim sonrası, insanların beynindeki ağların yırtılmaya başlamasıyla üfürükçülükleriyle anlaşılmaz dilleriyle aldatamayacaklarını anlayınca halkı isyan etmediler mi? said-i kürdiler, şeyh saitler vesaireler...

90 yıl sonra bugün islamcı(!)ların geldiği nokta 90 yıl öncekinin aynısı yani bu arkadaşlar az gitmişler uz gitmişler dere tepe düz gitmişler gide gide bir arpa boyu yol gitmişler.

daha fazla söz söyleyemeyeceğim. Sn. Myctic'in de söylediği üzere bari kendi kitaplarını anlayabildikleri bir dilden okusalar böyle vahşi böyle patavatsız böyle fanatik olmazlardı.

izlemeyenler için http://www12.gazetevatan.com/video/video.asp?vid=4803 adresinde bu inanılmaz dialog söz konusu.


Haziran 12, 2008, 11:28:07 öö
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

"Humeyni’yi seviyorum.

Atatürk’ü sevmiyorum.

Maraş’ta Fransız askerleri Nene Hatun’un başörtüsüne uzandı. Sütçü İmam ilk ateşi açtı, böylelikle Kurtuluş Savaşı başladı. O dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz, cephedeki insanlar hep Müslüman... Atatürk olmasaydı, İngilizler olsaydı, haklarım daha geniş olacaktı."

*

Böyle dedi.

*

"Türbanlı böyle dedi" demiyorum; çünkü bütün türbanlılar böyle düşünmediği gibi, böyle düşünen türbansızlar da var.

Demem şu...

*

Nene Hatun, Maraşlı değil.

Erzurumlu.

Savaştığı düşman, Fransız değil.

Rus.

Rus başörtüsüne saldırmadı.

Aziziye Tabyası’na saldırdı.

Milli mücadelenin mangal yürekli evladıdır ama, milli mücadelenin ilk kurşununu Sütçü İmam sıkmadı.

Hasan Tahsin sıktı.

Maraş’ta değil, İzmir’de.

Takvime bak.. Hasan Tahsin’in tetiğe basmasıyla, Sütçü İmam’ın tetiğe basması arasında 6 ay var...

Sütçü İmam, Fransız vurmadı.

Ermeni vurdu.

Maraş’ta düşmana ilk müdahaleyi yapan da, aslında Sütçü İmam değil.

Çakmakçı Sait.

Silahı yoktu.

Yumruğuyla saldırdı.

Şehit oldu.

Maraş’ı önce kim işgal etti?

Arkadaşın İngilteresi!

Kim sesini çıkarmadı?

Arkadaşın padişah efendisi!

Kim kurtardı?

Arkadaşa daha geniş haklar tanıyacak olan İngilizlerin gemisiyle kaçan padişah efendinin idam etmek için arattığı Atatürk!

*

O dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz, cephedeki insanların hep Müslüman olmadığını da görürsünüz...

Bizzat Ordinaryüs Profesör Mazhar Osman’ın ağlayarak okuduğu "şehit listesi"ne göre, bu toprakları İngilizler işgal etmesin diye savaşan, can veren İstanbullu hekimler arasında, 140 Türk, 32 Ermeni, 25 Rum, 18 Yahudi var.

Ve, dikkatinizi çekerim, hepsine birden "şehit" demişler... Çünkü şehitlik kavramı, "o dönemin sosyolojik yapısı"na göre, dinle alakalı değil, yurtseverlikle alakalı.

*

Uzatmayayım.

Tehlike ne İran’dır, ne İngiltere...

Kara cehalettir.


Yilmaz Ozdil
« Son Düzenleme: Haziran 12, 2008, 05:24:04 ös Gönderen: skullG »


Haziran 12, 2008, 11:28:40 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Ayrica, Hasan tahsin ile birlikte Yunan askerine ilk kursunu sikanlar ve sehit dusenler arasinda Hasan Tahsin'in Izmir'li yahudi arkadaslarinin da bulundugunu unutmayin. Gercekten sehitlik belli bir din uğruna olmek degil, ulke ugruna olunca din farkliliginin onemi olmaz.


Haziran 13, 2008, 12:31:31 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

2 tane türbanlı kız tüm türbanlıları temsil edemediği gibi iki sokak kadını da tüm türbansız kadınları temsil edemez.


Haziran 13, 2008, 12:37:34 ös
Yanıtla #8
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

2 tane türbanlı kız tüm türbanlıları temsil edemediği gibi iki sokak kadını da tüm türbansız kadınları temsil edemez.

sn. alpacino,

bu sözünüz bile aslında hususun ne denli tehlikeli bir kavşakta olduğunun göstergesi gibi. buradaki kümelemede müthiş bir hata var ve neyazık ki bu hata sizden değil size (siz derken de kastım yalnızca siz değil sizin gibi düşünenlerdir yanlış anlamayınız) çeşitli kanallarla (cami, dernek, tarikat, parti, gençlik kolları, televizyon, radyo vesaire) empoze edenlerden kaynaklı. türban denilen şeyi bir namus simgesi olarak gösterme dehşetengizliği... 2 türbanlı tümünü temsil etmez ama iki sokak kadını da başı açıkları temsil etmez sözünüz gerçekten yadırgatıcı.

belki siz bu tanımla o 2 türbanlı kişiyi 2 sokak kadınına benzetmek istediniz ki bence bu da başka yönden tehlikeli.

en tehlikelisi ise kadının bir şekilde erkek bakışıyla biçimlendirilmesi... bu çağlar boyunca süregelen bir şey, sokak kadını, hayat kadını, mahalle kadını, ev kadını, kokona, mümin vs. (zannetmeyin ki bir erkek olarak feminist damarlarım kabardı :) ) bu bedenin hapishaneye dönüştürülmesinin de başlangıç yoludur.

geleyim bugün okuduğum iki habere 1. Haber bu konuyla ilgili, aynen aktarıyorum;

"Kara cahil kız tepkiler üzerine çark etti: “Ben Atatürk’e karşı değilim. Fanatik birileri bana zarar verebilir. Ben saygısızlık etmedim” sözleriyle kendisini savundu.

Fatih Altaylı’nın ’Teke tek’ programında yaptığı açıklamalarla bir anda gündeme oturan Nuray Canan Bezirgan'ın başlattığı tartışma bugün de sürüyor. Son olarak Cumhuriyet Başsavcılığı Bezirgan hakkında soruşturma başlattı.

“Humeyni’yi seviyorum, Atatürk’ü sevmiyorum” sözleriyle olay yaratan Bezirgan açıklamasının kamuoyunda büyük tepki görmesi karşısında “Ben Atatürk’e karşı değilim. Fanatik birileri bana zarar verebilir. Ben saygısızlık etmedim” sözleriyle kendisini savundu.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, bir televizyon programına katılan Nuray B. hakkında, buradaki bazı sözlerinden ötürü, Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma açıldı.

Hilal TV Haber Müdürü Gazeteci Arzu Erdoğral’a demeç veren Nuray Bezirgan Atatürk düşmanı olmadığını ve sözlerinin çarpıtıldığını söyledi.

Benim daha önce Kanada’da olduğum yeni ortaya çıkmış gibi davranılması hayret verici… Atatürk düşmanı değilim. Altaylı ısrarla sordu “Fikirlerim uyuşmadığı için sevmiyorum” dedim. Düşmanlık demek çok yanlış…

Humeyni’yi seviyorum cümlesi de tamamen çarptırıldı. “Şah’ın zulümlerine karşı başkaldırı olduğu için, iyiyi hakim kılmak kötüyü ortadan kaldırmak için sadece liderlik vasfını seviyorum” dedim


İngiliz mandası’ olduğumu söylüyorlar. Kendi yorumları ile, nasıl yaparlar bunu. 3 çocuk annesi evli biriyim ailem var. Kardeşlerim var. Nasıl olur da beni Fadime Şahin’e benzetirler? Fadime Şahin olmayı asla kabul edemem. Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin benzetmesini ne hakla bana yaparlar. Bunu yapanlar iftiralarından vazgeçmez ise dava açacağım. Uğur Dündar bile yorum yapmasına rağmen en azından aradı, fikrimi sordu ama hakkımda asılsız haber yapanlar bunu yapmadı…

niçin kanada'daymış? "İstanbul Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Tıbbi Dokümantasyon Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyken başörtülü sınava girmek isteyince 6 ay ceza aldı. Cezası ertelenince Kanada’ya iltica etti ve 7 yıl orada yaşadı. İltica başvurusu 2.5 saat içinde kabul edilen Bezirgan, “Yasak beni kaçırtmadı. Amacım, bu mücadeleyi yurt dışına taşımaktı. Kaçacak kadar korkak olsaydım Türkiye’de bu kadar kendimi öne atmazdım” dedi. Dönme kararını ise şöyle açıkladı: Oğlum kardeşleri, arkadaşları ve bizimle iletişim kurarken İngilizce’yi tercih etmeye başladı. Müslüman nüfusun azlığı da diğer bir etken oldu. Kanada vatandaşlarıyla ortak paydamız az olduğundan Türkiye’yi özlüyordum. Hem çocuklarımın kültürel erozyona uğramalarının önüne geçmek hem de kendi kökümüz Türkiye’de olduğu için dönme kararı aldım" 1998 - 2005 yılları arasında orada yaşadı. 2008 de türkiyede bu sözleri söyledi.

Kız hakkındaki görüşlerim yukarıda mevcut. Ben asıl, Atatürk'e hakaretten soruşturma başlatan savcıyı tebrik ediyorum. tebrik ediyorum, çünkü kızın başıma bir iş gelmeyecekse sözünü başına iş gelecek işte diye inatlayıp dava açtığı için. Eğer bu soruşturma sonunda dava açılırsa o zaman görün siz artık bu demokrasi cengaveri arkadaşları. ellerine bir koz daha vermenin mutluluğu ile yaşar savcı beyde herhalde. ne gereği vardı ki soruşturma başlatmanın? kız sevmediğini söyledi. seversevmez banane... beni o kıt tarih bilgisi, saptırılmış cehaleti ve o biraz da aptal bakışı ilgilendiriyor. Atatürkü sevme büyüklüğü yoksa bu Atatürke hakaret etti demek mi?

ben başlatılan soruşturmanın en çok da Atatürk'e ve Kemalizme zarar vereceğine inanmaktayım.


2. Haber bu konuyla ilgili değil Haber şöyle "Emekli Astsubay Başçavuş Atik Toprak, Milli takımın Turkuaz formasına dava açtı. MERSİN’in Erdemli İlçesi’nde emekli Astsubay Başçavuş Atik Toprak, Türk Milli Takımı’nın Avrupa Şampiyonası’nda giydiği beyaz zemin üzerine Turkuaz renkteki formayla Türk bayrağına saygısızlık yapıldığını ileri sürerek suç duyurusunda bulundu.

Erdemli Adliyesi’ne gelen emekli asker Atik Toprak, Türk Milli Takımı’nın giydiği formada kullanılan rengin, Türk Bayrağı’nın renklerini taşımadığını belirterek Futbol Federasyonu’nun Nike ile yaptığı anlaşmanın iptalini istedi. Formanın kırmızı-beyaz olması gerektiğini ve turkuaz rengi kullanılarak Türk bayrağına saygısızlık yapıldığını ileri süren Toprak, Erdemli Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet dilekçesi verdi. Atik Toprak dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:

“İlk maçımızı izledikten sonra Türk vatandaşı olarak çok üzüldüm. Çünkü, takımımızın formasında beyaz zemin üzerine turkuaz kullanılmış. Bu organizasyonda milli takımların sponsorları Puma, Adidas ve Nike gibi firmalardır. Bizim takımın sponsoru da Nike’dır. Bu firma diğer Avrupa milli takımlarının 11 tanesinin de sponsorudur. Nedendir ki sponsor olan firma sadece Türk Milli Takımı’nın rengini değiştirme teklifi yapmış, diğer sponsor olduğu ülke milli takımlarının formaları kendi bayraklarının rengini taşımaya devam ediyor. Bir Türk vatandaşı olarak bizim takımın formasının diğer ülkelerde olduğu gibi bayrağımızın renklerini taşıması gerektiğine inanıyorum. Bu uygulamayı şanlı Türk bayrağına saygısızlık olarak değerlendiriyorum. Bu nedenle Türk Milli Takımı’nın formasının renklerini değiştiren Nike ile Türkiye Futbol Federasyonu’nun yaptığı bu anlaşmanın incelenmesini ve iptalini istiyorum.”

Atik Toprak’ın dilekçesi Cumhuriyet Savcılığı kaleminde kabul edilerek işleme konuldu. "

buhaberle bağlantılayıp up uzun milliyetçilik, şekil vesaire üzerine yazı yazılabilir. Turkuaaazzz -Beyaaaaaaaz :) Hollanda'da veya italya'da hiç böyle bir suç duyurusunda bulunulmuş mu acaba?


Haziran 13, 2008, 09:10:06 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Beyfendi o kadar objektif olmaya çalıştım ki siz yine cümlemden kendi alehinize bir şeyler çıkartmışsınız.
Bu cümlemden nasıl bunu çıkardınız  ? ''türban denilen şeyi bir namus simgesi olarak gösterme dehşetengizliği'' Bilakis orada ben şunu belirttim ''iki sokak kadını da tüm türbansız kadınları temsil edemez.'' EDEMEZZZ !!! Yani başörtüsüz kadınların namussuzdur şeklinde bir düşüncem yok.
Eğer mesajımdan bunlar anlaşıldıysa kendimi anlatamayan aptalın tekiyim.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
4 Yanıt
4722 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2008, 07:26:17 öö
Gönderen: MASON
42 Yanıt
20973 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 20, 2017, 04:10:12 öö
Gönderen: night manager
8 Yanıt
14044 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2010, 02:45:24 ös
Gönderen: Mozart
15 Yanıt
9799 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 01, 2012, 09:43:37 öö
Gönderen: CAMPANELLA
45 Yanıt
20689 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2008, 08:54:09 öö
Gönderen: tcorbaci
74 Yanıt
35024 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 09, 2016, 06:24:18 ös
Gönderen: hyperbolic metamaterial
5 Yanıt
4684 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2009, 10:32:08 öö
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
6610 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2010, 02:19:31 öö
Gönderen: abdkeskin
7 Yanıt
5522 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2018, 01:14:25 öö
Gönderen: Venus
2 Yanıt
4308 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2018, 02:49:17 ös
Gönderen: Novayst