Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kadının Doğurganlığı Erkeğin Saplantısı  (Okunma sayısı 3137 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 18, 2008, 10:14:40 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Erkekler de dünyanın her yerinde ırkçı, dinci, ekonomik ve politik unsurların baskısı altında bulunuyor. Kadınlar bu sorunları (sadece çok az erkeğin gerçekten yüzleşmeye cesaret ettiği, erkek kimliği sorunu dışında) eşitçe paylaşmakta. Ne var ki, erkekler kadınların sorunlarının çoğunu aynı şekilde paylaşmıyor. Paylaşılmayan sorunların kökeninde kadınların çocuk doğurma yeteneği yatıyor: Kadınlar insan soyunu bedenleri aracılığıyla yeniden yarattıkları içindir ki, patriarka olmasaydı da kadınların durumlarının özgüllüğü değişmeyecekti. Ne var ki, patriarkal düzen kadınları bedenlerine hapsetti. Kadınlar çocuk doğurduğu için, erkekler kadın bedenini denetlemeye ya da kendilerine maletmeye kalkıştı. Erkek egemen düzen gerçekten de kadınların çocukları, (milyonlarca yıl sandığımız gibi) mucizevi bir şekilde, kendi kendilerine dünyaya getirdiklerini varsaymakta. Kadının çocuğu yalnız başına doğurduğu varsayımı, en ilkel zihniyetlisinden en gelişkinine kadar, tüm toplumlarda yaygın.( Bu mantıktan yola çıkan erkekler, çocuğu karnında taşıyıp sonra da doğuran kadına, büyütüp yetiştirme sorumluluğunu da yüklüyor. Erkekler çocukların kendi adlarını taşımasında ısrar ederek çocukları sahiplenirken, çocuk isteyen sadece kadınlarmış gibi, büyütme ve yetiştirme görevini onlara bırakıyorlar. Kadının çocuk doğurması, sorunlarını kısır bir döngüye sokuyor: Erkeğin kadın bedenindeki etkisi çoğu zaman hamilelikte de kendini gösteriyor, analık kadının yaşamında muazzam ve kalıcı bir etki bırakıyor. Oysa, kısırlaştırma ve babalık da dahil olmak üzere, erkeklerin bedenine ilişkin hiçbir şeyin onları bir ömür boyu etkilediği söylenemez; sorumlulukları on yıllarca sürecek çocukları dünyaya getiren de onlar değil zaten. Bundan dolayı erkekler deneyimlerini kadınların hiçbir zaman yapamadığı şekilde sınıflandırabilir. Kadınların çocuk doğurması, erkeklerin tüm kadınları ısrarla ana olarak görmesine, onlardan bakım ve hizmet beklemesine yol açar. Eğer kadına, insan soyunu üretmek ve toplumsallaştırmak gibi bir amaca ulaşmak için yetki verilmiş olsaydı, belki tek başına bu sorumluluğa dayanabileceği düşünülebilirdi. Oysa erkekler bu en önemli insanlık görevinin kadınlar tarafından ödülsüz, pek yardım edilmeden ve neredeyse hiç ilgi gösterilmeden yerine getirilmesini bekliyor.

Tarihte kadınların çocuk doğurma yeteneğini, erkeklerin kıskandığına dair ipuçları var: Daha devletler kurulmadan, kadın gücünü kırmak için onu metalaştırarak değişim ve kullanım aracı haline getirmiş olmaları bunu doğruluyor. Denetlemeye çalışmaktaki çabaları da bu konuda ne kadar saplantılı olduklarını gösteriyor. Kadınların doğurganlığını denetleme çabası bu tartışmada tekrar tekrar karşımıza çıkıyor. Erkek davranışlarının her aşamasında, kadın doğurganlığını denetleme dürtüsünün gizli bir gündem maddesi olarak geçerliğini koruduğu görülüyor.

Bu kitap bir durum değerlendirmesi niteliğinde. Bu yüzden bitmiş bir çalışma olarak görülmemeli. Kadınlara uygulanan eril şiddet –dayak, ırza geçme, ensest– dünya istatistiklerinde ya hiç yer almıyor ya da veriler güvenilir değil. Önümüzde duran en önemli işlerden biri ensesti tüm boyutlarıyla ortaya çıkarabilmek. Kadınlara mahkemelerde, basın-yayın ve sanatta nasıl davranıldığına, gelenek ve göreneklerdeki yerlerine bu kitapta hemen hiç değinilmedi. Ne var ki, okuduklarınızın sizi bu konuda düşünmeye ve araştırmaya yönelteceğini umuyorum.


Mart 20, 2013, 10:01:00 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

' Bayanların kalçalarının genişliği doğurganlığı ve dişiliği sembolize eder. ' şeklinde yaygın bir söylem vardır ya halk arasında.. Günümüz insanından ziyade, eski mitlerde de her bayan kalçalı ve hafif tombul olarak karşımıza çıkar. Erkek olsun kadın olsun kendisine eş seçerken, çocuklarına iyi ana-baba olup olamayacağına yanıt arar aslında.  Bu durumu daha sağlamlaştırmak için Yüce Yaratıcı bazı ipuçları ve içgüdüsel davranışları da eklemiştir; Erkekte geniş omuz, kadında ince bel - geniş kalça (kum saati) cinsel olarak çekici gelmesinin nedeni, neslin devamını sağlamaktır. Kum saati gibi bir fizik kadının doğurgan ve sağlıklı olduğunu gösterir ve sağlık, yavruya genetik yolla geçmiş olur. '
Adequatio intellectus et rei


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
8216 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 10, 2012, 02:44:49 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
3755 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2008, 12:39:20 öö
Gönderen: nietzsche
6 Yanıt
6100 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 17, 2008, 11:05:01 ös
Gönderen: akasya
Masum Kadının Şehri

Başlatan kudüs prensi Gece Cenapları

2 Yanıt
3457 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 26, 2009, 08:35:54 öö
Gönderen: erdal
2 Yanıt
5530 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 29, 2011, 01:17:50 öö
Gönderen: Alşah
4 Yanıt
3001 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2011, 08:53:45 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2282 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2011, 10:38:08 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
1984 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 12, 2011, 04:27:03 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2061 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 14, 2011, 01:04:52 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2201 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2011, 01:27:48 ös
Gönderen: ADAM