Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: LEON PİNSKER  (Okunma sayısı 2614 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 03, 2007, 10:01:05 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Yahudi anavatanı düşüncesini savunan ilk öncülerden biri olan Leon Pinsker, Sionist düşüncenin gelişmesinde önemli bir rol oynar. 1821’de Polonya’da Tomoszow’da doğan Pinsker, babasının okulunda eğitim görür, Odessa Üniversitesi’ne giden ilk Yahudiler’den biri olur. İlk başta hukuk eğitimine başlar fakat Yahudiler’in avukat olma şanları olmadığını fark ederek tıp eğitimi için Moskova Üniversitesine gider. 1849’da Odessa’ya geri dönerken Rus Yahudi haftalık gazetesi Razvet ( Gündoğumu) ‘nun kurucularından biridir artık. Yahudi okuyucuların Rus kültürü ve Rusça hakkında bilgilerini arttırmayı hedefleyen bu gazetede bir çok makale kaleme alır.

Daha sonra Pinsker, Razsvet’in yerini alan Rusça yayımlanan Sion’un editörlerinden biri olur , ayrıca Yahudiler arasında Aydınlanma hareketinin yayılmasını hedefleyen bir derneğin Odessa kolunda görev alır. Bu dönemde Pinsker, Rusça diline dernek tarafından kurulan haftalık Den (Gün) gazetesinde katlılar yapar, Yahudileri modern kültüre adapte olmaya çağırır. Ancak 1881’de Odessa’da gerçekleşen pogromlar , Yahudi reformunu destekleyen Yahudileri derinden etkiler. Sonraki yıllarda Pinsker tıp üstüne yoğunlaşır ve Odessa’daki Limanın tıbbi önemi hakkında bir kitap çıkarır. Ayrıca, sosyal olaylarda da öne çıkan bir insan olur.

Ancak, Yahudiler 1881’de Rus pogromlarında katledilince Pinsker dernekten ayrılır ve Rus Yahudilerinin içinde bulunduğu kötü durumun çözülmesi için daha radikal bir çözümün gerektiğine ikna olur. 1882’de , Yahudi ulusçuluğu hakknda Moses Hess’in yazılarındaki temalarla paralel konular içeren “Autoemancipatio”n kitabını yayımlar. Daha sonra yeni “Hibbat Zion” ( Sion Sevgisi) hareketinin lideri olur, ve 1884’te kuruluş konferansına katılır. 1891’de ölür. ‘Autoemancipation’da Pinsker, Yahudi sorununun modern çağda d,a tıpkı eski çağlarda olduğu gibi, çözümsüz kaldığını dile getirir. Aslında buradaki çelişki, Yahudiliğin asimile olmayan karakteridir. Şöyle yazar: ‘Yahudi halkının kendine ait bir vatanı yoktur. Anavatanı olmasına karşın bir dayanaktan, bir çekim merkezinden, hükümetten , resmi temsilcilerden yoksundur. Her yerde misafirdir ve hiçbir yerde evinde değildir.’ (Pinsker, 1932,6).

Pinsker, dünyadaki milletlerin arasında, Yahudilerin canlıların dünyasında yürüyen ölülere benzediğini söyler. Bu hayaletimsi varlık, insanlık tarihinde benzersizdir ve şimdiki Yahudi korkusunun kaynağıdır. Yahudi düşmanlığı toplumun derinliklerine işlemiştir ve tüm insanların arasında normal bir hale gelmiştir. Psişik bir sorun olarak kalıtımsallaşmış , bir hastalık gibi binlerce yıl nesilden nesile aktarılmıştır ve artık tedavi edilmez bir duruma gelmiştir. Böylesine bir Yahudi nefreti Yahudilik karşıtı sayısız suçlamaların doğmasına neden olur: Tarih boyunca Yaudiler, İsa’yı çarmıha germekle, Hıristiyanların kanını içmekle, kuyuları zehirlemekle, tefecilik yapmakla, köylüleri istismar etmekle suçlanır. Bunların hiçbirinin dayanağı yoktur, hepsi Yahudi düşmanlarının vicdanını rahatlatmak için ortaya atılmıştır. Dolayısıyla Yahudilik ve anti semitizm yüzyıllar boyunca birbirinde ayrılmaz bir hale gelmiştir ve insan psişesinin bu durumuna yapılan her türlü mücadele sonuçsuz kalmıştır.

Diğer ulusların aksine Yahudiler kaçınılmaz olarak yabancıdır. Herhangi bir evi/vatanı olmadığından , her yerde yabancıdır. Yabancı bir ortamda basit bir misafir değildir o, sanki bir dilenci, mültecidir... Yahudi cemaati yabancılardan oluşur, anavatanları olmadığından temsilcileri de yoktur. Arkalarını dayayacak bir evleri olmadığından , sefaletlerinin de sınırı yoktur. Yahudilerin yasal emansipasyonunun ( özgürleşme) sosyal özgürleşmeyi de getireceğini düşünmek yanlıştır. Bu imkansızdır çünkü Yahudi’nin yalnızlaşması , resmi bir özgürleştirme yoluyla ortadan kaldırılamaz. Özet olarak Pinsker şöyle yazar:

“Yaşayanlar için Yahudi, ölü bir insandır: Yerli halk için bir yabancı; zenginler için bir dilenci; yoksul için bir tefeci veya milyoner; vatanseverler için , ülkesi olmayan bir insan, tüm sınıflar için nefret edilen bir rakiptir...” (Pinsker, 1969, 188).

Yahudilerle Yahudi olmayanlar arasında böylesine bir çatışma iki grubun birbirlerini karşılıklı suçlamasına neden olur. Yahudi tarafından, durumun düzeltilebilmesi için sıklıkla adalete başvurulur. Buna karşılık olarak, Yahudi olmayanlar olumsuz davranışlarını , temeli olmayan suçlamalarla desteklemeye çalışır. Ancak, daha gerçekçi bir yaklaşım Yahudilerin kendilerini ayrı bir ulus olarak yenide yapılandırmalarından başka bir çözüm olmadığın fark etmektir. Yakın zamanlarda Pinsker, Yahudi bir devlet’in ihtiyacın çok hissedildiğinden söz eder:

“Şimdilerde, dünyanı çeşitli yerlerinde kardeşlerimiz nefeslerini tutmuş , diğer kardeşlerinin çektiği acıları derinden hissetmekteler. Şimdilerde, diğer bağımlı ve bastırılmış halklar bağımsızlıklarını tekrar kazanırken , bizler de elimiz kolumuz bağlı bir dakika daha durmamalıyız. Gelecekte de umutsuz “gezgin Yahudi” rolünde oynayacağımızı söylememeliyiz. Görevimiz, geriye kalan tüm ahlaki gücümüzü , yaşayan bir ulus olarak kendimizi yeninde kurmak için kullanmalıyız ve böylece en sonunda daha itibarlı ve uygun bir görevi üstlenmiş oluruz. “( 191).

Bu amaca erişmeye çalışan Yahudi misyonunun ,bastırılmış her insanın mücadelesine ait haklı bir gerekçesi vardır. Nüfusunun bir çok kesini bu girişime karşı çıksa bile, savaş devam etmelidir. Yahudi halkının içinde bulunduğu umutsuz durumda, başka bir seçeneği yoktur. Kovulan ve yok edilen Yahudilerîn kendilerine ait güvenli bir yuvası olacağını getirdiği ahlaki bir yükümlülük mevcuttur. Bu bağlamda, Yahudilerîn kendilerini sadece Kutsal Topraklar’a bağlaması da ciddi bir tehlikedir. Gerekli olan sadece , Yahudiler’in barış içinde yaşayabileceği bir yerdir:

“Tek isteğimiz yoksul kardeşlerimize yetecek büyüklükte bir toprak parçasıdır: bizim malımız olarak kalacak, hiçbir yabancı gücün bizi kovamayacağı bir toprak ... Belki de Kutsal topraklar yeniden bizim olur. Böyle olursa her şey iyi olur ama ilk başta karar vermeliyiz... hangi ülke bizim için erişilebilir, aynı zamanda evlerini terk edecek tüm ülkelerdeki Yahudilere güvenli bir ortam sunabilir? “( 194).

Pinsker’e göre, şu andaki durum, ulusal duygularını uyanması açısından çok önemlidir. Tarih, kendilerine ait bir vatan isteklerinde, Yahudilerin yanında görünmektedir. Moşe gibi bir liderden yoksun olsalar da , Yahudi ulusunun en çok ihtiyacı olduğunu bilmek , birçok enerjik bireyi, sorumluluk almaları için şevklendirebilir. Zaten şimdiden, Yahudi bir devletin kurulmasını isteyen ülkeler vardır. Şimdi artık ulusal bir kongre düzenlemeleri ve planlarını tamamlanması için ulusal bir yönetim kurmaları gerekir: “en büyün ve en iyi güçlerimiz- finans, bilim, devler adamlarımız ve basın alanındaki bireyler- ortak bir amaca doğru ilerlemek için elele tutuşmalıdır ( 196). Kaçınılmaz olarak tüm Yahudilerin böyle bir şeyi karşılamaya gücü yetmez ama sefaletten kaçmak isteyenler için yeni bir umut ışığı da olabilir.

Sonuç olarak Pinsker yaşayan bir ulus olmadıkları içi Yahudilerin küçük görüldüğüne inanır. Sosyal ve politik fırsatların Yahudileri diğer insanların gözünde yükselteceğini beklemek hatadır. Yahudi sorunun çözümü, kendilerine ait topraklarda yaşayan Yahudi ulusunu yaratılmasıdır. Yahudiler öz saygılarını yeniden canlandırmalı ve bir yerden bir yere dolanıp durmaya son vermelidir. Şu anda bu amacı gerçekleştirmek için yardımcı olan kuvvetler vardır ve uluslar arası Yahudi cemaati buna ulaşmanın yollarını aramalıdır. Bu amaca ulaşmak için yapılacak hiçbir fedakarlık fazla değildir , çünkü bu amaç, Yahudi ulusunu geleceğini güvence altına alacaktır.



Referanslar / Pinsker’in Önemli yazıları:

Leon Pinsker, Autoemancipation, Londra, 1932

Leon Pinsker, Autoemancipation, in A. Hertzberg (ediör) The Zionist Idea: A Historical Analysis and Reader, New York, 1969


Daha fazla Bilgi İçin:

B. Netenyahu (ed) Road to Freedom: Writings and Addresses by Leo Pinsker, New York, 1944

M. Yoeli, J.L. Pinsker, Tel Aviv, İsrael, 1960


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
LEON COMANDANTE

Başlatan MASON « 1 2 » Duyurular

12 Yanıt
5231 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 10, 2007, 06:09:57 ös
Gönderen: sun
8 Yanıt
4261 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 28, 2007, 11:42:07 ös
Gönderen: Itzhak
LEON COMANDANTE

Başlatan Sebnem Uyeler

2 Yanıt
2918 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 29, 2007, 12:50:57 öö
Gönderen: arteizm
0 Yanıt
2505 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 14, 2011, 08:25:32 öö
Gönderen: ozkann
0 Yanıt
4834 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 07, 2012, 04:51:20 ös
Gönderen: semih_tatar
0 Yanıt
2790 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2013, 01:26:40 ös
Gönderen: Melina