Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: YAHUDİ TARİHİ  (Okunma sayısı 9322 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 07, 2007, 10:22:26 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

1: Tarih Öğrenmenin Önemi
Bu dizi Yahudi tarihinin 4000 yılına temel bir bakış oluşturmak üzere tasarlanmıştır.

Genellikle “tarih” lafı edildiğinde insanların çoğu soğuk soğuk terlemeye başlar.

Orta öğrenim yıllarını hatırlarlar ve tarihi, sadece sınavlar için gerekli olan ve ardından hemen unutan adlar, tarihler,


yerler ve olaylar ezberi ile özdeşleştirirler.Herhalde de bu yüzden Mark Twain “Okul öğrenimimin eğitimimle karışmasına hiçbir zaman izin vermem” dedi.

Dolayısıyla Yahudi tarihinden bahsetmeye başlamadan önce neden tarih öğrenmemiz gerektiğini biraz konuşalım. Tarih nedir, ne değildir? Tarih öğrenmek ne işe yarar?

Tarih her şeyden önce fikirlerin sınandığı alandır. Fikirlerden kuramsal olarak söz edebiliriz ama hangi fikirlerin doğru, hangilerinin yanlış olduğunu açıkça gösteren, geçen zamandır. Örneğin yüz yıl kadar önce bir komünistle bir kapitalist hangi sistemin dünyaya hakim olacağını tartışabilirdi ama yakın tarih bize komünizmin yıkıldığını ve kapitalizmin yoluna devam ettiğini gösterdi.

Tarihten alınabilecek çok sayıda ders vardır. Hispano-Amerikan felsefeci George Santayana’nın dediği gibi “Geçmişi hatırlayamayanlar onu tekrarlamaya mahkumdur.”

Tarih öğrenmenin temel nedeni insanların genellikle aşağı yukarı aynı olduğudur. Teknoloji değişebilir, dünyanın jeopolitik gerçekleri değişebilir ama insanlar aynı saçmalıkları tekrar tekrar yapma eğilimindedir. Geçmişten öğrenmediğimiz ve hatırlamadığımız ve bu dersleri geleceğe uygulamadığımız takdirde aynı yerlerde takılmaya ve aynı hataları defalarca tekrarlamaya mahkumuz.

 


Nisan 07, 2007, 10:23:42 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

ÖZEL TEMA
Yahudi tarihinde tema, hiç kuşkusuz budur. Tora’nın Devarim Kitabı’nda öğrettiği gibi:

Dünya tarihini hatırla; nesilsel çağları öğren. Babana sor, sana aktaracaktır, büyüklerine sor, sana söyleyeceklerdir. (Devarim 32:7)
Ancak Yahudilik bu sözcüklerin kastettiğinden daha fazlasını yapar. Yahudilik insanlık tarihine her yönden -ama özellikle ahlak ve kuşkusuz tarih yönünden- inanılmaz derecede devrimci olan bir fikri, tarihte eylem yapan bir Tanrı fikrini getirir. Bu hem devrimci bir fikir, hem de Yahudiliğin temel inançlarından biridir.
Yaratıcı, Destekleyici ve Gözetmen bir Tanrı’ya inanıyoruz, yani dünyayı yaratıp Miami’ye (veya Bodrum’a) giden bir Tanrı değil, yaradılışa aktif olarak katılan Sonsuz bir Varlık.


Evrendeki her şey Tanrı’nın kontrolündedir. Dolayısıyla tarih, bir varış yerine götüren kontrollü bir prosestir.

Bunun anlamı; tarihi, sadece geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamamak için, gitmemiz gereken bir yer olduğu için öğrenmek istiyoruz. Bir hedefimiz var. Bu, insanlık tarihinde inanılmaz derecede güç verici bir fikirdir, bir yere gidiyoruz, bir varış yerimiz var, bir bitiş çizgisi var.

Aynı hataları tekrarlamamamız için bir başka neden var: bu varış yerine en kıza zamanda ve mümkün olduğunca kolay bir şekilde gitmek istiyoruz. Tarih, bizi oraya götürecek olan haritadır.

Dolayısıyla bu dizide adlara, tarihlere, yerlere değil -bunları bilmek çok önemli olduğu halde- şekillere odaklanacağız.

Okulda öğrendiğimiz tarih, gücün tarihidir. Büyük savaşlar, büyük imparatorluklar... Burada ortaya çıkan, gürültü yapanların dikkat çektiğidir. Ama Yahudi tarihi gücün tarihi değildir. Fikirlerin tarihidir. Yüzeyin altındaki, olayların arkasındaki anlamlı, derin tarihtir.

Dolayısıyla tarihe fikirlerin bakış açısından baktığımızda olayları tamamıyla farklı bir şekilde görürüz. Bu olayları değil, sadece olayları nasıl anladığımızı değiştirir. Dizi boyunca bunu akılda tutmak çok önemlidir. Aslında sözünü ettiğimiz, sahnelerin arkasındaki son sebep-sonuç senaryosudur.

YAHUDİ TAKVİMİ
Yahudi takvimi, dünyanın yaratılışı açısından fiziksel ve tinsel doruk olarak görülen Adam’ın yaratılışı ile başlar.

Yaradılış (Bereşit) Kitabı’nın anlattığı gibi Adam yaradılış sürecinin altıncı gününde, ya da 5.760 yıl önce yaratıldı. (Saymaya İsa’dan itibaren başlayan Gregoryen takviminde 2000 yılı, Adam’dan itibaren saymaya başlayan İbrani takviminde 5760 yılıdır.) Yahudi takviminin o zaman başladığını söylerken, Adam’dan önceki yaradılış günlerinin 15 milyar boyunca yıl sürdüğünü belirtmekte bir mahsur görmüyoruz.

Evren kavramının son derece eski olması Yahudiliğin Tora’yı anlama şeklinde bir sorun oluşturmaz. Bunun nedeni Tora’nın, dünyanın nasıl yaratıldığını tartışırken ilerleyen bir evrim sürecini açıkça gösterdiğidir: hiçbir şeyden bir şeye, enerjiden maddeye, fiziksel maddeye, sudaki hayata, balıklara, kuşlara, vb. Bu basitten karmaşığa ve en karmaşığa doğru -insana- giden bir evrim sürecidir.

Darvin’in evrim teorisiyle sorunumuz rastlantı fikrinden kaynaklanır. Yahudilik dünyanın evrim gösterdiğine inanır ama bu, güdümlü bir evrimdir. Rastlantı, Yahudiliğin dünyanın nasıl işlediği kavramının etiğine aykırıdır. Yahudiliğin tarih kavramına aykırı bir şekilde işlediği de öyle.

Tüm evrenin evrimi olsun, dünya gezegeninin tüm işleri olsun, hiçbir şey rastlantı eseri meydana gelmiyor. Ne denli önemsiz de olsak, rehberli bir yolculuk ediyoruz.

Yahudilik Yahudi takviminin Adam’la başladığını söylese de Yahudi bakış açısından Adam’dan önce gelenlerin olduğunu söylemekte bir sorun yoktur: fiziksel olarak insanlara benzeyen hominid’ler, Cro-Magnon adamı, Neandertal, vb. Cro-Magnon’un kafatası Homo-sapiens’inkinden (yani Adam’ın torunları) daha büyüktü ama Cro-Magnon çok uzun bir süre boyunca pek fazla bir şey yapmadı.

Diğer yandan Homo-sapiens şaşırtıcı oldu. İnsanlığın birkaç bin yıl boyunca neler yaptığını düşünürseniz, basit aletlerden metal kullanımına, uzay gemisine, nükleer güce ve bilgisayarlara, ne kadar hızlı bir şekilde ilerlediğimiz hayret vericidir.

Adam kendisinden önce dünyada yaşayan diğer yaratıklar arasında benzersizdir; sadece öylesine şaşırtıcı şekilde yenilikçi torunların atası olduğundan değil, b’tzellem Elohim, “Tanrı’nın görüntüsünde” yaratıldığı için. Bunun anlamı, bir ruhunun -neşama-, yüksek, tinsel, entelektüel bir özünün bulunduğudur. Bu ilahi kıvılcım, biz insanların hepimizin sahip olduğu tanrısal bir şeydir.

Adam tamamlandıktan sonra Tanrı -lafın gelişi- kozmik saatini alır, Adam’a uzatır ve şöyle der: “Şimdi dünya saatine geçiyoruz.” Bir gün, dünyanın kendi ekseni etrafında dönüşü; bir yıl, dünyanın güneşin etrafından dönüşü, vb. olur. Tanrı’nın saatini 5760 yıl önce çıkardığını söylüyoruz. Bu, Yahudi kronolojisidir.

Adam’ın ortaya çıkışı aşağı yukarı medeniyetin başlangıcına karşılık gelir . Tarihçiler ve antropologlar medeniyetin yaklaşık 5.500 yıl önce başladığını söyler ki, bu da Yahudiliğin Adam’ın yaratıldığını söylediği zamandır.

Adam ve ondan hemen sonra gelenler -aralarından en önemlisi Avraam’dır- hakkında bildiklerimizi Tora’dan öğreniyoruz. Ancak Tora bir tarih kitabı olarak ne kadar güvenilirdir? Bu konuyu gelecek bölümde ele alacağız.
 




Nisan 08, 2007, 10:02:43 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

            TARİH OLARAK TORA

İnsanların tarih boyunca tarihi öğrendiklerini varsayıyoruz ama bu doğru değil. Aslında iki bin yıldan daha öncesine giderseniz insanların tarihle hiç ilgilenmediğini görürsünüz. Batıdaki ilk tarihçi, M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış olan Yunanlı Herodot’tur. Ona Tarihin Babası unvanı verilmiştir. Mükemmel ve çok övgü ile sözü edilen “Zahor: Yahudi Tarihi ve Yahudi Belleği” adlı kitabın yazarı Columbia Üniversitesi tarihçisi Joseph Yeruşalmi der ki: Herodot tarihin babası ise, tarihin anlamının babası Yahudilerdir.” Bu derin bir fikirdir. Birincisi, Yahudiler Herodot’tan çok önce tarihi kayıt etmekle yetinmiyor, Herodot olayları kayıt ederken Yahudiler olayların derinliklerindeki anlama bakıyordu. Bu daha derin anlam ise, daha önemli ve daha anlamlı bir şekilde Tora’nın kendisinde bulunur. Gelecek bölümlerde inceleyeceğimiz bu hikâyelerin ilki Herodot’tan yaklaşık 1.300 yıl öncesine gider. Bu Avraam’in hikâyesi olup M.Ö. 18. yüzyılda ya da bugünden 3.700 yıl önce yer alır. Şimdi, Tora’nın bir hikâye kitabı olduğunu düşünme yanılgısına düşmeyin. Örneğin Avraam Bereşit’te ortaya çıktığında 75 yaşındadır. Yahudi tarihinin en önemli kişiliklerinden biridir. Tora bize onun çocukluğundan veya genç bir yetişkin olduğu zamandan söz etmez. Hikâyesi, artık yaşlı bir adam olduğunda başlar. Tora bize Avraam’ın yaşantısının tüm ayrıntılarını vermekle ilgilenmez. Tarihle olan ilgisi, sadece hayatın en önemli derslerini öğretme yolu olmasından kaynaklanır. Öncelikle ve her şeyden çok, Yahudiliğin dünya bakışı açısından bir teoloji kitabıdır. Dolayısıyla bilmemiz gereken temel bilgiye odaklanır. TORA NE KADAR DOĞRUDUR? Geçenlerde İsrail gazetesi Ha’Aretz’te yayımlanan bir makale Tora’yı yerden yere vuruyordu. Aynı hafta US News and World Report -hem de kapak hikâyesi olarak- Tora’nın arkeoloji karşısındaki doğruluğunu destekleyen bir yazı yayımlıyordu. Böylesine taban tabana zıt görüşler neden? Çünkü arkeoloji çok karmaşık bir konudur. Dolayısıyla biraz temkinli davranmakta yarar vardır. Arkeolojinin tanımı “eski medeniyetlerin ve insanların fiziksel kalıntılarının ortaya çıkarılması ve yorumlanması”dır. Arkeolojinin tanımı içinde “yorumlama” sözcüğünün bulunduğuna dikkatinizi çekmek isteriz. Bir arkeologun belirli bir bulgunun anlamını nasıl yorumladığı, başka bir arkeologun aynı bulgunun anlamını nasıl yorumladığından çok farklı olabilir. Arkeoloji zor bir bilim değildir. Bir arkeolog bir kaya, kap veya yapı parçası bulduğunda ne manaya geldiğine karar vermeye çalışır. Bulgu yazılı bir belge değilse üzerinde bir etiket taşımaz. Hatta yazılı belgeler bile yoruma açıktır. Dolayısıyla insanlar arkeolojinin ne deyip ne demediği hakkında kesin beyanlarda bulunduğunda çok dikkatli olmalısınız çünkü arkeologun taraflılığı, bilgiyi nasıl yorumladığını etkiler. Tora’nın ilk kitapları söz konusu olduğunda, Tora’daki kişilikler hakkında doğrudan delil azdır. Ancak bol miktarda dolaylı ya da ikinci derecede delil vardır: isimler, yerler, iş akitleri, evlilik akitleri, göç yolları. Tora’daki çok sayıda bilgi arkeoloji tarafından doğrulanmıştır. Bu, Tora’nın ilk kitapları için söz konusu olandır. Ancak daha sonraki kitaplarda, örneğin Krallar Kitabı (Neviim) gibi, mükemmel doğrudan deliller, diğer imparatorların yazılı kayıtları, vb. bulunmaktadır. Ne var ki ilk olaylar az çok tarihi bir boşluk ve maalesef arkeolojik boşluk içinde yer alır. Bir mahkemede geçerli olanın arkeolojide de geçerli olduğunu aklınızda tutun: Delil olmaması, olmadığının delili değildir. Avraam’ın devesinin semerini bulmamış olmamız, Avraam’ın bir deveye veya semere sahip olmadığı anlamına gelmez. Üstelik Tora’nın temel tarihselliğini destekleyen bol miktarda ikinci derecede delil vardır. Arkeoloji Tora’yı kesin olarak kanıtlamaz ama yalanlamadığı da muhakkaktır. Aslında metinde çok büyük oranda tarihsellik olduğunu giderek daha çok anlıyoruz. Özetle Tora bir tarih kitabı değildir ama tarih ve kültür içerir, bu da arkeoloji tarafından az ya da çok desteklenir. Tora bir öğreti kitabıdır ve tarihin şekillerini öğrenmenin ideal bir yoludur. Eğer tarih öğrenmenin nedeninin ders almak olduğunu anlarsak, o zaman Tora’daki olaylara özel bir dikkat göstermemiz gerekir. YAHUDİ TARİHİNDEKİ İLKELER Babaların eylemleri çocuklara devredilir. (Nahmanides) Bu çok ünlü bir Yahudi deyişidir ve Nahmanides bunu söyleyen tek kişi değildir. Ne anlama gelir? Mikrokozmik seviyede, Tora’da Bereşit’in hikâyelerinde ataların başına gelenlerin çocukları tarafından tekrarlandığını göreceğiz. Makrokozmik seviyede ise ilk ataların kişilikleri ve karşılıklı etkileşimleri, tüm Yahudi tarihine ve tüm insanlık tarihine model olacaktır. Bu yüzden Tora’nın bu erken aşamasında ne olup bittiğine çok dikkat etmeliyiz çünkü ilkeler burada oluşmuştur. Bunlara ilaveten Yahudi ulusunun dünya gezegeninde tartışılabilir bir şekilde, hayatta kalmış en eski ulus olduğunu hatırlamalıyız. Dünyanın dört bir yanına dağıldığından, Yahudi tarihini öğrenirken insanlık tarihinin tamamına dikkat etmeliyiz. Bu büyük bir temeldir. Yahudi tarihini anlamak demek, geniş anlamda dünya tarihi hakkında genel bilgi edinmek demektir. Yahudi tarihini (aslında herhangi bir ulusun tarihini), yer aldığı geniş bağlamı anlamadan takdir edebilmek mümkün değildir. 



Ocak 24, 2009, 10:20:10 ös
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

Sayın shemuel ; yukarıda vermiş olduğunuz yazıyı sizinle tartışmak isterim.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
14043 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2010, 02:45:24 ös
Gönderen: Mozart
0 Yanıt
3230 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2008, 01:54:20 ös
Gönderen: bugfree
2 Yanıt
5917 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 07, 2009, 03:50:35 öö
Gönderen: semih_tatar
5 Yanıt
10370 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2009, 03:37:37 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
3632 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 15, 2009, 11:01:49 öö
Gönderen: karahan
15 Yanıt
15583 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2009, 07:05:30 ös
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
25423 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 18, 2013, 09:58:36 ös
Gönderen: Makbenah
0 Yanıt
4120 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2010, 01:29:07 ös
Gönderen: oasis
0 Yanıt
13129 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2010, 04:46:22 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4457 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2012, 02:04:32 ös
Gönderen: karahan