Masonlar.org - Harici Forumu

 

Anket

Bayanın saçından cinsel anlamda etkilenen bir erkeğe kişilik testi yaptırsak sonuç ne olur?

Erkek sapık çıkar
41 (60.3%)
Erkek bayanları kıskanan bir erkek çıkar
1 (1.5%)
Bu gayet normaldir
26 (38.2%)

Toplam Oy Verenler: 35

Gönderen Konu: Bayanın saçından cinsel anlamda etkilenen bir erkeğe kişilik testi yaptırsak  (Okunma sayısı 38121 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 15, 2011, 02:12:22 ös
Yanıtla #30

Kuran tefsire muhtaç bir kitap değildir. Aydınlık, açık zihinler orada ne yazdığını değil ne ifade ettiğini anlar zaten. Her kim ki, bu kitap okuyunca anlaşılmaz, tefsir edenlerden öğrenmek lazım diyorsa, din baronlarının oyuncağı olmayı peşinen kabul etmiş demektir.

O tefsirciler değil mi ki (tabi hepsini kastetmediğim açıktır, kimleri söylediğimi anlayan anlar zaten) ruhban sınıfı olmayan tertemiz İslam'a şeyhleri, hocaefendileri, "önder"leri soktular. Dinimizde kendinizle Kitap ve Allah arasına bir aracı koymak "küfürdür", büyük günahtır.

İnanırsınız inanmazsınız ayrı bir konudur. Ama inanıyorum diyip üstüne bu dini kirletmeyin, kirletenlere alet olmayın lütfen.

Saygılarımla.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Nisan 15, 2011, 02:46:49 ös
Yanıtla #31
  • Ziyaretçi

Kuran tefsire muhtaç bir kitap değildir. Aydınlık, açık zihinler orada ne yazdığını değil ne ifade ettiğini anlar zaten. Her kim ki, bu kitap okuyunca anlaşılmaz, tefsir edenlerden öğrenmek lazım diyorsa, din baronlarının oyuncağı olmayı peşinen kabul etmiş demektir.

O tefsirciler değil mi ki (tabi hepsini kastetmediğim açıktır, kimleri söylediğimi anlayan anlar zaten) ruhban sınıfı olmayan tertemiz İslam'a şeyhleri, hocaefendileri, "önder"leri soktular. Dinimizde kendinizle Kitap ve Allah arasına bir aracı koymak "küfürdür", büyük günahtır.

İnanırsınız inanmazsınız ayrı bir konudur. Ama inanıyorum diyip üstüne bu dini kirletmeyin, kirletenlere alet olmayın lütfen.

Saygılarımla.

hristiyanligi reddederkenki en buyuk argumanlardan biri
bu gunah cikarma, allah ile kul arasina kimse giremez deriz

ama bizden baska da allah ile kul arasina, bu kadar fazla adam sokan yoktur.


Nisan 15, 2011, 06:07:32 ös
Yanıtla #32
  • Ziyaretçi

Sevgili Mustafa Kemal,

Sizin ifade ettiğiniz tarikat ve cemaatler ilgi alanım dışındadırlar.Şaşırmış sapkın hocalar benim örnek alabileceğim kişiler değiller.Benim alimler den kastetdiğim İslamda mezhep yoktur fakat sonradan mezhepler çıkmıştır ister mezheplere uyarsınız ister uymazsınız o sizin tercihiniz dir.Ben islamı daha rahat kavramak adına mezhep alimlerinin bizlere vermiş oldukları bilgilere (akide ile ilgili olanları) göre  hareket ederim.Bu bir tercihtir kendinizi yeterli görüyorsanız hiç birisine ihtiyaç duymazsınız.Tefsirler anlamanızı kolaylaştırır ve iki çeşittir.
Konuyu daha fazla saptırmamak adına incelerseniz  belki düşünceleriniz farklılaşabilir.(Kişilerin meallerine itimat ediyorsunuz fakat yine aynı kişilerin tefsirlerine itimat etmiyorsunuz etmek de zorunda değilsiniz fakat çok garip bir yaklaşım.)

Nasıl ki bir üstad a ihtiyaç duyuluyor ise  alimlere de ihtiyaç duymak pek tabii doğaldır.


Nisan 15, 2011, 06:20:18 ös
Yanıtla #33
  • Ziyaretçi

Ortega,
Sorgulamak istedikten sonra herşey sorgulanabilinir.Söylendiği üzere tercih meselesi.
Bir insan sizin ifade ettiğiniz gibi kafir olmaz.Tartışma çıkmaması için kafir kimlerdir araştırırsanız daha iyi olur.
Peygamber in yaydıklarını anlattıklarını nasıl elde edecğiz o halde sizin söylemlerinize göre ona neden inanayım buna neden inanayım demekle Peygamberin sünneti yutmuş ve yok etmiş olursunuz.Hadi diyelim bunu kastetmediniz peki Peygamberin sünnetlerine nereden ulaşacaksınız.Biliyorsunuz ki müslümanlar için önemli olan iki esas Kuran ve Sünnettir.


Nisan 15, 2011, 06:32:20 ös
Yanıtla #34
  • Ziyaretçi

Ortega,
Sorgulamak istedikten sonra herşey sorgulanabilinir.Söylendiği üzere tercih meselesi.
Bir insan sizin ifade ettiğiniz gibi kafir olmaz.Tartışma çıkmaması için kafir kimlerdir araştırırsanız daha iyi olur.
Peygamber in yaydıklarını anlattıklarını nasıl elde edecğiz o halde sizin söylemlerinize göre ona neden inanayım buna neden inanayım demekle Peygamberin sünneti yutmuş ve yok etmiş olursunuz.Hadi diyelim bunu kastetmediniz peki Peygamberin sünnetlerine nereden ulaşacaksınız.Biliyorsunuz ki müslümanlar için önemli olan iki esas Kuran ve Sünnettir.

oncelikle amacim tartisma degil, uslubum biraz sertse kusruma bakmayin, hata etmisim..

dediginiz gibi, kitap ve hadislerdir, oyledir ama garanti degismemis olani Kuran'dir. Bu yuzden her hadis-i serif, kitabin isiginda sorgulanmalidir, direk inanilmamalidir.. bunu demek istiyorum, cunku gercekten kotuluk isteyen insanlar bunlari kullaniyorlar, sucu Peygamberimize atiyorlar..

ben bunlarin sorgulanmasindan yanayim, yoksa tabiki Peygamber'i sorgulayamam zaten dedigim su, insanlar birilerini kandirmak isterse, bunu herkesin sorgusuz guvenecegi kisiye yikarlar ve bu da Peygamber olunca onun hadis-i diyerekten kandiriyorlar..

bakin ulkemizdeki en buyuk ikinci handikap, bu tarz hocalara, aracilara gidilmesinin sebebi, dinimizi arapca okutmalari.. En buyuk soylem de arapca cevrilmez, e sen nasil cevirdin? yani bu kadar mukemmel kabul edilen kitap sadece bir irk'a mi mahsus gelmis, yoksa indigi yerde arapca konusuldugu icin arapca mi baslamis.. Insanlar kitap yuzunden arapcaya bile kutsal dil gibi bakiyorlar, avrupada metrolarda yerde arap gazetesi goren opup basina koyuyor, yerden kaldiriyor..

bircok anlasmazligin sebebi de budur bana gore.. dunyada dinini ozgur yasayan her ulke, amerikasindan sudi arabistanina kadar, hepsinin tek ortak noktasi dinlerini kendi dillerinde ogrenmeleri boylece araci mercilere ihtiyac duymamalaridir



Nisan 15, 2011, 06:53:03 ös
Yanıtla #35
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Kuran veya İncil binlerce yıldır var, ancak onların kabul edildiği toplumlarda hala sapıklık ve doyumsuzluk sürmekte. Nasıl çözüm üretiyorlar ki anlamış değilim. Asıl sorunu yaratan, cinsel organları günah malzemesi yapan ve su gibi, hava gibi insanın ihtiyacı olan seksi yasaklayan dinler ve oluşturdukları ahlak anlayışları değil mi?
Bu gün dini savunanların en büyük iddiası, din olmazsa ahlaksızlığın olacağı, herkesin birbirini öldüreceği, zulmün ve acının kolgezdiği bir dünya olacağını söylemeleridir.
Ne garip ki, bu günün dünyasına bakınca, dinlerin söylediklerinin tamamını görebiliyoruz. Ve ne gariptir ki milyonlarca yıl sağlıklı biçimde yaşayan insanları tarihe bile almayıp tarih öncesi sayıyoruz. Onca zamanı ya bilmiyoruz yada göz ardı etmeyi uygun buluyoruz.  
Ne garip değil mi? Önce sorun yaratıyoruz, sonra o soruna inanıp yanlışı doğruyu tartışıyoruz.

Becerebilir miyim bilmiyorum ama uzun bir konuyu çok kısaca açıklamaya çalışayım;

Milyonlarca yıl insanoğlu kavgasız, gürültüsüz yaşadı. Stok ve mülk sahibi olmadığı için, kaygıları da yoktu. Aynı zamanda kimsenin de kimseye tahakkümü ve baskısı yoktu. Kabileler ve insan ilişkilerinde, paylaşımcı olmak ve yardımseverlik prim yapıyordu. Bu toplumlarda sahiplenmeci ve hırslı kişilerden hiç hoşlanılmazdı. Bu gün hala aynı tarz yaşantıya sahip mubuti’ler ve Aborjinal birçok topluluk vardır, incelenebilir.
Ne zaman ki bizim kültürümüz tarımı ve stoğu keşfetti, ondan sonra mülkiyet ve sahiplenme hissi başladı. Sahiplenme hissi ve stok insanlarda sahip olduklarını koruma kaygısı yarattı, oysa o güne kadar böyle bir şeyi bilmiyordu. Sahip olduklarını korumak için bir şeyler yapması gerekiyordu, hayvanlara karşı önlem alabiliyor ama hemcinslerinin sınırları aşmasına engel olamıyordu. Bunun için şiddet yeterli olmuyor, kendinden daha güçlüsü çıkabiliyor veya daha kalabalık olabiliyorlardı. Üstelik bu kaygı, sayıları sürekli artan, aynı kültüre sahip herkeste vardı. Tarım ve stok, nüfus artışı da getiriyor, bazıları en az 3 çocuk diyordu. Yapılması gereken yağmacıları ikna etmek hatta en kolayı korkutmaktı. İşte burada en güçlü insanın bile yapamadığını yapan, hatta uçabilen, şimşekler atan tanrılar yaratıldı. Bu kültüre sahip insanların dört elle sarıldığı ve sürekli uydurduğu mitler kulaktan kulağa yayılmaya başladı. İnsanlar sahip olduklarını korumak için ilahi emirleri keşfetmişti ve hepside katı kurallar ve yasaklar getiriyordu. Korku işe yarıyordu ve bir kere korkan herkes bu sistemin bir parçası oluyor ve ona hizmet ediyordu. Zaman geçtikçe bu yarattıklarına o kadar inanmaya başladı ki, artık geçmişte ki milyonlarca yılı unutmuş ve tek doğrusu kendi uydurduğu yasalar olmuştu. Üstelik bu yasaları tarih içinde geliştiriyor, tanrıları hep bilmediği şeylerin arkasına taşıyordu. Yasaklar ve korku ile o kadar iç içe oldu ki, artık başka bir sistem imkânsızdı. Eğer bu yasaklar ve dinler olmazsa insanlar sapık, zalim, kafir olur, kim kime dum duma karmaşa içinde perişan olurduk. Oysa milyonlarca yıl böyle bir şey yoktu, hatta bu gün tam tersine gün geçtikçe işler daha kötüye gidiyor, hastalıklar, salgınlar, kıtlıklar, sapıklıklar, hırsızlıklar, savaşlar yaşanıyordu.
Bu gerçek olmayan ve aslında insana uymayan değerler, daha önce hiçbir canlı türünde görülmemiş bir şey başlattı; Ruhsal bozukluk.
Hala yaptığı hatayı görmeyen insan, yine kendi ürettiği değerler ve yasaklarla çözüme gitti. Çünkü kendini ve doğayı unuttu, artık doğruları başkaydı. Sahip olduğu değerleri korumak için yalan söylemeyi, abartmayı hatta şiddet kullanmayı meşru sayıyor, dinleri de bu yönde geliştiriyordu.
Bunu hainlik olsun diye yapmıyordu, bildiği tek doğru artık buydu ve başka bir sistem olamazdı. Milyonlarca yılı unutmakla kalmayıp, tarihin bile öncesine koyuyor, tarihini tarımın başlangıcına koyuyordu, o dönemler karanlık ve çok ilkeldi ve araştırmak boşuna zaman kaybı olurdu.

Yaratılan korku, baskı ve yasaklara o kadar inanmaya başladı ki, onun için çözüm yine ancak bu olabilirdi. Artık bir şey zararlı bile olsa çözüm yasaktı. Sigara içmenin, başkalarına zarar vermenin, sapıklığın, hırsızlığın tek çözümünü "yasak" olarak görebiliyordu. Bağımlılığın, sapıklığın, hırsızlıktan zevk almanın sebeplerini araştırmıyor, araştırsa da inandığı doğrulara göre sorguluyordu. Soruna sebep olan şeyi kaldıramazdı, o zaman kültür yok olabilirdi.

Sonuç olarak,
Çözüm, yine bu kültüre sahip insanlardan çıkamaz. Çünkü onlar yine kutsal şeylerden örnek verecek, yasakların, hadım etmenin doğruluğunu savunacak ve en sonda gerekirse bu düzen için şiddete başvuracaktır.
Çözüm, uydurulmuş doğrulara kapılmayan, ufku geniş, bilgisi çok, tabulardan kurtulmuş, araştıran, sorgulayan, özgür ruha sahip, korkusuz insanlar tarafından üretilebilir.

Bu yüzdendir ki, böyle çarpık sistemin yapacağı kişilik testi ne derece doğru olur ve ne çözüm üretebilir merak etmiyorum.

Saygılarımla…
« Son Düzenleme: Nisan 15, 2011, 07:03:11 ös Gönderen: Prometheus »
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Nisan 15, 2011, 06:58:26 ös
Yanıtla #36
  • Ziyaretçi

Her hadisin doğru olduğunu hiçbir satırımda savunmadım.Kuran kesinlikle değişmemiş ve değiştirilememiştir doğrudur.Her nekadar bunun için uğraşsalar da olumsuz sonuçlar almışlardır. (Peki Kuran ın değişmediğine yönelik olan kesin inancınızı sağlayan nedir? Neye göre değişmediğini savunabiliyorsunuz?)

 Rivayet tefsirleri: Bu tefsir  selefden nakledilegelen eserlere dayanan tefsir-i naklidir ki, buna et-Tefsir bi'l-me'sur veya Bi-Tariki'r-Rivaye Tefsir de denir. Bu tefsirlerde ayetlerin manaları, nüzul sebepleri, nasıh ve mensuh olanları gösterilir. Böylece rivayet yolu ile yapılan tefsirlerin başlıca kaynakları Hadis i Şerif kitapları ile Siyer ve Tarih kitaplarıdır. Bunlara muhalif aklın hükmüne aykırı olan rivayetlere itimat edilmez.

2- Dirayet Tefsirleri: Buna rey ile tefsir de denir. Bu tefsirde müfessir  ayet hakkında açıklayıcı bir nakil bulamayınca reye başvurur. Yani ictihad eder  ve Lugat, Belâğat gibi lisan ilimlerinden yararlanır. Müfessir bunu yaparken  müfessirde aranan bazı şartları taşıması tabiidir.


Nisan 15, 2011, 07:09:43 ös
Yanıtla #37
  • Ziyaretçi

Prometheus ,
Yanlış anlamayın fakat milyonlarca yıl öncesinden nasıl haber aldınız merak ettim doğrusu.Bu haberleri kim getirdi?


Nisan 15, 2011, 07:21:11 ös
Yanıtla #38
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Antropoloji, arkeoloji gibi bir çok bilim var, günümüzde ilkel saydığınız toplumlar hala yaşamakta, dilerseniz size yüzlerce kaynak önerebilirim. Ama en güzeli çevremize bir bakmak.
Anlaşılan siz 220 milyon yıllık dinazorlara da inanmıyorsunuz.

Gene aynı tuzağa düşüp cevap yazdım.
4 milyon yıldır insanlık yok, bunu ispatlarım denmiyor da, 4 milyon yıl öncesinden haber almışım gibi aşağılanıyorum. Lütfen beni eleştireceğinize, bilgilerinizi ve kaynaklarını ortaya koyun ki, biz de hatamızdan, yanlış bildiklerimizden kurtulalım. Olmadı fikirlerimde ki eksik yerleri söyleyin, bizde kendimizi geliştirme fırsatı bulalım.
« Son Düzenleme: Nisan 15, 2011, 07:44:15 ös Gönderen: Prometheus »
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Nisan 15, 2011, 11:36:15 ös
Yanıtla #39
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Sayın prometheus, sizin düşüncelerinize büyük ölçüde katılıyorum. Ne var ki; bazı arkadaşlarımızın anlamakta güçlük çektikleri veya anlmak istemedikleri  bilim ile dinin aynı platformda tartışılmasıdır. Bakınız milyonlarca yıl öncesinden söz ettiğinizde  nasıl haber aldığınız gibi bir soruya muhatap oluyorsunuz. Halbuki bilim ve fen bunların hemen hemen hapsini kesin sayılabilecek kanıtlarla ortaya koyuyor.
         Ben çok uzun yazmayı sevmem. Kısa ve öz cümlelerle meramımı anlatmaya çalışırım. Burada bir televizyon programından kısaca söz ederek bu konu ile ilgili düşüncemi daha açık olarak ifade edeceğim.
"Vur ama dinle beni"


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
4237 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2013, 01:43:00 öö
Gönderen: 418
2 Yanıt
5948 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 14, 2008, 08:40:28 ös
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
2250 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 07, 2008, 10:20:27 ös
Gönderen: LuckyEye2
0 Yanıt
3398 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 11, 2008, 09:31:56 ös
Gönderen: Isis
60 Yanıt
30754 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2012, 06:44:55 ös
Gönderen: karahan
3 Yanıt
5126 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 04, 2010, 01:18:53 ös
Gönderen: concordia
1 Yanıt
3715 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2012, 01:56:23 ös
Gönderen: hypatia
2 Yanıt
6823 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2018, 12:54:25 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak
17 Yanıt
8191 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 06, 2019, 06:57:28 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
2246 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 11, 2015, 03:23:29 öö
Gönderen: Risus