Masonlar.org - Harici Forumu

Kütüphane => Genel => Kitap Özetleri => Konuyu başlatan: FAUST - Haziran 14, 2018, 06:55:28 öö

Başlık: İskambil Kağıtlarının Esrarı(Özet)
Gönderen: FAUST - Haziran 14, 2018, 06:55:28 öö
2007 senesinde sevgili babacığımın önerisiyle okuduğum başta kapağı güzel gelen fakat sonrasında ise uzun yolculuklara,gazoza bile farklı bir sevgiyle yaklaştıran kitabın kısa bir özetini paylaşmak istiyorum kendini arayan genç kardeşlere faydalı olması dileğiyle ...
Babası ile Norveç’in küçük bir şehrinde yaşamakta olan Hans Thomas, günün birinde felsefeye düşkün bir adam olan babası ile Atina’ya, filozofların anavatanına doğru yola çıkar. Bu yolculuğun asıl amacı ise, Hans Thomas 4 yaşındayken onları terk edip kendini aramaya giden annelerini bulup geri getirmektir. İsviçre’nin dağ yollarından geçerlerken, bir cüce tarafından Dorf adı verilen bir köye yönlendirilirler. Aynı cüce, Hans Thomas’a bir de büyüteç verir. Dorf’a vardıkları zaman Hans Thomas, köyün ilginç bir adam olan yaşlı fırıncısı ile tanışır. Fırıncı ona çöreklerinden verir ve en büyük olan çöreği yalnızken yemesini söyler. Hans Thomas yaşlı fırıncının dediğini yapınca, çöreğin içinde küçücük bir kitap bulur. Öyle ki, kitabı okumak için cücenin vermiş olduğu büyüteci kullanmak zorundadır. Böylece bir yandan baba ve Hans Thomas’ın yolculuklarına eşlik ederken, diğer yandan da kendimizi çörekten çıkan “iskambil kâğıtlarının esrarı” kitabını Hans Thomas’la birlikte okurken buluruz.
Başlık: Ynt: İskambil Kağıtlarının Esrarı(Özet)
Gönderen: Mut - Haziran 17, 2018, 04:32:22 ös
Bende gerçek hayatta bu tür şeyler yaşadım.Ama hiç birine uymadım belki de hayatım boyunca pişman olacağım kim bilir.
Başlık: Ynt: İskambil Kağıtlarının Esrarı(Özet)
Gönderen: ruzber - Haziran 22, 2018, 02:04:47 ös
 Kendimizi bulmamiz icin hayatta bazen öyle fırsatlar karşımıza çıkar ki   ..
Başlık: Ynt: İskambil Kağıtlarının Esrarı(Özet)
Gönderen: Alşah - Haziran 24, 2018, 01:14:06 öö
      Hani Köroğlu'nun bir deyişi vardır "Tüfenk icad oldu mertlik bozuldu" diye ya, bu durum da buna benziyor.
      Eskiden 2-3 arkadaş birleşir kitap alır ve sonra da sıra ile okur kendi aramızda mütalaalar yapardık. Okuduktan sonra da başka arkadaşların kitapları ile değişir, böylece bir çok kitabı okumuş olurduk.
       Şimdi öyle değil. İnternet denen bir teknoloji var, giriyorsun siteye istediğin bilgi şak diye çıkıyor karşına, öğrenmek istediğini hiç yorulmadan, kafa yormadan, beynini çalıştırmadan öğreniyorsun. Yani tembelleşiyor beyinler.
       Tabii ki teknolojik nimetleri bir kenara bırakalım demiyorum, ondan da istifade edelim ama onun esiri olmayalım, beyinlerimizin jimnastik yapmasına izin verelim diyorum.
       Şahsen kitap okumaktan yanayım. Okuduğum tüm kitaplarda, konu hakkındaki düşüncelerimi mutlaka kitabın boşluk kısımlarına yazarım. Bunu kendim için yapıyorum. Kitaplarımı mümkün olduğu kadar da saklıyorum, benden sonra gelen torunlarım ilerine -büyükbabamız demek ki bu düşüncelere sahip biri imiş - diyerek beni görmedikleri halde hakkımda fikir sahibi olabilsinler diye yapıyorum bunu.
          Saygılar-sevgiler.