Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Felsefe => Felsefi Sorular => Konuyu başlatan: KEMAL_7 - Ekim 30, 2016, 11:46:29 ös
-
Bu soruyu belki birçok kere sormuşuzdur kendimize. Peki cevap bulmuş muyuzdur? Kendinizin en yakını olan kendinize bu sorunun cevabını verdiniz mi? Verdiğiniz cevap doğru mu? Kim olduğumuzu biliyor muyuz? Kendimizi tanıyor muyuz?
Ayna da baktığım ben ben miyim? Bir başkasının bana bakarken gördüğü benle aynada baktığım ben aynı mı? Aynada baktığım ben neyin yansıması? Yoksa bir yanılsama mı?
-
Aramaya devam.
-
Ben de ilginç bir yöntem açılımı yapayım ; ben kim değilim dediğimizde kendimiz hakkında bir fikir sahibi olmayız akıl yeterli olmaz , sadece deneyimlerle ise etrafımızı şekillendiremeyiz böylece yine kendimiz hakkında bir fikre sahip olmayız , kim olduğumuzu sezgiyle kavrayabiliriz çünkü sezgiyle olan farklıdır bunun için etrafı şekillendiren akıl gizli kalmalı ve aklın gizli olmasından dolayı elde edilen derin ve şeffaf deneyim bize sezginin kapısını açabilir.
-
Bu sorunun cevabı: "Kendimize attığımız yalanların şiddetine göre, akan ve şekillenen hayatımızın bir noktasında çarptığımız duvarın ta kendisidir" Kendine yeterince yalan atmayan biri,"ben kimim?" sorusunun cevabına tam manası ile ulaşamaz; diye düşünüyorum.
"Kendine en büyük yalanları atanların kendi yarattıkları benlik kuyusunun en dibinde gördükleri yansımadır" da diyebiliriz.
Kendilerine sağlam yalanlar atmayanlar bu yüzleşmeyi zorunlu kılacak durumu gercekleştirmedikleri için,öylece yaşayıp öle bilirler; ironik bir durum - :) -
Bu ifade şekli; toplumlar,dinler vb her olgu için geçerli olabilir.
-
Sayın "Tik-Tak" yorumunuz için çok teşekkür ederim.
"Kendine yeterince yalan atmayan biri,"ben kimim?" sorusunun cevabına tam manası ile ulaşamaz[/b]" dediniz. Yani ben kimim sorusunun cevabını bulabilmek için ya da bulmaya çalışmak için kişinin kendine yalan söylemesi gerektiğini mi ifade ediyorsunuz?
"[i]Kendine en büyük yalanları atanların kendi yarattıkları benlik kuyusunun en dibinde gördükleri yansımadır[[/i]/b]" diyorsunuz. Yani kişi kendi benini kendi yalanlarının yansımasında mı bulur?
"[b]Kendilerine sağlam yalanlar atmayanlar bu yüzleşmeyi zorunlu kılacak durumu gercekleştirmedikleri için,öylece yaşayıp öle bilirler" diyorsunuz. Yani ben kimim sorusunun cevabıyla yüzleşmek için kişinin kendine yalan söylemesi mi gerekmekte? Yüzleşmenin anlamı yalanların "farkına varmak" değil midir? Kişi yalan söyleyerek benlik kuyusuna giderek batmaz mı?
-
Şarkısı vardı " ben bir ceviz ağcıyım gülhane parkında" diye
-
Sayın "Tik-Tak" yorumunuz için çok teşekkür ederim.
"Kendine yeterince yalan atmayan biri,"ben kimim?" sorusunun cevabına tam manası ile ulaşamaz[/b]" dediniz. Yani ben kimim sorusunun cevabını bulabilmek için ya da bulmaya çalışmak için kişinin kendine yalan söylemesi gerektiğini mi ifade ediyorsunuz?
"[i]Kendine en büyük yalanları atanların kendi yarattıkları benlik kuyusunun en dibinde gördükleri yansımadır[[/i]/b]" diyorsunuz. Yani kişi kendi benini kendi yalanlarının yansımasında mı bulur?
"[b]Kendilerine sağlam yalanlar atmayanlar bu yüzleşmeyi zorunlu kılacak durumu gercekleştirmedikleri için,öylece yaşayıp öle bilirler" diyorsunuz. Yani ben kimim sorusunun cevabıyla yüzleşmek için kişinin kendine yalan söylemesi mi gerekmekte? Yüzleşmenin anlamı yalanların "farkına varmak" değil midir? Kişi yalan söyleyerek benlik kuyusuna giderek batmaz mı?
Ben kimim ? sorusu; saf gercekliği arayanların sorusudur.Var olan en büyük gerceklik ise; "Ölüm"'dür. O yüzden,biraz debresif ve gercekci kişilerin sora bildiği bir sorudur.Tarihimizde ölüm gerceğin de takılan bazı derin düşünürler, cıtayı daha da yükselterek,bilip bilmeden, ölüm sonrası dünyalar hakkında atıp tutmuşlardır.
Yine ironik bir durum ortaya cıkıyor.Tek gercekliği anlaya bilecek kadar derin düşünenler; yine vardıkları son noktadaki ölüm'ü yenmek için,kendilerini ve hemcinslerini kandırıyorlar.
Sonlu olarak oluşmuş bu Evren'de,otomatik olarak her olgu ve düşünce,sonlu ve paradoxsal bir şekilde algılanıyor ve tanımlanıyor; yılanın kuyruğunu yemesi gibi...
Evren'deki evrimsel döngü,geniş bakıldığında,sürekli sonlanan ve sonlandıkdan sonra form değiştirerek yeniden doğan, bir evrimsel değişimin içindeymişiz gibi gözüküyor.Bu durumda ; "yeniden doğuş" mantıklı gibi geliyor.Yinede,bilinmeyen bir dogum hakkında bukadar cok fikir üretmek ise; doğru değil gibi geliyor.
-
Sen;
Ölüler kitabında bahsi geçen "insanlar ölümlü tanrılar,tanrılar ölümsüz insanlardır" cümlesinde geçen, Yaradanın Hz.Musa ya söylediği " ben yerlere göklere sığmam ancak bir kulumun kalbine sığarım" dediği. Lime lime doğranırken Esraru'l Hallac ın "Enel Hak" felsefesindeki insansın. Her dinin,her felsefenin Yaradanın bir parçası olduğuna inandığı "insan"
-
Sen;
Ölüler kitabında bahsi geçen "insanlar ölümlü tanrılar,tanrılar ölümsüz insanlardır" cümlesinde geçen, Yaradanın Hz.Musa ya söylediği " ben yerlere göklere sığmam ancak bir kulumun kalbine sığarım" dediği. Lime lime doğranırken Esraru'l Hallac ın "Enel Hak" felsefesindeki insansın. Her dinin,her felsefenin Yaradanın bir parçası olduğuna inandığı "insan"
Aslında bu durumda bireyin "ego" ve mevcut konu üzerindeki az bilgi ye karşın "derin düşüncesi" ile alakalıdır.Kimi vagon'da yolcu olmayı seçer;kimi bizzat tren'i kullananmak ister.ego'su ve derin düşüncesi yüksek bir birey,kendini hak'dan bir parça görmesi doğaldır.
Sıradan inançlar ona yakışmaz zaten, o kadar da kafa patlatmıştır.Tren'i de çözmüştür; neden kullanmasın. Tren kalkar da yolcu olmaz mı binen binene...Yolcular da ayrı bir hikaye zaten.Kimi insan domine olmayı...kimi İnsan domine etmeyi sever.Var olan bir yaradılış olabilir; yavaş yavaş İnsanlık onu çözmeye yaklaşıyor.
Topyekün O'nu kabül etmenin de ...direk inkar etmenin de bir manası yok bence; kesilip atılmasın yada sallanmasın yeter.Tartışılıp araştırılması gereken bir konu iken,hafif mehzup biri cıkıp "onu duydum böle böle dedi"denince herşey kitleniyor.İnsanlık olarak yaradılış'ı bilim ve zaman ile bir çözelim...yaratıcı var ise,o'da anlaşılır zaten.Eğer varsa,yaratıcı haric herkez, yaratıcı adına düşünüyor.Aklı selim yeni nesiller doğması dileği ile...