Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Evrensel Masonluk => Dunya Masonluk Tarihi => Konuyu başlatan: ADAM - Eylül 07, 2010, 11:31:20 öö
-
İyi rahip Öklit bundan çok sonra yıllarca
Öğretti geometri zanaatım tamca, [144]
Zamanla yanı sıra ötekilerini de,
Türlü zanaatların inceliklerini de.
Yüce erdemiyle İsa’nın cennetten gelen
İşe girişti önce yedi bilimden. [145]
[144] Gene birdenbire bir kopukluk ve en başa dönüş. Fakat burada geometri için ''sanat'' (art) değil, "zanaat'' (craft) sözcüğü kullanılıyor.
[145] “Öklit İsa'dan hemen hemen 300 yıl kadar önce yaşamış. Nasıl oluyor da onun yüce erdeminden yararlanıyor?” Bu sorunun yanıtı kolay. Regius'un yazarı tarih bilmiyor ve dönemleri birbirine karıştırıyor. Öklit'i bile bir "Hıristiyan" olarak düşünüyor. Daha önce (adını belirtmemiş olmakla birlikte) "Hermes" ile özdeşleştirmiş olsa bile.
Bence aslında önemli olan bunlar değil. Buradakiler sadece bir ayrıntı. Asıl bundan sonrası yani şu Yedi Bağımsız Bilim olayı önemli. Nitekim bu çağımızdaki Masonlukta bile simgesel anlamda geçerli tutulan bir konu.
Biliyorum ki ilk bilim gramerdir,
İkincisi mantıktır, bu bana sevinç verir, [146]
Konuşma Sanatı üçüncüdür hiç kuşkusuz, [147]
Müziktir dördüncüsü, sözlerimi duyunuz,
Astronomi beşincidir, burnumla birlikte, [148]
Altıncı sıradaki aritmetik elbette,
Yedinci olan geometri sonuncusudur, [149]
Hem alçakgönüllüdür, hem nezaket doludur. [150]
[146] Regius'ta burada "dialect" sözcüğü kullanılıyor. Bu yanlış. Aslında "logic" olması gerekir. Bunun için de çeviride "mantık" alınmıştır. Aslında "dialectic" denilmek istenmişse, Orta Çağ'da geçerliği sürdürülen "Aristocu akıl yürütme yöntemi" uyarınca bu sözcük "mantık" ile özdeşleştirilerek kullanıldığından yerinde sayılabilir.
Ancak mantıktan ya da akıl yürütmeden önce ilk bilim olarak gramer sözcüğü geçiyor ki bunu dil bilgisi biçiminde değerlendirmek belki daha doğru. Her insan konuşur ama şunu çok iyi biliyoruz ki dünyanın her yerinde insanlar kendi dillerini doğru dürüst, yeterince bilmiyor. Dünyanın neresine gidersek gidelim, oradaki insanlar, güncel yaşamlarında dillerinin pek azını kullanıyor. Örneğin Türkçede 70 bin kadar sözcük var ve bizim insanımız güncel dilinde bunun yüzde birini ancak kullanıyor. Bazı ülkelerde bu yüzde ikiye çıkabiliyor. Oysa dil düşünceyi, düşünce de dili oluşturur. Dilin yetersiz kullanımı, düşüncenin yetersiz oluşumuyla sonuçlanır. Yetersiz düşünce üretimi de dili kısır bırakır. Dolayısıyla, daha ikinci bilime geçmeden birincisi gerek.
[147] "Konuşma yapma yeteneği" ile eşanlamlı olarak "rhetoric" sözcüğü kullanılıyor. Bunun Türkçe'deki karşılığını "hitabet" olarak da verebiliriz.
Eğer Masonluğun eski geleneklerinden, landmarklarından söz edilirken denilmek istenen buysa, bakın benim buna hiç karşı çıkışım yok. İnsanlar konuşu konuşa anlaşır. Konuşurlarsa. Konuşmak için de konuşmayı bilmek gerek. Önce dil, sonra akla vurma, böylece düşünceyi oluşturma, sonra d6a düşüncenin aktarımı. Öyle bir aktarım ki, beriki de bunu anlasın.
[148] Bu dizede kullanılan "snout" sözcüğünün Türkçe'deki karşılığı "burun"dur; ama bu bir insanın burnu deşil bir "geminin burnu"dur. Eğer burada bir benzetme ya da mecazi kullanım yapılmışsa, bu sözcük "öngörü" anlamına gelmekte olabilir.
[149] Yedi Bağımsız Sanat ve Bilim'in sırası karıştırılmış... Alışılagelmiş sıralama şöyledir: Dilbilgisi (Gramer), Mantık, Konuşma Sanatı (Hitabet), Aritmetik, Geometri, Müzik, Astronomi.
[150] " Alçakgönüllü ve nezaket dolu" olarak Öklit'ten söz ediliyor.
Öklit bir ideal mason olarak nitelendiğine göre; ben bunu günümüzd6eaki Masonluk için geçerli bir eski gelenek olarak kabul edebilirim. Hem de hiç eskimemiş bir eski gelenek.
Her kim ki kitap okuyarak bilgi edinir, [151 ]
İşin gerçek kökü onun için gramerdir;
Fakat asıl sanattır geçiren dereceyi,
Ağacın köklerinin yaptığınca meyveyi;
Hitabet ölçüsüdür güzel konuşmanın,
Ve müzik seslenişidir tatlı bir şarkının;
Astronomi sayı verir, sevgili kardeşim,
Aritmetik bir şeyi gösterir başka birim; [152]
Bilimlerin yedincisi işte geometri,
Bilirim ki ayırır gerçekle sahteleri.
Bunlarla bilimlerin yedisi tamamlanır,
Onları iyi kullanan cennete ulaşır. [153]
[151] Orta Çağ'da kitap okuma olanağı ya da fırsatının pek az oluşu, okuma-yazma bilen bir kişi için Dilbilgisi'nin önemini artırıyor.
[152] Astronomi ve Aritmetik için yapılmış açıklamalar oldukça saçma olarak nitelenebilir. Burada adeta yer doldurulmasına çalışılmış. Regius'un yazarının bu konularda pek bir şey bilmediği de düşünülebilir.
[153] Bu arada "mantık" ne oldu?... Ya unutulmuş, ya uygun bir açıklama bulunamamış, ya da şiir düzenine uydurulamamış. Belki de Regius'un kopyalanması sırasında bu arada iki dizelik bir atlama daha yapılmış.
Şimdi sevgili çocuklarım tüm bilginizle [154]
Bırakın davranmayı doymazlık ve kibirle,
İyice sağgörülü olmaya önem verin
Ve iyi huylu, nereden gelirseniz gelin.
[154] "Sevgili çocuklarım" sözünün kullanılışı, Regius'un yazarının bir din adamı olduğunun göstergesidir.
Bu aşamada yine duruyorum çünkü bundan sonra Regius’un konusu birden değişiyor ve dinsel nitelikli öğütlere geçiliyor.
-
İyi rahip Öklit bundan çok sonra yıllarca
Öğretti geometri zanaatım tamca, [144]
Zamanla yanı sıra ötekilerini de,
Türlü zanaatların inceliklerini de.
Yüce erdemiyle İsa’nın cennetten gelen
İşe girişti önce yedi bilimden. [145]
[144] Gene birdenbire bir kopukluk ve en başa dönüş. Fakat burada geometri için ''sanat'' (art) değil, "zanaat'' (craft) sözcüğü kullanılıyor.
[145] “Öklit İsa'dan hemen hemen 300 yıl kadar önce yaşamış. Nasıl oluyor da onun yüce erdeminden yararlanıyor?” Bu sorunun yanıtı kolay. Regius'un yazarı tarih bilmiyor ve dönemleri birbirine karıştırıyor. Öklit'i bile bir "Hıristiyan" olarak düşünüyor. Daha önce (adını belirtmemiş olmakla birlikte) "Hermes" ile özdeşleştirmiş olsa bile.
Yüce erdemiyle İsa’nın cennetten gelen
İşe girişti önce yedi bilimden.
Bu kısma getirilen yorumun yanlışlık içerdiği kanaatindeyim. Şöyle ki;
"İsa Meryem den doğmuştur ve rap yani tanrı olarak kabul edilir. Tanrının ezeli ve ebedi olduğu düşünülmektedir. Oklit in yaşadığı MÖ 3.yüzyılda İsa cenette iken Oklit e erdemde bulunur. Oklit te İsanın bahşettiği erdem ile yedi bilimi icat eder." olarak yorumlanmalıdır.
-
Sayın Selim'in dediği gibi bir yorum bana pek garip geldi.
Katolik mezhebinin dogması çerçevesinde acaba geçerli olur mu? İsa Tanrı olduğuna göre, bedensel doğumundan önce de var olduğu kabul edilebilir mi? Diyelim ki kabul edilsin, o durumda teslisin açıklaması nasıl olacak?
Bunlar belki bir din felsefesi çerçevesinde irdelenebilir ama 14. yüzyılda inşaatçılık mesleğine alınmış olan bir çırağın bunu böyle anlmayabileceği bence biraz kuşkulu.
Bu kitabın yazarı ortaya Öklit (Euklidies) diye bir tarihsel kişi atıyor ve onu yüceltiyor da yüceltiyor. (Aslında yüceltmeayi hak eden bir tarihsel kişidir kuşkusuz. Masonların çırakları belki bu adı bile yaşamlarında ilk kez, localarında bu kitap kendilerine okunurken duyuyor. Öklit'in yaşamış olduğu çağın önemi yok. Burada bir anakronizm de yapılmış olabilir. İşin içine İsa sokulmamış olsaydı, hiç sorun çıkmayacaktı. Ancak olmuyor işte. Bu Öklit nereden öğrenmiş bunları? Nasıl İbrahim Mısırlılara öğretmişse her bir şeyi, burada da İsa öğretiyor.
Bunları dinleyenler de bayılıyor elbette bu palavralara.