Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: ceycet - Eylül 29, 2010, 10:06:25 öö
-
Konu başlığının hamasetle bir okunmasını istemem;zira öyle bir ruh hali içinde olmadığım gibi,antimason falan da değilim.Bunu beni tanıyanlar bilir.Samimiyetime inanılıp,sadece meraktan böyle bir soru yönelttiğimin bilinmesini isterim.
Bir zamanlar,forum ortamında bir üye bana hitaben"Masonlukla ilgili birkaç kelime öğrenip,bunları sürekli tekrarladığımı"söylemişti.Kendi adıma,böyle bir intiba yarattığım için fazlasıyla üzülmüştüm.Çünkü,buraya gelene kadar Masonluk'la ilgili genelgeçer önyargıların dışında hiçbir bilgim yoktu,hoş şimdi de "Var"olduğunu söyleyemem.Belki inanmayacaksınız,ben henüz mason olduğunu bildiğim bir kimseyle yüzyüze bile gelmedim.
Merak ettiğim konunun ana hatlarına gelince:Bilindiği(anlatıldığı)üzere,Masonluk ideali;iyi insanı daha iyi yapmak,toplumu var eden bireylerin daha etkin ve yetkin konuma gelmesi için uğraş vermek,toplumun bilgi ve ahlak seviyesini yükseltmek,dünyayı daha yaşanır bir hale getirme gayretini üstlenmiş insanların kendilerini geliştirmelerine yardım etmek gibi ulvi gayelerden oluşuyor.
Hal böyle olunca,insan, yüzyıllardır bu misyonu üstlenmiş bir oluşumun üretmesi gerektiği somut değerleri gözlemlemek,onlara dokunmak istiyor.Yaşadığımız ülkeyi ele alırsak,ülkemiz masonlarının toplumumuza kazandırdıklarını,sadece masonlara mal edilebilecek katkılarını bilmek ve tanımak istiyorum.
Bu noktada şöyle bir karşılık gelebilir:"Bu okul bireyleri yetiştirir,topluma katkısı dolaylı olur"böyle bir sav,anlayışla karşılanabilir.Ancak,yinede somut örneklendirmelere ihtiyaç duyar.
Malesef ülkemiz ve yaşadığı coğrafya,Masonluğun ülküsüne ihtiyaç duyulduğu,bu ülkünün gerçekleştirebileceklerine olan eksikliğin bariz olarak algılandığı, taassubun,bağnazlığın hüküm sürdüğü,akil insanlara şiddetle ihtiyaç duyulan bir bölge.Bu bağlamda,ülkemiz masonlarının üzerine düşeni layıkıyla yapıp,yapmadıkları konusunda sahip olduğum şüphenin bertaraf edilebilmesi için,aydınlatılmayı talep ediyorum.
Haddimi aşmadığımı ve anlaşılabiliceğimi umarak,töleransın erdemine güvenerek,sorumluluğun faziletine inanarak zihnimi meşgul eden soruların detaylıca yanıtlanacağını düşünüyorum.
Saygılarımla
-
Sayın Ceycet,
Bu sorunuzun yanıtı aslında çevrenizdeki insanları iyi izlemeyi gerektiriyor. Bende bir hariciyim ve Masonlukla ilgili bilgileri okumaya başlamadan önce bu konu hakkında bilgim yok denecek kadar az dı.
Gerçekten kalbende Mason olan Masonlar asla kendilerini deşifre etmek, Mason olduklarının bilinmesini istemezler. Çünkü bu reklam amacıyla kullanılacak, bir kimlik olarak kullanmayı istemezler. Gerçek Masonlar yaşam tarzlarıyla, davranışlarıyla çok mütevazi, dost canlısı, yardım sever insanlardır.
Yaptıkları ne olursa olsun topluma malzeme olmamasına özen gösterirler. Toplumda örnek model olmaya, etralarına olumlu olarak katkı sağlamaya çalışırlar.
Onlar kendileri istemediği sürece bunu kolay kolay kimse bilemez. Bence de doğru olanı yapıyorlar.
Ön yargılara sahip kimselerle tartışmaya girmeye, kendilerini birilerine ispatlamaya ihtiyaçları yoktur.
Kimbilir sizin farkında olmadığınız o kadar çok Mason tanıdığınız, akrabanız, arkadaşınız vardır:)
Benim bildiğim, öğrendiğim Masonlar kendilerinden başlayarak zaaflarından, hırslarından kurtularak
ailesine, çevresine ve ulusuna yararlı birey olmaktan başlar ve örnek model olarak etki alanındaki kişileride bu yola sevk ederler.
Bunun içinde her hangi bir ünvanın arkasına sığınma ihtiyacı duymazlar.
Bunlar benim kişisel düşüncem. Bunu da sizin başlığınız altında paylaşmak istedim.
Sevgi ve Saygılarımla.
-
Sayın Apiarist,
sanırım mecalimi anlatmakta yeteri kadar başarılı olamadım.
Ben,masonların üstlendikleri misyonun kaynağı durumunda olan ideallerini topluma yansıtma sürecinde yaptıklarının, özellikle ülkemizdeki somut katkılarını anlamaya ve görmeye çalışıyorum.
Masonların bireysel kazanımlarının,yaşadığımız topluma olası katkılarını kavrayabilmeliyiz ki,mevcud idealin faydalı olduğuna ikna olabilelim,derim.
Saygılarımla
-
Sayın Ceycet,
sorunuza bildiklerim doğrultusunda katkıda bulunmak istemiştim.
Görüldüğü gibi bu konuda kendimi daha çok geliştirmeye ihtiyacım var.
Sorunuza cevap verebilecek en doğru kişiler forumun Mason üyeleri yada Masonluk hakkında çok daha fazla bilgiye sahip harici üyeleri.
Katkıda bulunamadığım için üzgünüm.
Saygılarımla.
-
Haklısınız.
Teşekkür ederim.
-
sn ceycet,
aslında sn apiarist sorunuza güzel cevap vermiş ama tabi bu sizin sorunuza tam olarak cevap olmamış olabilir. apiarist'ten sonra da bunla ilgili herhangi harici yada mason üye bir bilgi sunmamış.
siz masonluğun ortaya koyduğu somutlukları görmek istiyosunuz, fakat aslında cevabı okuduğunuzda ve üzerinde yoğunlaşıldığında gereken somut cevabıda görebilirsiniz. masonluk iyi insanı daha iyi bir insan yapmak yolunda insanı yetiştirmek yolunda adımlar attığını görüyoruz tabiki bu insanın kendisiyle ilgili bir değişimi göz önüne seriyor. ama olaya bir de şu yonden bakarsak mesela toplumu oluşturan o toplum içerisindeki bireyler değilmidir. bireyler nekadar eğitimli nekadar hak hukuk tanıyan iyi insanlar olmaya çalışırsa toplum içindede gözle görülür iyi yöndeki değişimler somut olarakta gözler önüne serilmeyecekmidir. ben bu sorunuzu bu yönden bakarak cevaplamaya çalıştım. tabi umarım sizi en tatmin edecek cevabada ulaşırsınız.
saygılarımla,
-
Sevgili büyüklerim,
Benim şahsi görüşüm somut verilerin ortaya konması için öncelikle masonların kimlerin olduğu belli olsun ki ortaya konan faydalı işlerin kimler tarafından yapıldığı da somut bir şekilde belli olsun. Bunun da maalesef günümüz Türkiyesinde hele ki ön yargıyla bakılan bir zümre ya da topluluğa mensup mason locasındaki üyelerin kimliklerini açıklamaları önceklikle kendilerine yarar mı yoksa zarar mı getirecektir? Bence zarar getirme olasılığı daha yüksek çünkü maalesef ülkemizde ön yargıyla bakılan bi konu olduğu için karşıdaki insan pek masonluğun kabul edilebilir bir şey olduğuna inanmak istemiyor. Bir de şu açıdan bakıldığında masonlukta amaç insanı olgunlaştırmaksa yani tasavvuf felsefesindeki insan-ı kamil mertebesine götürmekse yapılan işlerde kimliği ortaya çıkarmanın önemi var mıdır? Bir de foruma yeni üye olmuş bir kardeşiniz olarak masonluğa üye olabilmek için tanrı inancı olması gerekmektedir gibi bir madde olmasından ötürü kendini ruhen mutlu etmek için yapılan güzel şeylerin bence kim tarafından yapıldığının bir önemi yoktur çünkü önemli olan vicdani rahatlıktır. Bir de masonluk ile tasavvuf arasında bir benzerlik vardır. Tasavvufta ki halka hizmet hakka hizmettir görüşü masonlukta da olduğuna göre bence bu hizmeti yapanın bir önemi yoktur çünkü öenmli olan vicdandır bende sorunuzu bu şekilde yanıtlamak istedim.
Saygılarımla,
-
Bende bildiğim kadarıyla konuya gireyim. ceycet in yaklaşımını beğendim. verilen yanıtlarsa bende pek bişey açmadı.
Evet insan elle tutulur şeyleri görmek isteyebilir. Buna katılıyorum. Binyıllara yayılmış böyle bir oluşumun becerdiği, başardığı çok şey vardır diye düşünüyorum, aynı zamanda bunların anlatılmamasıda uygun olabilir. Belki bize çok şey vermeyecektir, anca tatmin, belki ikna, adına nederseniz deyin.
Ben konuyu daha derinlere indirmek istiyorum. Bildiğimiz bu kültürün doğrularını tartışsak önce nasıl olur? Eğer Herşey temelden yanlışsa, yapılan iyi şeylerde bizi bir yere getirmeyecektir. Örneğin bu gün insanlar hala yıkıcı, rekabetçi, zulmeden, haris, kıskanç, agresif. Ve Jiddu krishnamurtinin dediği gibi. BÖYLE BİR TOPLUMA İYİ EKLEMLENMİŞ OLMAK, SAĞLIKLI OLDUĞUMUZ ANLAMINA GELMEZ.
Bu gün(benim inancıma göre) hakim olan kültür dünyanın sonunu getirmek üzere, yakın zamanda büyük savaşlar ve yıkımlar göreceğimizi düşünüyorum. Günde 200 türün yokedildiği bir dünyanın sonu sizce nasıl olur?
Benim beklentim, masonluk böyle şeylere çözüm üretme derdinde olmalı, yani öyle tahmin ediyorum. Çünkü; iyi insanı iyi yapmak çok yeterli bir çözüm değil. Atatürk'ün yaptığı gibi, ve devrimin temel kuralı gibi, kökten ve eylem üzerine bir hareket daha doğru geliyor. Büyük ve toplu ve ani çözümler belki daha etkili olacaktır.
Aslında tarıtışılacak öyle çok şey var ki. Konuyu dağıtmak istemiyorum.
Masonlaron somut yaptığı şeyleri öğrenmek benimde moralimi düzeltecek, belkide bazı şeyler için umut etmeye başlayacağım. Sadece bu yönden isim verilmeden, ispat sunulmadan bazı şeylerin anlatılması iyi olabilir.
Saygılarımla...
-
Ezoterik olsun,egzoterik olsun bütün eğitim kurumlarının öncül hedefi,iyi olduğu öngörülen kimseleri daha iyi bir hale getirebilmek için kurumlarının müfredatına uygun eğitim vermektir.Bu hedefi sadece Masonluğun öncelikleri arasında görmek,biraz abes olur.Kötü olduğu benimsenmiş kimseleri iyi hale getirebilme hedefi,sadece cezaevlerinin veya akıl hastahanelerinin hedefi olarak kabul edilebilir.Hastaları da kötü olarak saymazsak ki,saymamalıyız,kötüleri rehabilite eden tek kurum olarak cezaevleri kalmaktadır.
Kanımca,iyileri daha iyi yapmak teriminin yerine seçkinleri yetkinleştirmek deyimi Masonluğun misyonuna daha uygun olur.Bu durumda da,seçkinliğin niteliklerini belirleyen bir erkin olduğunu varsaymalıyız ki,o zamanda seçkinliğin niteliklerinin göreceliliğini,zamana veya mekana uygun olarak değişebilirliğini tartışmalıyız.
Saygılarımla
-
Sevgili kardeşlerim ve değerli büyüklerim
Yukarıda sn. ceycet'in açmış olduğu bu değerli konuya yazılan yanıtlarla da şunu görmekteyim aslında iyi nedir? Verilen cevaplara göre "iyi" aslında insanlara göre değişmekte herkes bu konu üstüne bence farklı yorumlar yapmış bu da bize "iyi"nin göreceli bi şey olduğunu göstermekte. sn prometheus'un cevabında yazdığı ulu önder Atatürk'ün getirmiş olduğu devrimler örnek gösterilmekte peki Atatürk'ün fikir babası olan Ziya Gökalp'te bir masondu ve Atatürk'ün yapmış olduğu bu harekette fikir takımı olarak arkasında masonların olmadığını kim söyleyebilir ya da bunu tam tersini?
Saygılarımla,
-
Bir mason locasında yöntemine uygun olarak kendisine "mason" unvanı verilmiş olan kişiye mason deniyor. (Kimileri bu işleme “tekris” diyor ama bence bu yanlış… Çünkü Masonluktaki ya da bir başka ezoterik kurumdaki tekris, öğretinin orada var olan tümünü almaktır. Giriş töreni ise bunun sadece başlangıcıdır.)
İşte o kişiye mason denmektedir ama bu onun gerçekten de "mason" olduğu anlamına gelmez.
Bir kişiye mason denmesi başka, onun "mason" olması başka… Mason unvanını taşımak başka, mason niteliğini edinmiş olmak başka.
Böyle olunca toplumlarda aslında o yöntemine uygun olarak Masonluğa girmemiş çok "mason" var. Mason unvanını taşıyanlar onlara "önlüksüz mason" diyor; bir kişinin Masonluğa giriş töreninin sonunda kendisine Masonluğun geleneksel önlüğünün takıldığı ve bundan böyle tüm (?) masonik çalışmalara katılırken bir önlük taktığı için.
Bu demektir ki, önlüklü masonlar bir şey yapıyor ve yapacak ise, önlüksüz masonlar da aynı şeyi hatta belki daha iyi ve daha fazlasını kapsamak üzere yapıyor ve yapacak. Bu bağlamda masonlar ile bir mason locasına üye olmayan önlüksüzler arasında hiçbir fark yok.
Pardon, bir fark var... O da şu: bir mason locasına üye olanlar, Masonluktaki öğretiden doğrudan yararlanıyor, Masonluğu yaşıyor ve mason kardeşleriyle paylaşıyor. Dışarıdaki bir kişi ise bundan ya hiç yararlanamıyor ya da ancak sınırlı bir düzeyde ve dolaylı olarak ulaşabiliyor. Ancak bu durum pek olumsuz da sayılmaz hatta olumlu bile sayılabilir. Çünkü ne de olsa mason locası üyeleri, ister istemez, her ne kadar kendilerine aksi önerilmekteyse de, Masonluktaki öğretinin etkisi altında kalıyor. Kimileri aslında dogmalara karşı olması gereken bu kurumun öğretilerini dogmalaştırıyor bile.
Bir de Masonluğa girmiş olmakla birlikte kendilerini mason saymayanlar var. Bazı ortamlarda kişinin bir kez Masonluğa girdi mi bir daha çıkamayacağı ileri sürülür. Bu da yanlış. Masonluktan çıkılır. Kendini masondan saymayan bir kişi, bir locada üyeliği kazara devam etmekte olsa bile mason değildir.
Masonluk, masonlara iki ayrı açıdan yarar sağlıyor. Kimileri var ki onlar Masonluğa girmeden önce kendilerini sadece sosyal ve düşünsel nitelikli bilgilerle donatmış; pozitif bilimsel ve matematiksel düşünceyi bir yana bırakmış. Kimileri de var ki, tersine, kendilerini sadece pozitif bilimsel ve matematiksel nitelikli bilgilerle doldurmuş, sosyal bilimleri ve düşünsel bilgileri elinin tersiyle itmiş. Masonluğun öğreti ve kendi içindeki çalışmaları kapsamında bunların her ikisi birden yer aldığı için, masonlar, kendilerini yetiştirebilmek ve eksiklerini giderebilmek bakımından başka yerde pek bulamayacakları bir olanağı elde ediyor.
Bu olanak sadece Masonlukta mı elde edilebilir?... Hayır. Bunun için Masonluk gibi ezoterik çalışan bir kurumun üyesi olmaya bile gerek yok ama işte o ezoterik kurumlar, inisiyelerine bu bağlamda hayli yararlı oluyor, çabalarının odaklanmasını sağlıyor.
Ne yazık ki Batı ülkelerinde bol bol bulunabilen ezoterik nitelikli (paramasonik) kuruluşlar yurdumuzda pek yok. Belki var ama çok küçük çaplı olup pek sesleri duyulmadığı için biz onları yok biliyoruz. Öte yandan yurdumuzda birtakım tarikatlar var. Bunların arasında Masonluk ile pek çok ortak noktaları olanlar da var. Ancak yasal olarak tarikatlar yasak ya!... O yüzden onlar kendilerini gizlemek zorunda kalıyor.
Konuyu dağıtmadan masonlara dönelim. Hiçbiri alınmasın diye de hepsini “mason” olarak kabullenelim.
Sonra da bakalım ne tür masonlar var.
1. Ara sıra loca toplantısına katılmakla yetinenler.
2. Loca toplantısına katılmaktan başka bir şey yapmayanlar.
3. Masonluğun öğretisinden yararlanmakla, kendini bilgi ve erdem bakımından yetiştirmekle birlikte bunu sadece bireysel boyutta tutmakla yetinenler.
4. Masonluğun amaçları doğrultusunda ve ilkeleri uyarınca sadece loca toplantılarıyla yetinmeyip toplumsal katmanlarda da birtakım bireysel çabalar gösterenler ve kimi zaman bu çabalarını diğer mason kardeşleriyle paylaşarak yürütenler.
Ben böyle dört gruba ayırdım alma aslında bunu çoğaltabilirdik de…
İşin ilginç yanı şu ki, masonların büyük çoğunluğu şu ilk üç gruptan birinde yer alıyor. Dördüncü grupta olanlar ise bir azınlık.
Yazık!
Yazık ama işin gerçeği de bu. Yanlışsa, forumdaki masonlar düzeltsin lütfen.
Kişiler Masonluğa genellikle orta yaşlarında giriyor. Ardından yaşlılık dönemine geçinceye dek Masonlukta kalacak olurlarsa, -sıkılıp kalmayanlar çok- etkin oldukları dönem aşağı yukarı 20 yıl kadar. Bu sürenin artırılabilmesi için Masonluğa giriş yaşı ortalamasını iyice indirmek gerek. Bu da birtakım haklı gerekçelerle sağlanamıyor, biliyoruz; bundan ötürü masonları kusurlu göremeyiz.
İşte bu süre yani ortalama 20 yıl, toplumda bir şeyler yapmak, bir şeyler yaratmak, bir şeyleri değiştirmek, bir şeyleri iyileştirip güzelleştirmek bakımından pek kısa; yetmiyor. Bu işin bir bayrak yarışı gibi elden ele devredilerek yapılması gerek.
Masonların en zayıf noktalarından biri de işte bu… Hepsinin bu bağlamdaki girişim ve çabalarının kendi yaşam hatta masonik etkinlik dönemiyle sınırlı kalışı; elden ele, masondan masona devredilmeyişi.
Kimileri politikaya giriyor; orada bir şeyler yapıyor. (Politikaya girmek demek ille de milletvekili olmak demek değil) Kimileri başka sosyal ya da bilimsel kurumlarda yürütüyor Masonluk ile aslında bağlantılı ama hiç de bağlantısı yokmuş gibi görünen çalışmalarını.
Ancak bu çalışmaları kendileri var olduğu sürece var. Kendileri gidince aynı şeyi belki başkaları, kendine göre ve sıfırdan başlayarak yapıyor. Süreklilik, geleceğe dönüklük pek ender.
Batı ülkelerindeki masonlar bu bağlamda yurdumuzdakilerden çok daha başarılı. Üstelik onlardan kimileri, ürettikleri yararlı işlere “masonik” sıfatını bile takıyor.
Ne gibi işler bunlar?... Bilimsel araştırma kurumları, sağlık kurumları, eğitim ve öğretim kurumları, sosyal yardım kurumları vb…
Türkiye’de masonlar da böyle kurumlarda, derneklerde, vakıflarda yer alıyor. Bir şeyler yapıyorlar, hiçbir şey yapmıyorlar değil. Tüm bunların içinde süreklilik bakımından en dayanıklı olanları da vakıflar.
Bu bağlamdaki zorluk somut örnekler verebilmekte. Üstelik bir de engeller, yıkımcılıklar var. Hele bir de iyi ve güzel bir işin içinde masonların yer aldığı duyulacak olursa, kimi zümreler onu hepten ortadan kaldırmak ya da masonların o işten ellerini eteklerini çekmeleri için ellerinden geleni esirgemiyor.
Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay, Hayvanları Koruma Derneği, Kanserle Savaş Derneği, Altı Nokta Körler Derneği gibi birçok örnek verilebilir. Bunların arasında birtakım daha önemli sayılabilecek kamusal kurumlar da var ama onlardan burada söz etmek istemem doğrusu. Zaten masonların yönlendirmeye çalıştığı o kurumlar başka ellere geçmiş durumda ve olanca hızla yozlaştırılıyor.
Bur mason olarak pek ünlenmemiş olmakla birlikte Türk kültürüne olağanüstü düzeyde katkılarda bulunmuş olan bir ünlü kişi var: Hasan Ali Yücel… Onun olağanüstü katkılarını sonradan nasıl da engellediler hatta yıkıp attılar! Ondan sadece bir örnek olarak söz ettim. Başka çok kişiler sayılabilir.
Bir zamanlar bazı gazetelerde, dergilerde ve kitaplarda mason olan ünlülerin adları yayınlanmıştı. Günümüzde bile hâlâ yayınlanır böyle listeler. Çünkü ilgi çeker, tiraj artırır. Şimdi o listelerden birini alın ve oradan seçin mason olan birtakım kişilerin adlarını. Onların arasında topluma ve insanlığa nice katkıları olan kişiler çıkacak hiç kuşkusuz.
İşte masonlar onları yaptı ve bundan böyle yapacakları şeyler de onlar olacak. Daha fazla bir şey beklemeyin çünkü yok; olacağı da yok bu gidişle.
Olacağının olamayışı da masonların kusuru değil. Türkiye'de mason derneklerini yok edemediler, ortadan kaldıramadılar, üstelik bunu da yapmak istemediler çünkü onlara bir "günah keçisi" gerek, ancak gerek mason kuruluşlarının gerekse masonların ellerini kollarını iyece bağladılar hiçbir şey yapamasınlar, sadece kendi loca çalışmalarıyla yetinsinler diye.
Kimi masonların kullandığı, benim biraz anlamsız bulduğum bir deyiş var. Belki şimdi burada yerli yerine oturuyor; şöyle:
MASONLUK HİÇBİR YERDE, MASONLAR HER YERDE.
-
Sayın ADAM,
Mesajınız karamsarlıkla bitiyor, lütfen böyle yapmayın:)
Kolay değildir tabi, bunca zorlukla uğraşmak.
Hatta adın kötüye çıkarken, sen en çok inandığın şeyi belki aileden bile gizlemek zorunda kalırsın.
Ama insan umut etmeli, beklemeli. Belki yıllarca, hatta beklediği hiç olmayabilirde. Ama önemli olan doğru olanı, güzel olanı ümit etmek, içinde o kıvılcımı hiç söndürmemek.
Kimbilir, belki hiç beklemediğiniz bir anda, hiç beklemediğiniz birisi çıkıp gelir, sizin elinizdeki bayrağıda hatta sizide sırtlayıp daha ileri taşır.
Ümitleriniz sönmesin, bizide korkutmayın :)
Önemli olan yola çıkmaktır, varılmasa bile...
-
Sayın ceycet ,
Tam da bu konu hakkın da düşündüğüm bir dönem de böyle bir konu başlığını açmış olmanız benim için hoş bir tesadüf. Takip ettiniz mi? Bilemem, fakat aynı merakla ben de sizin aradığınız cevapları arayan bir konuyu forum da açmıştım ( Masonluk? Nerede? ). Belki sorumu tam düşündüğüm gibi soramam yüzünden pek aydınlatıcı geri dönüşlerin olmadığını belirtmeliyim. Şimdi bu konu başlığı sizin özgün soruş şeklinizle aslın da benim beklediğim cevapları da kapsayacak.
Sizden biraz arsızca şunu isterim ,lütfen bu konu hakkın da biraz daha ısrarlı olun. Ben bu konu da yazılacakların masonluk'u anlamada bize çok yardımcı olacağını düşünüyorum.
Saygı ve teşekkürlerimle
-
Sn. ADAm değerli büyüğüm çok douyurucu bir cevap verdiniz kendi adıma çok teşekkür ederim sn. ceycet'te iyiki bu konuyu açmış forumda bence çok iyi bir fikir fırtınası oluyor çok teşekkürler
Saygılarımla...
-
Sn.Ceycet .Sn.Prometheus Sn.Enelsır
Forumda siz varken dahada farklı dahada hoş muhabbetler olmuştu.
Hepinizi özledim.
Not:Sn.Ceycet sorduğun soruların Sn.Prometheus temennilerinin hala bir karşılığı yok.
-
Gerçekten, sayın Prometheus, sayın Ceycet ve sayın Enelsır'ı çok özledim. Keşke izleyici olarak da olsa sitemize katkıda bulunsalar. Kendilerini özlemle anıyorum.
Saygılar-sevgiler.