Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Psikoloji - Ruh bilimi => Konuyu başlatan: shemuel - Mayıs 13, 2007, 03:00:14 öö
-
Beynin belli bölümleri aşkın başlatılması, ilerletilip, doyuma ulaştırılmasında farklı derecelerde rol almaktadır. Beyin korteksi ( dış yüzeyi) kişinin duygusal ve cinsel anlamda yaşadıklarından öğrendiklerini daha sonra kullanılmak üzere depolama işlevini görmektedir. Beynin frontal korteksi ( beynin ön bölgesini örten beyin dış yüzeyi) kişiler arası ilişkiler, duygusal ve cinsel seçimlerde ve kişisel eğilimlerde görev alacak öğrenme işini üstlenmiştir. Bazal ganglion olarak adlandırılan “accumbens çekirdeği” bir ilişkiyi ya da cinsel işlevi başlatmada ve zevk alma işlevinde uyarıcı görev üstlenmektedir. Gene buraya komşu “striatum” bölgesi karşı cinse olan duygusal ya da cinsel çekimi izleyen dönemde yapılacak hareketleri kolaylaştırma , ilgiyi aktif eyleme dönüştürme konusunda ön plandadır. Duygusal yaşantılamada en büyük rolü üstlenen limbik sistem görerek, işiterek, koklayarak ve dokunarak bir takım hislerin edinilmesinde ve duygusal çekim hissetmede önemlidir. Daha önce öğrenilen bilgiler ve yeni edinilen izlenimlerin birleştirilmesi gene bu alanda gerçekleştirilmektedir. Hipotalamus ön çekirdeklerinde erkeklerden beklenen duygusal ve cinsel davranışlar yönetilir.erkeklik hormonu “testesteron” ve dopamin adlı bir başka hormon bu sistemi aktive etmektedir. Hipotalamusun arka çekirdeklerinden kadına özgü cinsel ve duygusal yaşantılar yönlendirilmektedir.bu sistem de kadınlık hormonu olan “ östrojen” ve serotonin dediğimiz başka bir hormonca aktive edilir. Son olarak hipofiz bezi de beyinden çıkan yapılması uygun bulunan davranışların, hissedişlerin vücudun gerekli organlarına iletilmesini sağlar.
Testesteron, östrojen, melatonini uyaran hormon , tiroid bezi hormonları,progesteron ve prolaktin düzeylerinin artışı cinsel çekim ve eylemleri kuvvetlendirirken; serotonin, dopamin ve GABA denilen hormonların düzeylerindeki artışlar bu durumu azaltmaktadır.
İçinde büyüdüğümüz ailenin bize etkileri ve oluşan alışkanlıklarımız yanında toplum içinde karşılaştığımız bazı olumsuz, örseleyici durumlar da aşkın hissedilişi ve yaşantılanmasına yön vermektedir. Bunlar arasında ailenin aşırı baskıcı ve kısıtlayıcı yapısı, ailede kişinin kendi cinsiyetinden olan ebeveyni ile ilişkileri, onu örnek alabilme durumu, karşıt cinsiyetteki ebeveynin kişiye ve aynı cinsiyetteki ebeveyne olan yaklaşımı, daha önceleri yaşanılan çeşitli boyutlardaki fiziksel, duygusal ve en çok cinsel tacizler sayılabilir. Bu durumlarda kişilerde travma sonrası stres bozuklukları, dissosiyatif bozukluklar, depresyonlar ve kaygı bozuklukları oluşturup, sinir sistemimize ait hormonel dengeleri bozarak insanlarla etkileşimi dolayısı ile aşkın kimyasını olumsuz etkilemektedirler.
Yaşanılan bazı vücutsal sorunlar ve hastalıklar da kişilerle ilişkileri ve karşı cinsle ilişkileri olumsuz etkilemektedir. Kişide yaşın ilerlemesi eğer yetersizlik, pişmanlık ve değersizlik duygularını oluşturursa, kişi zamanında sağlam dostluklar, doyum sağlayıcı işler yapmışsa, kendisiyle barışık olduğundan ileri yaşlarda bile aşkı gençlik yıllarındaki kadar kuvvetli yaşayabilir.
Mevsimlerin etkisi de aşkın yaşanmasında önemlidir. Özellikle bahar ve yaz aylarında güneş ışınlarının insan hormonel sistemine etkileri aşkın daha yoğun hissedilmesine yol açar. Bahar ve yaz ayları tüm doğanın canlanıp,uyanmasına yol açtığı gibi duygusal bakış açımızı da zenginleştirip, cesaretlendirir. Melanosit denen vücuda renk veren hücreler, bu aylarda artar, bu da daha çok bu aylarda gerçekleşmektedir
-
Aşk beyinde çikolata etkisi yaratıyor
Amerikalı araştırmacılar, âşık olan insanın beyninde meydana gelen kimyasal değişiklikleri fMRI (Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme) yöntemiyle belirledi. New Jersey'deki Rutgers Üniversitesi'nden Dr. Helen Fisher ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre, âşık olmak beyinde enerji ve neşe merkezlerini harekete geçiriyor.
Hoşlandıkları kişilerin fotoğraflarına bakarken beyin aktiviteleri taranan kadın deneklerin duygusal yoğunluk, dikkat ve ödül almış gibi sevinme belirtileri gösterdiği, erkeklerin beyninde ise cinsel olarak uyarılma mekanizmalarının çalıştığı saptandı. Araştırmada ayrıca âşık olan insanın beyninde çikolata yerken aktif hale gelen bazı merkezlerin çok faal olduğu da görüldü.
(http://www.milliyet.com.tr/content/kadin/kad017/resim/kadin27.jpg)
-
Öhöö öhö öhöö :)
-
Öhöö öhö öhöö :)
Geçmiş olsun.. :)
-
Aşk her zaman 18 yaşında, Ruh canlı ve diridir.
Geceleri Yorgun beden yatağında yatarken,
Aşık ruh durmak istemez.
Kendini atar bedenden dışarı, Ay ışığı ve yıldılzar eşliğinde sevgilisini arayıp bulur.
el ele tutuşup hiç yorulmadan saatlerce dans ederler ..............................
-
Aşkın kimyası
aşkın ne kımyası vardır ne fızıgı
gercek olan sudur ılelebet
ask adı surdu ,sıırlerde hep
bazen ucarak bazen surunerek
ask adı gectı hıkayelerde hep
sevgı nerede bana gosterın der saır
halbukı hep ask agladı ıcınde oldu sıır
bu sıır benden abım samuelıdır...
-
Aşkın kimyası
aşkın ne kımyası vardır ne fızıgı
gercek olan sudur ılelebet
ask adı surdu ,sıırlerde hep
bazen ucarak bazen surunerek
ask adı gectı hıkayelerde hep
sevgı nerede bana gosterın der saır
halbukı hep ask agladı ıcınde oldu sıır
bu sıır benden abım samuelıdır...
çok ama Çoooooooooook duygulandırdın beni :'( :'( :'( kardeşim benimmmm..........
-
bir kış aksamıydı
soguk ama tatlı bır ruzgar
askı tutusturdu ellerıme
bır cıcek buketı gıbı
sevgı yanlız kalmıstı
hayat zordu
mahallaede bır sıs vardı sankı
dunden kalan
kalbımın sesı kulaklarımda uguldarken
bır yandanda saatımın sesı gelıordu
sonra anladım kı calan kapıydı bır kıs aksamıydı ve sacların bembeyazdı..
Itzhak
Shemuel ne düşünüosun şiirle ilgili? ;)
-
Güzel
senmi yazdın :D
-
hayır Itzhak yazmışş :D senin için..on emir,,mitsvalar sarmaınca seni aşk şiiri yazıım demiş işte belki ilgini çeker diye ::)
-
hayır Itzhak yazmışş :D senin için..on emir,,mitsvalar sarmaınca seni aşk şiiri yazıım demiş işte belki ilgini çeker diye ::)
Ne yapalım ruhum yok ki ne diyeyim
kalmışım gurbet ellerde yanlız tek başına :(
-
Sonbahar
düştü elleri içimdeki boşluğa,
su titredi, yaprak oynadı dalında.
kesti elimi yüzündeki kirpiği,
kalbimde bir çiçek açtı.. yine...
bir rüya olmalı gördüğüm,
gördüğüm bir rüya olmalı,
belki de belki de hiç uyandırmamalı...
sonbahar sonbahar olmalı,
sebebi sebebi sonbahar,
sonbahar sonbahar..
korkmuyorum hiç !
başla hadi!
sar karanlığına beni,
al en derinine hadi!
sar bikere sar bikere!
başla hadi!
vur yalnızlığınla beni,
yerden yere yerden yere hadi!
vur bikere vur bikere!
başla! yıka yağmurlarında beni,
ıslat yine ıslat yine hadi ağlat!
kaybet kaldırımlarında beni,
yürüt yine üşüt yine hadi!
korkmuyorum!
korkmuyorum!
çok sevdiğim bi şarkının sözleri bunlar da :) :)
-
tuana bir tanede kendin yaz aşkın kimyasına olsun :D
-
ben yazamam Itzhak yazsın o daha yetenekli bu konuda ;D :D
-
hüzün mısralarıydı okuduklarım..
kalemim kanla yazmıştı adını kalbime
ben yaşamaya alışmıştım sensizlikle
büyük bir aşk gizleniyordu sözlerimin gerçeğine.
bu hayat sendin
sen hayattın
belki uzak
belkide çok yakındın
benliğine değil
ruhuna aşıktım
seni hiç görmesemde
tanımıştım....
isabell
-
Sesleniş
Ben başka bir ben olurum bulutların üzerinde
Bulur seni ruhum ötelerin ötesinde
Gül yağar sanki göklerden üzerime
Bir güneş doğmayı bekler gökyüzünde
Bir haber söylersin bana maziden atiye
isabell
-
dalından düşen son yaprak
tüm solgunluğuna rağmen ayakta durmaya çalışıyor.tükenen gücüyle aşkın umudunu yitirmiş,gelinciğin narin yaprağı gibi savrulan bedeni ve titrek elleriyle mum ışığını söndürmüştü.geçmişin izlerini silmişçesine gülümsüyordu çehresi.narin teni gülpembeye dönmüş,aşkın acısısnı yüreğinin en derinine gömmüş.ve günlerden beri yazarak yarıladığı kitabın kapağını kapatırken onu bir umut ışığı doğmuşçasına kucaklıyordu.başından geçen hadiselerin sızısı yüreğini derinden etkilemiş,ruhunu belkide karadeliklerin gizemli dünyasına taşımış,belkide yıllarca beklediği aşkını bu kitabın sayfalarına saklamıştı.gözünden dökülen iki damla göz yaşıyla,artık umutlarına son verircesine yazdığı kitabı rafa kaldırırken yüreğindeki bir parçadan ayrılıyordu sanki.hüzün bulutları yükselmişti ruhunda,en büyük hayalini yitirmişçesine dönüyordu yalnız ve mahzun hayatına. siyaha yakın rengiyle göklerin gizemine doğru yol alan uzay gemisinin ardından çok sevdiği uzun boylu arkadaşını yitirmişçesine anlamsız bakıyordu etrafa.ona ne kadar isterdi karadeliklerin gizeminden bahsetmek,prizmanın ışıklarının girdabında gerçek ailesine kavuşmak.hayalindeki tatlı hulyalara dalmış gözlerini kapattığında ruhu sevgilisinin ruhunu kucaklamıştı çoktan...
isabell
-
Karşılıklı anlayış hoş görü zamanla dönüşür sevgiye,
sevgi kişiler arasındaki paylaşımın ve saygının bir andlaşmasıdır.
Aşk ise aniden insan ruhuna düşen bir çığ gibidir.
Sevgi mantıkta , Aşk ise ruhta ve kalptedir.
Mantık sevgiyi sorgulayıp yönlendire bilir,dilerse bir kalemde siler atar.
Ruh ise tam tersine Aşk karşısında çaresizdir, Hataları görmez.
Teslim olur bırakır kendini Aşkın kollarına ve uykuya dalar.
Ruh uyanmak istemez bu derin uykudan ,
Ne görür
Ne duyar
Nede konuşur.
Kalp deli gibi çarpar ve ruh sadece Aşkı dinler.
Sınırları aşıp dengini bulur.
-
sevdan yüreğimi dağlardı gecelerde
mahzun bakışlarında kaybolurdum
sessiz aşkıma şahitti çağlayanlar
ben sevdamı sensizliğin hüznünde sakladım
vadilerin yamacında açmıştı o nadide çiçek
narin bedenine vururdu sabahın kırası
siyah gecelerinde beklerdi, hasretin bitmeyen sızısı
sevgilinin gözyaşlarıyla, toprağa karışsın diye son damla kanı
-
sevgili isabell kardeş öncelikle şiir çok güzel
Aşk şahit istemez artı burada bir özlem arzu ve istek görüyorum.
bir bekleyiş var .Bedenimizin dışına çıkamıyoruz.
Görüyoruzki bir ağlama göz yaşı var.
Siz hiç gelincik çiçeği gördünüzmü?
dokundunuzmu?
sevip koklamaya çalıştınızmı?
Gelincik çok güzel bir çiçektir
Güzelliği ile adeta sizi büyüler
işte bu güzellik,
sevip koklamaya yada dokunmaya gelmez.
o kadar naziktirki anında dökülür yaprakları geriye bir güzellik kalmaz.
aşık olan içinde,
Aşığı bir gelincik gibidir.
Dokunmak ister ama dokunamaz
Onu incitmekten korkar
Sadece seyreder büyük bir hayranlıkla....
işte yaşam dışı ruhani Aşk
-
Aşk, narsizmdir.
Kendimiziz her aşkta arayıp durduğumuz, peşinde olduğumuz...
Bir omza sığınmanın şefkatinde de, bir göğsü dişlemenin şehvetinde de kendimize açılan kapılar var.
Sevda, çevrildikçe içimizin farklı ışıklarını yakan eğlenceli bir kaleydoskop gibi başımızı döndürüyor.
Ve biz, hep baharı takip ederek dünyayı gezen bir gezgin gibi içimizdeki eski baharları arıyoruz.
-
Taze bir nergis verin sevgilinize...
Sonra da, nerede baharsa mevsim, rotasını oraya çevirip içindeki eski baharlara koşan bir gezgin gibi "Bahar getirdim sana" deyin, baharın elinizde olduğunu unutmadan...
Gözlerinizdeki ırmağa baktığınızda kendinizi göreceksiniz; dikkat edin de hayran olup düşmeyin!
Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin...
-
Kendimiziz her aşkta arayıp durduğumuz, peşinde olduğumuz...
daha iyi bir ifade olamazdı
-
Gözlerinizdeki ırmağa baktığınızda kendinizi göreceksiniz; dikkat edin de hayran olup düşmeyin!
Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin...
galiba ben çoktan boğuldum bile ;D
-
Gözlerinizdeki ırmağa baktığınızda kendinizi göreceksiniz; dikkat edin de hayran olup düşmeyin!
Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin...
galiba ben çoktan boğuldum bile ;D
Rahmetliyi çok severdik :) ;)
-
"kavuşamazsın, aşk olur."
- Aşık Veysel
-
"kavuşamazsın, aşk olur."
- Aşık Veysel
Ama doğru söylemiş kavuştuğun zaman aşk olmaz aşk bitebilir
O zaman ne diyebiliriz :Kavuşursun ,Üreyip çoğalma olur
-
"kavuşamazsın, aşk olur."
- Aşık Veysel
Ama doğru söylemiş kavuştuğun zaman aşk olmaz aşk bitebilir
O zaman ne diyebiliriz :Kavuşursan Üreyip çoğalma olur
Aşkın ömrü zaten 3 yıl, o arada ürersen çocuk var ayrılmayalım hikayeleri başlayabilir :D