Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: sundance - Şubat 16, 2011, 02:27:24 ös
-
Tüm dünyada Mavi Loca öğretileri aynı mıdır ?
Saygılarımla
-
Sn. Sundance,
Cok genel bir soru sormussunuz, elimden geldigince aciklamaya calisacagim. Forumun bazi uyelerimiz ben bu soruya cevap verince muhtemelen karsi cikacaklar ancak yine de fikrimi beyan etmek istiyorum. Benim bu soruya cevabim, evet aynidir olacaktir. Cunku bahsini ettiginiz konu Masonlugun en temeli - kendisi - olan Mavi Loca ogretileri. Tum dunyada "Muntazam" Masonik Teskilatlanmalar ayni ogretileri sunarlar. Ancak bu demek degildir ki Kardeslerimiz sadece o ogreti ile sinirli kalmalidir. Bilakis, Masonluk, her uyesine dusunmeyi, sembollere anlamlar yuklemeyi empoze eder.
HKMBL Buyuk Ustadi Sn. Remzi Sanver'in Fatih Altayli ile yaptigi program esnasinda soyledigi, benim de cok hosuma giden bir enstantaneyi sizinle paylasmak isterim. Fatih Altayli her seyi goren gozu sordugunda Remzi Sanver hem Masonik ogreti acisindan hem de bir Kardesimizin kendi yorumlamasi ile cevap verdi. Remzi Sanver, kendisine seneler once "O goz bana durmadan bakiyor, ve Loca disinda bir Masona yakisir sekilde davranmam gerektigini bana hatirlatiyor" diye aciklamada bulunan bir Kardesimizin yorumunu paylasmisti.
Ozetlemek gerekirse, evet Masonik sembollerin anlamlari, baska bir deyisle Masonik ogreti dunyanin her yerinde aynidir. Ancak tabi ki Kardeslerimiz de bu ogretiyi istedikleri gibi yorumlamak sansina sahiptirler.
Sevgi ve saygilarimla,
Noah
-
Sayın Noah,
Öncelikle yorumladığınız için minnettar olduğumu belirtmek isterim.
Yorumunuzdan anladığım kadarıyla; temel olarak Mavi Loca çalışmaları, dünyanın her yerinde aynıdır. Ama doğal olarak bazı yorumsal farklılıklar görülebilir. Umarım doğru anlamışımdır.
İkinci bir sorum olacak. Bir başka ülke de Masonluğa kabul edilen bir Mason, bildiğim kadarıyla; özel sebeplerden veya iş durumundan dolayı, bir başka ülkede çalışmalarına devam edebiliyor. Bu eğer doğruysa, sadece Rit çalışmaları için geçerli bir durum mudur ? Yoksa Mavi Loca da 1. derece olan bir Mason, bir başka ülkede de çalışmalarına devam edebilir mi ?
Yorumunuzdan anladığım kadarıyla. Bir başka ülke de çalışmalarına devam eden bir Mason, yorumsal farklılıklar haricinde, temel olarak aynı öğretileri alacaktır; sonucunu çıkartabilir miyiz ?
Saygılarımla
-
Sn. Sundance,
Evet, dusuncelerimi dogru sekilde aktarabilmisim. Sordugunuz soru ortaya Obediyanslar arasinda farklilik gosteren tuzuksel bir hadiseyi ortaya cikariyor. Eger ki Cirak Derecesindeki bir Mason isleri veya herhangi bir sebepten oturu baska bir ulkeye gecici sureligine gitmis ise onunde iki secenek vardir. Birincisi "ziyaretci" statusunde calismalarina devam etmek, digeri ise "uye" olarak calismalarina devam etmek. Ilk bakista kafa karistiran bir kavram olarak gorunse de aslinda cok basit. Ziyaretci olarak katildiginiz bir Locada sadece toplantiya konuk olabilirsiniz, baska bir deyisle, Kalfa ve Usta derecesine olan ilerlemeniz bu Locanin bagli oldugu Buyuk Loca tarafindan yapilmayacaktir. Ancak uye olmaniz gerekir. Tabi bu benim soyledigim Amerikadaki Obediyanslar icin gecerlidir. Basta da belirttigim uzere Obediyanslar arasinda bu konunun farklilik gosterdigini biliyorum. Bazi Obediyanslar ise cift (dual) uyelige izin vermektedir. Bu su demektir; bir Mason hem Ohio Buyuk Locasina hem de HKMBL ye uye olabilir. Eger ki Cirak veya Kalfa Mason mensubu oldugu Buyuk Loca haricinde herhangi bir Buyuk Locaya uyelik basvurusunda bulunursa, basvurdugu Buyuk Loca oylama yaparak bireyi arasina kabul eder. Bu durum bazi uyelerimiz tarafindan tuhaf karsilanabilir, lakin hep soyledigim gibi Amerikadaki uygulamalari size aktariyorum.
Konu Ritlere geldigi zaman uygulamanin nasil oldugunu tam bilmiyorum, bu sebeple sorunuzun bu kismini, bu konuda bilgisi olan Skoc Riti Masonu Kardeslerime birakmak istiyorum. Eminim onlar benden cok daha detayli bir sekilde sorunuzu yanitlayacaklardir.
Son olarak, evet, dogrudur.. Bir "Muntazam" Mason orgutune mensup sahis, dunyanin her yerinde benzer Masonik ogretiyi alacaktir, ancak yorumlama metodu bireyin kendisine kalmistir.
Sevgi ve sagyilarimla,
Noah
-
Sayın Noah,
Ayrıntılı şekilde açıklamalarınız için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla
-
HKMBL'nin ziyaretçiler ve/veya üye olarak çalışmalar devam etmek isteyenler için yaklaşımı nasıldır ?
Saygılarımla
-
Bu gibi konular açıldığında ben hep aynı noktaya, kullanılan aynı sözcüğe takılıyorum: "muntazam".
Nedir bunun Türkçesi? "düzenli". Ben dilimizin özlüğüne bağlı kalarak bunu yeğliyorum. Daha anlaşılır buluyorum.
Bir mason örgütü için, kimileri onun düzensiz olduğunu söylüyor.
Kim karar veriyor buna? Hangi kritere göre öyle? Masonluğun bu bağlamda bir üstün yetkesi, bir karar verme organı mı var? Kimileri onun da olduğunu söylüyor.
Peki dünyadaki tüm mason örgütleri adına o "yetke^" sayılar kuruluş bunu nasıl elde etmiş?
Çoğunluk onun yetkesini onaylamış.
Ha, demek ki dünya çapında bu bağlamda bir demokratik işleyiş var. Bir tür seçim yapılıyor. Çoğunluk ondan yana. Çoğunluk düzenli, azınlıkta kalanlar düzensiz. Çoğunluk iyi ve doğru yapıyor, azınlık kötü ve yanlış. Çoğunluk ne derse o olur.
Demek işleyiş böyle.
Ancak bu bağlamda işin keyifsiz olan yari, birileri (çoğunluk) ötekilerinin (azınlık) düzenli olmadığını yani düzensiz olduğunu söylerken bunu âdeta bir küçümser hatta bir kötüler tarzda kullanıyor.
Bu da Masonlğun evrensel ilkelerine uygun düşmüyor ve mason olduklarını söyleyenlere pek de yakışmıyor.
Bu işin bir diğer ilginç yanı o çoğunluğun azınlıktan hayli çekinir olması... Çünkü çoğunluğun arkasında bir politik-ekonomik güç var. Çoğunluğun bir de yer yar çağ dışı kalmış katı ilkeleri var. Çoğnluk Masonluğu evrensel olarak göremiyor. Evrenselliği ancak kendi güdümü altında tanımlıyor. İpleri ille de kendi elinde tutmak istiyor. Acaba bu tutumu, ötekileri kukla gibi oynatabilmek için mi?
Sanmayın ki konunun dışına taştım. Hayır, konumuz mavi loca.
Demek dünya yüzünde düzenli ve düzensiz denilen mave localar var.
Nedir bunların farkı? Örgütsel bakımdan kimileri dolaylı olarak o "yetke" tarafından "tanınmış", kimileri tanınmamış.
O^"yetke" ABD'ndeki Prince Hall mavi localarını düzenli olarak tanıyor ama aynı ABD'ndeki diğer büyük localar oralı değil. Ne olacak şimdi?... Prince Hall locaları düzenli mi, değil mi?
Gene ABD'nde her yıl yayınlanmakta olan bir büyük localar listesi var. Genellikle yayımcısının adıya "Pantagraph" diye anılıyor ama başında "Regular Lodges Masonic" (Masonik Düzenli Localar) yazar. Bilmem bu sitenin üyesi olanlar hiç o yayını şöyle bir gözden geçirdi mi? Kendi içlerinde A B'yi düzenli olarak tanır; C'yi tanımaz ama B C'yi de düzenli olarak tanır. C'ye sorarsanız A onu düzenli olarak tanımasa da o A'nın düzenli olduğunu onaylar. Karmakarışık bir durum.
Demek ki bu "düzenli" oluşun dünya çapında genel geçerli bur kuralı yok. Her birinin kendine göre bir benimseyişi var.
Peki bir de içeriğe bakalım, fark nedir diye?... Kimileri mabetlerini şöyle düzenliyor, kimileri bir başka türlü. Kimileri kutsal kitapları öncelikli tutuyor, kimileri bu bağlamda daha toleranslı. Kimilerinin ritüelinde şöyle bir ayrıntı var, ötekilerin bir diğeri. Mavi localarda uygulanmakta olan ritüeller arasındaki farkları saptayabilmek için, hepsini yan yana iki sütuna yazıp, değişik uygulamaları teker teker ayıklamanız gerekiyor. Bu zahmete katlanırsanız, sonunda farkların "devede kulak" kaldığını görüyorsunuz.
Dolayısıyla, dünyanın hemen her yerinde mavi localar birbirinin aşağı yukarı aynısıdır demek hiç de yanlış sayılmaz. Aritmetiksel bir değerlendirme yaparsak bu fark için %5 diyebilir miyiz acaba? Yoksa o kadar da mı değil?
Bütün bu patırtı, bu yok düzenliydi ya da düzensizdi tartışması bu fark için mi?
Sokaktaki adamın Masonluk bağlamında böyle bir ayırım güttüğü yok. Masonluğun asal amacı ise işte o sokaktaki adam. Şu halde tüm mason locaları bu tartışmaya bir son verse de asal amaçlarının gerçekleştirilebilmesi doğrulmtusunda ilerlese el ele, omuz omza, güç birliği ile nasıl olur?
-
Bu gibi konular açıldığında ben hep aynı noktaya, kullanılan aynı sözcüğe takılıyorum: "muntazam".
Sizce nasıl olmalı sn ADAM?
Landmarkların üzerini çizip,tartışmaya açıp,veya değiştirip sonrada adına Masonluk denilen örgütlermi kurulmalı bunların hepside Mason olarak mı kabul edilmeli.
Örneğin Hizbullahçı lar oturup bir ritüel yazsalar düzenli toplansalar orgütün adınıda Hizbullahçı Mason Kardeşler olarak koysalar Mason mu olacaklar.Sonuçta Hizbullah Allahın yolu demek. ee bizde tanrıya inanıp onun yolunda yürümeye çalışıyoruz.Bu pencereden bakınca farkımız yok.
Hizbullah ci masonlar,kadın masonlar,Eşcinsel masonlar,komunist masonlar,Ateist masonlar isimli yüzlerce fraksiyon birbirleri ile kardeşlik bağı kurup mutlu mesut geçineçek mi? Yoksa birbirlerini mi boğazlayacak?
Böyle bir projeyi anca Harun Yahya savunur.
Anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirin bakın Türkiye kalıyormu?
Saygılarımla
-
Sayın Mysticprovacateur bana çok kızmış anlaşılan...
Oysa ben ne provokasyon yapıyorum ne de polemik yolu açmaya çalışıyorum.
İki şey söylemek istiyorum:
1- Bir "Muntazam Masonluk" kavramı tutturulmuştur gidiyor. Böyle tanımlamalı bir sıfat kullanılınca doğal olarak bunun antitezi de vardır. Muntam Masonluk diye bir kavram kullanılabiliyorsa, bini kullananlar kendilerine göre bir de "Muntazam Olmayan Masonluk" diye tarnımlama yapmaktalar demektir. Berikilere bakalım yani bir kanadın muntazam olmadığını ileri sürdüklerine... Onlar da kendilerine muntazam diyenler için birtakım sıfatlar kullanıyor: Gelenekçi, tutucu hatta dogmatik. Nitekim geçtiğimiz yıllarda Avrupa'da AMIL diye bir uluslararası örgüt kurulmuştu. A harfinin açılımı Adogmatik diye veriliyordu. Bu da öte yanda dogmatik nitelikli bir Masonluk olduğunu vurguluyordu. Şu "muntazam" sıfatını sevmediğim, bunun yerine "düzenli" sıfatını benimsediğim halde onu kullanarak bir kez daha sormalıyım: Prince Hall locaları muntazam mıdır? Muntazam ise kime göre muntazamdır, kime göre değildir? Niçin muntazamdır ya da değildir?
2- Dilleri dolanmış olan bir "Landmarklar" kavramıdır gidiyor... Bunların neler olduğunu soruyorum, kimse yanıt vermiyor. Kendisini dünyadaki Masonluğun tek otoritesi olarak ileriye süren İngiltere Birleşik büyük Locası'na Masonluk'taki Landmarkların neler olduğunu soruyorsunuz. Buna "Her mason bunları bilir." diye yanıt veriyor. Tıpkı Bektaşî'nin imam ile yaptığı söyleşinin sonunda «Sen şuna yok diyeceksin ama dilin varmıyor.» dediği gibi. 1720 yılında George Payne kuyuya bir taş atmış; çıkar çıkarabilirsen.
Şu önceki yazımın en sonunda yazmış olduğum şeyi kendi sözcüklerimle belirttim. Ancak biliyor musunuz acaba ki bu söz aslında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Önceki İEn Muhterem büyük Üstaatlarından birinin belgelenmiş bir konuşmasının aktarılışıdır?
Birçok ülkedeki Masonlukta bu muntazamlık ve muntazamsızlık üzerinde yurdumuzda olduğu kadar durulmuyor. Çok daha sıkı olarak durulmuş olduğu bir dönem vardı: 1927-1950 yılları arası. Sonunda korkulu bir düş durumuna gelmiş olan AMI'nin dağılması sağlandı; rahat bir nefes alındı. Hele Alpina'nın girişimiyle Winthertur'un Beş Noktası ve ardından 1954 yılında bağıtlanan Lüksemburg Antlaşması da bir işe yaramayınca, sırtlar koltuğa iyice yaslandı. Zincirler gevşetildi. Şimdi o muntazam olmadığı söylenen locaların üyelerinden kimileri, muntazam olduğu söylenen locaların toplantılarına katılabiliyor Masonluğun en önemli ilkelerinden biri olan toleransın yaşatılabildiği yerlerde. Hele muntazam olduğu söylenen locaların üyelerinin muntazam olmadığı söylenen locaların toplantılarına katılmalarına hiç ses çıkarılmışor; bununla ilgilenilmiyor bile. Çünkü Masonluğun ilk ve en önemli temel ilkesinin ise ÖZGÜRLÜK olduğuna içtenlikle inanıyor ve özgürlüğün sadece loca toplantılarında değil, her zaman ve her yerde geçerli olmasına özen gösteriyorlar.
Biz Türkiye'de sanırım epeyce fırın daha ekmek yemeliyiz.
Yoksa ekmek yemekten cayıp da balık mı yesek her öğünde? Özellikle de hamsi...
-
Sayın Mysticprovacateur bana çok kızmış anlaşılan...
Sn Adam,
Biz Masonlar muhafazakar tiplerizdir Landmak dedinizmi akan sular durur.Hatta geçen toplantıda bir kardeşim Landmarkları eleştiren bir konuşma yapmaya kalktı Üstadı Muhterem hemen tokmağı masaya vurdu konuşmayı kesti koruyucuya emretti ve usulünce bu kardeşin dili kesildi.Kesik dil şu anda kardeşlerce bilinen geometrik noktada sergilenmekte.
Çok sinirliyim size çokkkk :)
Şaka bir yana gözümde değerli birisiniz size asla kızmam sayın adam.
Saygılar
-
Ben Sayin ADAM ile bu konuyu tartismaktan vaz gecmistim cunku hem kendisinin hem de benim fikrim degismiyor, degismeyecegi de asikar. Ancak bu sefer Prince Hall ile ilgili bir soru ortaya atilmis hem ona dikkat cekmek, hem de Sayin ADAM'in " Çoğunluğun bir de yer yar çağ dışı kalmış katı ilkeleri var" fikri ustune bir iki soz soylemek istedim.
Birinci olarak Prince Hall Masonluguna bakalim. Prince Hall Masonlugu yakin tarihe kadar Amerika'daki "Muntazam" Masonluk tarafindan taninmamaktaydi. Bunun iki tane nedeni vardir:
1. Rituellerinin ve Landmark larinin dogrulugundan emin olunamamasi
2. Amerika'daki malum Siyah-Beyaz cekismesi (Ne yazikki bu hala gunumuzde de cok az da olsa devam etmektedir)
Hal boyle olunca isler biraz dallanip budaklaniyor. Ancak benim bagli oldugum Buyuk Loca, Prince Hall'i Muntazam olarak tanimasina ragmen diger bazi Buyuk Loca'lar tanimamaktadir fakat bu Buyuk Localarimiz arasinda bir husumete mahal vermemektedir.
Eger Prince Hall'in Masonik anlayisina, Rituelik calismalarina, ve de Landmarklara bagliliklarina bakarsaniz, her hangi bir Muntazamn Loca'dan ayirt edemezsiniz. Hatta belki bazi konularda daha bile basarili olabilirler. Kendi gozlemimden, ve tanidigim bir kac Prince Hall mensubu Kardeslerimin soylemlerinden yola cikacak olursam oldukca iyi durumda olduklarini soyleyebilirim.
Gelelim "cag disi"liga...
Sayin ADAM'in yazisini okudugumda kendime sordum "Nedir cag disilik?", Evrenin yuce bir yaratani olduguna inanmak ve aramiza katilmak isteyen faziletli kisilerden de aynisini beklemek mi? Kendimize/ Erkeklere ozel bir grup olarak devam etmemiz mi? yoksa yuzyillardir sure gelen gelenekleri koruma cabamiz mi? Bence bunlar cag disilik olarak nitelendirilmemelidir.
Bizler Muntazam Masonlar olarak her zaman geleneklerimize/kurallarimiza sadik olmusuzdur ve olmaya devam etmek de her Masonun boynunun borcudur. Masonlukta sirlarin ifsa edilmesi ne kadar buyuk bir suc ise, yeni adetler cikartmak da o kadar buyuk bir suctur.
1717'de kurulmus olan ilk Buyuk Loca, Spekulatif Masonlugun ilk "RESMI" kaynagidir. Hal boyle olunca "Muntazam Masonluk" kavrami cok guzel yerine oturuyor. Ne kadar tartisilirsa tartisilsin, ne denirse densin bu Buyuk Loca'nin cizdigi yolda ilerlemeyen kimse Muntazam Mason olarak anilamaz, kimse kusura bakmasin.
Simdi degerli okuyucular diyecekler ki Potentate cok kizmis. Bilakis! Ne kizgin ne de uzgunum, sadece artik biraz bikkinlik var. Temcid pilavi misali ayni konuyu farkli uclardan cekerek tartisiyoruz. Bir yigin ornek verebilirim ama vermeyecegim...
Muntazam Masonlar, guc politikasi gutme pesinde degildirler! Hele hele, aman biz tek olalim, bizden baska herkesi kukla gibi oynatalim mantiginda hic degildirler! Turkiye'de bir adet polis teskilati vardir onun disindakiler guvenlik sirketleridir. Pekala uniforma diktirip egitim verip insan calistirabilirsiniz ama bu sizi Turk Polis Teskilati yapmaz. Polis Teskilati sadece bir tanedir.
Baki Selam
-Potentate
-
Eh, Sayın Mysticprovaceteur'un dediklerine diyecek yok. Sadece şu muhafazakar tutum biraz geç kalmış. 1970 öncesinde Türkiye'deki masonlar hiç de öyle değilmiş. Yoksa onlar masondan sayımıyor muydu? Hiç olur mu öyle şey... Bugün bile sadece deveyi gütmekle yetinmekte olanların çoğunluğu oluşturduğunu biliyoruz bu bağlamda. Ancak bu bireysel çoğunluk, örgütsel değil. Durum Türkiye'deki siyaset sahnesine ne kadar da benziyor! Ancak ben burada siyaset konuşmak istemem zaten masonlara da yakışmaz siyaset konuşmak, ben de onlara uyarım.
Sayın Potentate'in dedikleri ABD'ndaki olguyu açıkça ortaya seriyor. Çok zamandan beri süregelen bu sorunun olabildiğince yakın bir tarihte doğru ve insancı çözüme ulaşması mutlaka hepemizin dileğidir. Ancak Sayın potentate 1717'den söz edince iş çapraşıklaşır. Yeryüzündeki ilk büyük locanın Londra Büyük Locası oluşu, İngilizlere bu bağlamda Masonluğun evrensel patent hakkını vermez. Ancak sorulur: 1717-1723 tarihlerinde belirlenmiş ilkeler 1813'te aynen korunmuş mudur diye.
Elbette dönüp dolaşıp Landmarlara geliriz. Sayın Mysticprovacateur bir kurgu mu düzenledi yoksa sahiden öyle mi oldu? Ben onun bir kurgu olmasını yeğlerim. Ancak sahiden öyle olduysa, bir başka şeyi daha anlarım: Bu forumda epeyce zaman önce şu Landmark listelerinden söz etmiştim uzun uzadıya. Sonra da yönetimden izin istemiştim Albert Pike'ın bu konuda yazmış olduklarını aktarmak için ama bu forum kurallarına aykırı düşeceği için kabul edilmemişti. Nedeni anlaşılabiliyor.
Peki, bu başlık altında tartışmaktan vaz geçelim çünktü dönüp dolaüşıp aynı şeylari söyleyeceğiz. Ancak bakın forumda çeşitli başlıklar altında bu konu güdeme getiriliyor hep. Eğer bana "Sen bu işe karışma. Bu konuda hiçbir şey yazma. Ortaylı karıştırma. Nerede Muntazam Masonluk terimini görürsen kaç, oraya hiç bulaşma." diyorsanız, tamam.
-
Sn. Adam,
Bu Forumda hiç kimsenin size "karışma, yazma, sus" diyeceğine inanmam.
Ancak, bir gerçek var ki, yine hiç kimse hayır diyemez. Hangi başlık altında geçerse geçsin, bir "muntazam - gayrımuntazam" kelimesinden sonra, hemen hemen aynı tartışmaları yapıyoruz. 3-5 iletiden sonra tartışma yatışıyor, ta ki kelime başka bir başlıkta tekrar kullanılana kadar :)
Ben bir başlık açıyorum bu konuda. Daha önce açılmış mı aramadım açıkçası. Ama hiç olmazsa başlık konularını kaybetmeden tartışabileceğimiz bir "yerimiz" olur. Hepimiz orada yazıp rahatça diyeceklerimiz anlatırız.
Saygılarımla.
-
Ancak benim bagli oldugum Buyuk Loca, Prince Hall'i Muntazam olarak tanimasina ragmen diger bazi Buyuk Loca'lar tanimamaktadir fakat bu Buyuk Localarimiz arasinda bir husumete mahal vermemektedir.
şimdi benim kafam karıştı bir aydınlatma istiyorum. spot lambası yakınız! efendim şimdi bazısı tanıyor bazısı tanımıyor ya negroları. şimdi negroları tanıyanlar ve tanımayanlar birbirlerini tanıyorlar anladığım kadarıyla, birbirini tanıyanlardan biri tanıyor diğeri tanımıyorsa tanıyanın düzenli olması tanımayan açısından sıkıntılı bir duruma girmez mi? yok girmezse dolaylı olarak tanımayan aslında negroları tanıyor demek değil midir? bu düzen tertip çok zor iş mi ya anladığım kadarıyla... 1717dede kurulan resmi kaynak ise, AF&AM ile F&AM'ler arasındaki fark nidir nedendir? antikler ile cağcıllar arasından bir fark olmalı ki biri antik biri çağcıl olsun. sonra bu nasıl bir araya getirilmiştir. getirilmiş midir? o halde 1813deki durum 1717nin aynısı mıdır? neyse ben topuklayayım. tertip düzen görünce uzamak gerek.
intizamını kaybetmez sevindirikliklerimle.
-
Tartışmayı yeniden alevlendirmek gibi olacak ama Masonik Landmarklar zaten değiştirilemez diye biliyorum. Ezoterik yapıya sahip ve inisiyasyon yoluyla üye olunan bir yapıda ki temel yapı taşlarının değiştirilebilir olması, ezoteriye ters !
Madem değiştirilemiyor zaten tartışmaya gerek yok, değiştirilebilir olsaydı zaten sanıyorum ki bugün Masonluktan bahsetmek mümkün olamazdı.
Herşeyin belli bir kaide ve usulleri vardır. Bir masayı ayakta tutan onun ayaklarıdır. Ayakları değiştirmeye kalkarsak masa sağlamlığını yitirir.
Herşeyi geçtim, Landmarkları okuyorum okuyorm, hangisinin değiştirilmesi gerektiğini anlayamıyorum. İçlerinden bir tanesi bile değişse Masonluktan bahsetmek mümkün olmayacak.
Niye gelenekçilik, bağlılık bu kadar ters geliyor anlamış değilim. "Geleneği olmayanın, geleceği de olamaz"..........
Saygılarımla
-
sinir taşları, ne ki? var mı bir listesi. benim bildiğim payne diye bir abimiz landmarklara uyacaksınız demiş uyuyorlar. sonra amerikada bir landmark listesi çılgınlığı başlamış, o da landmark bu da landmark diye diye uzattıkca uzatmışlar listeyi. sonra mesela türk masonluğunun landmarkları var mıdır? hani masonluk milli ya demek ki bizim masonluğumuzun da sınırtaşları son noktaları var nedir onlar? ikincisi bize ne abicim landmarklardan, mason muyuz biz? masonlar da zaten landmarklar hakkında tartışmaya girmez... anca biz söyler biz dinleriz... ki nihayetinde bu gördüğümüzdür, çün biz babadan böyle gördük.
bırakız bunlar bakışlarımla.
-
Bu tartışmada bu kez Sayın sundance düştü karşıma anlaşılan.
İki noktada: Birisi gelenekler öteki landmarklar.
Gelenekler konusunda sayın sundance'a katılıyorum. Diğer birçok kişi ile aynı görüşte Sayın sundance: Gelenekler değiştirilemez... Oysa ben değiştirilebileceğini, değiştirildiğini ileri sürüyorum. Bunun örneklerini de veriyorum. Ancak bunun zaman içinde olduğunu, gerektiğinde değiştiğini belirtiyorum.
Hani bir de kimileri günümüzdeki Masonluğun Operatif Masonluğun devamı olduğunu söylüyor ya... En çok takıldığım noktalardan biri de o. Daha en baştan Operaatif Masonluk döneminden kalma eski gelernekler pat diye değiştirilivermiş. Ardından daha birçok değişiklik gelmiş.
Biz belki bunların farkına varmıyoruz. Çünkü zaman değişiyor, koşullar değişiyor, ortam değişiyor, yürürlükteki geleneklerin çoğu (hepsi değil) bunlarla uyumlu kalıyor. Fakat değişmiş olanlar da var, zorunlu olarak. Çünkü kurumu yaşatmak gerek. Bir kurum köhnemiş geleneklerle yaşatılamaz.
Bir yanda töresel gelenekler var, diğer yanda örgütsel gelenekler. Töresel olanları daha dayanıklı. Örgütsel olanları çağın değişen koşullarına daha duyarlı. Örneğin mason giyim tarzı da bir gelenektir. Bugün hangi mason bir toplantıya 19. yüzyıl giysisi ile katılıyor? Bu bağlamda bir eski gelenek vardır: "Loca toplantısına kahverengi ayakkabı ile katılınmaz." Eminim ki günümüzdeki masonların birçoğu bu eski geleneği bilmez bile... Çünkü o geleneğin gerekçesi günümzde geçerliğini çcoktan yitirmiş durumda. Şimdi bunda gerekçesini göstermeden diretirseniz onu antık "batıl inanç" kategorisine koymak gerekir.
Gelelim Landarklara...
Hep sorduğum soruyu yineliyorum: Landmarklar denilen şeyler nedir? Neler landmarktır, neler değildir? Binları kim, ne zaman, nereye, nasıl ve hangi gerekçeyle yerleştirmiştir.
Daha birçcok soru var sorulacak bu bağlamda ama o ayrıntıları sonraya bırakalım. Şu Landmarklarıh nler olduğunu kim sıralayacak?
Anlaşılan Sayın sundance bunları biliyor. Belirtirse hepimiz öğreniriz.
-
Sayın ADAM, seve seve paylaşırım. Yalnız bende ki çeviri gerektiriyor ve oldukça ayrıntılı bi makale. Sanıyorum bazı kısımları forum kuralları dahilinde paylaşılamayacak yapıya sahip.
Eğer birkaç gün süre verirseniz, hem çevirisini yaparım hemde forum için uygun hale gitiririm.
Saygılarımla