Masonlar.org - Harici Forumu
		Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: M1TO - Haziran 04, 2011, 05:59:52 ös
		
			
			- 
				Din Değiştirme Motifleri
 Din değiştirme olgusunun çeşitli şekillerde olduğunu vurgulayan bir diğer
 araştırmada, Lofland ve Skonovd’ın motif teorisidir. Lofland ve Skonovd, din
 değiştirme ya da dindarlaşma üzerine yapılan araştırmaları değerlendirerek altı tip motif
 ortaya koymuşlardır. Bunlar, entelektüel, mistik, deneysel, duygusal, yeniden uyanış ve
 cebri (zorlama) (Lofland and Skonovd, 1981:373-385). Bu motifler sosyal ve tarihi
 duruma göre farklı devirlerde farklı frekanslarda ortaya çıkmıştır. Daha önceleri yaygın
 olan mistik motif günümüzde yerini genelde entelektüel motife bırakmıştır (Köse,
 1997:79). Şimdi bu motiflere kısaca değineceğiz.
 Entelektüel (intellectual) motifte, kişi gireceği din hakkında, kitap, televizyon,
 makale, konferanslar v.b. yoluyla araştırma yaparak bilgi sahibi olur. Bunun için
 gireceği ideolojiyle temasa girmesine gerek yoktur. Bununla beraber kişi alternatif
 fikirleri de dikkatle inceleyerek gireceği dine tam bir imanla girer (Lofland and
 Skonovd, 1981:376-7; Rambo, 1993:15).
 Mistik (mystical) motifte, duyulan ruhani bir ses ve mistik bir tecrübe
 neticesinde ani bir şekilde kişi din değiştirir veya dindarlaşır (Lofland and Skonovd,
 1981:377-8; Rambo, 1993:15).
 Deneysel (experimental) motifte ise, din değiştirmeye potansiyel olarak hazır
 hale gelen kişi ‘hele bir göreyim nasıl olacak?’ yaklaşımıyla yeni alternatifi denemeyi
 tercih eder. Din değiştirme kararı bu sürecin sonunda gelir. Kişi bir grubun ibadetlerine,
 faaliyetlerine katılır. İzafi olarak azda olsa bir sosyal tesir söz konusudur (Lofland and
 Skonovd, 1981:378-9; Köse, 1997:79).
 Duygusal (affectional) motifte, kişinin ileride tercih edeceği dinin mensuplarına
 karşı ferdi bağlılığı ve bu kişilerle arasındaki sıcaklık söz konusudur. Kişi gireceği
 grubun kendisine göstermiş olduğu sıcaklıktan etkilenerek din değiştirir. Burada bir
 sosyal baskıdan söz etmek de mümkündür (Lofland and Skonovd, 1981:379-380).
 Yeniden uyanış (revivalist) motifte, din değiştirme hadisesinden çok kişinin
 halen mensup olduğu dinde dini duygularının dindar bir grup veya kişi tarafından tekrar
 harekete geçirilmesi söz konusudur. Burada kişinin o andaki duygularının etkisi ile
 dindarlaşmaya karar verdiği görülmektedir. Yeniden uyanış motifi, duygusal yönü güçlü
 müzik ve vaazlarla karşılaşmasıdır (Lofland and Skonovd, 1981:380-1; Rambo,
 1993:15). Bu motife günümüzde azda olsa rastlamaktayız. Mesela, Hıristiyanlık
 içerisinde yeni bir hareket olan Moonculuk hareketini buna örnek gösterebiliriz.
 Cebri (coercive) motif, çok özel durumlarda ve nadiren meydana gelmektedir.
 Lofland ve Skonovd, bu tiple oldukça nadir din değiştirmelerin olduğuna
 inanmaktadırlar (Lofland and Skonovd, 1981:381-2; Rambo, 1993:15). Bu motifte
 beyin yıkama ile zorla ikna ile bir din değiştirme söz konusudur ve zorlama çoğu zaman
 karizmatik bir lider tarafından gerçekleştirilmektedir.
 
 Din Değiştirme Süreç Modeli
 Lofland ve Stark Batı’daki yeni dini hareketlerin psiko-sosyal açıdan
 araştırmalarında bir din değiştirme süreç modeli geliştirmişlerdir. Lofland ve Stark’ın
 geliştirmiş oldukları model, bağlam, kriz, anlam, karşılaşma, etkileşim, bağlanma ve
 sonuç şeklinde yedi aşamadan oluşmaktadır (Lofland and Stark, 1965:862-875; Rambo,
 1993:17). Kişinin yakın dönemdeki tecrübeleri ve dahil olduğu grubun üye kazanma
 metotları incelenerek ortaya konulan bu modele göre kişinin kendi toplumuna aykırı
 görünen bir gruba dahil olması sonucunu doğuran yedi safhalık süreci şu şekilde
 maddeler halinde sıralayabiliriz:
 1- Aşırı gerginlik hissedilmeli (bazen aşırı olmayabilir)
 2- Dini problem çözme bakış açısına sahip olmalı
 3- Bu bakış açısı onun kendi kendini ‘dini arayış içinde olan’ şeklinde
 tanımlamasını sağlayacak kadar kuvvetli olmalı
 4- Gireceği dine hayatın bir dönemeç noktasında rastlamalı, yolları kesişmeli
 5- Gireceği dinde bulunan bir veya birkaç kişi ile aralarında (önceden var olan)
 bir duygusal veya etkileyici bağ oluşmalı
 6- Gireceği dinin dışındaki kimselerle olan ilişkilerinde bir kesilme veya eksilme
 olmalı, bu tür arkadaşlıklara kapalı olmalı
 7- Gireceği dinin mensupları kendisine ehemmiyet vermeli ve aralarında aşırı bir
 ilişki meydana gelmeli, hareketin kendisine değer verdiği kanısına varmalıdır (Lofland
 and Stark, 1965:862-875; Köse, 1997:94-5).
 Bazı eleştirmenler bu modeldeki bazı safhaların dizilişine itiraz etmişlerse de, bu
 modeldeki özellikle beşinci ve yedinci aşamaların, tamamen sosyal karakterli olduğu
 görülmektedir. Bu aşamalar, kişinin gireceği grupta bir veya birkaç kişiyle duygusal ve
 etkileyici bir ilişki kurma ve gireceği grubun kendisine önem vermesi, ona bir kimlik
 vermesi ve onu diğer üyeleri gibi görmesi şeklinde ifade edilebilir (Kirman, 2004a:83).
 Türklerin bir arayış içerisindeyken İslam diniyle güneyden göç etmesi
 neticesinde Müslüman Araplarla karşılaşması sebebiyle tanıştığını ve Abbasi idaresinin
 Türklere gösterdiği ehemmiyet ve önemden ötürü kitleler halinde İslam dinine
 girdiklerini görmekteyiz. Bu da bize Türklerin İslam dinine geçişlerinde süreç
 modellerinden, dördüncü ve yedinci maddenin canlı olduğunu göstermektedir.